Bu madde, Vikipedi'deki 10K maddelerini geliştirmek amacıyla oluşturulan Vikiproje 10K kapsamındadır. Eğer projeye katılmak isterseniz, bu sayfaya bağlı değişiklikler yapabilir veya katılabileceğiniz ve tartışabileceğiniz proje sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
Bu madde, Vikipedi'deki Siyaset maddelerini geliştirmek amacıyla oluşturulan Vikiproje Siyaset kapsamındadır. Eğer projeye katılmak isterseniz, bu sayfaya bağlı değişiklikler yapabilir veya katılabileceğiniz ve tartışabileceğiniz proje sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
Bu madde, Vikipedi'deki Tarih maddelerini geliştirmek amacıyla oluşturulan Vikiproje Tarih kapsamındadır. Eğer projeye katılmak isterseniz, bu sayfaya bağlı değişiklikler yapabilir veya katılabileceğiniz ve tartışabileceğiniz proje sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
Bu madde, Vikipedi'deki Sosyoloji maddelerini geliştirmek amacıyla oluşturulan Vikiproje Sosyoloji kapsamındadır. Eğer projeye katılmak isterseniz, bu sayfaya bağlı değişiklikler yapabilir veya katılabileceğiniz ve tartışabileceğiniz proje sayfasını ziyaret edebilirsiniz. İş birliğine katılarak da projeye katkıda bulunabilirsiniz.
Bu madde, Vikipedi'deki Uluslararası ilişkiler maddelerini geliştirmek amacıyla oluşturulan Vikiproje Uluslararası ilişkiler kapsamındadır. Eğer projeye katılmak isterseniz, bu sayfaya bağlı değişiklikler yapabilir veya katılabileceğiniz ve tartışabileceğiniz proje sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
(((((Köleliğin insani ve ahlaki olmadığı ilk olarak Aydınlanma Çağında anlaşılmaya başlanmıştır. İlk kanunlar İngiltere’de ve ABD’de 19. yüzyılın ilk çeyreğinde, 1807 yılında çıkarılmış, daha sonra diğer Avrupa devletleri onları izlemişti. Avrupa'da İngiltere'den sonra köleliği ilk kaldıran Osmanlı İmparatorluğu'dur. Osmanlı'da kölelik, Sultan Abdülmecid döneminde 1847’de bir fermanla yasaklanmıştır.
İstanbul'daki Fransız büyükelçisi "Vergeuennes"in damadı olan Baron de Tott şöyle demiştir: "İtiraf etmeliyiz ki, kölelerine ve cariyelerine kötü davranan Avrupalılardır. Bunun sebebi de : doğuluların köle satın almak için para biriktirmeleri, Avrupalıların ise para biriktirmek için köle satın almalarıdır))))) BU YAZI BİZİM BÜTÜN TARİHİMİZİ YALANLIYOR ..BİZ ANADOLUYA GELMEDEN ÖNCE MÜSLÜMAN OLDUK DİĞNİMİZ KESİNLİKLE KÖLELİĞİ YASAKLAMIŞTIR .BATI ÜLKELERİNE
TARİHİ İSTEDİKLERİ GİBİ YAZAMAYACAKLARINI ANLATMALIYIZ BU YAZININDA DÜZELTİLMESİNİ ARZ EDERİM..
