Martin Luther King Jr.
Martin Luther King Jr. (15 Ocak 1929 - 4 Nisan 1968) veya doğum adıyla Michael King Jr., 1955'ten 1968'deki suikastına kadar sivil haklar hareketinin en önde gelen liderlerinden biri olan Amerikalı Baptist papaz, aktivist ve siyaset filozofuydu. Siyahi bir kilise lideri ve ilk sivil haklar aktivisti olan papaz Martin Luther King Sr.'ın oğlu olan King, Jim Crow yasalarına ve diğer yasallaştırılmış ayrımcılık biçimlerine karşı şiddet içermeyen direniş ve şiddet içermeyen sivil itaatsizlik yöntemlerini kullanarak Amerika Birleşik Devletleri'ndeki beyaz olmayan insanların sivil haklarını geliştirdi.
Martin Luther King | |
---|---|
Doğum | 15 Ocak 1929 Atlanta, Georgia, ABD |
Ölüm | 4 Nisan 1968 (39 yaşında) Memphis, Tennessee, ABD |
Meslek | Sosyolog, din adamı, politik eylemci |
Boy | 1,69 M (5 ft 6,5 in) |
Din | Baptist |
Çocuk(lar) | Yolanda Denise King Martin Luther King III Dexter Scott King Bernice Albertine King |
Ödüller | Nobel Barış Ödülü 1964 |
İmza | |
King, oy hakkı, ayrımcılık, işçi hakları ve diğer sivil haklar için yapılan yürüyüşlere katıldı ve liderlik etti.[1] 1955 Montgomery Otobüs Eylemi'ni yönetti ve daha sonra Güney Hristiyan Liderlik Konferansı'nın (SCLC) ilk başkanı oldu. SCLC'nin başkanı olarak Albany, Georgia'daki başarısız Albany Hareketi'ni yönetti ve Birmingham, Alabama'daki şiddet içermeyen 1963 protestolarının bazılarının düzenlenmesine yardımcı oldu. King, Lincoln Anıtı'nın merdivenlerinde “Bir Hayalim Var” konuşmasını yaptığı 1963 Washington Yürüyüşü'nün liderlerinden biriydi. 1965 Selma Oy Hakları Hareketi sırasında King, Selma'dan Montgomery'e düzenlenen üç yürüyüşten ikisini organize etti. Sivil haklar hareketi, 1964 Medeni Haklar Yasası, 1965 Oy Hakkı Yasası ve 1968 Adil Konut Yasası ile çok önemli yasal kazanımlar elde etti.
SCLC, protestoların gerçekleştirileceği yöntem ve yerleri stratejik olarak seçerek şiddetsiz protesto taktiklerini belli bir başarı ile uygulamaya koydu. Sıklıkla şiddetle karşılık veren ayrımcı yetkililerle birkaç dramatik çatışma yaşandı.[2] King, birkaç kez hapse atıldı. Federal Soruşturma Bürosu (FBI) direktörü J. Edgar Hoover, King'i radikal ve devlet düşmanı olarak tanımladı ve 1963'ten itibaren FBI'ın COINTELPRO'sunun hedefi haline getirdi. FBI ajanları, King'in olası komünist bağlantılarını araştırdılar, özel hayatını gözetlediler ve gizlice kaydettiler. 1964 yılında FBI, King'e isimsiz bir tehdit mektubu postaladı ve King bunu kendisini intihara sürükleme girişimi olarak yorumladı.[3]
King, 14 Ekim 1964'te şiddet içermeyen direniş yoluyla ırksal eşitsizlikle mücadele ettiği için Nobel Barış Ödülü'nü kazandı. Son yıllarında odak noktasını yoksulluğa ve Vietnam Savaşı'na karşı muhalefeti de içerecek şekilde genişletti. King, 4 Nisan 1968'de Memphis, Tennessee'de bir suikast sonucu öldürüldü. Missouri Eyalet Hapishanesi'nden firari olan James Earl Ray suikasttan hüküm giydi, ancak King ailesi onun bir günah keçisi olduğuna inanmaktadır. Suikast, komplo teorilerinin konusu olmaya devam etmektedir. King'in ölümünün ardından ulusal yas ilan edildi ve öfke, birçok ABD kentinde ayaklanmalara yol açtı.
