Şükûfe Nihal

Türk şair

Şükûfe Nihal Başar (1896, İstanbul - 24 Eylül 1973, İstanbul), Türk şair, öğretmen, eylemci ve aktivisttir.

Şükûfe Nihal Başar
Doğum1896
İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu
Ölüm24 Eylül 1973 (77 yaşında)
İstanbul, Türkiye
Defin yeriAşiyan Mezarlığı
MeslekŞair, öğretmen
MilliyetTürk
EğitimDarülfünun

Türkiye’nin önemli toplumsal değişmeler geçirdiği bir dönem olan 1919-1960 yılları arasında şiir, öykü ve romanlar yayımlamış bir edebiyatçıdır.

1919’da Darülfünun’un Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü’nü bitirerek “Türkiye’de Darülfünun’dan mezun ilk kadın” unvanının sahibi olmuştur.[1] 15 Haziran 1923'te Nezihe Muhittin ile birlikte Kadınlar Halk Fırkası'nın kuruluşuna katılan Şükûfe Nihal, ilk kadın partisinin genel sekreterliği görevini yürütmüş ve kadınların seçme ve seçilme hakları konusunda verdikleri mücadelenin başında yer alan ilk isimlerden olmuştur. Ancak kadınların bu hakkı kullanmaları konusunda Anayasa'da değişiklik yapılması ihtiyacı ve Cumhuriyet Halk Fırkası gibi hemen hemen aynı ismi taşıyan bir partinin kurulma çalışmaları gerekçe gösterilerek Kadınlar Halk Fırkası'nın talepleri geri çevrilmiş ve Fırka Türk Kadınlar Birliği adıyla bir dernek haline getirilmiştir. Yazar Süs dergisinde yayımlanan "Fırkamızın Mefkûresi" (S. 3, 30 Haziran 1339/1923, s. 3-4) başlıklı yazısında Kadınlar Halk Fırkası'nın amaçları hakkında bilgi verir (Hülya Argunşah, Bir Cumhuriyet Kadını: Şükûfe Nihal, İstanbul: Timaş Yay., 2011 (ikinci baskı)s. 72-78) Müdafaa-yı Hukuk-ı Nisvan ve Asri Kadınlar Derneği gibi Birçok kadın derneğinde aktif görev alan sanatçı;[2] Türkiye’de kadın özgürlüğünün ilk temsilcileri ve savunucularından birisidir.

Yaşamı

değiştir

1896 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Babası Miralay Ahmet Bey, annesi Nazire Hanım’dır. Eğitimine özel hocalardan ders alarak başladı. Babasının memuriyeti nedeniyle ilk ve orta öğrenimine Osmanlı İmparatorluğu'nun değişik şehirlerinde devam etti. Ortaokulu Şam’da okudu, Selanik’te özel bir okula gitti.[2] Arapça, Farsça, Fransızca öğrendi. Babasınn evde düzenlediği toplantılarda tanıdığı devlet adamları, şairler, yazarlardan aldığı ilhamla memleket meselelerin küçük yaşta ilgi duydu. Şiir yazmaya da çok küçük yaşlarda başladı.[3] İlk yazısı 13 yaşında iken Mehasin gazetesinde yayınlandı.[3]

1912’de ailesinin etkisiyle Mithat Sadullah Bey ile evlendi.[2] 1916’da İnas Darülfünunu’na (Kadın Üniversitesi) girdi. Darülfünun’da eğitimi devam etmekte iken ilk eşi ile birlikte “Mekteb-i Ümit” adında bir okul kurdu ve eğitimciliğe başladı.[4] Mithat Sadullah Bey ile evliliğinden bir oğlu oldu. Oğlunun dünyaya gelişinden kısa bir süre sonra eşinden ayrıldı.[3]

 
28 Ocak 1935 tarihli Cumhuriyet gazetesinde Şukufe Nihal

İnas Darülfünunu'nda üç yıl edebiyat şubesine devam ettikten sonra son sınıfı coğrafya şubesinde okudu. Son sınıf öğrencisi oluğu 1919’da İnas Darülfünunu ile Zükur Darülfünunu’nun (Erkek Üniversitesi) birleşmesi gündeme gelmiş; kadınlara eğitimlerini isterlerse İnas Darülfünunu sınavlarına girerek tamamlama ya da erkeklerin aldığı ek dersleri vererek Zükur Darülfünunu mezunu sayılma imkânı verilmişti. Öğrencilerin çoğu İnas Darülfünun’u olmayı seçerken Şükûfe Nihal Hanım, o sene bölüm değiştirmiş olmasına rağmen erkeklerin aldığı ek derslerin sınavlarını da verdi.[5] Böylece “Darülfünun mezunu ilk kadın” unvanını elde etti.

