Kullanıcı:Argumann/Çalışma1

Tevfik Fikret'te Hüzün ve Ümitsizlik Teması

değiştir

Mehmet Fuat Köprülü'ye göre Tevfik Fikret'in, eserleri ve hayatı arasında tam bir ahenk söz konusudur. Bu açıdan Fikret'in yaşantısındaki ümitsizlik ve hüzün duygusu eserlerine de yansımıştır. Rübab-ı Şikeste adlı eserindeki Eski Şeyler şiirinde hüzne meyyal olduğu anlaşılıyor.

Solgun benizli, boynu bükük, tozlu bir demet;
Üstünde belki on senein jeng-i hüznü var...
Bir kimsesiz çocuk gibi, muhtâc-ı merhamet,
Karşımda titriyor: "Beni mahvetme, bağla sar,"[1]

Öyle ki, hüznün geçmesi bazen mümkün görünmez. Hatta baharın gelişi dahi Fikret için bir çözüm değildir. "Sonunda mutlaka bir uçurum vardır, çünkü ona göre her saadet yolunun sonu mutlaka budur." [2]

Gayyâ-yı Vücûd bu kötümser ruh halinin önemli bir örneğidir. "Burada hayatı böceklerle, solucanlarla, yılanlarla dolu bir bataklığa benzeten şair, insanı da, bu bataklıktan kurtulmak istedikçe tıpkı bir girdap gibi kendisine doğru çeken bu hayatı yaşamak zorunda kalan zavallı, bedbaht bir varlık olarak görür." [3]

6 Şubat 1314 (1899) tarihli mektup Fikret'in derin yalnızlığını, ümitsizliğini ve üzüntüsünü ortaya açıklıkla koyar. Fikret, en samimi arkadaşlarını dahi gerçek duygularını gizleyen örtülü ya da üniformalı insanlara benzetmektedir. Fikret'e göre sadece kendisi çırılçıplaktır, bir başka ifadeyle örtüsüz, üniformasız, samimi... iki yüzlülükten bıkmış usanmış Fikret aslında büyük bir duygusal buhran içindedir:

"Ye’is.. ye’is.. ye’is!.. Me’yusum kardeşim; dehşetli bir buhran ve infiâl içindeyim; sönüyorum. Bu biraz daha devam ederse, eyvah!.. Sebebini söyleyeyim mi? Fakat bu o kadar tuhaf ki gülersiniz diye korkuyorum. Bazen kendim bile kendi halime gülüyorum. Koca bir âlem içinde yalnızım, nazif! En samimi arkadaşlarımın arasında sokağa çıplak çıkmış bir adam hissiyle titriyorum. Herkesin vicdanı kapalı. Örtülü, yalnız ben çıplak. Herkes hiç olmazsa üniformalarla -ne diyeyim- setr-i cibillet ediyor; herkes zamanın alayaş denaetine bürünebiliyor, herkes namuslu geçinerek alçak yaşamanın kolayını buluyor, herkes bu hava-yı reziletde nefes alabilmek için bir sühulete, bir çareye bir efsune malik... Ye’isimin derecesini düşünemezsin kardeşim; kendimi taşlara çarpacağım geliyor. Fakat hani benim hûn-ı samimiyetimle kirlenecek bir temiz taş!" [4]

Tevfik Fikret'in Zımni Olarak Siyasi İçerikli Şiirleri

değiştir

Tevfik Fikret'in açıkça siyasi içeriğe sahip şiirlerinin yanında örtük olarak siyaset içeren bir çok şiiri bulunmaktadır. Köprülü'ye göre bunun en başta gelen örneği Kılıç adlı şiiridir. "Kılıç manzumesi, çekiç altında ezilen bir çelik parçasının, bir gün, zalim ve isitbdadı nasıl yıkacağını ima eder." [5]

Kılıç
Çekiç altında muhakkar ezilir günlerce,
Bir çelik parçası bir tîg-ı mehîb olmak için;
Sonra yatmakla geçer ömrü niyâmında bütün;
Ne hazîn işkence![6]

Kahkaha-i Ye's
Çarpın, ey bâd-ı hazân camlara, hırçın hırçın,
Bir hakaretli sükût işte hep ıslıklarına;
Kudur ey lücce-i zulmet, mütehevvir, çılgın,
Gülerim kahkaha-i ye's ile çığlıklarına![7]

Mihr-i Zemherîr
Güneş bazen yakar fevka's-semâ bir şem'a-i beyzâ
Ervâh-ı zerraâta;
Zemînden yükselir bir lerziş-i mehbût u bî-manâ
Semâvâta.[8]

Bu şiirler istibdad dönemine karşı yapılan zımi eleştiriler olarak okunmalıdır.