King, ölümünden sonra 1977 yılında Başkanlık Özgürlük Madalyası ve 2003 yılında Kongre Altın Madalyası ile ödüllendirildi. Martin Luther King Günü, 1971'den itibaren Amerika Birleşik Devletleri'ndeki şehir ve eyaletlerde tatil günü olarak belirlendi; federal tatil ise ilk kez 1986'da kutlandı. ABD'de yüzlerce cadde onun onuruna yeniden adlandırıldı ve Washington'daki King County, onun adına yeniden adandı. Washington, D.C.'deki Ulusal Alışveriş Merkezi'nde bulunan Martin Luther King Jr. Anıtı, 2011 yılında adandı.
Ailesi ve geçmişi
değiştirMartin, Atlanta, Georgia'da Marthin Luther King ve Alberta Williams King'in çocuğu olarak dünyaya geldi. Martin Luther King, Jr.'ın doğum kayıtlarına göre doğduğunda ismi Michael idi. Liseden sonra Marehouse Koleji'ne devam etti. Burada rektör olan ve aynı zamanda bir yurttaş hakları lideri olan Benjamin Mays'den etkilendi. 1948 yılında Sosyoloji bölümünden mezun oldu. Daha sonra 1951 yılında Chester, Pensilvanya'daki Crozer Teoloji Fakültesi'nden 1. olarak mezun oldu. 1955 yılında Boston Üniversitesi'nde Sistematik Teoloji konusunda yüksek lisans yaptı.[4]
King 1953 yılında Coretta Scott ile evlendi. King'in babası düğünü gelinin babasının evinde gerçekleştirdi. King ve Scott'ın 4 çocuğu oldu: Yolanda Denise, Martin Luther III, Dexter Scott ve Bernice Albertine. King'in 4 çocuğu da babalarının yolunda gidip birer yurttaş hakları savunucusu oldular Coretta Scott 30 Ocak 2006'da öldü.
Yurttaş hakları eylemciliği
değiştirKing, 1953 yılında daha 24 yaşındayken en önemli siyah kilisesi olan Montgomery, Alabama'daki Dexter Avenue Baptist Kilisesi'nin pastörü oldu. 1 Aralık 1955 günü Rosa Parks, Jim Crow yasaları gereği yerini bir beyaza vermesi gerektiği hâlde buna karşı geldiği için tutuklandı. Bunun üzerine King, Montgomery Otobüs Boykotu'nu düzenledi. Boykot 382 gün sürdü ve durum o kadar gerginleşti ki King'in evi bombalandı. Bu boykot sırasında King tutuklandı. Boykot, Amerikan Yüksek Mahkemesi'nin eyaletler arası otobüslerde ve diğer ulaşım araçlarında ırk ayrımcılığını kanun dışı ilan etmesine kadar devam etti[5].
Bu boykottan sonra King, siyahi kiliselerin güç birliği yapmasını ve yurttaş hakları reformu için barışçıl gösteriler yapmayı amaç edinen Güney Hristiyan Liderlik Konferansı'nın (SCLC) 1957 yılında kurulmasında önemli rol oynadı. King ölümüne kadar bu kuruluşta önemli rol oynadı. King, Mahatma Gandhi tarafından uygulanan, şiddete dayanmayan sivil itaatsizlik felsefesinin takipçisiydi ve bu felsefeyi SCLC tarafından gösterilerde uyguladı[5].
FBI, 1961 yılından itibaren, Yurttaş Hakları Hareketi'ne komünistlerin sızdığı korkusuyla King'i dinlemeye başladı. Fakat, böyle bir kanıta ulaşılamadı. FBI 6 sene boyunca elde ettiği kayıtları, daha sonra King'i liderlik pozisyonunu bırakması için zorlamak amacıyla kullandı.
