Aryan sertifikası
Aryan sertifikası (Almanca: Ariernachweis), Nazi Almanyası'nda "Aryan ulusal topluluğundan" ve "tamamen Aryan kökenli" olan belirli gruplar (özellikle SS üyeleri, devlet memurları, doktorlar, avukatlar, Alman üniversitelerindeki bilim adamları, yeniden yerleştirilen ve vatandaşlığa alınan etnik Almanlar) için devlet ve hükûmet yetkilileri tarafından istenen bir kanıt belgesiydi.[1] Bu sertifikaların kullanılmaya başlanmasıyla "Aryan olmayanların", özellikle de Yahudilerin ve Çingenelerin toplumdan dışlanması başladı; bu, sivil haklardan mahrum bırakılma ve dışlanmadan sınır dışı edilmeye, gettolaşmaya ve toplama kamplarında organize edilen toplu katliamlara kadar (Holokost ve Porajmos) vardı. Öte yandan, "bir İngiliz ya da İsveçli, bir Fransız ya da Çek, bir Polonyalı ya da İtalyan... akraba ve dolayısıyla Aryan olarak kabul ediliyordu."
Aryan sertifikaları aynı zamanda mesleki dernekler, Reich Kültür Odası tarafından tüm sanatçılar için, birçok şirket ve bazı kiliseler için istihdama giriş şartı olarak ve NSDAP tarafından parti üyesi olarak kabul edilmek için gerekliydi.
Temelleri
değiştirNSDAP'nin 1920 tarihli Nasyonal Sosyalist Programı, Nasyonal Sosyalistlerin ırkçılığının öncelikli olarak kime yönelik olacağını zaten göstermişti; program 1914'ten bu yana Almanya'ya göç eden tüm Yahudilerin sınır dışı edilmesi ve tüm Alman Yahudilerinin sivil haklarının geri alınması çağrısında bulunuyordu. Ancak programda "Aryan" ve "Aryan olmayan" tabirleri yerine, "Alman kanından olmayan" kişiler kapsam dışı tutulmuştu.[2]
Zamanın en büyük aristokrat derneği olan ve 1920'den beri üyelik için Aryan soyundan olmayı şart koşan Deutsche Adelsgenossenschaft’ın soyluluk inceleme komitesinde insanlar zaten Aryanlar, Aryan olmayanlar ve hatta "Aryan sertifikaları" hakkında konuşuyorlardı.[3]
Nazi Almanyası hukuku anlamında Aryan sertifikasının temeli, 7 Nisan 1933 tarihli "Mesleki Sivil Hizmetin Restorasyonu Yasası"nın "Aryan paragrafı" olarak da anılan 3. paragrafıdır. Paragraf, Almanya'nın ilk ırkçı yasasıydı ve aynı zamanda "Yahudi" veya "Aryan olmayan" gibi tek bir ırksal tanımın imkansızlığını ve keyfiliğini kanıtladı. 11 Nisan 1933 tarihli ilk uygulama yönetmeliği açık bir şekilde şunu belirtiyordu:
"Aryan olmayan, özellikle de Yahudi ebeveynlere veya büyükanne ve büyükbabalara sahip olan herkes Aryan olmayan kabul edilir. [Aryan olmayan kabul edilmek için] Sadece bir ebeveynin veya büyükanne veya büyükbabanın Aryan olmaması yeterlidir. Bu özellikle bir ebeveyn veya büyükanne veya büyükbabanın Yahudi dinine mensup olması durumunda olasıdır."[4]
Yahudilere özgü ırksal özelliklerin yokluğunda, Museviliğe mensupluk Aryan olmamayı belirleyen bir özellik olarak kullanıldı. Yalnızca Yahudi olmayan büyükanne ve büyükbabaları olduğunu kanıtlayabilenler Aryan olarak kabul ediliyordu. Kanun, büyük büyükanne ve büyükbabanın hangi ırktan olduğunu ve hangi dine mensup olduklarını dikkate almıyordu. Bu durum absürt çelişkilere yol açmıştır.
Yahudi büyük büyükanne ve büyükbabalar çocuklarını Hristiyanlığa vaftiz ettirdiğinde, o zaman yasaya göre çocukları ve torunları "saf Aryanlar", ettirmediklerinde "Aryan olmayanlar" olurdu. Eğer Hristiyan büyükanne ve büyükbabanın torunu Museviliğe geçmişse, atalarının tümü Hristiyan olsa bile çocukları ve torunları da "Aryan olmayan" sayılırdı. Ebeveynleri Hristiyan olarak vaftiz edilen bir Alman bile, büyükanne ve büyükbabasından yalnızca birinin bir Yahudi cemaatinin üyesi olması durumunda "Aryan olmayan" olarak kabul edilirdi.