Mezun olduğu yıl ilk şiir kitabı “Yıldızlar ve Gölgeler” yayımlandı. Kitapta yer alan şiirleri Servet-i Fünûn etkisinde, aruz vezninde idi.

Son sınıfta iken tanıştığı Coğrafya bölümünde okuyan politikacı Ahmet Hamdi Başar ile ikinci evliliğini yaptı.[3] Bu evlilikten bir kızı dünyaya geldi.

Türk Kurtuluş Savaşı sırasında eşi ile birlikte Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin önde gelen isimlerinden birisi oldu. Evinde yaptığı toplantılarda kadınları millî mücadeleye destek olmaları için teşvik etti; Sultanahmet mitingi’nde Halide Edip Hanım’ın yanında durdu, Fatih mitingi’nde konuşmasıyla kalabalığı ateşledi.[4]

Cumhuriyetin ilanından sonra, kadınların siyasi haklarını kazanması için mücadele eden Türk Kadınlar Birliği’nin kurucuları arasında yer aldı. 1924’te kurulan dernek, 1935’te kendini feshedene kadar faaliyetlerini sürdürdü.Şükûfe Nihal derneğin 1925-1927 yılları arasında yayımlanan Türk Kadın Yolu adlı dergisinin yazarları arasındaydı.[6]

Şükûfe Nihal Hanım, 1953’e kadar İstanbul’da çeşitli okullarda çalıştı; Darülmuallimat'ta, Bezmiâalem İnas Sultanisi'nde ve Sultanisi'nde coğrafya öğretmenliği ve Nişantaşı, Kandilli ve Kadıköy Kız liselerinde edebiyat öğretmenliği görevlerini sürdürdü.[7]

Bir yandan da edebî yaşamı devam eden Şükûfe Hanım; 1927’de yayımladığı “Hazan Rüzgarları”ndaki şiirlerinde aruz veznini bırakıp hece ölçüsünü kullandı. Kadın, yurt sorunları ve aşk konularını işledi. Şiirlerinin yanı sıra öyküler ve romanlar kaleme aldı. 1928 yılında “Tevekkülün Cezası” adlı öykü kitabı ve ilk romanı “Renksiz Istırap” yayımlandı. Bunları, “Çöl Güneşi”(1933) adlı romanı izledi. 1935 yılında “Finlandiya” gezi notları yayımlandı. Faruk Nafiz Çamlıbel ile olan aşkını anlattığı düşünülen[8]Yalnız Dönüyorum” adlı romanı, 1938'de yayımlandı. 1946’da yayımlanan “Domaniç Dağlarının Yolcusu” adlı gezi notları Şakir Sırmalı tarafından “Sır” adıyla filme çekildi. Son olarak “Çölde Sabah Oluyor” adlı romanını yayımlandı. 1960’ta sayısı yediye ulaşan şiir kitaplarında cumhuriyetin “aydın” kadınlarından biri olarak Anadolu’nun geri kalmışlık sorunu üzerine şiirler yazdı.

Yıllar boyunca onu besleyen en önemli kaynak, evinde düzenlediği ve devrin önemli edebiyatçılarını bir araya getiren toplantılar oldu.[3] Bu arda devrin şairlerinin aşkları ile tanındı.[8] Ona aşık edebiyatçılar arasında Nâzım Hikmet, Ahmet Kutsi Tecer ve Faruk Nafiz Çamlıbel’in adları sayılmaktadır.[8] Ayrıca Servet-i Fünûn'un ünlü öğretici metin yazarı Cenap Şahabettin'in kardeşi şair Osman Fahri Şukufe Nihal'e âşık olan sanatçılar arasındaydı. Aşkına karşılık bulamadığı için intihar eden Osman Fahri aşağıdaki dizeleri Şükûfe Nihal için yazmıştır;

"Sen benim hem-dem-i hayalatım,

Ben senin yar-ı tesellikárın
Olacakken; fakat, nedense, Nihal

Sen benim gözlerimde dert aradın.."

