Mehdist Savaşı (Arapça: الثورة المهدية ath-Thawra al-Mehdiyya) 1881-1899 yılları arasında süren savaş, kendisini "Mehdi" ilan eden dini lider Muhammed Ahmed İbnü's Seyyid Abdullah'ın yönetiminde Sudan'da kurulan sultanlığın, Kızıldeniz'den Orta Afrika'ya kadar uzanan büyük bir İslam devleti olmak için Mısır ve sömürgeci İngiltere'ye savaş ilan etmesi ile başladı.

Mehdi Savaşı

Omdurman Muharebesi'nin tasviri (1898).
Tarih1881-1899
Bölge
Sonuç İngiliz-Mısır zaferi
Taraflar

Birleşik Krallık Britanya İmparatorluğu

İtalya İtalya
Belçika Belçika

Etiyopya İmparatorluğu (1885-1889)
Mehdi Sudan
Komutanlar ve liderler
Birleşik Krallık Charles George Gordon (ölü)
Birleşik Krallık Herbert Kitchener
İtalya Oreste Baratieri
İtalya Giuseppe Arimondi
IV. Yohannes  (ölü)
Muhammad Ahmad
Abdallahi ibn Muhammad (ölü)
Birkaç diğer danışman, Emirler ve subaylar
Kayıplar
~17,821 ~73,148+

18 yıl süren savaş Sudan ile Mısır Hidivliği arasında başlamış, Sudanlılar, komşularına karşı birkaç başarısız istila girişimi sonrasında, Britanya'nın savaşa dahil olması ile Hindistan, Avustralya gibi pek çok İngiliz sömürgesinin askerlerinin ve İtalyan İmparatorluğu, Özgür Kongo Devleti ve Etiyopya İmparatorluğu gibi ülkelerin katılımıyla genişledi.

İngilizlerin savaşa katılımı ile birlikte Britanya için savaş, Sudan Kampanyası olarak anıldı. Savaşın diğer isimleri arasında Mehdi İsyanı, İngiliz-Sudan Savaşı ve Sudanlı Mehdi İsyanı yer alıyordu.

Arka planı

değiştir

Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın 1819'da Sudan'ı işgalinin ardından, bölge Mısır tarafından yönetildi. Mısır Hidivliği'nin Sudan'da uyguladığı ağır vergiler ve Osmanlı-Mısır yönetiminin kanlı bir şekilde sürdürdüğü bu sömürge sistemi, Sudan halkı tarafından uzun süre tepkiyle karşılandı.

Türk-Mısır yönetimi dönemi boyunca, Sudan nüfusunun birçok kesimi, merkezi hükûmetin uyguladığı vergilendirme sistemi nedeniyle büyük zorluklar yaşadı. Bu sistem altında, çiftçilere ve küçük tüccarlara sabit bir vergi uygulandı ve vergiler, Mısır yönetimi tarafından atanan kuzey Sudan'ın Şa'iqiyya kabilesinden vergi tahsildarları tarafından toplandı. Kötü yıllarda ve özellikle kuraklık ve kıtlık dönemlerinde çiftçiler yüksek vergileri ödeyemediler. Sha'iqiyya'nın acımasız ve adaletsiz yöntemlerinden korkan birçok çiftçi, verimli Nil Vadisi'ndeki köylerinden Kordofan ve Darfur'un ücra bölgelerine kaçtı. "Jallaba" isimli kıyafetleri yüzünden aynı adla anılan bu göçmenler, orta Sudan'ın şehir ve kasabalarında küçük tüccarlar ve aracılar olarak çalışmaya başladılar.[1]

19. yüzyılın ortalarında Mısır'daki yönetim Hidiv İsmail Paşa'nın ölçüsüz harcamaları Mısır'ı büyük bir borca sokmuştu ve Süveyş Kanalı'nın yapımı yaşanan finansman krizi yüzünden sekteye uğrayınca, Britanya devreye girerek kanaldaki hisselerin kontrolü karşılığında kredileri ödedi. Hindistan'a giden en kestirme yol, olarak Süveyş Kanalı Britanya için son derece stratejik bir öneme sahipti ve İngiliz ticari ve emperyal çıkarları, kanalı ele geçirme veya bir şekilde kontrol etme ihtiyacını doğuruyordu. Bu yüzden Mısır üzerinde Britanya'nın ilgisi ve rolü sürekli artıyordu.