Üçüncü Reich'ta dini tercih, ırksal bağlılığı belirliyordu ve bu yasa, "Yahudi" olarak tanımlanan kişilerin sayısını artırdı. Aryan soyunun kanıtlanması için ne özellikle "Aryan milletler topluluğu" olarak tanımlanan Kuzey Avrupa halklarından birinde nesiller boyu ikamet ve mensubiyet, ne de bir görünüş, bir karakter, bir davranış özelliği veya Aryanlara atfedilen herhangi bir diğer özellik yeterliydi. Böylece yasa, ırkı nesnel bir özellik haline getirmenin ve onu doğrulanabilir bir şekilde belirlemenin imkansızlığını kanıtladı.
Aryan sertifikalarının ideolojik temeli Arthur de Gobineau, Karl Eugen Dühring, Houston Stewart Chamberlain, Ernst Haeckel ve diğerlerinin 1860'lardan bu yana formüle ettiği ve yaydığı ırksal teorilerdi. Bu kişiler, Yahudi azınlığın kendi ırk gruplarından ayrılmasına, dışlanmasına ve kovulmasına yönelik bir kriter elde etmek amacıyla Hint-Avrupalıların dil ailesi için dilbilimde kullanılan Aryan terimini sözde bir İskandinav ırkına bağladılar.
Uygulama
değiştirKüçük Aryan sertifikası
değiştirKüçük Aryan sertifikası ile Aryan soylu olmanın kanıtı, yedi doğum veya vaftiz belgesinin (bireyin, ebeveynlerinin ve dört büyükanne ve büyükbabanın) ve üç evlilik belgesinin (ebeveynlerin, büyükanneler ve büyükbabaların) ibraz edilmesiyle sağlanıyordu. Bunların papazlar, kayıt memurları veya arşivciler tarafından resmi olarak onaylanmış olması gerekiyordu. Alternatif olarak, sertifikalı bir soy pasaportu veya sertifikalı bir soyağacı sunulabilirdi.
Alman kiliseleri bu sertifikaların incelenmesine katılmak zorundaydı; Katolik piskoposlukları ve Protestan cemaat büroları, devlet yetkililerine Nisan 1933'ten itibaren 18. yüzyıl öncesine kadar uzanan kilise kayıtlarından bilgi sağlıyordu.[5] Kiliseler, bireysel taleplere yanıt olarak devlet yetkililerine bilgi verdiler ve kilise yönetimleri bu amaçla kendi formlarını bastırdılar.[6] Bazı papazlar, özellikle de Alman Hristiyanlara mensup veya onlara yakın olanlar, vaftiz ve evlilik kayıtlarında Yahudi asıllı Hristiyanları aramış ve bunları yetkililere bildirmişlerdir.[7]
1933 yazında Aryan Paragrafı'nın yaklaşık iki milyon kamu idaresi mensubunun yanı sıra on binlerce avukat, öğrenci ve gazeteci gibi çok sayıda kültürel ve bilimsel meslek mensubunu NSDAP'ye katılmaya çektiği tahmin edilmektedir. Bu girişim, SA ve SS üyelerini Aryan soylarına dair kanıt aramaya sevk etti. Aryan sertifikaları için kapsamlı bir bürokrasi oluştu.[8]
Belirsiz aile ilişkileri durumunda - örneğin kimsesiz çocuklar veya gayrimeşru ve evlilik dışı doğumlar durumunda - ve tüm diğer şüpheli durumlarda, Reich İçişleri Bakanlığı'ndaki Reich Akrabalık Araştırma Bürosu, bu kişilerin Aryan olup olmadığına karar veriyordu. Üniversite enstitüleri, büroya sık sık kalıtsal ve ırksal biyoloji raporları sağlıyordu.
