Bu madde, Vikipedi'deki İstanbul maddelerini geliştirmek amacıyla oluşturulan Vikiproje İstanbul kapsamındadır. Eğer projeye katılmak isterseniz, bu sayfaya bağlı değişiklikler yapabilir veya katılabileceğiniz ve tartışabileceğiniz proje sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemine damgasını vurmuş olan Enver Paşa; Babası Ahmet Paşa'nın, annesi Ayşe Hanım ve kız kardeşi Mediha hanım ile birlikte yaşadığı köşke yazları geçirmek üzere eşi Naciye Sultan ile birlikte gelirdi. Enver Paşa ve Naciye Sultan denizden B.Çekmece’ye getiren çatana (bugünkü Pelikan Otel dolaylarındaki) iskeleye yanaşırdı. Zamanın koşullarına göre oldukça büyük boyutta olan ahşap iskelenin at arabalarının manevra yapıp rahatça dönebilecekleri genişlikte sofaları, iki yanında denize inen merdivenleri mevcuttu. İskeleden köşke doğru faytonlarla yola çıkılır, Naciye Sultan bazen çarşaf - peçeden oluşan kıyafeti bazen de maşlak denilen bol manto ve başörtüsü ile fayton içinde görünürdü. Enver Paşa ve sultan eşi; okulun ( Bu günkü B.Çekmece kaymakamlık binası ) önünde iki sıra olmuş öğrenciler tarafından “hoş geldiniz” bağrışlarıyla karşılanırdı. Enver Paşa da bu sıcak karşılamaya, ardı sıra gelen adamları vasıtasıyla öğrencilere ihsanlarda bulunarak cevap verirdi. O dönem de adı “B.Çekmece Enver Paşa İnas Mektebi” olan ilkokul öğrencilerine 100’er para ( 2,5 kuruş değerindeki kırmızı kağıt para ), bugünkü PTT binasının bulunduğu yerde öğrenim gören ortaokul öğrencilerine ise; gümüş çil kuruş dağıtılırdı. Bu merasimler her karşılamada ve uğurlamada tekrarlanırdı. Köşkte yaz kış yaşayan baba Ahmet Paşa; yakındaki okulun sınıf geçme ve bitirme sınavlarına katılarak, öğrencilere sınav soruları yöneltirdi. Köşk hanımlarının çevre ile ilişkileri resmi boyutta olup, pek az aile ile görüşülür, alış-veriş işleri ise şişmanlığı ile bilinen arap kahya ( uşak ) tarafından yapılırdı.
Ahşap panjurları maviye boyalı, üç katlı beyaz köşkün güller içindeki bahçesinde bir de havuzu vardır. Denize cepheli köşk; gerek şıklığı gerekse barındırdığı önemli kişilikler nedeniyle, 100 yıl öncesinin kanıksanmış ahşap karası evleri arasında Büyükçekmece'liler için adeta “eşsiz bir çiçek” güzelliğindedir.
Büyükçekmece Dizdariye semtindeki köşk 2005 yılında 2 büyük yangın geçirdi. Yangınlarda, kagir zemin kat üzerine 2 ahşap kattan oluşan yapının büyük bir kısmı (çatının sol kısmı, sol yan cephe kaplamaları, merdiven ve bir kısım odaların tavanı ile döşemeleri) yandı. İstanbul İl Özel İdaresi tarafından 2007 yılında başlatılan restorasyon, tarihi köşkün 108 yıl aradan sonra tekrar İstanbul'un kültür hayatındaki yerini almasını sağladı.
Restorasyonun ardından Büyükçekmece Çocuk Kültür Evi olarak yeniden düzenlenen tarihi köşk, artık küçük misafirlerini ağırlayacak.