Alman ikiliği
Avusturya ve Prusya arasında 18. ve 19. yüzyıllarda Orta Avrupa'da hakimiyet kurmak için uzun yıllar süren rekabete Almancada Almanca: Deutscher Dualismus (Alman ikiliği) denilmektedir. Bu rekabetin bir parçası olarak savaşlar yapılırken, rekabet aynı zamanda Almanca konuşan halkları temsil eden bir siyasi güç olma yolunda da bir prestij yarışı haline gelmiştir. İki ülke arasındaki çatışma ilk olarak Yedi Yıl Savaşları'nda kendini gösterirken, Napolyon Savaşları ve İkinci Schleswig Savaşı gibi durumlarda zaman zaman aynı safta bulundukları da olmuştur.
Arka plan
değiştirBrandenburg Prensliği, 1356 Altın Boğa emirleriyle resmî olarak Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'nun elektörlerinden birisi olarak atanmıştı. Doğuda topraklarını Neumark'a kadar genişlettiler ve Jülich Veraset Savaşı sonrası 1614 Xanten Antlaşması ile Kleve Dükalığı ve kuzeybatı Almanya'daki Mark Kontluğu ile Ravensberg Kontluğu'nu da topraklarına kattılar. En sonunda 1618'de Hohenzollern elektörleri Prusya dükü olduğunda imparatorluk sınırlarına kadar büyüdüler. Daha sonra Polonya tahtı ve Brandenburg-Prusya yönetimi kişisel birlik altında aynı yönetime girdi. 1653'te "Büyük Elektör" Friedrich Wilhelm, Pommern'in diğer bölgelerini de ele geçirdi ve 1657 Bromberg Antlaşması'yla Prusya Dükalığının tam hakimi oldu. 1701'de Friedrich Wilhelm'in oğlu ve vârisi I. Friedrich, imparator I. Leopold'un rızasını alarak Könisberg'de kendini Prusya'da Kral ilan etti. Friedrich, elektörlük unvanını korurken, kraliyet unvanı ise sadece imparatorluk dışında kalan Prusya topraklarında geçerliydi.
Avusturya'da yüzyıllarca yönetimde kalan Habsburg Hanedanı'nın yükselişi Kral I. Rudolph'un 1278'deki Marchfeld Muharebesi zaferiyle başladı ve 1452'de III. Friedrich'in imparatorluk unvanını almasıyla son haddine ulaştı. Torunları I. Maximilian ve I. Felipe, evlilik yoluyla Burgonya Dükalığı ve İspanyol Kastilya Hükümdarlığı (tu felix Austria nube) mirasını elde ettiler. İmparator V. Karl altında Habsburg diyarı Avrupalı bir büyük güce dönüştü. 1526'da kardeşi I. Ferdinand, imparatorluk toprakları dışındaki Bohemya Hükümdarlığı toprakları ve Macaristan Krallığı'nı miras alarak Orta Avrupa'daki Habsburg Monarşisi'nin temellerini attı. 15. yüzyıldan 18. yüzyıla kadar tüm Kutsal Roma Cermen imparatorları, Habsburg hanedanından Avusturya arşidükleriydi ve aynı zamanda Bohemya ile Macaristan kraliyet unvanlarına sahiplerdi.
Protestan reformu sonrası, Katolik Habsburglar 1555 Augsburg Barışı'nı kabul etmek zorunda kaldı ve hezimetle sonuçlanan Otuz Yıl Savaşları'nda imparatorluk otoritesini sağlamlaştırma planları başarısız oldu. 1648 Vestfalya Barışı sonrası Avusturya, önder protestan devlet olarak Saksonya Elektörlüğü'nün yerini alan güçlü Brandenburg-Prusya ile mücadele etmek zorunda kaldı. "Büyük Elektör" ve "Asker-kral" Friedrich Wilhelm etkili Prusya Ordusu ile yenilikçi bir devlet yarattı ve er ya da geç Habsburg'un egemenlik iddialarıyla çarpışmak zorunda kalacaktı.
Tarihi
değiştirCiddi anlamda rekabetin başlaması 1740'ta Habsburg İmparatoru VI. Karl'ın ölümü sonrası Prusya Kralı II. Friedrich'in Avusturya kontrolündeki Silezya'yı işgali ve Maria Theresa'ya karşı Silezya Savaşı'nı başlatmasıyla olmuştur. Friedrich bu hareketiyle 1713 Yaptırımlarına uyma ve Habsburg topraklarının bölünmezliği ile ilgili verdiği sözleri bozdu ve Avusturya Veraset Savaşı'nın da fitilini ateşlemiş oldu. 1742'de Chotusitz Muharebesi'nde Avusturya askerleri karşısında kesin bir zafer kazandı. Maria Theresa Breslau ve Berlin Antlaşmalarıyla Silezya topraklarının büyük bölümünü Prusya'ya bırakmak zorunda kaldı.