Büyük Aryan sertifikası
değiştirReichserbhofgesetz ve NSDAP, bireyin eşi de dahil olmak üzere 1800 yılına ve SS başvuru sahiplerinden (Führer ve/veya Führeraspirant rütbesinden itibaren) 1750 yılına dayanan "saf Aryan" soyunun (büyük Aryan sertifikası) kanıtlanmasını talep ediyordu. Bu sertifika için SS üyesinin veya karısının veya gelininin tüm atalarının en erken 1 Ocak 1800'e kadar ve SS-Führer rütbesinden itibaren 1750'ye kadar olan soy ağacının listelenmesi gerekiyordu. Bu soy ağacında listelenen her kişinin adı, mesleği, dini ile doğum ve ölüm tarihlerinin bulunması ve ilgili kişinin soyağacını kendisi hazırlaması gerekiyordu. Soy ağacına ek olarak gerekli doğum, ölüm ve evlilik belgelerinin de eklenerek Irk ve İskan Ana Ofisi'ne gönderilmesi talep ediliyordu.
Burada kiliselerin de rolü vardı. Örneğin, Berlin-Brandenburg Evanjelist Kilisesi, 1800'den 1874'e kadar olan dönem için kendi alfabetik vaftiz listelerini oluşturdu - Reich'ın kuruluşundan kısa bir süre sonrasına kadar, bundan sonra devlet kayıt ofisleri benzer kayıtlar tutmaya başladı - ve ayrıca vaftiz edilmiş Yahudiler ve Çingeneler için özel indeksler tuttu.[9]
Aryan soyluluğunun kanıtı aynı zamanda Güney Tirol ve Baltık Almanlarının Heim ins Reich bağlamında yeniden yerleştirilmesi için de bir ön koşuldu. Bu amaçla Nazi yetkilileri Bolzano'da kendi soy ofisini kurdular ve bu ofise şecere uzmanı Franz Sylvester Weber başkanlık etti.[10]
Sonuçları
değiştirYasal olarak gerekli olan soy sertifikası, Nasyonal Sosyalist ırk politikasının çok etkili bir aracıydı. Bu sertifikayı almayı başaramayan herkes toplumun hemen her alanında dışlandı. Nazi rejimi böylece "tam", "yarı" ve "çeyrek Yahudi" olarak tanımlanan nüfus gruplarını veya diğer "yabancı ırklar"ı Weimar Anayasası'nda güvence altına alınan ve halen resmi olarak geçerli olan sivil haklardan mahrum etmeye başladı. Çoğu durumda işlerinden kovuldular ve artık işlerini yapmalarına izin verilmedi ya da yalnızca sınırlı bir ölçüde yapmalarına izin verildi.
Eylül 1935'te Nürnberg Yasaları kabul edildiğinde, Aryan sertifikası Reich'ın tüm vatandaşları için önemli ve standart hale geldi. Reich Vatandaşlık Yasası'nın düzenlemeleri yavaş yavaş Yahudilerin vatandaşlık haklarını ellerinden aldı ve onları ikinci sınıf vatandaş haline getirdi. Kan Koruma Yasası ayrıca Yahudi ve Yahudi olmayanlar arasındaki evlilikleri de yasakladı.
Milyonlarca Alman'ın artık sağlamak zorunda olduğu Aryan sertifikaları, şecerede ve 1945'te sona eren sözde bilimsel "soy araştırmalarında" artışa yol açtı.[11]
Resmi olarak "Aryan olmayan" olarak tanımlananların yasal olarak dışlanması, 1945'e kadar daha sonraki birçok yasa ve yönetmelikle sürekli olarak sıkılaştırıldı ve genişletildi. Sonunda Aryan sertifikası, yaşamla ölüm arasındaki fark olabiliyordu. Haziran 1941'den itibaren sertifikası olmayan Yahudiler, Sintiler ve Çingeneler sınır dışı edildi, gettolara yerleştirildi ve nihayetinde Holokost ve Porajmos'ta öldürüldü.
Basıldığı zamanda resmi evrak olarak kabul edildikleri için, Aryan sertifikaları Alman mahkemelerinde günümüzde de delil olarak kabul edilir.[12][13]
Kaynakça
değiştir- ^ Im Schatten der Nürnberger Gesetze [Nürnberg Yasalarının Gölgesinde]; Volkmar Weiss. Vorgeschichte und Folgen des arischen Ahnenpasses: Zur Geschichte der Genealogie im 20. Jahrhundert [Aryan soy pasaportunun tarih öncesi ve sonuçları: 20. yüzyılda şecere tarihi üzerine] (Almanca). Arnshaugk, Neustadt an der Orla, 2013, ISBN 978-3-944064-11-6, s. 151–178.
