Sandıkçı Şükrü

Sandıkçı Şükrü veya Sandıkçıoğlu (1865 - 1907), 1900'lü yılların başlarında Karadeniz bölgesinde faaliyet gösteren ve bazı kaynaklarda halk kahramanı olarak geçen Rizeli eşkıyadır.[1] Zülfü Livaneli ve Edip Akbayram'ın yazdığı Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz türküsünde Sandıkçı Şükrü'nün öldürülmesi konu alınmaktadır.[2]

Rize yerlisi Ömer Reis'in oğlu olarak Rize'de doğar. Gençlik yılları yunus avcılığı ile geçer. Askerliğini 20 yaşında Trabzon'daki askeri filikalarda icra eder. Orta boylu, geniş omuzlu ve yakışıklı biri olarak tasvir edilmekteydi. Sandıkçı Şükrü'nün ilk vukuatının ne olduğu ile ilgili çeşitli iddialar vardır. İlk iddiaya göre, Sandıkçı Şükrü Perili ailesinden birini tapu meselesinden kaynaklı bir sebeple öldürüp 1886 yılında Rize Hapishanesi'ne girer.[3] Araştırmacı Saffet Uysal'ın Sandıkçı Şükrü'nün arkadaşları Keşişoğlu Kotan Ağa ve Rahmi Rakıcı ile yaptığı röportajlara göre, Sandıkçı Şükrü'nün ilk vukuatı, arkadaşı Manleli İsmail'i öldürmesidir. İsmail'in karısı Gülşen, Şükrü'yü öldürmek için yemeğine zehir koyar. Bu durumu hissettiği için yemeğe dokunmayan Şükrü, bu durumu bilip bilmediğini arkadaşı İsmail'e sorar. İsmail'in haberi olmadığını fark edince, İsmail'den karısını boşamasını ister. İsmail bunu reddedince, İsmail'i öldürür. İkinci öldürmesinde ise Boğaz (İskelemoz) mahallesinden evlendiği Fadime'nin bacanağı Kikikli Yusuf'un evliliğe sıcak bakmaması ve öldürmek için tüfekle Şükrü'nün etrafında dolaşması üzerine, Kikili Yusuf'u öldürür.[4]

Abdûoğulları'na çalışan eşkıya Hasan ve onu öldürmeyi planlayan eski arkadaşı Kamacıoğlu'nu öldürür. Rize'nin kabadayılarından Kırbozoğlu, Sandıkçı'yı vurmak için ona bir tuzak kurar. Sandıkçı'ya salih kaçaklığı teklifi yaparken hazırlıksız yakalayıp Sandıkçı'yı öldürmek istese de, kendi tuzağına düşüp Sandıkçı tarafından öldürür. Alay komutanı sıfatıyla Rize'ye atanan Hacı Bey adlı zabit, Sandıkçı Şükrü'yü öldürmek için Gürcülerden oluşan birlikle Sandıkçı'yı Roşi denen konumda sıkıştırır. Bu duruma hazırlıklı olan Sandıkçı, çatışmada Miralay Hacı Bey'in çetesinden birçok kişiyi öldürür ve Hacı Bey geri çekilmek durumunda kalır. Aynı olay birkaç kez tekrar edince Hacı Bey, istifasını sunup Rize'yi terk eder. Böylelikle Sandıkçı Şükrü, yaklaşık 15 sene eşkiyalık yapar.[5]