Bir pasifist olan A.J. Muste, siyasi eylemlerinde Marthin Luther King'e danışmanlık yaptı. King, Jim Crow yasaları olarak da bilinen güneydeki ırk ayrımcısı sisteme karşı şiddete dayanmayan, iyi organize edilmiş gösteriler medyada büyük ilgi görecekti. Gerçekten de, gazetecilerin yazdıkları ve televizyonlarda yayımlanan programlar Yurttaş Hakları Hareketi'ne karşı büyük bir ilgi uyandırdı ve bu hareketi 1960'lı yıllarda Amerika'nın en önemli gündem maddesi hâline getirdi.
King, siyahların oy hakkı, ayrımcılığın sona ermesi, çalışan hakları ve diğer temel haklar için gösterileri düzenledi ve organize etti. Bütün bu haklar 1964 yılında çıkan Yurttaş Hakları Kanunu (Civil Rights Act of 1964) ile 1965 yılında çıkan Oy Hakkı Kanunu (Voting Rights Act of 1965) ile Amerikan hukukunun birer parçası oldu.
Washington'a yürüyüş
değiştirKing, belki de en çok 1963 yılında "İş ve Özgürlük İçin Washington'a Yürüyüş" sırasında Lincoln Anıtı önünde yaptığı "Bir Hayalim Var" konuşmasıyla ünlüdür.
Bir gün, dört çocuğumun da derilerinin rengi ile değil de kişilikleri ile yargılanacağı bir ülkede yaşayacaklarına dair bir hayalim var.
— Martin Luther King, I have a dream that my four little children will one day live in a nation where they will not be judged by the colour of their skin, but by the content of their character.
SCLC'yi temsil eden King, "Büyük Altılı" denilen İş ve Özgürlük İçin Washington'a Yürüyüş isimli etkinliğin düzenlenmesinde etkili olan yurttaş hakları örgütlerinin liderleri arasındaydı. Büyük Altılıyı oluşturan diğer örgütler ve kişiler şunlardı: Ray Wilkins, NAACP; Whitney Young Jr., Urban League; Philip Randalph, Brotherhood of Sleeping Car Porters; John Lewis, SCNC; James Farmer, Congress of Racial Equality(CORE). King için bu tartışmaya neden olacak bir roldü, zira King, yürüyüşün odak noktasının değiştirilmesi konusunda John F. Kennedy'nin isteklerine razı olan kişilerden birisiydi. Kennedy başlangıçta yürüyüşe kesin olarak karşı çıktı; çünkü bu yürüyüşün yurttaş hakları hakkındaki kanunun yasalaşmasını olumsuz etkileyeceğini düşünüyordu. Fakat yürüyüşü düzenleyenler yürüyüşün devamı konusunda kararlıydılar.
Yürüyüş başlangıçta Güney'deki siyahların içler acısı hâlini ve yürüyüşü düzenleyenlerin istek ve şikâyetlerini ülkenin başkentinde açıkça ifade etmeleri için bir fırsat olarak düşünülmüştü. Yürüyüşü düzenleyenler, federal hükûmetin Güney'de yaşayan siyahların ve yurttaş hakları çalışanlarının haklarını ve güvenliğini sağlamaktaki yetersizliğini eleştirmeyi düşünüyorlardı. Fakat, grup ABD başkanının baskısına ve etkisine boyun eğdi gösteri çok daha yumuşak bir ton kullandı.
Bunun sonucu olarak, bazı yurttaş hakları eylemcileri gösterinin ırksal uyum hakkında doğru olmayan, istenmeyen kısımlardan arındırılmış bir resim sunduğunu düşündüler. Malcolm X, gösteriyi "Washington'a Saçmalık" (Farce on Washington) olarak isimlendirdi.
Fakat, yürüyüş açıkça bazı isteklerde bulunmuştu: devlet okullarında ırksal ayrıma son verilmesi, bir yurttaş hakları yasasının çıkarılması, işyerinde ırksal ayrımın yasaklanması, yurttaş hakları eylemcilerinin polis şiddetinden korunması, asgari ücretin saatlik 2 dolara çıkarılması.
