Johann Tserclaes
Tilly Kontu Johann Tserclaes, Otuz Yıl Savaşı’nda Katolik Ligi güçlerini yöneten mareşaldi. 1620-31 yılları arasında Beyaz Dağ, Wimpfen, Höchst, Stadtlohn Muharebeleri ve Pfalz’ın Fethi de dahil olmak üzere Protestanlara karşı eşsiz ve büyük zaferler kazandı. Lutter’de bir Danimarka ordusunu yok etti ve Protestan şehri Magdeburg’u yağmaladı, bu yağma esnasında siviller dahil 25.000 kişilik şehir sakinlerinin yaklaşık 20.000'inin ölmesine sebep oldu.
Johann Tserclaes | |
---|---|
Lakabı | Zırhlı Keşiş |
Doğum | Şubat 1559 Kutsal Roma İmparatorluğu'ndaki Tilly Kalesi, Brabant Dükalığı, İspanya Hollandası (günümüzde Belçika) |
Ölüm | 30 Nisan 1632 (73 yaşında) Ingolstadt, Bavyera Elektörlüğü, Kutsal Roma İmparatorluğu |
Defin yeri | Altötting |
Bağlılığı | İspanya Kutsal Roma İmparatorluğu Bavyera |
Branşı | Flanders Ordusu Katolik Ligi İmparatorluk Ordusu |
Hizmet yılları | 1574-1632 |
Rütbesi | Generalfeldmarschall |
Çatışma/savaşları | Seksen Yıl Savaşı 1593-1606 Osmanlı-Avusturya Savaşı Otuz Yıl Savaşı |
Kont Tilly daha sonra 1631'de Breitenfeld’de İsveç kralı Gustaf Adolf’un ordusu tarafından mağlup edildi. Rain Muharebesi’nde bir İsveç arkebüzü mermisi onu ağır şekilde yaraladı ve iki hafta sonra Ingolstadt’ta öldü. Friedland ve Mecklenburg dükü Albrecht von Wallenstein ile birlikte savaşın ilk yarısında Kutsal Roma İmparatorluğu kuvvetlerinin iki başkomutanından biriydi.
Erken dönemleri
değiştirJohann Tserclaes, Şubat 1559'da Valonya bölgesinin Brabant şehrinde, günümüzde Belçika’da, İspanya Hollandası’nda bulunan Tilly Kalesi'nde doğdu. Johann Tserclaes dindar bir Roma Katolik ailede doğdu ve Köln’de Cizvit eğitimi aldıktan sonra on beş yaşında İspanyol ordusuna katıldı ve Seksen Yıl Savaşı’nda isyan eden Hollanda kuvvetlerine karşı Parma ve Piacenza Dükü Alessandro Farnese’nin komutasındaki sefere katıldı ve 1585'teki başarılı olan Anvers Kuşatması’na katıldı. Bundan sonra Kutsal Roma İmparatorluğu'nun Macaristan ve Erdel’deki Osmanlı Türklerine karşı 1600'de paralı asker olarak katıldığı bir sefere katıldı ve hızla terfi kazanarak sadece beş yıl içinde mareşal oldu. Türk Savaşı 1606'da sona erdi ve 1610'da Bavyera Dükü I. Maximilian’ın komutasındaki Bavyera'nın Katolik Ligi kuvvetlerinin komutanlığına atanana kadar Prag'da II. Rudolf'un hizmetinde kaldı.[1]
Bohemya seferi
değiştirKatolik Ligi kuvvetlerinin komutanı olarak Prag Defenestrasyonunun ardından Bohemyalı isyancılara karşı savaştı ve bu sırada askerlerini misketli piyadeleri, derin saflar oluşturan kargılı askerler ile destekleyen İspanyol Tercio sisteminde eğitti. Hem Katolik Ligi hem de İmparatorluk orduları da dahil olmak üzere 25.000 kişilik bir kuvvet, 8 Kasım 1620'de Prag’ın batısında Beyaz Dağ Muharebesi’nde Anhaltlı Christian ve Kont Thurn’e karşı önemli bir zafer kazandı. Katolik Ligi sadece 700 adam kaybederken düşman kuvvetlerinin yarısı öldürüldü veya esir alındı. Bu zafer, Prag'ın birkaç gün sonra ele geçirilmesini sağladığı için Bohemya'daki İmparator'a karşı olan isyanı ezmek için hayati bir önem taşıyordu.[2]
Almanya'daki seferleri
değiştirDaha sonra batıya döndü ve Almanya içlerine girdi ancak 27 Nisan 1622'de Mingolsheim Muharebesi’nde mağlup oldu. Daha sonra İspanyol General Dük Gonzalo Fernández de Córdoba'ya (15. yüzyılın sonlarında İtalya Savaşları'na katılan aynı ismi taşıyan ünlü İspanyol general ile karıştırılmamalıdır) katıldı ve 6 Mayıs'ta Wimpfen Muharebesi’nde Baden Markgrafı George Frederick’e karşı galip geldi, zafer düşmanın mühimmat kağnısının top ateşiyle vurulup patlamasından sonra geldi.