1873'te Britanya İmparatorluğu hükûmeti, Mısır'ın mali işlerini yönetme sorumluluğunu bir İngiliz-Fransız borç komisyonunun üstlenmesini sağladı. Bu komisyon, 1877'de Hidiv İsmail Paşa'yı yönetimi oğlu Tevfik Paşa'ya terk etmeye zorladı ve bu da bölgede bir siyasi kargaşa dönemine yol açtı.

Yine 1873'te Hidiv İsmail Paşa, Sudan'ın Ekvator Eyaletleri'ne "Çinli" lakabı ile tanınan General Charles Gordon'u Vali olarak atadı. Takip eden üç yıl boyunca General Gordon, Darfur'un reisi olan Zübeyir Rahman Mansur'a karşı savaştı. İsmail'in 1877'de Hidivlik görevinden çekilmesinin ardından, Gordon desteğini yitirdi. Yıllarca süren çalışmalardan tükenmiş şekilde 1880'de görevinden istifa etti. Takip ettiği bastırma politikaları kısa süre sonra yerine atanan valiler tarafından terk edildi, ancak baskın Arap azınlığın öfkesi ve hoşnutsuzluğu devam etti.

Mısırlılar, Sudan'da gittikçe kötüye giden koşullardan çekiniyorlardı ancak Britanya İmparatorluğu Dışişleri Bakanı Earl Granville, "Majestelerinin Hükümeti Sudan'daki operasyonlardan hiçbir şekilde sorumlu değildir" diyerek İngilizlerin olaya karışmasını reddetti.

Çatışmalar

değiştir

Mehdi ayaklanması

Tarihçiler, ayaklanmanın nedenleri olarak: (1) Osmanlı ve Mısır yönetimine karşı etnik Sudanlı öfke, (2) Türklerin gevşek dini standartlarına ve "Mısırlı resmi makamın kuru, skolastik İslamına" karşı Sudanlı Müslümanların öfkeli ve sert dini yaklaşımları ve (3) Charles Gordon gibi gayrimüslimlerin yüksek mevkilere atamasını sıralarlar. Yaygın olarak anılan bir başka ayaklanma gerekçesi de Sudan'daki ana gelir kaynaklarından biri olan köle ticaretinin kaldırılmasının doğurduğu hayal kırıklığıdır.[2]

1870'lerde Muhammed Ahmed adında Müslüman bir din adamı, toprağın, inancının ve özgürlüğünün yenilenmesini vaaz etmeye başladı ve taraftar topladı. Kısa bir süre sonra Mısırlılara karşı açık bir isyan içinde, Muhammed Ahmed kendisini İslam dünyasının vadedilen kurtarıcısı olan "Mehdi" ilan etti.[3] Ağustos 1881'de Sudan'ın o zamanki valisi Rauf Paşa, Muhammed Ahmed'i tutuklamak için her biri bir makineli tüfekle donatılmış iki piyade bölüğünü üzerlerine gönderdi. İki bölüğün Yüzbaşılarının her birine, eğer askerleri Mehdi'yi yakalayıp getirebilirse terfi sözü verildi. Her iki bölük de Nil'i Aba Adası'na çıkaran vapurdan indi ve ayrı yollardan ilerleyerek Mehdi'nin köyüne yaklaştı. Farklı yollardan ancak eşzamanlı olarak köye gelen kuvvet, kör bir şekilde birbirine ateş ederken, bölüklerin asker sayısı, Mehdi'nin yetersiz takipçilerinin Aba Adası Savaşı'nda saldırıp yok etmelerine neden olacak kadar azaldı.[3]

Mehdi, bunun ardından Hartum'daki hükûmet merkezinden uzakta bulunan Kordofan'a doğru stratejik bir geri çekilme başlattı. Kendi söylemiyle "muzaffer bir ilerleme olarak ifade edilen bu hareket, birçok Arap aşiretini Mehdi'nin "Zalim Türklere" karşı ilan ettiği Cihada destek vermeye teşvik etti.