Gerilimlere rağmen, yürüyüş oldukça başarılı olmuştu. Yürüyüşe farklı etnik gruplardan 250.000 kişi katılmıştı. Bu etkinlik, o zamana kadar Washington tarihindeki en kalabalık gösteri olmuştu. King'in yaptığı "Benim bir hayalim var" (I have a dream) konuşması kalabalığı daha da coşturdu. Bu konuşma, Amerikan tarihinin en iyi konuşmalarından birisi olarak sayılmaktadır.
King görevi süresince birçok defa yazı ve konuşmalar yaptı. 1963 yılında yazdığı, "Birmingham Hapishanesinden Mektup" adalet arayışının tutkulu bir göstergesidir. 1964 yılında, ABD'de ırksal önyargııyı yıkmak için şiddet içermeyen bir direniş sergilediği için, en genç yaşta Nobel Ödülü almış oldu[5].
Tazminat konusundaki tutumu
değiştirÇeşitli defalar Martin Luther King, siyah Amerikalıların tarihî haksızlıklar nedeniyle tazminat alması gerektiğini ifade etmiştir. 1965 yılında Alex Haley ile konuşurken, beyazlarla siyahlar arasındaki ekonomik farkı kapatmak için sadece siyahlara eşitlik sağlanmasının yeterli olmadığını söylemiştir. King, kölelik nedeniyle mahrum olunan maaşların geri alınmasını amaçlamıyordu, zaten bunun imkânsız olduğunu düşünüyordu. King, 50 milyar dolar değerindeki paranın bir devlet tazminat programı çerçevesinde 10 yıl içinde siyahlara dağıtılmasını öneriyordu. King, bu harcanacak paranın, düşük suç oranları, düşük okul bırakma oranları, aile parçalanmalarının azalması gibi sağlayacağı faydaların topluma harcanan paradan çok daha fazla maddi getirisi olacağını fark ediyordu. King, 1964 yılında yazdığı "Neden Bekleyemeyiz" (Why We Can't Wait) adlı kitabında bu fikrini daha da detaylandırdı.
"Kanlı Pazar"
değiştirKing ve SCLC, SCNC'nin de kısmi katılımıyla 25 Mart 1965 tarihinde Selma şehrinden eyalet başkenti Montgomery'ye bir yürüyüş düzenlemeyi denediler. 7 Mart tarihindeki ilk deneme karşıt görüşlü kalabalığın ve polisin şiddet uygulaması nedeniyle iptal edildi. Bu gün, söz konusu tarihten itibaren "Kanlı Pazar" olarak adlandırıldı. Kanlı Pazar, Yurttaş Hakları Hareketi'ne halk desteği sağlanması konusunda bir dönüm noktasıydı. Fakat, King gösteri sırasında mevcut değildi. Başkan Lyndon B. Johnson ile görüştükten sonra King gösteriyi 8 Marta ertelemek istedi. Fakat yürüyüş King'in iradesine aykırı olarak yerel yurttaş hakları çalışanları tarafından devam ettirildi. Göstericilere karşı polisin uyguladığı şiddet, geniş bir şekilde yayımlandı ve görüntüler toplumda büyük bir infial uyandırdı.
İkinci teşebbüs 9 Mart tarihinde yapıldı. King, bu denemede göstericileri Selma şehrinin dışındaki Edmund Petrus Köprüsü'nde durdurdu. King, bu hareketini önceden şehrin ileri gelenleriyle müzakere etmişti. King'in bu beklenmedik hareketi, yerel hareket arasında sürpriz bir kızgınlığa neden oldu. Yürüyüş tam olarak 25 Mart'ta devam etti ve sonuçlandı.
Chicago
değiştir1966 yılında, Güney'de elde edilen başarılardan sonra, King ve diğer Yurttaş Hakları Eylemcileri bu hareketi Kuzey'e yaymaya çalıştılar. İlk hedefleri Chicago şehri oldu. King ve Ralph Abernaty, ikisi de orta sınıf kişiler oldukları halde, fakirlere olan desteklerini göstermek ve eğitici bir deney olması amacıyla Chicago'nun varoş mahallelerine taşındılar.
