Hatay sorunu, Fransa’nın Suriye’ye bağımsızlık verme kararı üzerine 1936 yılında ortaya çıkmış, 1939 yılında Türkiye'nin ilhakı ile sonuçlanmıştır.[1] Günümüzde hâlâ Suriye ve Türkiye arasında dönem dönem tartışmalara yol açan bir problem olmaya devam etmektedir.[2]

Milli mücadele ve Cumhuriyet dönemi

değiştir

Mondros Mütarekesi'nden sonra İskenderun Sancağı, Suriye'den Anadolu'ya ilerleyen Fransızlar tarafından işgal edilmiştir. Böylece, birçok yerde olduğu gibi, Hatay’da da bir Millî Mücadele cephesi oluşmuştur.[3] 20 Ekim 1921‘de, Fransa ile imzalanan, Ankara Antlaşması’nın 7. maddesine göre sancak, Suriye sınırları içerisinde kalacak; burada özel bir idare kurulup, Türk kültürünü geliştirmek için her türlü kolaylıktan yararlanılacaktır, resmî dil Türkçe olacak ve para birimi olarak da Türk lirası geçerli olacaktır.[4]

Lozan Antlaşması’nda ise Suriye ile Türkiye arasında çizilen sınıra göre Hatay, Türkiye sınırlarının dışında kalmıştır.[5]

1936 yılında Suriye’ye bağımsızlık veren ve Suriye ile Fransa arasında ittifak kuran anlaşmada İskenderun Sancağı hakkında hiçbir hüküm yer almıyordu. Fransa, Suriye’den çekilirken, Sancak üzerindeki yetkilerini Suriye’ye terk etmekteydi. Türk Hükümeti durumu kabul etmedi. Cenevre’deki Milletler Cemiyeti toplantısında Fransa ile yapılan görüşmeler netice vermeyince, 9 Ekim 1936’da Fransa’ya resmî bir nota vererek, Suriye’ye yapıldığı gibi, İskenderun Sancağı'na da bağımsızlık verilmesini istedi.[6] Atatürk, 1 Kasım 1936 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni açış konuşmasında: “... Bu sırada, milletimizi gece gündüz meşgul eden başlıca büyük bir mesele, hakiki sahibi öz Türk olan, İskenderun — Antakya ve çevresinin mukadderatıdır. Bunun üzerinde ciddiyet ve kesinlikle durmaya mecburuz. Daima kendisi ile dostluğa çok ehemmiyet verdiğimiz Fransa ile aramızda, tek ve büyük mesele budur. Bu işin hakikatini bilenler ve hakkı sevenler, alâkamızın şiddetini ve samimiyetini iyi anlarlar ve tabii görürler” diyordu.[7] Fransız Büyükelçisi ile olan bir konuşmasında ise: “Hatay benim şahsî davamdır. Şakaya gelmeyeceğini bilmelisiniz” demiştir.[8] 27 Ocak 1937'de Cenevre’de toplanan Milletler Cemiyeti, Hatay’ın bağımsızlığını kabul etmiş ve bir seçimle nüfus çoğunluğunun tespit edilmesine karar vermiştir.[9] Atatürk’ün Hatay’ı silah zoruyla alabileceğini düşünen Fransızlar askerî bir anlaşma yapmayı istediler; bu anlaşma yapıldı. Anlaşma ile Hatay’da tarafsız bir seçim kabul edilerek, bunun için de bir kısım asker gücünün Hatay’a girmesine karar verildi. Kurmay Albay, Şükrü Kanatlı komutasındaki Türk birlikleri, Hatay’a girdi. Sancağa giren ilk Türk birliğinin alay kumandanı Şükrü Kanatlı halka yaptığı konuşmada “Atatürk’ün, Ordunun, anayurdun Hataylılara selamını getirdim” diyerek seslenmiştir. Türk askeri Hatay halkı tarafından büyük sevinçle karşılanmıştır ve Hatay'da “yaşa Atatürk” diyerek tezahüratlar yapılmıştır. 13 Ağustos'ta seçimler yapıldı ve meclisin çoğunluğunda Türkler yer aldı. Böylece bağımsız Hatay Cumhuriyeti, 2 Eylül 1938'de kuruldu. Bu Cumhuriyet ise, 29 Haziran 1939'da Türkiye'ye katılma kararını aldı.[10]

Suriye'de yansıması

değiştir

Bu gelişmeler üzerine Arap basını Türkiye'ye, Fransa'ya, İngiltere'ye ve Başbakanlarına ağır bir dille saldırmıştır. Suriye basını, Sancak konusunda Türkiye ile işbirliği yaptıkları ve konunun çözümünde Suriyelilerin ve Arapların isteklerini dikkate almadıkları için İngiltere ve Fransa'yı suçladı. Şam'da çıkan Fetel-Arab gazetesi, imzalanan antlaşmayı bunun sonucu olarak Suriye topraklarından aziz bir parçasının ayırılmasının Türkiye'nin Arap alemine bir tecavüzü olarak değerlendirilmiştir. Fransa'nın Hatay'ın Suriye'den koparılmasına izin vermesinin sebebini de Fransa'nın Türkiye'den daha fazla çıkarının olmasına bağlamıştır. Suriye'nin bu durumun engellenmesi için acilen tedbir alması gerektiği tavsiyesinde bulunmuştur.[11]