Devrinin neredeyse tüm önde gelen gazete ve dergilerinde şiirlerini ve özellikle kadın sorunları üzerine makaleler yayımladı. Hayatının son yıllarına kadar Türk Kadını dergisinin yazarları arasında yer aldı.[7]

1950’lerin sonlarında eşinden boşandı[2] 1962’de İstanbul’da geçirdiği bir kaza sonucu sol ayağı sakat kaldı. 1965’te bir huzurevine yerleşti. Kızının ölümü, dostlarının uzaklaşması sonucunda konuşmamaya başladı ve suskunluğunu hayatının sonuna kadar sürdürdü.[3] 24 Eylül 1973'te İstanbul'da yaşamını yitirdi. 26 Eylül 1973 günü Rumelihisarı Aşiyan Mezarlığı'na gömüldü.

Eserleri

değiştir
  • Renksiz Istırap (1928)
  • Yakut Kayalar (1931)
  • Çöl Güneşi (1933)
  • Yalnız Dönüyorum (1938)
  • Çölde Sabah Oluyor (1951)
  • Vatanım İçin
  • Tevekkülün Cezası (1928)

Gezi notları

değiştir
  • Yıldızlar ve Gölgeler (1919)
  • Hazan Rüzgarları (1927)
  • Gayya (1930)
  • Yakut Kayalar (1931)
  • Su (1933)
  • Sıla Yolları (1935)
  • Sabah Kuşları (1943)
  • Yerden Göğe (1960)
  • Şükufe Nihal/Şiirler (1975)

Bugünün Genç Kadınına

değiştir

Şükûfe Nihal’in "Bugünün Genç Kadınına" Yazısı ve Kadın Hakları Üzerine Düşünceleri[9]

"Bugünün Genç Kadınına", Şükûfe Nihal’in 1920’lerde yazdığı ve dönemin genç kadınlarına yönelik önemli bir çağrı niteliği taşıyan yazılarından biridir. Yazı, kadınların toplumsal alanda daha özgür, daha güçlü ve daha bağımsız bir kimlik inşa etmeleri için cesaret verici bir metin olup, özellikle Cumhuriyet’in ilk yıllarında, kadınların toplumdaki rolünü sorgulayan önemli bir manifesto olarak kabul edilebilir.

Şükûfe Nihal, yazısında bugünün genç kadınının geçmişin kalıplarından sıyrılarak, kendi hayatını kendi iradesiyle şekillendirmesi gerektiğini savunur. Bu düşünce, onun genel olarak feminizmi ve kadın haklarına dair duruşunu yansıtan temel bir mesajdır. Kadınların sadece evde ve ailedeki rollerine indirgenmemesi gerektiğini, bunun yerine sosyal, kültürel ve entelektüel alanlarda da varlık göstermeleri gerektiğini vurgular.

Yazının İncelenmesi

değiştir
  1. Kadınların Toplumsal Kimliklerinin Gelişmesi: Şükûfe Nihal, yazısında, genç kadınların sadece anne veya eş olarak tanımlanan geleneksel rollerle sınırlı kalmamalarını gerektiğini vurgular.[9] Ona göre, kadınlar toplumsal kimliklerini yalnızca ev içindeki rolleriyle sınırlamamalı, aynı zamanda toplumsal, kültürel ve hatta siyasal alanda da etkin olmalıdırlar.[9] 1920’ler, Osmanlı'dan Cumhuriyet’e geçişin sancılı dönemleridir ve bu geçişte kadının toplumsal yerinin belirlenmesi de önemli bir mesele olmuştur. Şükûfe Nihal, bu dönemdeki kadınlara, eski geleneklerin dayattığı sınırların dışına çıkmalarını ve özgürleşmeleri gerektiğini önerir. Bu, onun feminist bir bakış açısıyla kadınların eşit haklara sahip olmasını savunmasından kaynaklanmaktadır.
  2. Eğitim ve Aydınlanma: Yazının en önemli vurgularından biri, kadının eğitimi ve aydınlanması üzerinedir. Şükûfe Nihal, genç kadınlara, sadece evdeki yaşamla yetinmemeleri gerektiğini, bunun yerine eğitilmeleri gerektiğini belirtir. Ona göre, eğitim, kadının özgürleşebilmesi ve toplumsal hayatta etkili bir rol alabilmesi için temel bir gerekliliktir.[9] Bu dönemde kadınların eğitim hakkı hala sınırlıydı ve Şükûfe Nihal, kadınların entelektüel açıdan güçlenmeleri gerektiğini savunarak, onlara bir özgürleşme yolu sunar.[9]
  3. Kadın- Erkek Eşitliği: Yazıda dikkat çeken bir diğer önemli tema da kadın ve erkek eşitliği meselesidir. Şükûfe Nihal, kadınların, erkeklerle eşit haklara sahip olması gerektiğini savunmuş, bu düşüncesini sosyal ve kültürel eşitlik talepleriyle dile getirmiştir.[9] Kadınların sadece evdeki işlerle sınırlı olmamalarını, özgür bir şekilde toplumda yer alarak eşit fırsatlar elde etmelerini ister.[9] Bu yazı, kadın hakları mücadelesinin ilk yıllarında, kadınların toplumsal eşitlik mücadelesine dair güçlü bir eylem çağrısı olarak okunabilir.
  4. Kadının Kendini Keşfetme Hakkı: Şükûfe Nihal’in yazısında ayrıca, kadının kendini keşfetmesi ve kendi yolunu seçmesi hakkı vurgulanır. O, kadının toplumun dayattığı kimliklerden ve rollerden sıyrılarak, özgür bir birey olarak kendi kimliğini oluşturması gerektiğini savunur.[9] Kadınların yalnızca toplumsal beklentiler doğrultusunda yaşamlarını şekillendirmemeleri, kendi iç dünyalarına dönmeleri gerektiğine inanır. Bu, onun feminist bir duruş sergileyerek, kadınların kendi hayatlarını kendi isteklerine göre inşa etmeleri gerektiğini savunduğunun bir göstergesidir.
  5. Dayanışma ve Birliktelik: Şükûfe Nihal, kadınların sadece bireysel olarak değil, birlikte hareket ederek güçlenmesi gerektiğini de ifade eder. Kadınlar, birbirlerinin mücadelesine destek olmalı ve toplumsal eşitlik için dayanışma içinde hareket etmelidirler.[9] Bu da, erken Cumhuriyet dönemi kadın hareketinin önemli bir yönüydü ve Şükûfe Nihal, kadın dayanışmasının toplumsal değişimin anahtarı olduğunu savunmuştur.