Örgütleri olan The Southern Christian Leadership Conference (SCLC), Albert Raby, Jr. tarafından kurulmuş bir örgüt olan Coordinating Council of Community Organizations (CCCO) ile The Chicago Freedom Movement (CFM)adı altında bir işbirliğine gitti. O bahar, gayrimenkul ofisleri üzerinde yapılan siyah çift/beyaz çift testleri, şu an Gayrimenkul Endüstrisi tarafından yasaklanmış olan "steering" uygulamasını açığa çıkardı. Bu testler, ev taleplerinin ırka dayalı değerlendirmeye tabi tutulduğunu, aynı gelire, eğitime, çocuk sayısına ve diğer ortak özelliklere sahip çiftlerin sadece ırklarından dolayı farklı bir muameleye tabi tutulduğu gerçeğini ortaya çıkardı.
Hareketin radikal değişiklik için isteği büyüdü ve bazı büyük yürüyüşler planlandı ve gerçekleştirildi. Bu yürüyüşlerden bazıları şu mahallerde gerçekleşti: Bogan, Belmont-Cragin, Jefferson Park, Evergreen Park (Şikago'nun bir banliyösü), Gage Park ve Marquette Park ve diğerleri.
Abernaty'nin daha sonra yazdıklarına göre Şikago'da Güneydekinden daha kötü bir şekilde karşılandılar. Yürüyüşleri şişe fırlatan ve bağıran kalabalıklarla yüz yüze geldi ve bir isyana neden olmaktan korktular. King görüşleri itibarıyla şiddete dayalı bir olaya neden olmak istemiyordu, bu nedenle eğer King gösterinin şiddetle bastırılacağı konusunda bir şüpheye düşerse, diğerlerinin güvenliği için gösteriyi iptal ediyordu. Fakat ne olursa olsun, King ölüm tehditlerine karşın gösterilere başarıyla liderlik yaptı. Şikago'da karşılaştıkları şiddet o kadar aşılması zordu ki, bu iki arkadaşı çok etkilemişti.
Diğer bir problem şehir yöneticilerinin iki yüzlü davranışlarıydı. King ve Abernaty yapılacak eylemler konusunda anlaşma sağlamışlardı, fakat yapılan anlaşmalar belediye başkanı Richerd J. Delay'in kurduğu yolsuz politik düzen nedeniyle ortadan kalktı. Abernaty varoşlara uzun süre dayanamadı ve bir süre sonra varoşlardan ayrıldı. King bir süre daha kaldı ve Coretta ve çocuklarının berbat yaşam koşulları hakkında duygusal yazılar yazdı.
King ve müttefikleri tekrar güneye geri döndüklerinde, bir dini okul öğrencisi olan Jesse Jackson isimli ve daha önce örgütlerine katılmış olan bir kişiyi örgütlerinin başına getirdiler. Jackson üstün konuşma becerileri sergiledi ve mağaza zincirlerine karşı başarılı olan ilk boykotu düzenledi. Bu boykotlardan biri siyahları tezgahtar olarak işe almayı kabul etmesi için A&P Stores şirketine karşı düzenlendi. Bu kampanya o kadar başarılı oldu ki, 1970'lerde başlayan eşit fırsat programlarının temellerini attı. Jackson ayrıca SCLC'nin himayesinde Operation Breadbasket adında ilk "siyah EXPO"nun kurulmasına önayak oldu. Operation Breadbasket daha sonra SCLC'den ayrıldıktan sonra Operation PUSH olarak devam etti. Siyah EXPO, P.U.S.H Expo'ya dönüştü ve uzun süredir varlığını devam ettiren ve yeni kurulan Siyah İşyerlerinin kendilerini göstermeleri için yardımcı olmaya devam etti. Bu işyerlerinin bazıları şunlardır: Johnson Publishing, Parker House Sausage, Seaway National Bank ve bugün hâlâ iş hayatına devam edip varlığını örgütün şu anki hali olan P.U.S.H. EXCEL'e borçlu olan diğer şirketler.