20 Haziran'da Höchst Muharebesi’nde tekrar başarılı oldu ve bu zaferi karşılığında kont (Almanca Graf) ilan edildi. İki aydaki bu üç muharebe, 19 Eylül'de on bir haftalık bir kuşatmanın ardından Heidelberg şehrini ele geçirmesinin önünü açtı. Höchst'te çoktan mağlup ettiği Brunswickli Genç Christian başka bir ordu kurdu ancak Christian, Stadtlohn Muharebesi’nde elli yüksek rütbeli subayı da dahil olmak üzere 15.000 kişilik ordusundan 13.000 kişiyi kaybederek tekrar büyük bir mağlubiyet aldı. 1623'te Bohemya'nın tamamen teslim olmasıyla birlikte Almanya'daki tüm direniş neredeyse sona erdi. Bunun üzerine Danimarka kralı IV. Christian Protestanlığı korumak ve Kuzey Avrupa’nın birincil gücü olmak için 1625'te Otuz Yıl Savaşı’na girdi. Kont Tilly, 30 Mayıs 1626'da Münden’i kuşattı ve ele geçirdi, ardından da yerel ve mülteci Protestan bakanları Werra nehrine attırdı ancak Kassel'i kuşatamadı.[3]
Tilly, 26-27 Ağustos 1626 tarihlerinde Lutter Muharebesi’nde Danimarkalılarla savaştı ve burada son derece disiplinli piyadeleri, düşman hatlarına dört kez hücum ederek yarma yaptı. Bu, onun kesin bir şekilde kazanmasına ve kaçan Danimarka ordusunun yarısından fazlasını yok etmesine yol açtı, bu o zamanki savaş anlayışına uymayan bir taktikti. Danimarka, Lübeck Antlaşması ile barış talep etmek zorunda kaldı. Bu, Avrupa'daki güç dengesini bozdu ve son yıllarda Polonya ile savaşları ile Baltık’a hakim olmaya çalışan, korkusuz liderleri kral ve mareşal Gustaf Adolf önderliğinde İsveç’in Otuz Yıl Savaşı'na girmesine yol açtı.[2]
Magdeburg'un yağmalanması
değiştirGustaf Adolf, ordusunu Mecklenburg’a getirip Berlin’de Kuzey Almanya liderleriyle ittifaklar kurmaya çalışırken, Tilly İsveç'i destekleme sözü veren Elbe üzerindeki Magdeburg şehrini kuşattı. Kuşatma 20 Mart 1631'de başladı ve Tilly, başka bir yerde sefere giderken astı Gottfried Heinrich Graf zu Pappenheim’ı kuşatmaya komuta etmesi için bıraktı. İki aylık kuşatmanın ardından ve Frankfurt an der Oder’in İsveçliler'e düşmesinin ardından Pappenheim, takviye kuvvetler getiren Tilly'i 20 Mayıs'ta kişisel komutası altındaki 40.000 adamla şehre saldırmaya ikna etti. Saldırı başarılı oldu ve duvarlar aşıldı ancak komutanlar askerlerinin kontrolünü kaybetti. Ardından, şehrin 25.000 sakininden yaklaşık 20.000'inin kılıçla ve şehrin çoğunu yok eden yangında öldüğü bir halk katliamı meydana geldi. Magdeburg, Almanya'nın Köln ve Hamburg’la birlikte en büyük şehirlerinden birisiydi.