O zamanlarda orta yaşlarda olan Sandıkçı Şükrü, Rize'nin Portakallık (Haldoz) mahallesindeki bir düğüne kalabalığı sevmediği için kardeşi Bayram'ı gönderir. Kardeşi düğünde Abdi Ağa tarafından bıçaklanarak yaralanınca Abdi Ağa'yı öldürmeye karar verir. Kovalamacanın sonunda köy meydanında iki el ateş ederek Abdi Ağa'yı öldürür. Bunun üzerine Derepazarı'nın Uzunkaya (Uruspa) köyünde tutuklanarak 15 yıl hapis cezasıyla Sinop Cezaevi'ne gönderilir. Sandıkçı Şükrü İstanbul'a firar etse de yakalanarak cezaevine geri götürülür. Bir süre cezaevinde kalan Şükrü, karısı Fadime'nin Rüstem Ağa tarafından öldürüldüğünü duyunca hapisten kaçmaya karar verir. Cezaevinden denize atlayarak kaçan Şükrü, Rizeli sandalcıların yardımıyla 3 gün içinde Rize'ye varır.[6] Rize'ye geldikten sonra Rüstem Ağa'yı öldürür. Sonrasında olay yerinden uzaklaşan Sandıkçı Şükrü, Trabzon'un Of ilçesindeki İkizdere köyünde köylülerle kahvede otururken zengin birinin kendisini ihbar etmesiyle polislerce etrafı sarılır. Polislerle silahlı çatışmaya giren Şükrü, camdan atlayarak kaçarak kardeşi Bayram ve yeğeni Mehmet ile birlikte Sanlı Mezrası'ndaki "Aliye" adlı yaşlı bir kadının evine saklanır. Aliye isimli kadın, Sandıkçı uyuduktan sonra onları polise ihbar eder.[7] Sonrasında ev, Trabzon Valisi Kadri Paşa'nın emriyle gönderilen 500 kişilik süvari birliği tarafından kuşatılır. Sandıkçı Şükrü'nün eski arkadaşı Varilcioğlu Sadık, Şükrü’ye teslim olması halinde öldürülmeyeceğine dair güvence verir. Sandıkçı Şükrü, teslim olmasına rağmen, köyden çıkarıldıktan sonra Varilcioğlu tarafından iki kurşunla sırtından vurularak öldürülür.[8] 9 Ocak 1907 tarihinde öldürülen Sandıkçı'nın naaşı, Rize'ye getirilip 3 gün boyunca tüfeğiyle beraber Rize'de sergilendikten sonra eşkiya mezarlığına defnedilir.[9]

Arşiv belgelerinde Sandıkçı Şükrü'nün Kastamonu civarında birçok cinayet işlediği için 22 Ağustos 1898 tarihli mahkeme kararıyla Fizan'a sürüldüğü, Fizan'a götürülürken İzmit çevresindeki bir ormanda askerlerden kaçarak Rize'ye gittiği yazmaktadır.[10] Başka bir kaynakta Sinop Cezaevi'nden kaçtıktan sonra İstanbul'da yakalandığında Sinop'a geri götürülmek yerine Bodrum Cezaevi'ne götürülmesine karar verildiği, Bodrum'a götürülürken İzmir Limanı'nda kardeşi Bayram'ın yardımıyla firar ettiği yazmaktadır.[11] Bu durum, Sandıkçı Şükrü'nün Sinop Cezaevi'nden kaçarak Rüstem Ağa'yı öldürmek için Rize'ye gitmesiyle çeliştiği için iki bilgiden biri hatalıdır.

Destanları

değiştir

Sandıkçı Şükrü'nün destanları, Külhanbeyi edebiyatında en meşhur olan destanlardandır.[12] Bir destada Şükrü, Perilizade adlı mısır tacirinden fakirlere mısır vermesini ister, tacir bu isteği reddedince gece yarısı adamlarına toplattığı mısırları fakirlere dağıtır. Bununla da kalmayıp, tacirin sakalını tıraş eder. Bir başka destanda Karadeniz kıyısındaki Sohum şehrinde deniz fenerini koruyan nöbetçileri öldürür ve deniz fenerini yerinden söküp Trabzon'a getirerek Osmanlı hükümetine teslim eder. Bir başka olayda Rize Mutasarrıfı, Şükrü'yü yakalamak için gerekli tedbirleri alırken, Şükrü ona bir haber gönderir: "Benimle çok uğraşmasın, yoksa çocuğunu alırım." Bir süre sonra Şükrü, Mutasarrıfın çocuğu evinin bahçesinde oynarken yanına gelir ve "bu seferlik iyisin, babana haber et; beni darlarsa seni götüreceğim" der.[13] Bir başka olayda Sandıkçı Şükrü motorunu Kızılırmak'ın kıyısında Bulgaristan'a kaçmak isteyen Pontuslu eşkiya Abacı Yanko ve çetesine kiralar ve onları gizlice motoruna bindirir.[14][15]

Dinci ve tutucu bir şair olan Rizeli Kâhya Salih (1843 - 1909), Sandıkçı Şükrü hakkında bir destan yazmıştır. Murat Sertoğlu ve Emin Ali Kalcıoğlu ve Sandıkçı Şükrü hakkında roman yazmışlardır. Refi' Cevad Ulunay, Sandıkçı Şükrü'yü "yaptıklarının pişmanlığını yaşasa da, affedilmeyeceğinin bilincinde olduğu için teslim olmayan mert insan" şeklinde tanımlamıştır. Sandıkçı Şükrü karakteri, Nazlı Eray'ın Sis kelebekleri romanında da geçmektedir.[16] Sandıkçı Şükrü'nün adı Rize'deki bir sokağa verilmiştir.