"İslam'a göre bir Müslüman çok sayıda cariyeye diğer bir deyişle kadın kölelere sahip olabilir." Cümlesine referans olarak Nisa Suresi 3.ayet gösterilmiş. Ancak bu ifade tartışmalı bir ifade. Bu sebeple bu madde içerisinde yer almasını doğru bulmamaktayım. Örneğin Edip Yüksel meali şu şekilde : "Nisa 3: Yetimler hakkında adaletli davranamamaktan korkuyorsanız uygun gördüğünüz kadınlarla ikişer, üçer, dörder evlenebilirsiniz. Onlara eşit davranamamaktan korkuyorsanız bir taneyle veya yeminlerinizin/anlaşmalarınızın hak sahibi olduklari ile* yetinin. Sapmamanız için en uygunu budur." Açıklamayı aynen naklediyorum : "* 4:3, 24-25, 36 ve 24:33, 58 ayetlerinde gecen "ma meleket eymanukum" ifadesini "Yeminlerinizin / anlaşmalarınızın hak sahibi oldukları" biçiminde çevirmeliyiz. Zira "eYMaN" kelimesi "YeMYN" kelimesinin çoğulu olup, çoğul biçimiyle Kuran boyunca "sözler /anlaşmalar anlamında kullanılır (Bak: 4:33 5:89; 9:12; 16:91; 2:224-225; 16:92, 94; 30:28; 66:2; 5:53; 6:109;....). Kuran'daki bu kullanılışa bakılınca EYMAN kelimesinin "sağ el" anlamına gelen "YeMYN" kelimesinin çoğulu olarak kullanılMAdığına tanık oluyoruz. Tıpkı "AYET" kelimesinin tekili ve çoğulu arasında yapılan fark gibi. İslam'a girmeden önce veya cahiliyye dönemindeyken nikah kıymadan birlikte hayat yaşayan insanlar bu ifadede anlatılan sınıfa girer. Kuran, bu müslüman olmaya karar verdikten sonra bu insanların aralarındaki yemini ve anlaşmayı bozup birbirlerinden ayrılmalarını istemiyor. İki kız kardeşle evlenmiş olanların da bu hatayı işledikten sonra ayrılmalarını istemediği gibi... (4:23). Ortada nikahsız birlikteliğe bir teşvik yok. Sadece mevcut bir problemi daha da büyütmemek ve insanların müslüman olmalarının önüne engeller çıkarmamak amacını gütmektedir. ** Özellikle savaş anlarında dul kalan kadınlara ve yetimlere ekonomik ve psikolojik yardım sağlamak amacıyla sadece dul kadınlarla çok evliliğe izin verilir. (Ayrıca bakınız 4:127). Kuran'a inanan ve onu uygulayan Muhammed peygamberin poligami pratik etmesi bu amaç doğrultusunda olmalı. Kuşkusuz, dul kadınların "güzellikleri" ve diğer nitelikleri onlarla evlenme konusunda faktör olabilir. Çok kadınla evlenme cesaretini gösterenler onlara eşit davranmaya çalışmalı. Nitekim 4:129 ayeti, bu ideal tavra ulaşmanın imkansızlığını ifade eder. Böylece, çok evlilik, teşvik edilen bir aile biçimi olarak değil, zaruret için başvurulan ayrıklı bir durum olduğu anlaşılır. Erkeklerin genelde kendilerinden birkaç yıl genç olan kadınlarla evlenmeleri nüfusu çoğalan ülkelerde kadınlar aleyhine bir durum ortaya çıkarmaktadır: çok sayıda kadın evlenme veya evli kalma şansını kaybeder.Kuran, kadınların birden çok erkekle evlenip evlenemiyecekleri konusunda herhangi bir hüküm içermez."
Nisa 129 ise şu şekilde: "Ne kadar isteseniz de kadınlara eşit davranamazsınız. Öyleyse tamamen birine yönelip de diğerini askıdaymış gibi bırakmayın. Bu durumu düzeltip erdemli olursanız ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir." Buradan şu anlam çıkıyor: 4:3 ayetinde eşit davranamayacaksanız ya bir tanesiyle evleneceksiniz ya da hali hazırda nikahsız olarak yaşadıklarınızla kalacaksınız. 4:129 ise hiçbir zaman eşit davranamayacaksınız diyor. Dolayısıyla artık nikahsız birliktelik söz konusu olmadığından geriye kalan tek seçenek bir kadınla evlenmek oluyor.
Lütfen zaman içinde oluşan İslam geleneklerini Kuran'a referans vermeyelim. Teşekkürler. BySterio (mesaj) 01.34, 7 Eylül 2020 (UTC)Yanıtla
@BySterio zaman içinde oluşan geleneklere kim izin verdi? islam. islam gibi "SERT" bir düşünce sistemi yanlış mı anlaşılıyor? veya o gelenekleri durdurmakta mı yetersiz? veya doğrudan mı destek veriyor?