Diğer zorluklar
değiştir1965 yılından başlayarak King ABD'nin Vietnam Savaşındaki rolü hakkındaki şüphelerini dile getirmeye başladı. 4 Nisan 1967 yılında, Newyork City Riverside Kilisesinde - öldürülmesinden tam olarak 1 yıl önce- King, Vietnamın Ötesi: Sessizliği Kırmanın Zamanı (Beyond Vietnam: A Time to Break Silence) başlıklı konuşmasını yaptı. Konuşmasında King kuvvetli bir şekilde Amerika'nın savaştaki rolü aleyhine konuştu, Amerika'nın Vietnam'da "orayı bir Amerikan kolonisi haline getirmek" amacıyla bulunduğunu ifade etti ve ABD'yi "bugün Dünya'nın en büyük şiddet sağlayıcısı" olarak adlandırdı. Fakat, aynı zamanda ülkenin daha genel ve geniş bir ahlaki değişikliğe ihtiyacı olduğunu iddia etti:
“ | Ahlaki değerlerde gerçekleşecek gerçek bir devrimsel değişim fakirlik ve refah arasındaki çarpıcı zıtlık üzerinde rahatsız edici bir şey olacaktır. Bu değişim, hakli bir kızgınlıkla denizin öbür tarafında bakacak ve Batı'nın kapitalist bireylerinin Asya, Afrika ve Güney Amerika'ya o ülkelerin sosyal gelişmesini hiç kaale almadan sadece kar etmek amacıyla büyük miktarda paralar yatırdığını görecek ve şöyle diyecektir: "Bu hiç adil değil." | „ |
King uzun süredir güneyli ırkının ayrımcıları (segregationists) tarafından nefret ediliyordu, fakat bu konuşması ana-akım medyayı da onun aleyhine çevirdi. Time dergisi konuşmayı "Radyo Hanoi için yazılmışa benzeyen demagojik bir saldırı" olarak niteledi. The Washington Post gazetesi de King'in "davası, ülkesi ve halkı için işe yararlığını azalttığını" ifade etti.
Vietnam'la ilgili olarak King Kuzey Vietnam'ın "onbinlerce Amerikan askeri gelene kadar büyük miktarda asker ve tedarik malzemesi göndermediğini" (Michael Lind, Vietnam: The Necessary War, 1999 sayfa 182) ifade etmiştir. King ayrıca Kuzey Vietnam'ın toprak reformunu övmüştür. (Lind, 1999) King ayrıca ABD'yı çoğunluğu "çocuk" 1 milyon Vietnamlıyı öldürmekle itham etmiştir. (Guenter Lewey, America in Vietnam, 1978 pp. 444–5)
Bu konuşma King'in evrim geçiren siyasi duruşunun bir yansımasıydı. Bu evrime bir bakıma King'in Highlander Research and Education Center isimli ilerici kuruluşla bağı ve bu kuruluşta aldığı eğitim neden olmuştu. King ülkenin politik ve ekonomik yaşamında gereksinim duyulan köklü değişikliklerden bahsetmeye başladı. Hayatının sonuna doğru King savaş karşıtı görüşlerini ve ekonomik ve ırksal adaletsizliği düzeltmek için kaynakların yeniden dağıtılması gerekliliğinden daha sık dillendirmeye başladı. Kamuya açık alanda, siyasi düşmanları tarafından komünizmle ilişkilendirilmemek için dikkatli olmakla beraber özel konuşmalarında demokratik sosyalizme olan desteğinden bahsediyordu:
“ | Milyarlarca dolardan bahsetmeden Zencinin ekonomik sorunlarını çözmekten bahsedemezsiniz. Varoşlardan elde edilen karı yok etmekten bahsetmeden varoşları sona erdirmekten bahsedemezsiniz. Fakat o zamanda tehlikeli sularda tehlikeli kişilerle muhatap olmanız gerekir. Endüstri liderleriyle uğraşmanız gerekir... Bu bizim tehlikeli sularda avlanmaya çalıştığımız anlamına gelir, çünkü kapitalizm de bir şeyin yanlış olduğunu söylüyoruz. Refahın daha iyi bir dağılımı olmalı ve belki de Amerika demokratik sosyalizme yönelmeli. (Frogmore, S.C. Kasım 14, 1966. Çalışanları önündeki konuşması) | „ |
King, Morehouse'da iken Marx'ı okudu. Fakat, "geleneksel kapitalizmi" reddetmekle beraber, Komünizmi "tarihi maddiyatçı yorumlaması", dini reddetmesi, "göreceli etik anlayışı" ve "siyasi baskıcılığı" nedeniyle benimsemedi.