Kaynakça

değiştir
  1. ^ Nusret Yılmaz (2020). Suç ve Ceza Türk Romanında Eşkıyalık (PDF). Libra Kitapçılık ve Yayıncılık Ticaret A.Ş. s. 70. ISBN 9786257900225. Erişim tarihi: 13 Eylül 2024. 
  2. ^ Ferudun Babacan (2020). Aha Buraya Yazıyorum Düşünce Suç Mudur?Sucuk mudur?. Ferudun Babacan. s. 295. Erişim tarihi: 13 Eylül 2024. 
  3. ^ "Rize Halk Kültürü Sözlü Edebiyat". karadeniz.gov.tr. 14 Eylül 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Eylül 2024. 
  4. ^ Gazanfer Eryüksel (22 Ekim 2018). "Bir Türkünün Hikayesi "Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz"". blog.milliyet.com.tr. 13 Eylül 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Eylül 2024. 
  5. ^ Yaşar Küçük (2006). Doğu Karadeniz bölgesi eşkıya ve kabadayıları türküler-destanlar. Serander. s. 87. ISBN 9789750086250. Erişim tarihi: 13 Eylül 2024. 
  6. ^ Tolga Ersoy (1997). Sinop'un hanı Sinop Hapishanesinin tarihi ve edebiyattaki yeri. Sorun Yayınları. s. 52. ISBN 9789754310719. Erişim tarihi: 13 Eylül 2024. 
  7. ^ Doğu Karadeniz araştırmaları. Kitabevi. 2005. s. 136. ISBN 9789756403532. Erişim tarihi: 14 Eylül 2024. 
  8. ^ "Sandıkçı Şükrü, Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz Hikayesi". gercektaraf.com. 26 Ağustos 2017. Erişim tarihi: 13 Eylül 2024. 
  9. ^ Yaşar Küçük (2006). Doğu Karadeniz bölgesi eşkıya ve kabadayıları türküler-destanlar. Serander. s. 49. Erişim tarihi: 13 Eylül 2024. 
  10. ^ Banu Yılmaz (2022). "Trabzon Vilayeti'nde Meşhur Eşkiyalar (1876-1919)". dergipark.org.tr. 14 Eylül 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Eylül 2024. 
  11. ^ Yaşar Küçük. Doğu Karadeniz bölgesi eşkıya ve kabadayıları türküler-destanlar. Serander. s. 44. ISBN 9789750086250. Erişim tarihi: 14 Eylül 2024. 
  12. ^ Mehmet Demirtaş. "18. Yüzyılda Osmanlı'da Bir Zümrenin Alt-Kültür Grubuna Dönüşmesi: Külhanbeyleri". dergipark.org.tr. 13 Eylül 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Eylül 2024. 
  13. ^ Hasan Lâtif Sarıyüce (1960). 28 Nisan - 27 Mayıs hürriyet şiirleri antolojisi. Ekin Basımevi. s. 104-105. 27 Kasım 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Eylül 2024. 
  14. ^ Şemsettin Bargut (2000). Birinci Dünya Harbi'nde ve Kurtuluş Savaş'ında Türk deniz harekatı Seferberlikten Lozan'a. Dz.K.K. Merkez Daire Başkanlığı Basımevi. s. 123. ISBN 9789754091656. Erişim tarihi: 13 Eylül 2024. 
  15. ^ Mustafa Hergüner (1992). Kurtuluş Savaşı'nda denizciliğimiz. Türkiye Denizciler Sendikası. s. 201. Erişim tarihi: 13 Eylül 2024. 
  16. ^ Ahmet Erdem Erattır (2021). "Nazlı Eray'ın Eserlerinde Fantastik Unsurlar (Hikayelerinde Ve Romanlarında)" (PDF). dspace.balikesir.edu.tr. 13 Eylül 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 13 Eylül 2024.