Renk körlüğü

Hastalık çeşidi

Renk körlüğü bir canlının görme merkezinde özel bir pigment molekülünün bulunmaması veya gerektiğinden az bulunmasıdır. Bu eksiklik sonucunda çeşitli renklerin çevresindeki renkler ayırt edilemez.

Renk körlüğü tanısında kullanılan ishihara testinde farklı tipte renk körlerinin gördükleri

Kırmızı, yeşil ve mavi renklerden bir ya da birden fazlasını ayırt edememeyle ortaya çıkan bozukluktur. Renk körlüğü olmayan erkeklerin kız çocukları renk körü olmamakla birlikte renk körlüğünün taşıyıcısı durumundadırlar. Taşıyıcı kadınların erkek çocuklarının yarısı da renk körü olarak doğmaktadır. Annenin renk körü olduğu durumda, erkek çocuklar renk körü olarak doğmaktadır. Baba renk körü, anne taşıyıcı ise doğacak her çocuk %50 olasılıkla renk körü olacaktır. Çünkü renk körlüğü X kromozomu üstünde taşınan bir genle tetiklenen bir durumdur.

Renkli görme yeteneği insanın yanı sıra balıklar, amfili boyunlar, bazı sürüngenler, bazı kuşlar, arılar ve kelebeklerde de bulunur. Gözde, ağ tabakada koni olarak bilinen hücreler renklerin algılanmasını sağlar. Bu hücrelerin mavi-mor, yeşil ve sarı-kırmızı dalga uzunluklarındaki ışığa duyarlı olan üç türü vardır. Zedelenen ya da olmayan hücrenin türü, renk körlüğünün türünü belirler. Renk körlüklerinin büyük bir bölümü eşeye bağlı çekinik kalıtımla kuşaktan kuşağa geçer. Buna ek olarak bazı ağ tabaka hastalıkları ve zehirlenmelerde de gerçekleşebilen renk körlüğünün bilinen bir tedavisi yoktur.

Teşhisi

değiştir

Renk körlüğünün açığa çıkarılması ve ayrıca renk körlüğü veya renk görme eksikliği tipinin belirlenmesine yarayan pek çok test vardır. Ishihara, farnsworth munsell D-15 ve farnsworth lantern bunlara örnektir.

Renk körlüğü hastalığı tam renk körlüğü ve kısmi renk körlüğü olmak üzere iki ana gruba ayrılmaktadır. Renk körlüğü kalıtsal nedenlerden dolayı ortaya çıkmaktadır. Çocukluk veya ergenlik çağında başlar ve ilerleyebilir. Renk körlüğünün ortaya çıkmasındaki diğer bir etken kalıcı beyin hasarları ya da retina hasarıdır. Ayrıca çocukluk çağında maruz kalınan yüksek ultraviyole ışınlar kalıcı olarak renk körlüğü yapabilmektedir. Renk körlüğünün en yaygın kaynağı çocuklukta alınan yüksek ultraviyole ışınlardır. Renk körlüğü kırmızı-yeşil veya mavi-sarı renk eksik görme veya renk algılayamama olarak belirlenir.

Normal bir insanın renkleri eksiksiz algılayabilmesi, üç ayrı cins koni hücresinin uyum içinde çalışması ile mümkün olmaktadır. Normal olarak renkleri algılayan görme trikromat olarak tanımlanmıştır. Eğer insan renk görme ve algılamada sadece iki koni hücresine sahip ise sadece iki koni hücresinin algıladığı renkleri ve renklerin karışımlarını görmektedir. Bu durumda eksik olan koni hücresine ait dalga boylarındaki renkleri göremez bu durumdaki kişiler dikromatik renk körü denir.

Renk körlüğü çeşitleri

değiştir

Bireyde kırmızı renge duyarlı olan koni hücreleri yok ise (protanopi) kırmızı renk körlüğü, mavi renge duyarlı koni hücreleri yok ise mavi renk körlüğü, yeşil renge duyarlı koni hücreleri yok ise (döteranopi) yeşil renk körlüğü yaşıyordur.

Kırmızı rengi ayırt eden koni hücresinin olmadığı bir durum olan protanopi renk körlüğünde sadece koyu kırmızı renk algılanmaz. Kişinin gördüğü renkler koni hücreleri durumu ile ilgili olarak yeşil, mavi ve bu iki rengin karışımıyla görülen renkler olur. Yeşil ayrımı yapan yeşile duyarlı konilerin bulunmadığı döteranopi renk körlüğü durumunda ise, yalnızca kırmızı ve mavi renkler ile bunların karışımı görülür. Yeşil renkler ayırt edilemez.

Yalnızca tek renk konisinin mevcut olduğu durumlarda, diğer iki renk konisinin olmadığı renk görme sorununa monokromatik renk körlüğü denmektedir. Örnek verecek olursak sadece mavi rengi algılayan mavi renk konilerinin mevcut olduğu bir durumda, kırmızı ve yeşil renk konilerinin bulunmadığı durumlarda kişi yeşil ve kırmızı renkleri ayırt edemeyecektir. Monokromatik renk körleri sadece mavi ve sarı renkleri tanımlayabildiğinden, bu durum kırmızı-yeşil renk körlüğü olarak adlandırılabilir.

Renk görme ile ilgili olarak eğer üç konide yok ise bu durumdaki bir kişi renkleri yalnızca siyah ve beyaz olarak algılayabilir (anopi). Bu durumdaki kişi tam renk körü olarak nitelenir. Bazı insanlar trikromat olmakla birlikte renk ayırabilme kabiliyetleri zayıf olabilir. Bu durumdaki kişilerin sıkıntısı renk görme bozukluğu olarak adlandırılır.

Kaynakça

değiştir
  • Bilim ve teknik dergisi, Cilt: 23, Sayı: 270, Sayfa: 20-21