Mehdi ve "Ensar" adı verilen diğer aşiretlerin destek güçleri, Kasım 1881'de güney Kordofan'daki Nuba Dağları'na ulaştı. Aynı sırada Mehdi'nin üzerine gönderilen başka bir Mısır askerî gücü ise yaklaşık bir ay sonra bölgeye ulaştı. Bu kuvvet 9 Aralık 1881 gecesi pusuya düşürüldü ve tamamı katledildi. Daha önceki Aba Adası Savaşı'nda olduğu gibi, 200 kişilik ve iyi yetiştirilmiş iki Mısır piyade bölüğünden oluşan ve ek olarak 1.000 kadar yerli düzensiz askerle güçlendirilen kuvvet, komutanı Albay Raşid Bay Ahman da dahil olmak üzere son askerine kadar öldürüldü.[3]

Bu askeri seferler sırasında Mehdi, İslam peygamberi Muhammed'in hayatına kasıtlı paralellikler takip eden davranışlarla kendi hareketini meşrulaştırıyordu. Peygamberin Hicreti sırasında Medine'de Peygamber'i karşılayanların "Ensar" diye anılması yüzünden kendisine destek veren aşiretleri aynı adla anmaya başladı. Mehdi, ayrıca üç komutanının Halife Ebubekir, Halife Ömer ve Halife Osman'ı temsil ettiğini ilan etti.[2]

Sudan'daki Mısır yönetimi ise ayaklanmanın büyüklüğünden tamamen endişe duyarak, Yusuf Paşa'nın komutası altında 4.000 kişilik bir güç topladı. 1882 ortalarında, bu askerî birlikler, kötü giyimli, iyi beslenemeyen ve sadece sopalarla ve taşlarla silahlanmış Mehdi güçlerinin üzerine yürüdü. Ancak aşırı güven, Mısır ordusunu, nöbetçi bile olmaksızın Mehdi 'ordusu'nun görüş mesafesinde kamp yapmasına neden oldu. Mehdi, 7 Haziran 1882'de Mısır ordusunu son adama dek katleten bir şafak baskınına öncülük etti. İsyancılar çok sayıda silah ve cephane, askeri kıyafet ve diğer malzemeleri ele geçirdi.

Hicks seferi

Mısır hükûmetinin 1882'de İngiliz-Mısır Savaşı ardından büyük ölçüde Britanya kontrolüne geçmesiyle, Avrupalı güçler Sudan'daki sorunlar ile giderek daha fazla ilgilenmek durumunda kaldılar. İngiliz danışmanlar Mısır hükûmetine başka bir sefer için onay verdi. 1883 yazı boyunca, Mısır birlikleri Hartum'da toplandı ve sonunda yaklaşık 7.300 piyade, 1.000 süvari ve aralarında 4 Krupp 80 mm sahra topu, 10 dağ topu ve 6 Nordenfeldt makineli tüfek taşıyan 300 kişilik bir topçu kuvveti bir araya geldi.

Bu kuvvet, emekli bir Britanya Hindistan Kolordusu Kurmay Subayı William Hicks ve on iki Avrupalı subayın komutasına verildi. Askerleri çok düşük maaş alan, askeri açıdan eğitimsiz ve disiplinsiz ve erleri subaylarından çok düşmanlarıyla ortak yönlere sahip olan bu askeri kuvvet, Winston Churchill'in sözleriyle "belki de o güne değin savaşa giden en kötü orduydu".

Hicks'in Mehdi güçlerinin kuşatması altında olduğu için yardım etmek istediği şehir El Ubeyd, Mısır ordusu Hartum'dan ayrıldığında çoktan düşmüştü, ancak Hicks başarı şansından emin olmasa da yine de sefere devam etti. Mehdi ise aynı sırada yaklaşık 40.000 kişilik bir ordu kurdu ve onları savaş konusunda titizlikle eğitti. Önceki savaşlarda ele geçirdiği silah ve mühimmatla donatılan Mehdi ordusu, 3 ve 4 Kasım 1883'te, Hicks'in kuvvetleri ile karşılaştı ve El Ubeyd Savaşı'nda, Hicks'in yönetimindeki Mısır ordusunu mağlup etti. Savaşta sadece 500 Mısırlı hayatta kalabildi.[3]

