Osmanlı İmparatorluğu'nda diller
Osmanlı İmparatorluğu'nda devlet işlerinde ve sarayda kullanılan dil Osmanlı Türkçesi olmasına[1] karşın imparatorluğun hâkimiyeti altındaki bölgelerde diğer diller de kullanılmaktaydı. Ekalliyet kendi cemaatleri içinde kendi dillerini kullanmak konusunda serbest idi ancak hükûmet ile resmî konularda devletin resmî dili olan Osmanlı Türkçesini kullanmak zorundaydı.[2][3]
Osmanlı döneminde nüfuzu yüksek olan üç dil bulunmaktaydı: Anadolu'da ve Balkanlarda halkın çoğunun konuştuğu Türkçe; yalnızca edipler tarafından kullanılan, şiir yazılan Farsça[4] ve asıl olarak Arabistan, Kuzey Afrika, Irak, Kuveyt ve Bilad eş-şâm'da konuşulan Arapça. İçinde Arapça ve Farsçadan hem dil bilgisi kuralları hem de kelimeler içeren Osmanlı Türkçesi ise geniş Osmanlı bürokrasisi içinde resmî dil olarak kullanılmaktaydı. Osmanlı Türkçesinin yazışmalarda kullanılmaya başlanması yazılı eserlerde Arapça ve Farsça hakimiyetini azalttı ve Türkçe bilim dili oldu.[5]
Kemal Karpat'ın 1894 tarihli okuma yazma bilmeme verilerine göre okuryazarlık oranı %55 olduğu anlaşılıyor.[6][7] UNESCO tarafından yayınlanan “Okuryazar Toplum Yaratmak” isimli kitapçıkta ise 1. Dünya Savaşı öncesinde okuryazar oranı % 20 ila % 30 arasındaydı.[8] Donald Quataert'a göre 19. yüzyıl başlarına kadar okuryazarlık oranı %2 ila %3 arasındaydı ve bu oran 19. yüzyılın sonunda ancak %15'e gelebilmişti.[9] Bu düşük okuryazarlık oranı nedeniyle halktan bir kişi hükûmet ile resmî işlerini hâlledebilmek için arzuhâlcilere başvurmak zorunda kalıyordu.[10] Gayrimüslim halk, kendi ailesiyle ve mahallesinde kendi dilini konuşmaktaydı. Farklı iki cemaatin bulunduğu köylerde ise genellikle birlikte yaşayan topluluklar birbirlerinin dilini konuşabilmekteydi.
İmparatorluğun son iki yüzyılında Fransızca ve İngilizce, özellikle Levant bölgesinde yaşayan Hristiyanlar arasında popülerlik kazanmıştır. Elit tabakanın çocukları okulda Fransızca öğreniyor ve Avrupa'dan gelen ürünler bir moda unsuru olarak kullanılıyordu. Özellikle Farsça, eğitimli nüfus arasında edebiyat dili olarak kullanılıyordu.[4] Arapça ise dinî törenlerde kullanılan dil idi.
İmparatorluk sınırları içinde çok değişik dil gruplarına ait topluluklar bulunmaktaydı. Balkan Yarımadası'nda çoğunlukla Slav dilleri, Yunanca ve Arnavutça konuşulmakta, Türkçe ile Rumence azınlıklar tarafından konuşulmaktaydı. Anadolu'da ortak dil Türkçe idi ancak Rumca, Ermenice, Lazca ve Kürtçe de konuşulmaktaydı. Suriye, Irak, Arabistan, Mısır ve Kuzey Afrika'da ise halkın çoğu Arapça konuşurken elit tabaka Türkçe konuşmaktaydı. Osmanlı İmparatorluğu'nun hiçbir eyaletinde tek bir dil konuşulmamaktaydı.[11]
Notlar
değiştir- ^ "The Rise of the Turks and the Ottoman Empire". 28 Haziran 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Şubat 2013.
- ^ "Language use in the Ottoman Empire and its problems, 1299-1923". 24 Aralık 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Şubat 2013.
- ^ "Kanun-i Esasi Nedir? Kanuni Esasi Özellikleri, Maddeleri, Sonuçları Neler, Ne Zaman ve Hangi Padişah Döneminde Hazırlandı?". Sabah. 1 Şubat 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Eylül 2022.
- ^ a b Persian historiography and geography, Bertold Spuler,M. Ismail Marcinkowski, page 69, 2003
- ^ "Erhan Afyoncu - Türkçe Bilim Dili Oldu". Sabah. 2 Mayıs 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ "Osmanlı Devleti'nde okuryazar oranının yüzde 66 olduğu iddiası". Teyit.org. 9 Ekim 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ Osmanlı Nüfusu (1830-1914). Tarih Vakfı Yurt Yayınları. 2003. s. 449.
- ^ "Literacy for Life". Unesco Publishing. 10 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ "The Ottoman Empire, 1700-1922". Donald Quataert. 9 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ Kemal H. Karpat (2002). Studies on Ottoman social and political history: selected articles and essays. Brill. s. 266. ISBN 90-04-12101-3.
- ^ Imber, Colin (2002). "The Ottoman Empire, 1300-1650: The Structure of Power" (PDF). s. 2. 7 Nisan 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Şubat 2013.