3 Nisan 1968 günü, King, Mason Temple'da (Church of God in Christ Center) kendisini dinleyen heyecanlı bir kalabalığa sanki başına gelecekleri bilircesine şöyle seslendi (Mountaintop'a Gittim konuşması):
“ | Bu saatten sonra bana ne olacağı önemli değil. Bazıları bazı hasta beyaz kardeşlerimiz tarafından bana karşı yapılabilecekler hakkında konuşmaya başladı. Herkes gibi ben de uzun bir hayat yaşamak istiyorum. Uzun yaşamak önemli, fakat şu an bununla ilgilenmiyorum. Sadece Tanrı'nın isteğini yerine getirmek istiyorum. Ve o bana bu dağa çıkmam için izin verdi. Ve çevreme baktım, Vaadedilmiş Toprakları gördüm. Oraya sizinle beraber gidemeyebilirim. Fakat bu gece bilmenizi istiyorum ki, biz halk olarak, o Vaadedilmiş Topraklara ulaşacağız. Bu nedenle bu akşam mutluyum. Hiçbir şeyden endişelenmiyorum. Kimseden korkmuyorum. Gözlerim Tanrının gelişinin Zaferini gördü! | „ |
King ertesi gün, uğradığı suikast sonucu öldü.
Suikast
değiştir1968 yılı Mart ayında King, siyah sağlık çalışanlarını desteklemek için Memphis'e gitti. Siyah sağlık çalışanlarını temsil eden AFSCME Local 1733, 12 Mart'tan beri grevdeydi ve daha yüksek ücretler ve daha iyi muamele talep ediyordu. Örneğin, beyaz işçilerden farklı olarak siyah işçiler kötü hava nedeniyle evlerine gönderildiğinde ücret alamıyor ve beyazlara göre daha az ücret alıyorlardı.
3 Nisan günü King, Memphis'te bir topluluğa hitaben konuştu ve "I've been to the Mountaintop" (Mountaintop'a gittim) isimli konuşmasını yaptı.
King, 4 Nisan günü öğleden sonra saat 6'da Memphis'teki Lorraine Motel'in balkonunda uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürüldü. Motel odasındaki arkadaşları silah seslerini duyunca balkona koştu ve King'i boğazından vurulmuş şekilde buldular. Saat 7.04'te St. Joseph's Hastanesinde öldü. Suikast, 60'tan fazla şehirde isyanların çıkmasına neden oldu. 5 gün sonra, ABD Başkanı Lyndon B. Johnson, yas ilan etti. Aynı gün 300.000 kişilik bir kalabalık cenazesine katıldı. Başkan yardımcısı Hubert Humphrey, Başkanı temsilen cenazeye katıldı.
King'in öldürülmesinden 2 ay sonra, kaçak mahkûm James Earl Ray İngiltere Heathrow Havalimanında sahte pasaportla İngiltere'yi terk etmek isterken yakalandı. Ray kısa süre içinde ABD'ye iade edildi. Ray, King'in öldürülmesiyle suçlandı ve suikastı 10 Mart 1969 tarihinde itiraf etti. (Ray 3 gün sonra bu itiraftan geri döndü.) Ray, 99 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Avukatı Parcy Foreman'in önerisi üzerine Ray suçu itiraf edip böylece mahkeme tarafından verilecek bir mahkûmiyeti dolayısıyla da idam cezası alma riskinden kurtulmak istedi. Fakat bu 99 yıl hapis cezası almasına engel olmadı.
