Irak Fıkıh Ekolü
Irak Fıkıh Ekolü, İslam dininde aklı temel alarak yeni bir fıkıh metodu geliştirmiş olan bilimsel bir harekettir. İlk temellerini sahabe Abdullah bin Mesud'un attığı bu hareket, Kufe ve Basra şehirlerinde şekillenerek, etkisini özellikle Horasan ve Maveraünnehir gibi Arap olmayan bölgelerde göstermiştir.
Irak, İslam'ın bu topraklara gelmesinden önce kadim medeniyetlere ev sahipliği yapmış önemli bir bölgedir. Irak halife Ömer zamanında fethedilmiş ve burada karakol şehirler kurulmuştur. Kufe ve Basra da bu şehirlerdendir. Bu şehirlerin Müslümanların eline geçmesiyle burada sahabilerin ve onların takipçileri olan tabiinin bilimsel faaliyetler yürüttüğü görülür. Bunların en ünlüsü Abdullah bin Mesud'tur. Bu sahabeler Irak bölgesinin büyük bir medeniyetin mirası üzerinde kurulmuş olduğunu ve burada Şii hareketin canlanmaya başladığını görerek hadis ve fıkıh çalışmalarını geleneksel Hicaz Fıkıh Ekolü'nden farklı bir metotla sürdürmek istemişlerdir.
Irak fıkıh ekolü ile Hicaz Fıkıh okulunu birbirinden ayıran en önemli özellik 'akılcılık' olmuştur. Irak Fıkıh Okulu'na mensup bilginlerin temel dayanak noktası şudur: dinin temel kaynakları olan Kur'an ve peygamberin yaşamı daima akla ve kamunun yararına uygun hükümler ve örnekler içerir. Bunların ardında yer alan sebepler (illet) incelenerek içtihat yapılmalıdır. Bu sebeple Irak Fıkıh Ekolüne 'ehl-i rey' denmiştir.
İlk dönem
değiştirPeygamber hayatta olduğu yıllarda ilk inananlar karşılaştıkları meseleleri peygambere götürüyor ve mesele hakkındaki görüşü izzat ondan alıyorlardı. Bu da genellikle iki şekilde oluyordu: Sorulan mesele hakkında vahyin gelmesi veya peygamberin o mesele hakkındaki şahsi görüşü. Nitekim İslam fıkıh tarihinde bunun pek çok örneği vardır. Hakkında açık nass bulunmayan konularda, akla uygun şahsi görüş açıklanabileceği Muaz bin Cebel örneğinde görülmektedir.
Peygamberin vefatından sonraki halifeler döneminde ise bu durum fazla değişikli göstermese de bu dönemde hadislerin yazımı ve yalan hadis üretme olayları görülmüş, bunlar Ömer'in müdahalesiyle fazla yayılmadan önlenmiştir. Halife Ömer de peygamberin uygulamasına katılmış ve bazı meselelerde reyini belirtmekten çekinmemiştir.
Ömer devrinde askeri fetihlerle ele geçen Irak halkına İslamı öğretmek ve yönetici olarak atanan sahabilerden Abdullah bin Mesud burada verdiği derslerde bu akılcı içtihadı savunmuş ve Kufe ekolünün doğuşunu hazırlamıştır.
Gelişmesi
değiştirIrak Fıkıh Ekolü, kendi içinde iki farklı ekol ortaya çıkartır. Bunların arasında keskin bir fark bulunmamakla beraber Kufe Ekolü etkisi açısından Basra Ekolünden ayrılmaktadır.