Mısır güçlerinin tahliyesi

Britanya İmparatorluğu, bu çatışmalar sırasında Mısır hükûmetinin işleyişinde giderek daha fazla rol üstleniyordu. Mısır halkı, muazzam büyüklükteki borcun planlanan geri ödemesini gerçekleştirmek için kurulan yapı altında inliyordu. Mısır hükûmetinin, Avrupalı alacaklıların daha fazla müdahale etmesini önlemek için yapabileceği tek şey, borç faizinin her seferinde tam zamanında ödenmesini sağlamaktı. Bu amaçla, başlangıçta yolsuzluk ve bürokrasi nedeniyle giderek küçülen Mısır hazinesi, İngilizler tarafından mali politikanın tüm konuları üzerinde veto yetkisini kullanan bir 'Mali Danışman'ın kontrolü altına alındı. Bu mali danışmanlık görevini üstlenen Sir Auckland Colvin ve Sir Edgar Vincent, Mısır'ın mali işlerinde kesin söz sahibiydi.

Sudan'daki garnizonların bakımı, askerlerin iaşe ve diğer masrafları, Mısır hükûmetine yılda 100.000 Mısır poundundan fazlaya mal oluyordu ve Mali Danışmanlara göre bu sürdürülemez bir masraftı.

Bu nedenle, Mısır hükûmeti, Mali Danışmanların miktar baskısı altında, Sudan'daki Mısır varlığının geri çekilmesi ve ülkenin muhtemelen Mehdi tarafından yönetilen bir tür özyönetime bırakılmasına karar verdi.

Sennar, Tokar ve Sinkat gibi ülke çapında konuşlanmış Mısır garnizonlarının geri çekilmesini koordine etmek için Mısır Hükûmeti, bir İngiliz subayının Sudan'a gönderilmesini istedi. Mehdi güçlerin İngiliz tebaasından bir subaya saldırmayı göze alamayacağı ve bu nedenle geri çekilmenin olaysız ilerlemesine izin vereceği umuluyordu. "Çinli" lakabı ile tanınan General Charles Gordon'u bu görev için Britanya'nın önerdiği isim oldu. Gordon yetenekli bir subaydı ve Uzak Doğu'da, özellikle de Çin'de İkinci Afyon Savaşı gibi çeşitli askeri görevlerde öne çıkmıştı. Bununla birlikte, saldırganlığı ve katı kişisel tavırlarıyla da ünlüydü. Bu, Mısır'daki birkaç önde gelen İngiliz yetkilinin gözünde onu bu görev için uygunsuz kılıyordu.

Mısır'daki İngiliz Başkonsolosu Sir Evelyn Baring (daha sonra Cromer Kontu), Gordon'un atanmasına özellikle karşı çıktı ve İngiliz basını ve kamuoyu tarafından isteksizce razı olmaya zorlandı. Sonunda görev Gordon'a verildi, ancak kendisine çok daha sağlam ve güvenilir Albay John Stewart eşlik edecekti. Stewart'ın, kağıt üstünde Gordon'un astı olsa da, bir fren görevi görmesi ve Sudan'ın hızlı ve barışçıl bir şekilde tahliye edilmesini sağlaması amaçlanmıştı.

Gordon, 18 Ocak 1884'te İngiltere'den ayrıldı ve 24 Ocak akşamı Kahire'ye geldi. Gordon'un emirleri, kendi isteği üzerine, tartışmasızdı ve yanlış yorumlamaya çok az yer bırakmıştı.[3]

Gordon, 18 Şubat'ta Hartum'a geldi ve görevin muazzam zorluğundan anında haberdar oldu. Mısır'ın garnizonları ülke geneline dağılmıştı; üçü -Sennar, Tokar ve Sinkat- kuşatma altındaydı ve aralarındaki toprakların çoğu Mehdi'nin güçlerinin kontrolü altındaydı. Garnizonlar geri çekilme niyetiyle terk edilirse, askerleri Mehdi güçler, tarafından saldırıya uğramayacağının garantisi yoktu. Hartum'un Mısırlı ve Avrupalı nüfusu ise, 7.000 Mısır askeri ve 27.000 sivil ve birkaç büyükelçiliğin personeli dahil olmak üzere diğer tüm garnizonların toplamından daha fazlaydı. Pragmatik yaklaşım, Hartum garnizonunun güvenliğini sağlamak ve uzaktaki tahkimatları ve birliklerini Mehdi'ye bırakmak olsa da, Gordon, Sudan'ın Mehdi güçlerine terk edilirse, Mehdi'nin Mısır'da sorun yaratma potansiyelinden giderek daha fazla artacağı korkusuyla, bölgenin istikrarını sağlamak için İngiliz birlikleri tarafından "ezilmesi" gerektiğini düşünüyordu. Bu süreçte, daha önce Mısırlı yetkililere sempati duyan ya da en azından tarafsız olan Hartum'un kuzeyindeki Sudanlı kabileler, Mart 1884'te, Mehdi'ye destek oldu. Hartum ve Kahire arasındaki telgraf hatları 15 Mart'ta kesilerek Hartum ile dış dünya arasındaki iletişim kesildi.[4]