- ^ "documentArchiv.de - Das 25-Punkte-Programm der Nationalsozialistischen Deutschen Arbeiterpartei (24.02.1920)" [Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi'nin 25 Maddelik Programı]. www.documentarchiv.de (Almanca). 24 Aralık 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ocak 2024.
- ^ Stephan Malinowski (2003). Vom König zum Führer: Sozialer Niedergang und politische Radikalisierung im deutschen Adel zwischen Kaiserreich und NS-Staat [Kraldan Führer'e. İmparatorluk ile Nazi devleti arasında Alman soylularında sosyal gerileme ve siyasi radikalleşme] (Almanca) (3 bas.). Berlin: Elitenwandel in der Moderne. ISBN 978-3-05-004840-6.
- ^ "documentArchiv.de - Erste Verordnung zur Durchführung des Gesetzes zur Wiederherstellung des Berufsbeamtentums (11.04.1933)" [Mesleki Sivil Hizmetin Restorasyonu Yasası'nın ilk uygulayıcı düzenlemesi]. www.documentarchiv.de (Almanca). 16 Ekim 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ocak 2024.
- ^ Rudolf Lill. Kirchliche Amtshilfe. Die Kirche und die Judenverfolgung im „Dritten Reich“. [Kilise idari yardımı. Kilise ve Üçüncü Reich'ta Yahudilere yönelik zulüm.] FAZ (Almanca), 27 Aralık 2008
- ^ Peter Pfister. "Selbstbehauptung, Kooperation und Verweigerung. Ariernachweise und katholische Pfarrarchive in Bayern" [Kendini iddia etme, işbirliği ve reddetme. Aryan sertifikaları ve Bavyera'daki Katolik cemaat arşivleri] (PDF) (Almanca). 2 Temmuz 2010 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ocak 2024.[ölü/kırık bağlantı]
- ^ Manfred Gailus. Kirchliche Amtshilfe. Die Kirche und die Judenverfolgung im „Dritten Reich“ [Kilise idari yardımı. Kilise ve Üçüncü Reich'ta Yahudilere yönelik zulüm.] Vandenhoeck & Ruprecht (Almanca), Göttingen, 2008.
- ^ Ina Lorenz, Jörg Berkemann. Die Hamburger Juden im NS-Staat 1933 bis 1938/39 [1933'ten 1938/39'a Nazi devletindeki Hamburg Yahudileri] (Almanca), 1. cilt, Göttingen, 2016, ISBN 978-3-8353-1811-3, s. 437.
- ^ Götz Aly, Karl Heinz Roth. Die restlose Erfassung [Tam yakalama] (Almanca). Berlin, 1984, s. 70
- ^ Hannes Obermair (2020). „Großdeutschland ruft!“ Südtiroler NS-Optionspropaganda und völkische Sozialisation – “La Grande Germania chiamaǃ” La propaganda nazionalsocialista sulle Opzioni in Alto Adige e la socializzazione ‚völkisch‘ ["Büyük Almanya çağırıyor!" Güney Tirol'de Nazi seçenek propagandası ve etnik sosyalleşme] (Almanca ve İtalyanca). Schloss Tirol: Güney Tirol Devlet Kültürel ve Bölgesel Tarih Müzesi. s. 44. ISBN 978-88-95523-35-4.
- ^ Volkmar Weiss. Vorgeschichte und Folgen des arischen Ahnenpasses: Zur Geschichte der Genealogie im 20. Jahrhundert [Aryan soy pasaportunun tarih öncesi ve sonuçları: 20. yüzyılda şecere tarihi üzerine] (Almanca). Arnshaugk, Neustadt an der Orla, 2013, ISBN 978-3-944064-11-6, s. 249–284.
- ^ "Bundesgerichtshof Urt. v. 03.04.1968, Az.: I ZR 34/66". web.archive.org (Almanca). 7 Temmuz 2018. 7 Temmuz 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ocak 2024.
- ^ Die Behandlung als Deutscher ist zumindest glaubhaft zu machen, z. B. durch: […] Arbeitsbücher […] Ariernachweis […] (Bir Alman olarak muamele en azından inandırıcı hale getirilmelidir, örneğin şunlar aracılığıyla: […] çalışma kitapları […] Aryan sertifikası […])"www.ilm-kreis.de". web.archive.org. 8 Temmuz 2018. 8 Temmuz 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ocak 2024.