İfade özgürlüğü
İfade hürriyeti, ifade özgürlüğü (ya da konuşma özgürlüğü), Birleşmiş Milletler tarafından İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nde ilan edilen, birçok ülke tarafından kabul edilen, bireylerin veya toplulukların fikir ve görüşlerini sansür, yasal yaptırım veya tehdit korkusu olmaksızın ifade etme hakkıdır. Birçok devlet ifade özgürlüğünü anayasal koruma altına almıştır. Konuşma özgürlüğü ve ifade özgürlüğü siyasal bağlamda dönüşümlü olarak kullanılan terimler olsa da, ifade özgürlüğünün hukuki anlamı, iletişim araçları arasında fark gözetmeksizin bilgi ve fikirlerin aranması, erişilmesi ve yayılmasına yarayan her tür faaliyeti kapsar.
Türkiye'nin İnsan Hakları Evrensel Beyannâmesi tercümesinin 19. maddesi şöyle der:
"Her ferdin fikir ve fikirlerini açıklamak hürriyetine hakkı vardır. Bu hak fikirlerinden ötürü rahatsız edilmemek, memleket sınırları mevzubahis olmaksızın malümat ve fikirleri her vasıta ile aramak, elde etmek veya yaymak hakkını içerir."
Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme ise 19. maddeyi şöyle açıklar:
- Herkes engel olmaksızın fikirlere sahip olmalıdır.
- Herkesin ifade özgürlüğü hakkı olmalıdır; bu hak, her türlü bilgi ve fikirleri sınır olmaksızın, sözlü, yazılı, basılmış, sanat veyahut da herhangi dilediği bir medya ortamıyla öğrenme, alma ve verme hakkıdır.
- 2. bölümdeki haklar özel haklar ve sorumluluklar getirir. Bu doğrultuda bazı limitler kanunlar tarafıyla uygulanabilir:
- a) Başkalarının haklarına ve şöhretine saygı;
- b) Ulusal güvenlik, halk düzeni, veyahut da halk sağlığı ve huzuru.
20. madde de; şiddet propagandalarını yasaklar. 19. maddenin üçüncü bölümünde belirtilen iki bend, gerek monarşik, gerek militarist, gerek muhafazakâr rejimlerin talepleri doğrultusunda eklenilmiştir.
Bu tanımlara bağlı olarak ifade özgürlüğü mutlak olmayıp, ülkelere göre farklılıklar gösteren ve iftira, müstehcenlik, pornografi, kışkırtma, kavgacı sözler, nefret söylemi, gizli bilgiler, telif hakkı ihlali, ticari sırlar, gıda etiketleme, gizlilik anlaşmaları, mahremiyet hakkı, itibar, unutulma hakkı, kamu güvenliği, yalan beyan gibi çerçevelerle çizilen çeşitli sınırlamalar içinde uygulanır. Bu kısıtlamaları gerekçelendirmek için kullanılan prensiplerden birisi John Stuart Mill'in Özgürlük Üstüne eserinde "medeni bir topluluğun herhangi bir üyesi üzerine güç uygulamak, ancak başkalarını zarardan korumak için yapıldığında hakça olur" şeklinde belirttiği zarar ilkesidir.
Bazı ülkelerde ifâde özgürlüğü
değiştirAmerika Birleşik Devletleri
değiştirAmerika Birleşik Devletleri Anayasası Birinci Değişikliği ifade özgürlüğünü korur, buna göre:
- "Kongre herhangi bir dîni kurmak için, uygulamasını yasaklamak için, ifâde ve basın özgürlüğünü ya da insanların barışçıl bir şekilde toplanmasını ve devlete acılarını anlatmasını kısıtlamak için kanun çıkartamaz."
30 Aralık 1791'de çıkan bu kanundaki ifade özgürlüğünün kapsamı, devletin ırkçı ifadelere veya nefret söylemine karşı bile cezai yaptırımlar getirmesini engelleyecek derecede geniştir.
Avrupa Birliği
değiştirAvrupa Birliği'nin 2000 yılında yayımlanan temel kanunlarının 11. maddesine göre;
- Herkesin ifade özgürlüğü vardır. Bu hak; insanların fikirlere sahip olma ve bilgiyi halk otoritesi olmadan, sınırsızca alma ve verme hakkını tanır.