Hartum Kuşatması

Gordon'un Hartum'daki konumu, şehir, kuzey ve doğuda Mavi Nil ile, batıda Beyaz Nil ile ve güneyde uçsuz bucaksız çöle bakan antik surlarla çevrili olduğundan çok güçlüydü. Gordon'un tahmini altı ay boyunca yetecek kadar yiyeceği vardı. Haftada 50.000 mermi daha üretme kapasitesine sahip ve 7.000 Mısır askeri ile deposunda birkaç milyon mermi vardı. Fakat duvarların dışında, Mehdi yaklaşık 50.000 Derviş askeri topladı ve zaman geçtikçe İngilizlerin şehri başarılı bir şekilde terk etme şansı zayıfladı. Gordon, Mehdi'ye karşı bir halk ayaklanması düzenlemek ve yönetmek için Mısır'daki sürgündeki kötü şöhretli eski köle Zübeyir Paşa'yı geri çağırma fikrini coşkuyla desteklemişti. Bu fikir İngiliz hükûmeti tarafından veto edildiğinde, Gordon arka arkaya İngiliz üstlerine, durumu kurtarmak için bir dizi alternatif yol önerdi. Hepsi benzer şekilde veto edildi. Bunların arasında şunlar vardı:

  •   Mavi Nil boyunca güneye, Abyssinia'ya (şimdi Etiyopya) doğru bir kaçış yapmak, bu rota boyunca konuşlanmış garnizonları toplamasına olanak tanıyacaktı.
  •   Hindistan'dan Müslüman alaylarının getirilmesi.
  •   Ayaklanmayı bastırmak için Mısır ve Osmanlı'dan asker getirilmesi.
  •   Muhtemel bir çözümü bulmak için Mehdi'yi ziyaret etmek.

Sonunda Gordon'un İngiliz birlikleri olmadan rahatlaması imkansız hale geldi. Sör Garnet Wolseley yönetiminde, usulüne uygun bir askerî birlik bölgeye gönderildi, ancak Beyaz Nil'in seviyesi kışın düştüğü için duvarların eteğindeki çamurlu 'kumsallar' ortaya çıktı. Şehirde açlık ve kolera yaygınlaştı ve Mısır birliklerinin morali bozuldu, Gordon'un konumu savunulamaz hale geldi ve şehir 313 günlük bir kuşatmanın ardından 26 Ocak 1885'te Hartum düştü.[4]

Nil Seferi

İngiliz Hükûmeti, gönülsüzce ve geç kalmış olarak, ancak kamuoyunun güçlü baskısı altında, Hartum garnizonunu rahatlatmak için Sir Garnet Wolseley komutasında bir yardım operasyonu düzenlemeye karar verdi. Bu operasyon, bazı İngiliz gazetelerinde Gordon'un şiddetle karşı çıktığı bir terim olan 'Gordon Yardım Keşif Gezisi' olarak tanımlandı. 17 Ocak 1885'te Ebu Klea Savaşı'nda Mehdi güçlerini yendikten sonra birlik, Ocak ayının sonunda Hartum'un görüş alanına geldi, ancak çok geç kalmışlardı: şehir iki gün önce düşmüş, Gordon ve garnizon katledilmişti.

Suakin Seferi

İngilizler ayrıca Mart 1885'te Korgeneral Sir Gerald Graham komutasında bir Hint birliği de içeren bir sefer gücü gönderdiler. Bu kuvvet, katıldığı iki savaşta başarılı olmasına rağmen askeri durumu değiştiremedi ve geri çekildi. Bu olaylar, tamamen Mehdi güçlerinin kontrolüne geçen Sudan'daki İngiliz ve Mısır varlığını geçici olarak sona erdirdi.

