Şato (Fransızcachâteau), bir lorda veya krala ait konut görevi gören bir tahkimat türüdür. Şatolar bulundukları bölgenin ekonomik, siyasi ve idari merkeziydi. İçinde saray halkının ikamet etmesinin yönüyle kaleden, bir savunma yapısı olması yönüyle saraydan farklıydı ve de bir müstahkem şehirden farklı olarak kamuya ait bir savunma değildi.

Cenevre Gölü kıyısındaki Chillon Şatosu, İsviçre. Şatoya köprü ile giriş sağlanmaktadır. Surlarından ve kulelerinden cumba halinde uzanan senkandaz denilen mazgalları bulunmaktadır.

11. yüzyılda motte ve bailey adı verilen, ilkel yöntemlerle inşa edilen şatolar ortaya çıktı. Bunların ateşe ve çüremeye karşı olan dayanıksızlığı nedeniyle daha sonra yerlerini kâgir, yani taş veya tuğladan yapılan, şatolar almaya başladı. 12. yüzyıldan itibaren 14. yüzyıla kadar şato mimarisindeki gelişim devam etti.

15. yüzyıldan itibaren savaş taktiklerinin değişmesi ve feodalizmde çöküşün yaşanmasıyla beraber şatolar askerî işlevlerini yitirerek soylu sınıfın şatafatlı köşkü olarak hizmet etmeye başladı.[1] Anlam karışıklığını önlemek için askerî amaçla kullanılmış olanlara müstahkem şato (İngilizcecastle, Fransızcachâteau fort) denir.[2]

Geçmiş

değiştir

Roma İmparatorluğu'nun Cermen kavimleri ve Hunlar tarafından 5. yüzyılda işgali ve nihayet 476 yılında Roma kentinin Heruli kabilesinin eline düşmesi sonucunda Batı Roma İmparatorluğu tarih sayfalarından silindi. Böylelikle merkezi yönetimin çökmesi sonucunda Avrupa'da tahkimatlar yaygınlaşmaya başladı. Merovenj Hanedanlığı döneminde ufak çaplı savaşlar ve kısa süren seferlerden dolayı yeni tahkimatların inşasına ihtiyaç duyulmadı ancak Roma döneminden kalma çiftlik köşkleri eski Kelt ve Cermen kültürlerine uyarak kazıklı çitler ve toprak setlerle berkitildi. 408 ile 450 yılları arasında İmparator II. Theodosius tarafından Konstantinopolis surlar ve hendeklerle tahkim edildi. 7. yüzyılda Arabistan'da Muhammed ile birlikte İslam'ın ortaya çıkmasıyla birlikte Araplar Suriye, Mısır ve Kuzey Afrika'yı fethettiler. 8. yüzyılın başlarında İber Yarımadası'nı ele geçiren Morolar Avrupalı Hristiyanlarla 15. yüzyılın sonlarına değin savaşım verdi ve inşa ettikleri tahkimatlar tüm Avrupa'yı etkiledi. Morolar alkazar denilen müstahkem köşkler ve ribât denilen müstahkem manastırlar inşa etmişlerdi. 732 yılında Puvatya Muharebesi'yle Moroları yenen ve 9. yüzyılın başlarında Fransa, Kuzey İtalya ve Batı Almanya dahil olmak üzere Batı Avrupa'nın büyük bir bölümünü fethetmiş olan Frenkler topraklarını korumak için hudutlarda süvari birliklerinden oluşan bir savunma sistemi kurdular. 10. yüzyılda Karolenj İmparatorluğu'nun yıkılmasıyla Avrupa'ya Feodalizm hakim oldu.[3]

Yaygın tipleri

değiştir

Motte ve bailey şatosu

değiştir
 
Huntingdon Tepesi mot ve beyli şatosu, 11. yüzyıl.

Feodalizm'in yayılmasıyla Avrupa'da ilk şatolar belirmeye başladı. Ahşap malzemelerle inşa edilen mot ve beyli şatoları Ren ile Loire Nehri arasındaki bölgede ortaya çıktı.[4] Fransa'ya yerleşen Viking kökenli Normanlar Fransız metbularından şato inşa tekniklerini öğrenmişti. Daha sonra 11. yüzyılda İngiltere'yi işgal eden Normanlar burada mot ve beyli şatolarını yaygınlaştırdılar. [5]

Bunlara mot ve beyli şatosu denmesinin sebebi motte denilen 6-15 metre yüksekliğinde bir tepe üstüne donjonun, yani lordun yaşadığı büyük kulenin, motun eteğine ise halkın yaşadığı bailey denilen bir avlunun inşa edilmesiydi. Savunma amacıyla beylinin etrafı kazıklı çitten örülü bir duvarla çevrilebilirdi. Ayrıca bütün yapının etrafını çeviren bir hendek bulunurdu. Mot ve beyli vasıfsız iş gücüyle ahşap ve toprak gibi malzemeler kullanılarak inşa edilirdi.[4]

Yüksek bir mot hem düşmanların kuleye erişmesini zorlaştırırdı hem de hükümdarın halkına karşı otoritesinin bir sembolüydü. Toprak ve kilden oluşan inşaat malzemelerinin tedarikinin kolay olması da motun tercih edilmesindeki başka bir faktördü. Motun tepesindeki donjon bir şapel, bir mutfak ve hizmetçiler için kalacak yeri içeren odalardan oluşurdu. Beylide, yani şato avlusunda, hizmetçilerin ve askerlerin yaşadığı evler ve dönemin ihtiyaçlarını karşılayan şapel veya zahire ambarı gibi binalar bulunurdu. Avlu aynı zamanda lordun ailesiyle yemek yediği ve misafirleri ağırladığı holü barındırırdı.[5]

Kâgir donjonlu şato (stone keep castle)

değiştir
 
Arques Şatosu'nun kâgir donjonu.

