Mütesellim
Mütesellim, herhangi bir beylerbeyi ve sancakbeyinin görevi nedeniyle eyalet veya sancağında bulunmadığı sırada kendisine vekalet etmek üzere yerine bıraktığı ya da gönderdiği vekildir.[1]
Mütesellimlik, 17. yüzyılın sonlarından Tanzimat dönemine kadar devam etmiştir. Mütesellimlik kurumu, her ne kadar 17. yüzyılın sonlarında da var olarak görülüyorsa da, bu tarihlerde sayıları yok denecek kadar azdır. Ancak, 18. yüzyılda sancakların çoğu mütesellim ile yönetilmektedir. Artık taşrada yönetim enderunlulardan çıkmış, yerli ve Türk kökenli kişilerin eline geçmiştir.[2]
18. yüzyılda yaygın olan bir usul de arpalık tarzında sancak verilmesidir. 16. yüzyıldan itibaren sayıları artan vezirlere gelirleri yeterli gelmediğinden, geçim kaynağı olarak "arpalık" adı ile sancaklar verilmeye başlandı.[3]
Önceleri "arpalık" olarak verilen sancakların sayısı çok azdı. 17. yüzyılın sonları ile 18. yüzyılın başlarında arpalık olarak verilen sancakların sayısının çok büyük boyutlara ulaşmış ve arpalık olarak sancaklara atanan kişiler sancaklarına gitmeyip yerlerine mütesellim atamayı daha uygun görmüşlerdir. 18. yüzyılda mütesellimlik görevini elde eden yerli hanedanlar, bu görevlerinin kendilerine kazandırmış olduğu yetki sebebi ile artırdıkları servet sonunda iyice kuvvetlenmişlerdir. Mütesellimler bazen yerlerine bir vekil, "mütesellim vekili" tayin etmektedirler. Mütesellimlerin büyük çoğunluğu yerli hanedanlara mensup kişiler olsa da, az oranda yerli hanedana mensup olmayan, dışarıdan olan kişilere de mütesellimlik görevi verilmiştir. Ancak, bunlar görevlerine gittikleri yerlerde ellerinde fazla kuvvet olmadığı için tutunamamışlardır. 18. yüzyıl boyunca tayin edilen mütesellimlerin hemen hemen hepsinin yerli hanedana mensup oldukları gözlemlenmektedir.[2]
Kaynakça
değiştir- ^ Osmanlı Tarihi, III. Cilt-I.Kısım, 10. baskı, Türk Tarih Kurumu Yayınları-2011, Ord. Prof. İsmail Hakkı Uzunçarşılı
- ^ a b XVII. Yüzyılda Taşra Yönetimine Genel Bir Bakış, Prof. Dr. Yücel Özkaya
- ^ Arpalık, Tarih-i Osmani Mecmuası, İstanbul 1926; İbnü'l-Emin Mahmut Kemal