Hatay'ın Türkiye'ye katılmasına Suriye Meclis Başkanı Fransız hükûmetine ve Milletler Cemiyeti Konseyi'ne birer telgraf çekerek protesto etmiştir. Hatay'ın kendi topraklarının bir parçası olduğu, alınan kararları ve katılma işlemlerini kabul etmeyeceğini açıklamıştır. Nitekim Suriye, bağımsızlığını ilan ettiği gün Şam'daki yabancı büyükelçiliklere yolladığı notada, Fransa'nın Suriye adına yaptığı uluslararası antlaşmalara saygılı olmak kararında bulunduğunu bildirmesine rağmen, Hatay'ın Türkiye'ye katılmasını hiçbir zaman kabul etmeyecektir.[12]

80 sonrası

değiştir

Suriye, 1982 yılındaki ders kitaplarında Hatay'ı kendi toprağı olarak göstermiştir.[kaynak belirtilmeli] 1989 yılında Suriye Enformasyon Bakanı Muhammed Salman bir röportajında Hatay'ın Türkiye'ye ait olmadığını söylemiştir.[13]

Karasu sınır sorunu

değiştir

Suriye'nin 16 Ağustos 1981'de karasularını 35 deniz mili olarak ilan etmesinden sonra ortaya çıkan bir sorundur. Bu sorunun müzakereleri aşamasında konu İskenderun'a bilmukabele Hatay'a bağlanmıştır

Türk uçağının düşürülmesi

değiştir

21 Ekim 1989 Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'ne bağlı araştırma uçağı, Hatay'ın Altınözü ilçesinde sınırı ihlal eden Suriye'ye ait mig-21 jeti tarafından düşürüldü. Olayda; İsmail Faik Ayten, Talat Gencer, Yusuf Gören, Fikri Köşker ve Selahattin Çelik ölmüştür. İlk diplomatik girişimlerde Suriye heyeti olayın bir Asala veya PKK saldırısı olduğunu ileri sürse de sonradan yapılan incelemelerde Suriyeli pilotların kendi inisiyatifleri dahilinde bu saldırıyı yaptığı belirtildi.[14][15] Kimi insanlar bu olayı Suriye-Türkiye arasındaki su ve terör sorunu sonrası yapılmasından dolayı bizatihi Suriye devleti tarafından yapıldığını iddia etmişlerdir.

2000 sonrası ve günümüz

değiştir

2000 yılının başlarında iki ülke için de yumuşayan dış politika Hatay için de olumlu bir süreç izledi. Ankara ve Şam hükûmeti arasında imzalanan serbest ticaret anlaşmasıyla her iki ülke de kendi sınırlarını tanımış oldu.[16] Ancak 2011 yılında başlayan Suriye İç Savaşı ve devamında başlayan göç dalgası, Hatay'daki demografik yapının değişimi konusunu gündeme getirmiş ve Hatay sorununun bir parçası olabileceğinden şüphelenilmiştir.[17]

Kaynakça

değiştir
  1. ^ Atabey, Figen (15 Temmuz 2015). "HATAY'IN ANAVATANA KATILMA SÜRECİ". Avrasya Uluslararası Araştırmalar Dergisi. 3 (7): 193-209. doi:10.33692/avrasyad.509271. ISSN 2147-2610. 
  2. ^ Şafak, Yeni (2 Aralık 2021). "Suriye Parlamentosu'ndan bildiri: Hatay'ı geri alacağız". Yeni Şafak. 2 Aralık 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Haziran 2022. 
  3. ^ Tahsin Ünal, Türk Siyasî Tarihi, s. 575.
  4. ^ "Hatay sorunu". 4 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ağustos 2011. 
  5. ^ Fahir Armaoğlu, XX. Yüzyıl Siyasî Tarihi, s. 323-324.
  6. ^ Fahir Armaoğlu, XX. Yüzyıl Siyasî Tarihi, s. 348.
  7. ^ Ruşen Eşref Ünaydın, Hatıralar, s. 5-6.
  8. ^ Falih Rıfkı Atay, Atatürkçülük Nedir?, s. 44.
  9. ^ Utkan Kocatürk, Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Kronolojisi, s. 597-598.
  10. ^ BekirTünay ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ DERGİSİ, Sayı 5, Cilt: II, Mart 1986
  11. ^ TÜRKİYE - SURİYE İLİŞKİLERİ Zişan ŞİRİN AYRANCI sayfa 66
  12. ^ Melek Fırat- Ömer Kürkçüoğlu, “Ortadoğu’yla İlişkiler”, Türk Dış Politikası sayfa 290
  13. ^ Türkiye toprakları üzerine hak iddiaları"Geçmişten geleceğe Türkiye Suriye ilişkileri". Ali Bilgin Varlik. Mayıs 2013. s. 30-31. Erişim tarihi: 6 Haziran 2022. 
  14. ^ Milliyet gazetesi 22 Ekim 1989 12. Sayfa "Suriye Uçağımızı düşürdü"
  15. ^ Milliyet gazetesi 23 Ekim 1989 11. Sayfa "Suriye saldırısı vahim"
  16. ^ "Hatay'a gizli çözüm". Hürriyet. 6 Haziran 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Haziran 2022. 
  17. ^ "Hatay'ı kaybetmekten korkuyorum". 2 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Ekim 2022.