Biyografi yazarı Taylor Branch'e göre, King'in otopsisinden çıkan sonuca göre, King öldüğünde 39 yaşında olmasına rağmen 60 yaşında bir insanın kalbine sahipti. Bunun nedeni 13 yıllık yurttaş hakları eylemciliği sırasında yaşadığı stres dolu yaşamdı. Buna göre, King yaşamının son 13 yılında 34 yıl yani normal bir hayat yaşayan bir insana göre 2,5 kat daha hızlı yaşlanmıştı.
Biyografi
değiştirMorehouse Koleji Sanatlar Fakültesi, 1948 sosyoloji mezunudur. Crozer Theoloji Seminerlerinden ilahiyat lisansını 1951'de almıştır. 1955'te Boston Üniversitesi'nde felsefe doktorası yapmıştır. 1954'te, Martin Luther King, Montgomery, Alabama'daki Dexter Baptist Kilisesi'nin papazı olmuştur. Montgomery otobüs boykotlarında liderlik etmiştir. Otobüs boykotları ülkedeki ayrımcılık yüzünden çıkmıştır. Bayan Rosa Parks'ın bir beyaza kendi oturduğu yeri vermemesi üzerine çıkan gerilim sonrası boykotlar görülmüştür. Siyahların ayaklanmaları başlamıştır. Martin Luther King eylemine, ABD yönetiminin otobüslerde gerçekleşen ayrımcılığı durdurmasıyla beraber son vermiştir.
Irkların eşitliği inancı için çabalamış, haksızlıklara karşı şiddeti öngörmeyen direnişi savunmuştur. Alabama eyaletinin Montgomery kentinde ilk protesto gösterilerini düzenleyen King, Georgia eyaletinin Atlanta şehrinde barışçı eylemleriyle tanınmıştır. "Karanlık karanlığı yok edemez, bunu ancak ışık yapabilir. Nefret nefreti yok edemez, bunu ancak sevgi yapabilir." biçimindeki açıklamalarıyla daima barışçıl tutum ve eylemleri savunmuştur.[6]
King, daha sonra Washington'da Ağustos 1963'te Lincoln Anıtı'nın önünde ünlü "Bir Hayalim Var" konuşmasını yapmıştır. Martin Luther King'in başlattığı barış yanlısı protesto eylemleri, 1964 Yurttaş Hakları Yasası'nın çıkmasını sağlamıştır. Yasayla Amerika Birleşik Devletleri'nde ırk ayrımcılığı yasaklanmıştır.
İnsan hakları için ve siyahların ikinci sınıf vatandaş olmaktan çıkarılması için yaptığı çalışmalarla King, 1964 Nobel Barış Ödülüne layık görülmüştür.
Martin Luther King, Tennessee eyaletinin Memphis kentinde 4 Nisan 1968'de bir suikast sonucu ölmüştür.
1986'dan beri her yıl Ocak ayının üçüncü Pazartesi günü ABD'de King'in doğum gününde medeni haklar lideri ve yaşamı boyunca savunduğu idealler anılıyor, konuşuluyor, King'in barış sevgisi dile getiriliyor.
Kaynakça
değiştir- ^ Jackson 2006.
- ^ Glisson 2006.
- ^ Theoharis, Athan G.; Poveda, Tony G.; Powers, Richard Gid; Rosenfeld, Susan (1999). The FBI: A Comprehensive Reference Guide. Greenwood Publishing Group. s. 123. ISBN 0-89774-991-X.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 17 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Temmuz 2019.
- ^ a b c Hıristiyanlık Tarihi. Wesley A. Roberts. Yeni Yaşam Yayınları. 1977. s. 608 ISBN 975-8318-86-1.
- ^ "Kutlama yok mesaj var". 9 Eylül Gazetesi. 5 Ekim 2018. 3 Haziran 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Haziran 2020.
Ayrıca bakınız
değiştirCommons'ta dosyalar | |
Vikisöz'de alıntılar | |
Vikikaynak'ta belgeler |