Kazıklı çitler ateşe karşı zayıftı ve onların kökünden sökülmesi kolaydı. Hendek aşılabilirdi ve ateş, aynı zamanda donjona da tehlike oluşturmaktaydı. Bu yüzden 11. yüzyıl itibarıyla ahşaptan yapılan donjonun yerini zamanla kâgir bir kule almıştır.[6] Fakat ahşap donjonlardan kâgir donjonlara geçiş bir anda gerçekleşmedi. Çünkü kâgir donjonlar ortaya çıktıktan sonra bile ahşap şatolar İngiltere ve Fransa'da 13. yüzyıla kadar inşa edilmeye devam edildi.[7]

Kâgir donjonlar daha büyük, dayanıklı ve konforluydu ancak yüksek maliyetlerinden dolayı büyük başkuleler sadece krallar tarafından inşa edilebilirdi.[7] Donjonun çatısına barbata ile çevrili, üzerinde askerlerin yürüyebildiği bir seğirdim yolu eşlik ederdi. Ancak duvarın dibine çok yaklaşan askerlere tehlikeli derecede eğilmeden ateş etmek mümkün değildi. Bu sorunu çözmek için duvara ahşap metris denilen eklemeler yapılmış, buradaki zemin deliklerden aşağıdaki düşmana ateş edilebilmesi sağlanmıştır.[6]

Konsentrik şato (concentric castle)

değiştir

Geçiş tahkimatları (15 ve 16. yüzyıl)

değiştir

Neogotik şato (18. yüzyıldan beri)

değiştir

Toplumsal yaşam

değiştir
 
God Speed! İngiliz sanatçı Edmund Blair Leighton tarafından 1900 yılında çizilmiştir. Bir leydi savaşa gitmek üzere olan sevgilisinin pazusuna kırmızı bir kuşak bağlamaktadır. Tırabzanın üstündeki griffin gücün ve cesaretin temsilcisidir.

Mot ve beyli şatolarında günün çoğu holde geçerdi. Ufak pencerelerden ve ok mazgallarından ışık çok giremediği için içerisi genellikle karanlıktı. Işık kaynağı olarak meşale, fener ve mumlar kullanılırdı. İçerisi soğuk olur ve kokardı. Hijyen ve temizlik koşulları da pek iyi sayılmazdı. Toprak çanaklarda yemek yenirdi. Şato ihtiyaç bakımından kendi geçimini kendisi sağlardı. Papaz okuma yazma bilen tek kişiydi ve aynı zamanda hükümdarın idari işlerinin de yürütülmesine yardımcı olurdu.[8]

Ziyafet vermek, turnuva, mızrak düellosu yapmak ve avcılık lordun aktiviteleri arasındaydı. Lord aynı zamanda savaşa, hacca gidebilir veya haçlı seferine de katılabilirdi. Evlilik çıkarlar üzerine kuruluydu: Lort evlenerek drahoma elde etmek, toprak kazanımında bulunmak veya ittifak yapmayı amaçlayabilirdi. Eğer hükümdar müsait değilse mülklerle eşi ilgilenirdi.[8]

Mevsimlerin düzeni gündelik yaşamı etkilerdi. Tıpkı şimdiki gibi o zaman da insanların günlük kaygıları vardı. Hasatlar, dinî ziyafetler, doğumlar ve evlilikler hayatın bir parçasıydı. Tüccarların veya bir metbunun ziyareti insanlara hakkında konuşacak bir şey verirdi. Cambaz ve komedyen gibi göstericilerin ziyareti bir eğlence fırsatıydı. Döneminde yüksek refaha sahip olan Güney Fransa ve İtalya'da aşırı nezaketlik, şövalyelik ve saray aşkı kültürü yaygındı.[8]

İnşaat

değiştir

Konum ve arazi

değiştir

Kaynakça

değiştir
  1. ^ "Château | architecture". Encyclopedia Britannica (İngilizce). 6 Ağustos 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Nisan 2021. 
  2. ^ Osmanlı Deyimleri Sözlüğü. Erişim tarihi: 3 Nisan 2021. 
  3. ^ & Lepage 2002, s. 5-28.
  4. ^ a b & Lepage 2002, s. 29-37.
  5. ^ a b Morris & 2004, s. 13-48.
  6. ^ a b & Lepage 2002, s. 38-49.
  7. ^ a b Morris & 2004, s. 49-84.
  8. ^ a b c & Lepage 2002, s. 54-59.