neyse, sonuç olarak islam köleliğe destek verir. örnek verdiğiniz savaş esiri kadınlar hakkında ""Elinizin altında bulunan câriyeler müstesna, evli kadınlar da size haram kılındı"" nisa 24'te bu yazar. "evli olsa bile eğer esirinizse onlar müstesnadır" diyor kuran. ayrıca lütfen rum 28'e ve nahl 75'e bakınız: rum 28 ""Elmalılı Meali (Orijinal)Size kendinizden bir temsil yaptı: hiç size kısmet ettiğimiz şeyde elleriniz altındaki milklerinizden(mülk-köle) ortaklarınız bulunur da onlarla siz müsavi(eşit) olur kendilerinizi saydığınız gibi onları sayar mısınız? İşte akledecek bir kavm için âyetleri böyle ayırd ediyoruz"" , nahl 75 ""﴾75﴿Allah size, hiçbir şeye gücü yetmeyen, başkasının mülkü konumundaki köle ile katımızdan kendisini güzel bir şekilde rızıklandırdığımız ve bundan gizli-açık başkalarını da yararlandıran kişiyi örnek veriyor: Bunlar hiç eşit olur mu? Hamd Allah’a mahsustur ama onların çoğu bilmezler."" kuran gidiyor, köle ve hür eşit değildir yazıyor, apaçık bir biçimde hem de. ayrıca nur 33'ün ilgili kısmına bakınız: ""Namuslu yaşamak isterlerse, dünya hayatının geçici menfaatini elde etmek için câriyelerinizi fuhuş yapmaya zorlamayın. Kim onları zorlarsa, bilsinler ki böyle zorlanmalarından sonra onlara Allah rahmet ve mağfiretiyle muamele edecektir. Bilinsin ki Allah onların zorlamaları sebebiyle bağışlayıcıdır, esirgeyicidir."" kuran'da "onları zorlamayın" yazıyor, ardından "ama olur da zorlarsınız allah bağışlayıcıdır" diyor. yani affediyor! köleye tecavüz edebilirsiniz yani bu ayete göre, sıkıntısı yok. ayrıca nur 32 ve bakara 221'e bakalım lütfen: bakara 221""﴾221﴿İman etmedikleri sürece Allah’a ortak koşan kadınlarla evlenmeyin. Şundan emin olun ki imanlı bir câriye, sizin hoşunuza gitse de müşrik bir hür kadından iyidir. İman etmedikleri sürece Allah’a ortak koşan erkeklerle de kadınlarınızı evlendirmeyin. Şundan da emin olun ki imanlı bir köle, sizin hoşunuza gitse bile müşrik bir hür kişiden daha iyidir. Onlar insanları ateşe çağırırlar, Allah ise izni ile cennete ve bağışlanmaya çağırır, gerektikçe hatırlasınlar diye insanlara âyetlerini açıklar."", nur 32 ""﴾32﴿İçinizden evli olmayanları, köle ve câriyeleriniz arasından da elverişli olanları evlendirin. Yoksulluk içinde iseler Allah lütfu ile onları ihtiyaçtan kurtarır. Allah’ın hazinesi geniştir, her şeyi bilmektedir."" bu iki ayeti incelediğimiz zaman "evlenecek gücü olmayanları kölelere yönlendirdiğini" ve "müslüman kölelerin müslüman olmayan hürlerden kurana göre daha yüksek olduğunu" görebiliyoruz. işte kurandaki bize evlenemeyenlere her zaman hazırda birilerinin köle tutulacağını, müslüman olmayan hürün köleden bile düşük olduğunu ve bunun tekrardan kölelere yönlerdiğini gösterir. bu durumlar köleciliği azaltır mı, artırır mı? bence artırır. işte islam köleciliği savunur. o yüzden maddede bunun hakkında bir bilgi olmalı. kolay gelsin Modern primat (mesaj) 18.07, 1 Kasım 2021 (UTC)Yanıtla
Kölelik, din kavramı açısından düşünüldüğünde kesinlikle olmaması gerekir. Köle edinen insan kendini Rab ilan eder ve onun efendisi olur. Kölede irade kalmaz, dolayısıyla insani özellikleri gider. Bu yüzden kabul edilebilir bir durum değildir. İslamiyet’te de köle azat etmeye teşvik edici ayetler bulunur.