"Bugünün Genç Kadınına", sadece bir çağrı değil, aynı zamanda Şükûfe Nihal’in kadın haklarına dair düşüncelerinin bir özeti olarak okunmalıdır. Şükûfe Nihal, kadınların toplumsal alanda eşit haklara sahip olmasını savunmuş, onların eğitimini ve özgürleşmesini bir toplumun gelişimi için şart olarak görmüştür. Bu yazı, onun feminizminin ve kadın hakları savunusunun ne denli derin ve anlamlı olduğunu ortaya koymaktadır. 1920’lerin Türkiye’sindeki toplumsal dönüşüm sürecinde, Şükûfe Nihal gibi aydın kadınların düşünceleri, kadın hareketinin şekillenmesinde önemli bir rol oynamıştır.

Kaynakça

değiştir
  1. ^ "Antoloji.com sitesi, Şükufe Nihal, Erişim tarihi:12.01.2012". 14 Mayıs 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Ocak 2012. 
  2. ^ a b c d Kayhan, Türkan Yeşilyurt. "Kadın Şairde Kadın:Şükufe Nihal'in Şiirleri" (PDF). thesis.bilkent.edu.tr. 19 Eylül 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 30 Ocak 2016. 
  3. ^ a b c d e f Domaniç Dağlarının Yolcusu. İstanbul: Timaş Yayınları. Şubat 2009. s. 5. ISBN 978-975263-826-6.  Yazar |ad1= eksik |soyadı1= (yardım)
  4. ^ a b Özgürel, Avni. "Bir Şükufe Nihal vardı..." Radikal. 30 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ocak 2016. 
  5. ^ Baskın, Bahar. "II. Meşrutiyet'te Kadın Eğitimine Yönelik Bir Girişim: İnas Darülfünunu". journals.istanbul.edu.tr. 17 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ocak 2016. 
  6. ^ Koç, Duygu (2020). "Öcü Geçmiş, Yüceltilen Bugün Ve Umutlu Gelecek: Türk Kadın Yolu Dergisinde Siyasi Söylem". Tarih Araştırmaları Dergisi (TAD). 39 (67). s. 592. 10 Nisan 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Nisan 2020. 
  7. ^ a b "Mor Kitaplık Şükûfe Nihal'in Tüm Eserlerini Derleyip Kitaplaştırdı". bianet.org. 17 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ocak 2016. 
  8. ^ a b c Yalçın, Soner. "Hep ideal aşkı arayan bir şair: Şükûfe Nihal". Hürriyet. 20 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ocak 2016. 
  9. ^ a b c d e f g h i Ümüt Akagündüz, “II. Meşrutiyet döneminde kadın hareketi ve Şukufe Nihal’in Bugünün genç kadınına adlı yazısı” Fe Dergi 8, no. 1 (2016), 111-117.