- Özgürlük ve basın kuruluşların çoğulculuğuna saygı duyulmalıdır.
Çin
değiştirÇin halk cumhuriyeti Anayasası'nın 35. maddesine göre;
- "Halkın Çin vatandaşları ifâde, basın, birleşme, ortaklaşma, ilerleme ve gösterme özgürlüğünden zevk alır."
Ancak; Çin'de yoğun bir sansür hâkimdir. Bundan Wikipedia ve Google gibi web siteleri de nasîbini almıştır. İnternet üzerine koyulan limitler arasında Özgür Tibet hareketi, demokrasi, Tayvan'ın bağımsız bir ülke olarak görülmesi, bir takım dînî organizasyonlar ve Çin Komünist Partisi hakkındaki tüm yayımlar bloke edilmiştir.
Danimarka
değiştirJyllands-Posten'de yayımlanan Muhammed karikatürleri ile yoğun tepki gören Danimarka'nın ifade özgürlüğü hakkında;99 sayılı kanunu şunu ilan eder:
- § 20 Herkes birinin düşünlerini yayınlama, yazma ve konuşma özgürlüğüne sahiptir; ancak adalet mahkemelere saygı duyarak. Sansür ve diğer önlemlerin engellenmesi yeniden koyulamaz.
Türkiye
değiştirTürkiye'de İfade Özgürlüğü konusunda; kanunlar çatışmaktadır. Anayasa'nın bir kanunu insanlara fikir özgürlüğü sunarken, tekrar Anayasa'nın başka bir bendi veya ceza kanununun başka bir kanunu da buna izin vermez.
Örnek olarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 25. maddesine göre:
"Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir."
- Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz.
Göz ardı edilen bu madde ardından gelen; 26. madde " Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti" üzerinedir, 2001 yılı itibarı ile de Anayasa değişikliğine gidilerek bu hak Anayasa'dan kısmen çıkartılmış ve ceza mahkemelerine verilmiştir. Ancak; hâlen 25. madde üzerinde bir değişiklik yapılmamıştır. Bu da Anayasa'da bulunan iki kanunun art arda gelmesine rağmen çakıştığını vurgular.
"Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir.
(Değişik: 3.10.2001-4709/9 md.) Bu hürriyetlerin kullanılması, millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir.
(Üçüncü fıkra mülga: 3.10.2001-4709/9 md.)
Haber ve düşünceleri yayma araçlarının kullanılmasına ilişkin düzenleyici hükümler, bunların yayımını engellememek kaydıyla, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin sınırlanması sayılmaz.
(Ek: 3.10.2001-4709/9 md.) Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunla düzenlenir."
Bu doğrultuda; her ne kadar sadece birkaç cümle önce "Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar." denilse de; değişiklik olan birkaç cümle sonrasında "usuller kanunla düzenlenir" ibaresiyle hâlen içinden çıkılamayan bir ikilem hâline gelmiştir.
30 Temmuz 2003 târihinde yayımlanan 4953 sayılı kanunla; 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 159. maddesine eklenen son fıkrası doğrultusunda; Türkiye Büyük Millet Meclisi, 301. maddenin önergesi oylamış ve kabul etmiştir.
"Türklüğü, Cumhuriyeti, Devletin kurum ve organlarını aşağılama" başlığı altında incelenen bu madde şöyledir:
- Türklüğü, Cumhuriyeti veya Türkiye Büyük Millet Meclisini alenen aşağılayan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
- Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini, Devletin yargı organlarını, askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
- Türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır.
- Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.
İfade özgürlüğüne bağlı olarak, Basın Özgürlüğü Endeksi'nde, Türkiye 180 ülke arasında Irak, Nijerya, Libya ve Zambiya gibi ülkelerin ardında 154. sıradadır.[1] Türkiye, 2015 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde hakkında en fazla ifade özgürlüğünü ihlâl kararı verilen ülke oldu.[2]
Ayrıca bakınız
değiştirKaynakça
değiştir- ^ "Reporters Without Borders 2014 Dünya Basın Özgürlüğü Sıralaması". Reporters Without Borders. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Ocak 2015.
- ^ "Bu ‘gurur’ hepimizin: Türkiye AİHM’de ifade özgürlüğünü ihlalde yine birinci". 29 Ocak 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Diken. 28 Ocak 2016. En son 29 Ocak 2016 tarihinde erişildi.