Muhammed Ahmed, zaferinden kısa bir süre sonra, 9 Ramazan 1302’de (22 Haziran 1885) muhtemelen tifüsten öldü. Kurduğu Mehdî Devleti’nin yönetimi halifesi Abdullah et-Teâyişî’ye geçti ve onun 2 Eylül 1898’de mağlûp edilip ertesi yıl öldürülmesine kadar devam etti.[3]

Ekvator seferi

1886 ile 1889 arasında, Beyaz Nil'in üst kısımları boyunca Güney Sudan'ın bir bölgesi olan Ekvator Eyaleti valisi Emin Paşa'ya destek için bir İngiliz sefer gücü hazırlandı. Albert Gölü ve Batı Nil de dahil olmak üzere günümüz Uganda'nın kuzey bölümlerinin çoğunu içeren Ekvator Eyleti, Afrika'nın iç kesimlerinde, yalıtılmış karakollardaki bir avuç maceracı ve İngiliz askerden meydana geliyordu. Mısırlı Ekvator valisini rahatlatmak için bir düzenleen İngiliz seferi Orta Afrika'dan geçti. Vali Emin Paşa kurtarıldı, ancak sefer, meydana gelen büyük çaplı kaypılar yüzünden başarısızlıksız olarak da yorumlanmaktadır.

Etiyopya Seferleri

3 Haziran 1884 tarihli Hewett Antlaşması'na göre Etiyopya, Güney Sudan'daki Mısır garnizonlarının tahliyesini kolaylaştırmayı kabul etmişti. Eylül 1884'te Etiyopya, Mısır'ın işgal ettiği Bogos eyaletini yeniden işgal etti ve Mehdistler tarafından kuşatılan Mısır garnizonlarını kurtarmak için uzun bir sefer başlattı. Askerî operasyon, İmparator IV.Yohannes ve Ras Alula tarafından yönetildi. Ras Alula komutasındaki Etiyopyalılar 23 Eylül 1885'te Kufit Muharebesi'nde zafer kazandılar.

Kasım 1885 ile Şubat 1886 arasında IV.Yohannes, Wollo'da bir isyanı bastırıyordu. Ocak 1886'da Mehdi güçleri Etiyopya'yı işgal etti, Dembea'yı ele geçirdi, Mahbere Selassie manastırını yaktı ve Chilga'ya kadar ilerledi. Gojjam Kralı Tekle Haymanot, Ocak 1887'de Sudan'da Gallabat'a kadar başarılı bir karşı saldırı düzenledi. Bir yıl sonra, Ocak 1888'de Mehdi güçleri, Sar Weha'da Tekle Haymanot'u yenerek ve Gondar'ı fethederek geri döndü.

İtalyan sefer ve İngiliz-Mısır güçlerinin Sudan'ı yeniden fethi

Aradan geçen yıllarda Mısır, Sudan konusundaki iddialarından vazgeçmemişti ve İngiliz yetkililer bu iddiaları meşru görüyordu. İngiliz yöneticiler tarafından sıkı kontrol altında tutulan Mısır ekonomisi, yeniden inşa edildi ve Mısır ordusu bu kez İngiliz subaylar ve astsubaylar tarafından eğitildi ve yönetildi. Durum Mısır'ın hem siyasi hem de askeri olarak Sudan'ı yeniden ele geçirmesine izin verecek şekilde gelişti.

1890'dan beri İtalyan birlikleri Mehdi güçlerini Serobeti Savaşı ve Birinci Agordat Muharebesi'nde yendi. Aralık 1893'te İtalyan Sömürge Birlikleri ve Mehdi güçleri, İkinci Agordat Muharebesi'nde tekrar savaştı; Ahmed Ali, Doğu Sudan'daki İtalyan güçlerine karşı sefer düzenledi ve Kassala'nın doğusundaki yaklaşık 10-12.000 kişiyi yöneterek 2.400 İtalyan ve Albay Arimondi komutasındaki Eritreli Ascaris ile karşılaştı. İtalyanlar tekrar kazandı ve savaşın sonucu "Avrupalıların Sudanlı devrimcilere karşı kazandığı ilk kesin zaferi" oluşturdu. Bir yıl sonra, İtalyan sömürge güçleri, başarılı Kassala Savaşı'ndan sonra Kassala'yı ele geçirdi.[4]