Beled Suresinin 13. ayetinde kölelik kesin bir dille kaldırılmıştır. Beled suresinde “Fekku ragabe” kelimesi geçer. Fekk parçalamak, ragabe ise boyunduruk demek. Yani boyundurukları kırın, parçalayın diyor. Ragabe aynı zamanda köle içinde kullanılır. Boyunduruk altında olduğu için köleye “Rigâb” denir. Esir, tutsak, başkasına bağımlı yaşayan, kendi geçimini kendi sağlayamayan, kendi zaruri ihtiyaçlarını kendi karşılamayan ve kendi kararını kendisi veremeyen herkesi kapsar. Bugün mesela kredi kartı köleliliği var. Onlar da boyunduruk altındadırlar. Bu yüzden Kur’an Arapça’nın en şiddetli kelimesi olan “fekk” kelimesini kullanır. Genellikle Mekk’de kölelikle ilgili ayetler “Fekku ragabe” şeklinde geçer. Kölelerin boyundurukları kırılsın. Mesela “Biz insana iki yol gösterdik ama o zor olana yanaşmadı. Zor olanın ne olduğunu sana söyleyeyim mi? Kölelerin boyunduruklarını kırmak. Zor zamanda aç bir insanı doyurmak, garip, yetim ve yerde sürünen bir yoksulu ayağa kaldırmak. Bu insanlara zor geldi.” Halbuki bizim istediğimiz buydu deniyor Beled suresinde. Tam denilen de oluyor. Köleleri özgürleştirmek o günkü topluma zor geliyor. Medine’ye gelindiğinde, kölelik ile ilgili ayetlere baktığımızda “Tahriru raqabe” kavramının kullanıldığını görüyoruz. Köleleri hürleştirmek, özgürleştirmek anlamına geliyor. Mekke’deki fekk (parçalamak, kırmak), Medine’deki tahrir, hürriyet (özgürleştirmek, serbest bırakmak) oluyor. İşte bu kavramların kullanıldığını görüyoruz. Toplum bunu geciktirdi diye, Kur’an’ın kesin bir emri yok diyemeyiz. O yüzden Kur’an’ın köleliğe karşı tavrı nettir. 212.253.9.14909.40, 20 Ekim 2024 (UTC)Yanıtla
ayrıca şunu yazmak istiyorum, sayfa tarafsızlığını yitirmiş. bu yazdıklarım size islam'ın köleciliğe destek verdiğini gösterir. ve, hazır bi daha yazmışken, muhammet'in köleler hakkındaki bir sözünü koyayım şuraya:
(12)Chapter: A Slave Who Runs Away to the Land of Shirk
Jarir used to narrate from the Prophet [SAW]: "If a slave runs away, no Salah will be accepted from him, and if he dies he will die a disbeliever." A slave of Jarir's ran away, and he caught him and struck his neck (killing him).
Grade: Sahih (Darussalam)
Reference : Sunan an-Nasa'i 4050
In-book reference : Book 37, Hadith 85
English translation : Vol. 5, Book 37, Hadith 4055 ---sunnah.com
Kur’anda köleliği onaylayan veya uygulamayı tasvip eden hiçbir ayet olmamasına rağmen, ayetin Türkçe mealinde, sayısız cariye sahibi olmayı, cinsel köleliği ve fuhşu yasallaştırarak uygulanabilir kılmak için bir hüküm icat etmek maksadı ile oluşturulduğunu düşündüğümüz “مَلَكَتْ أَيْمَانُكُمْ – Ma meleket eymanukum” (=yasal evlilik, evlilik taahütnamesini, evlilik anlaşması) ifadesi, tümüyle kendi istekleri doğrultusunda oluşturulmuş ve halen de düzeltilmeyerek aynı şekilde meal verilmeye devam edilmiştir.
Aklı başında olan insanların Nisa 3 ayetinin Türkçe mealinde cevaplaması gereken sorular vardır. Bu ayetin Türkçe meallerinde akıl almaz hatalar ve Allah’ a iftira vardır. Nisa suresi 3. Ayet okunmadan önce Bakara suresinin 220. ayetinin okunmasında MUTLAKA yarar vardır.
Bakara 220:
Allah, hem dünyada hem de âhirette faydanıza olan şeyleri düşünesiniz diye âyetlerini size işte böyle açıklamaktadır. Sana yetimleri de soruyorlar. De ki: “Onları ve mallarını koruyup gözetmek onları kendi hallerine bırakmaktan daha hayırlıdır. Şâyet kendileriyle bir arada yaşar, mallarını mallarınıza katarsanız, zâten onlar sizin kardeşlerinizdir; kardeşliğin gereğini yapın.” Kaldı ki Allah, haksızlık yapanla koruyup gözeteni pek iyi bilir. Allah dileseydi, işinizi sarpa sardırır, altından kalkamayacağınız sorumluluklarla sizi zahmete sokardı. Şüphesiz Allah, kudreti dâimâ üstün gelen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır.
Bu ayette yetimler hakkında adaletsizliğe düşme korkusunun olmayacağı açıkça anlatılmaktadır. Öyleyse, bu konunun Nisa suresi 3. Ayette tekrar gündeme gelmemesi gerekir. Nisa suresi 3. Ayette anlatılmak istenen başkadır.