Tevfik Fikret'in Açık Siyasi İçerikli Şiirleri

değiştir

Fikret, Abdülhamid'e ve Abdülhamid dönemi istibdadına olan karşıtlığını çok açık bir şekilde ifade etmiştir. Öyle ki bir lahza-ı teahhur adlı şiirinde Abdülhamid'e bombalı süikast saldırısında bulunan ancak isabet etmeyen eylemin failine "ey şanlı avcı" diyecek kadar nefretini açıkça ifade eder.

Meşrutiyetten taraftır, öyle ki Sis adlı şiirinde istibdadın başkenti İstanbul'a lanetler yağdırır. Bu lanetini ise ancak Meşrutiyet'in ilanında sonra yazdığı "Rücu" adlı şiirle geri alır. Meşrutiyet'in ilanından önce yazdığı Millet Şarkısı bu bağlamda önemlidir.

Ancak Meşrutiyet idaresi de Fikret'i hayal kırıklığına uğratacaktır. Doksan Beşe Doğru adlı şiirinde 2. Abdülhamid dönemindeki Meclis-i Mebusan'ın kapatılması olayına göndermede bulunarak İttihatçıların meclisi kapatmalarına duyduğu hayal kırıklığını ve öfkesini ifade eder. [9]

Ayrıca bkz., Târih-i Kadîm, Sabah Olursa, Mâzî-Âtî, Hân-ı Yağma

Kaynakça

değiştir
  1. ^ Fikret, Tevfik (2012) Rübâb-ı Şikeste, Yay. Haz. A. Uçman ve H. Akay, Gözden Geçirilmiş 4. Baskı, İstanbul: Çağrı, s. 355.
  2. ^ Köprülü, Mehmet Fuat (1918) Tevfik Fikret ve ahlakı, İstanbul: İstanbul Kanaat Kitabhanesi
  3. ^ Abdurrahman Uçman, "Tevfik Fikret ve Şiirleri Üzerine," iç. Fikret, Tevfik (2012) Rübâb-ı Şikeste, Yay. Haz. A. Uçman ve H. Akay, Gözden Geçirilmiş 4. Baskı, İstanbul: Çağrı, s. XXXII.
  4. ^ Köprülü, Mehmet Fuat (1918) Tevfik Fikret ve ahlakı, İstanbul: İstanbul Kanaat Kitabhanesi
  5. ^ Köprülü, Mehmet Fuat (1918) Tevfik Fikret ve ahlakı, İstanbul: İstanbul Kanaat Kitabhanesi
  6. ^ Fikret, Tevfik (2012) Rübâb-ı Şikeste, Yay. Haz. A. Uçman ve H. Akay, Gözden Geçirilmiş 4. Baskı, İstanbul: Çağrı, s. 232.
  7. ^ Fikret, Tevfik (2012) Rübâb-ı Şikeste, Yay. Haz. A. Uçman ve H. Akay, Gözden Geçirilmiş 4. Baskı, İstanbul: Çağrı, s. 239.
  8. ^ Fikret, Tevfik (2012) Rübâb-ı Şikeste, Yay. Haz. A. Uçman ve H. Akay, Gözden Geçirilmiş 4. Baskı, İstanbul: Çağrı, s. 113.
  9. ^ Abdurrahman Uçman, "Tevfik Fikret ve Şiirleri Üzerine," iç. Fikret, Tevfik (2012) Rübâb-ı Şikeste, Yay. Haz. A. Uçman ve H. Akay, Gözden Geçirilmiş 4. Baskı, İstanbul: Çağrı, s. XXVI.