1891'de Katolik bir rahip olan Peder Joseph Ohrwalder, Sudan'daki esaretten kaçtı. 1895'te eski Darfur Valisi Rudolf Carl von Slatin, Halife'nin hapishanesinden kaçmayı başardı. Mehdi eğilimleri hakkında hayati istihbarat sağlamanın yanı sıra, her iki adam da Sudan'daki deneyimlerinin ayrıntılı şekilde yazdı. Sudan'ın yeniden fethinin savunucusu Reginald Wingate ile birlikte yazılan her iki eser Mehdi güçlerinin vahşetini ve barbarlığını vurguladı. İngiltere, söz konusu kitapların geniş tanıtımı sayesinde kamuoyu askerî müdahaleyi desteklemeyi başladı.

1896'da İtalya, Adwa'da Etiyopyalılar tarafından ağır bir yenilgiye uğradığında, Doğu Afrika'daki İtalyan konumu ciddi şekilde zayıfladı. Mehdi güçleri, 1894'te kaybettikleri Kassala'yı geri alabilecek durumdaydılar. İngiliz hükûmeti, Kuzey Sudan'da bir askeri gövde gösterisiyle İtalyanlara yardım etmeye kadar verdi. Ki bu, Yukarı Nil bölgelerinde artan Fransız işgal tehdidiyle aynı zamana denk geliyordu.

Lord Cromer, iktidardaki Muhafazakâr-Birlikçi hükûmetin saldırıdan yana olacağına karar vererek, süreci tam bir istilaya çevirmeyi başardı. 1897'de İtalyanlar, kolonilerinin uluslararası alanda tanınması için İtalyan Eritre olarak andıkları Kassala'nın kontrolünü İngilizlere geri verdi.

İngiliz-Mısır Ordusu'nun yeni Serdar'ı (komutanı) Herbert Kitchener, 12 Mart'ta hareket emrini aldı ve kuvvetleri 18'inde Sudan'a girdi. 11.000 kişilik Kitchener kuvveti, Maxim makineli tüfekler ve modern topçular da dahil olmak üzere zamanın en modern askeri teçhizatına sahipti ve Nil üzerindeki bir savaş filosu tarafından destekleniyordu. İlerlemeleri yavaş ve metodikti, yol boyunca müstahkem kamplar inşa edildi ve Wadi Halfa'daki bir istasyondan aceleyle iki ayrı dar hatlı demiryolları yapıldı. Seferin ilk ciddi çatışması 7 Haziran 1896'da Kitchener komutasındaki 9.000 kişilik kuvvetin, Ferkeh'deki Mehdi Garnizonunu ortadan kaldırdığı karşılaşma oldu.

1898'de, Afrika mücadelesi bağlamında İngilizler, Mısır'ın Sudan üzerindeki iddiasını yeniden savunmaya karar verdi. Mısır'da Kitchener komutasındaki bir sefer düzenlendi. 8.200 İngiliz askeri ve İngiliz subayların komuta ettiği 17.600 Mısır ve Sudanlı askerden oluşan sefer gücü, (bazen Dervişler olarak adlandırılan) sayıları 60.000'den fazla olan, ancak modern silahlardan yoksun Mehdi güçlerine karşı ilerledi.

İngiliz-Mısırlılar, Nisan 1898'de Atbara Muharebesi'nde Mehdi güçlerini yendikten sonra Eylül ayında Mehdi devletinin başkenti Omdurman'a ulaştı. Mehdi ordusunun saldırısı, İngiliz makineli tüfeklerinin ateşiyle engellendi. Arta kalan az sayıdaki Dervişler, Halife Abdullah'la birlikte Güney Sudan'a çekildi. Takip sırasında, Kitchener kuvvetleri, Fashoda'da Binbaşı Jean-Baptiste Marchand komutasındaki 150 kişilik bir Fransız kuvvetiyle karşılaştı ve Fashoda Buhranı diye anılan olay meydana geldi.[5] İngiliz-Mısır güçleri, Ümmü Diwaykarat'ta Halife Abdullah'ı öldürdü ve Mehdi devletini sona erdirdiler.