Tamamen yanlış meal edilen Nisa suresi 3. Ayetin Türkçe mealine bir örnek aşağıda verilmiştir: Bu mealde bolca parantez kullanılmıştır. Kur’ân ile bağdaşmayan bu yöntemi kullananlar, Kur’an’daki kavramları parantez açarak, yani ekleyerek kafasındaki fikirlere uydurmakta, tahrifat ve tahribat yapmaktadırlar.
Nisa 3 meali ile ilgili cevaplanması gereken sorular:
1- Yetimler konusu Bakara suresinin 220. ayetinde gayet açık bir şekilde Allah tarafından açıklanmıştır. Nisa suresi 3. ayette bu konunun sanki daha önce hiç bahsedilmemiş gibi bu şekilde meali akıl alır gibi değildir.
2- Ayette diyanete göre yetim kızlardan bahsedildiği nereden çıkmıştır?
3- Yine diyanete göre yetim kızlarla ilgili adaletsizliğe düşme korkusu varsa (Bakara 220 de böyle bir korkunun olamayacağı açıkca sabittir) bu korku ikişer, üçer, dörder evlenmekle nasıl giderilecektir?
4- İkişer, üçer, dörder üleştirme sayı sıfatıdır. Bundan en fazla dört sonucu nasıl çıkar? Ayette yer alan mesna, sülase, rubaa her zaman ikişer, üçer dörder anlamına mı gelmektedir?
5- Diyanete göre, ikişer, üçer, dörder evlenildiğinde de adaletsizlikten korkulup, korkulmayacağı nasıl anlaşılacaktır? Allah, kullarına deneme-yanılma yolu önerir mi?
6- Kuranda Muhammed suresi 4. ayette esirlerin ya karşılıksız ya da fidye karşılığı salıverileceği bildirildiği halde, diyanete göre bu ayette sahip olunan cariyeler ile yetinilmesi ne demektir? Allah’ ın kuranda diyanete göre cariyelerden bu şekilde bahsettiğini söylemek doğrumu dur?
Karanlık Çağ kölelik kültürünün ve cariyelerin temsilcileri; yasak olan köleliği İslam’a getirmek için Kur’an’ın gerçek ifadelerini çarpıtmış ve sayısız cariye ya da köle kızın yanı sıra, resmi eşleri olanları da araçsallaştırarak yasadışı bir cinsel zevk yolu açmışlardır.
Oysa Kur’andaki “مَلَتْ أَيْمَانُكُمْ” (meleket eymanukum) kelimeleri, kadınları ve haklarını korur ve onlara ‘kocalarının ve eşyalarının’ mülkiyetini verir. Aynı şekilde, Kur’an aynı Evlilik Yemini (مَلَكَتْ أَيْمَانُكُمْ) ile ‘erkekleri ve haklarını’ eşit derecede koruyarak onlara da eşlerinin ve eşyalarının mülkiyetini verir.
Araf suresi 28. Ayette Allah insana hiçbir zaman kötü ve çirkin işleri emretmediğini açıkca bildiriyor.
“O imansızlar fahşiyat yaptıkları zaman: “Biz atalarımızın da böyle yaptığını gördük; esasen Allah da bize böyle emretti” derler. Şöyle de: “Allah, hiçbir zaman kötü ve çirkin işleri emretmez. Yoksa siz, Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?”
Arapça çok zengin bir dildir. Ayetin yukarıdaki gibi anlaşılması son derece sakıncalıdır. Ayetin başka anlamı olabilir mi? Elbette, doğru anlamı aşağıda verilmiştir.
Nisa 3 meali - Eğer, atalarının inançlarını terkettikleri için toplumda yetim durumuna düşmüş olanların inançlarına sahip çıkamayacağından çekiniyorsanız, inançlarından vaz geçeceklerini düşünüyorsanız, o zaman onlara; tekrarlaya tekrarlaya ve birleştirici olarak ve onları Rabb şuuruna ulaştırarak doğrulara inanmalarını söyleyin. Eğer onların hakikatleri anlama, sizin de hakkıyla anlatamama çekinceniz varsa, artık tüm varlıkta tek olan gücü ve sizlerdeki gücün sahibinin sizler olmadığını anlayıncaya kadar onlara yardım edin. İşte bu doğruluktan ayrılmamanız için uymanız gerekendir.
Bu meal ile ilgili son söz olarak: “Rabbimizin, bizden kaynaklanan hatalarımızı affetmesini ve sadece kendisinin razı olduğu kullar olmak isteğimizi kabul edilmesini diliyoruz.” 212.253.9.14909.53, 20 Ekim 2024 (UTC)Yanıtla