Deniz alanlarının sınırlandırılması hukuku
Bu maddenin veya bölümün özgün araştırma, doğrulanamaz veya yoruma dayalı ifadeler içerdiği düşünülmektedir. Lütfen iddiaları kontrol ederek ve yeni kaynaklar ekleyerek geliştirin. Özgün araştırmadan oluşmuş ifadeler kaldırılabilir. Ayrıntılar maddenin tartışma sayfasında bulunabilir. |
Bu madde hiçbir kaynak içermemektedir. (Ağustos 2016) (Bu şablonun nasıl ve ne zaman kaldırılması gerektiğini öğrenin) |
Deniz alanları sınırsız değildir ve coğrafyanın ülkeleri yakınlaştırdığı yerlerde denizin hukuk tarafından sınırlandırılması kaçınılmaz olabilir. İlgili deniz alanının dar olması, kıyı şekilleri, bölgede ada veya adacıkların bulunması ve benzeri nedenlerle iki veya daha fazla ülkenin talep ettikleri deniz yetki alanları çakışabilmektedir. Bazı durumlarda, tarihi hakların varlığı veya bu yöndeki iddialar da çakışmanın nedenleri olabilmektedir. Bu durumda ilgili ülkelerin deniz alanlarını ayıracak bir deniz sınırının belirlenmesini gerektirecektir. Belirtilen şekilde ortaya çıkan bir deniz sınırlandırma sorununun çözümünü taraflar kendi aralarında diledikleri bir sınırlandırma metodunu uygulayarak çözümleyebilirler. Ancak, çözüm uluslararası hukukun ilgili kuralları temelinde olacaksa, aşağıdaki prensip ve kuralların uygulanması gerekmektedir.
Deniz alanlarının sınırlandırılması da belli ilkelere ve geçmişte oluşmuş kural ve geleneklere bağlıdır. Bu ilkeler temelde şunlardır:
1. Genel Sınırlandırma Prensipleri: Hakkaniyet Prensipleri ve Hakça Çözüm
2. Coğrafyanın Üstünlüğü Prensibi
3. Diğer Faktörlerin Dikkate Alınmasına İlişkin Prensipler
4. ‘Oransallık’ ve ‘Kapatmama’ Prensipleri
Hukuk ile ilgili bu madde taslak seviyesindedir. Madde içeriğini genişleterek Vikipedi'ye katkı sağlayabilirsiniz. |