Bu seferin kayıpları şunlardı:

Mehdi Sudanı: 30.000 ölü, yaralı veya esir
İngiliz-Mısır güçleri: 700'den fazla İngiliz, Mısırlı ve Sudanlı öldü, yaralandı veya esir alındı.

Sonrası

İngilizler, Sudan üzerinde etkili bir şekilde İngiliz egemenliği kuran yeni bir sömürge sistemi olan İngiliz-Mısır yönetimi kurdu. Bu yönetim, 1956'da Sudan'ın bağımsızlığına kadar devam etti.

Popüler kültürde Mehdi Ayaklanması ve Sudan savaşları

değiştir
  • Mehdi Savaşı, Henryk Sienkiewicz'in In Desert and Wilderness adlı romanının arka planını oluşturmaktadır.
  • Mehdi Savaşı, A.E.W. Mason'un The Four Feathers adlı romanının zeminini oluşturur. Roman birçok kez sinemaya uyarlanmıştır.
  • 1939'da Ronald Colman ve Walter Huston'ın oynadığı bir filme uyarlanan 1890 Kipling romanı The Light That Failed konusunu Mehdi Savaşı'ndan alır.
  • 1966 tarihli Hartum filminde, General Gordon, Charlton Heston tarafından, Mehdi Muhammed Ahmet ise Laurence Olivier tarafından canlandırıldı.
  • Sudan'ın yeniden fethi, John Ferry'nin 2008 tarihli Omdurman'dan Sonra adlı romanına konu olmuştur.
  • Hartum kuşatması ve Sudan'ın yeniden ele geçirilmesi, Wilbur Smith'in 2005 tarihli Güneşin Zaferi romanında öne çıkar.
  • BBC dizisi Ripper Street'in kahramanlarından biri olan Polis Çavuşu Bennet Drake (Jerome Flynn), Sudan Seferlerinin kıdemli bir üyesidir ve savaşta yaşadıkları yıllar sonra bile onu rahatsız etmektedir.
  • Yazar ve deniz arkeoloğu David Gibbins, 2013 tarihli romanı Firavun büyük ölçüde Sudan Seferi ve Hartum Kuşatması'ndan yararlanıyor.
  • İngiliz komedi dizisi Dad's Army'de, (Clive Dunn'ın canlandırdığı) Onbaşı Lance Jones, Sudan Seferi'nin kıdemli bir üyesidir ve sık sık "Deli Mehdi"ye ve Omderman Savaşı'ndaki varlığından "Bulanık Wuzzies" ile savaşan varlığına atıfta bulunur.
  • Frank Herbert'in 1965 yılında yazdığı popüler bilimkurgu romanı Dune'un baş kahramanı, Mehdi'ye atıfta bulunan Muad'Dib olarak adlandırılır. Kitapların konusu da Mehdi Savaşlarından büyük ölçüde yararlanmıştır. Roman ve Herbert'in devamında yazdığı diğer romanlar, pek çok kez sinemaya ve televizyona uyarlandı. 1984 yapımı David Lynch'in yönettiği Dune filmi bunlar arasında en ünlüsüdür. Ayrıca romandan yola çıkarak birkaç farklı bilgisayar oyunu hazırlandı.

Kaynakça

değiştir
  1. ^ "Mahdist War". en.wikipedia.org. 13 Eylül 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Ocak 2021. 
  2. ^ a b Faik Bulut (2009). İslamcı Örgütler - 1. Cumhuriyet Kitap. s. 332. Erişim tarihi: 5 Mart 2021. [ölü/kırık bağlantı]
  3. ^ a b c d e f "TDV İslâm Ansiklopedisi, MUHAMMED AHMED el-MEHDÎ maddesi". Türkiye Diyanet Vakfı. 5 Şubat 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Mart 2021. 
  4. ^ a b c Albert Hourani (2012). Arap Halkları Tarihi. Alogan, Yavuz tarafından çevrildi. İletişim Yayınları. 21 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Mart 2021. 
  5. ^ "Faşoda Buhranı". tr.wikipedia.org. 20 Eylül 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Ocak 2021.