Pek çok tarihçi, şehrin yakılmasını emretmiş olmasının pek olası olmadığını düşünüyor. Magdeburg, Elbe'nin stratejik olarak hayati bir şehriydi ve İsveçlilere karşı yaklaşmakta olan savaşta bir ikmal merkezi olarak gerekliydi. Reformasyon hareketine son derece karşı olmasına rağmen Tilly, deneyimli bir komutandı ve şehrin stratejik önemini anlayabilirdi. Ek olarak Toll tabyasının ele geçirilmesinden sonra, son saldırıdan günler önce Magdeburg'a teslim olma teklifini göndermişti. Ancak şehrin belediye başkanı, bir İsveç yardım gücünün yakında gelmesini bekleyerek teklifi reddetti. Katliam başladığında ve kaçış mümkün olmadığında şehrin çocukları alay haline getirildi ve Luther'in “Erhalt uns, Herr, bei deinem Wort” ilahisini söyleyerek pazar yerine yürüdüler. İlahinin giriş kısmı “Tanrım, bizi sözünde sabit tut, kılıçla krallığı oğlunun elinden almaya çalışan ve yaptığın her şeyi boşa çıkaran Papa’yı ve Türk’ü durdur” şeklinde çevrilir. Çocuklar acımasızca öldürüldü ancak Tilly'nin emriyle olup olmadığı bazı çevrelerde tartışılıyor.[4] Tilly daha sonra İmparator'a yazdı:
Truva’nın ya da Kudüs’ün ele geçirilmesinden bu yana hiç bu kadar büyük bir zafer olmamıştı. Siz ve saray hanımlarının, gösterinin tadını çıkarmak için orada bulunmamanıza üzüldüm.[5]
İsveçlilere karşı seferleri ve ölümü
değiştirMagdeburg'un ardından Tilly, Gustaf Adolf'un ordusuyla 17 Eylül 1631'de Saksonya’yı yerle bir ettikten sonra ulaştığı Leipzig şehri yakınlarındaki Breitenfeld Muharebesi’nde bir savaşa girdi. Savaşta, Kral Gustaf Adolf tarafından mağlup edildi ve 27.000 kayıp verdi. İsveçlilerin manevraları ve isabetli, hızlı topçu ateşleri yüzünden birliklerinin safları bozuldu ve kaçmalarına sebep oldu. Geri çekildi ve siyasi rekabetleri dolayısıyla Wallenstein’in yardımına gelmesini engelledi, bu yüzden savunmaya döndü. İsveçlileri 9 Mart 1632'de Bamberg’de yendi. İsveçlilerin Rain am Lech yakınlarındaki Lech üzerinden Bavyera’ya geçmesini engellemeye çalışırken 15 Nisan'da Rain Muharebesi’nin başlarında 90 gramlık bir arkebüz mermisiyle yaralandı. Sağ uyluğu parçalandı ve on beş gün sonra 30 Nisan 1632'de 73 yaşında Ingolstadt’ta osteomiyelitten (kemik enfeksiyonu) öldü. Mezarı ise Yukarı Bavyera’da Altötting’de bulunmaktadır.[1]
Torunları
değiştirKardeşinin soyundan, Antonio Octavio Tserclaes de Tilly (1646-1715), bir İspanyol generali ve asilzadeydi. Antonio Octavio'nun kız kardeşi veya kızı Albertina, Temmuz 1856'da İspanya Kraliçesi II. Isabel tarafından İspanya'da Sevilla ve Jerez’de yaşayan Pérez de Guzmán ailesinin üyelerine verilen İspanyol dük unvanı Tserclaes Dükleri'nin ilk kökü olacaktı.
Kurgudaki yeri
değiştir- Bertolt Brecht’in Cesaret Ana ve Çocukları’nda Tilly'den bahsedilir: Cenazesinin olduğu sahnede Cesaret Ana'nın meşhur bir sözü vardır: “Bu cenaze tarihi bir olay olsa da umrumda değil, benim için kızımın yüzünün kesilmesi bir tarihi olay.”
- Celladın Kızı romanında Tilly'den ve Magdeburg'un yağmalanmasından bahsedilir.
- Tilly, 1632 romanında, Birinci Breitenfeld'de ve Rain Muharebesi'nde tasvir edilmiştir.
Kaynakça
değiştir- ^ a b Chisholm 1911.
- ^ a b Spahn 1913.
- ^ Willigerod, Geschichte von Münden (Göttingen, 1808).
- ^ C. L. Herm Fick (1854). "Die Magdeburger Schulkinder". Die Märtyrer der Evangelisch-Lutherischen Kirche, Volume 1. s. 144.
- ^ Samuel Gardiner; Charles Horne (1919). "The "Defeenestration" at Prague, The Thirty Years War". Johnson, Rossiter (Ed.). The Great Events by Famous Historians, vol XI, A.D. 1609-1660. The National Alumni. s. 72.