Bu dönemde Avusturya imparatorluk toprakları üzerinde hala hak iddia ediyordu ve dağınık Alman devletlerinin lider gücü konumundaydı. 1745'e kadar Maria Theresa, imparatorluk tacını Bavyera'daki topraklarını işgal ederek Wittelsbachlı rakibi VII. Karl'dan aldı. Fakat, Büyük Britanya, Hollanda Cumhuriyeti ve Saksonya ile oluşturdukları Dörtlü İttifak Silezya'yı geri almayı başaramadı. İkinci Silezya Savaşı, 1744'te Friedrich'in Bohemya'yı işgaliyle başladı ve 1745'te Kesseldorf Muharebesi'ndeki Prusya zaferi sonrası Dresden Antlaşması ile status quo ante bellum (savaş öncesi duruma dönme) kabul edildi. Friedrich, Silezya'yı elinde tutarken sonunda Maria Theresa'nın kocası I. Franz'ın tahta çıkmasını kabul etti. Bu şartlar 1748'deki Aix-la-Chapelle Antlaşması ile kesinleştirildi.
"Tacının en değerli taşı"nı kaybettiğini söyleyen Maria Theresa, bu sürede Avusturya topraklarında birçok sivil ve askerî reformlar gerçekleştirme fırsatı buldu. 1756 Diplomatik Devrim'de başarılı olan yetenekli şansölyesi Prens Wenzel Anton, eski Habsburg düşmanı Fransa ile Kral XV. Louis altında bir ittifak kurmuş ve Prusya'yı dışarıda bırakmıştır. Fakat Friedrich, Büyük Britanya ile yaptığı Westminster Konvansiyonu ile "Yüce Quadrille"yi tamamlamıştı. Bir önleyici savaş başlatarak Saksonya'yı işgal etti ve Yedi Yıl Savaşları'na yol açtı.
Bununla beraber Prag'ın fethi başarısız oldu ve kral bir yandan Avusturya askerleri Silezya'ya girerken diğer yandan Doğu Prusya'ya saldıran Rus kuvvetleriyle baş etmek zorunda kaldı. 1759 Kunersdorf Muharebesi'nda Avusturya ve Rusya kuvvetleri ezici bir zafer kazanmak için birleşince durum daha da kötüleşti. Friedrich bu durumdan, imparatoriçe Elizaveta 5 Ocak 1762'de ölüp yerine gelen III. Petro Prusya ile barış yapmak isteyince kurtulabildi. 1763 Hubertusburg Antlaşması ile Avusturya üçüncü kez Prusya'nın topraklarını genişletmesini kabul etmek zorunda kaldı. Zorba krallık, "Avrupa Konseri"nde Avrupalı büyük güçlere karşı hayatî bir rol oynayacaktı.
Hem Avusturya hem de Prusya Napolyon Savaşları'nda Fransa'ya karşı savaştı. Savaş sonrası Alman eyaletleri Alman Konfederasyonu'nun 37 eyaleti altında bir araya geldi. Alman milliyetçiler birleşik bir Almanya talep etmeye başladılar. Özellikle 1848'de tavan yapan bu istek bunu en iyi başaracak ulus devletin hangisi olacağını soran Alman sorununa yol açtı. "Küçük Almanya" (Kleindeutschland) çözümü Protestan Prusya'dan yana olurken "Büyük Almanya" (Grossdeutschland) ise Katolik Avusturya'yı destekledi. Bu sırada Schleswig-Holstein sorunu da ortaya çıktı. Danimarka, Avusturya ve Prusya'nın ortak kuvvetlerine karşı İkinci Schleswig Savaşı'nı kaybetti. Fakat Prusya, Avusturya-Prusya Savaşı sonrası bu bölgenin kontrolünü ele geçirdi ve Avusturya'yı Almanya'dan dışladı. Fransa-Prusya Savaşı sonrası Almanya 1871'de Prusya altında birleşerek Alman İmparatorluğu'nu oluşturdu ve 1878'de Berlin Kongresi sonrası rekabet yatıştı.