Yirmi Kur'a Nafıa Askerleri

Yirmi Kur'a Nafıa Askerleri[dn 1][1] ya da Yirmi Kur'a İhtiyatlar Olayı,[2][3] 27 ile 40 yaş aralığındaki gayrimüslim (genel olarak Ermeni, Rum ve Yahudi) erkeklerin, II. Dünya Savaşı nedeniyle Nisan 1941'de amele taburu (ihtiyat eratı) olarak silah altına alınmasına rağmen silahlı eğitim yaptırılmak yerine yol, köprü, tünel inşaatlarında nafıa askerleri olarak Temmuz 1942'ye kadar çalıştırılmalarını konu alan ayrımcılık olayıdır. Askere alınan gayrimüslimlerde daha önce askerliğini yapıp yapmama, hastalık ve akıl sağlığı gibi kıstaslar uygulanmadı.[4] Dil, din, ırk farkı gözetmeksizin vatandaşlarını eşit birer Türk yurttaşı olarak kabul eden 1924 Anayasası'na aykırı olarak askere alınan gayrimüslimlerin terhisinin yapıldığı 27 Temmuz 1942 tarihinden üç buçuk ay sonra ise Varlık Vergisi kanunu yürürlüğe girdi ve gayrimüslimlere art arda vurulan bu iki darbe ile birlikte ülke sermayesinin Türkleştirilmesi yolunda önemli bir aşama kaydedildi. Ülke sermayesinin Türkleştirilmesi yolunda azınlıklara vurulan son darbe ise 6-7 Eylül Olayları'yla İstanbul'daki hatrı sayılır derecede gayrimüslimin ülkeyi terk etmesine yol açan azınlıklara yönelik tahrip ve yağma hareketiydi.[5]

O günleri yaşamış Bakırköy Belediyesi eski başkan yardımcısı Yervant Özuzun, uygulamanın nedenini "...onları işlerinden uzaklaştırarak ticari anlamda zor durumda bırakmaya, işlerini kapatmaya, devretmeye, ülkeye gönül bağlarını zedelemeye yönelik..." şeklinde belirtmiştir.[1] Rıfat N. Bali ise kitabında uygulamanın diğer nedenini "olası bir saldırıda gayrimüslimlerin casusluk faaliyetlerini engellemek" şeklinde açıklamıştır.[1]

Amerikan Büyükelçiliği'nin 30 Eylül 1941 tarihli ve "mahrem" ibareli raporu Nafıa Askerlerinin, askere alınış nedenleri ve kararın etkileri konusunda şunları yazmaktadır:

"10 Nisan 1941 tarihinde yayınlanan resmi seferberlik ilanını takiben İstanbul Vilayeti'nde ikamet eden yirmi kur'a gayrimüslimler silah altına alındılar; askeri veya yarı askeri inşaatlarda çalıştırılmak üzere Anadolu'nun muhtelif yerlerine sevk edildiler. Bu hususi seferberlik emriyle askere alınanların sayısı her ne kadar açıklanmadıysa da, güvenilir bir tahmin bu rakamın 30 bin civarında olduğunu göstermekte. Bedeni engelli olmalarını mazeret olarak gösteren askerler, şayet yürümelerine mazeret olacak bir engelleri yoksa seferberlikten muaf sayılmadılar. (...) İstanbul bölgesinde ikamet eden 25 ila 45 yaş arasındaki Rum, Ermeni, Yahudi erkeklerin tamamının aniden askere alınmalarının ve bu kararın bugün itibarıyla halen meriyette olmasının, bu bölgenin iktisadi hayatı üzerindeki fark edilebilir bir etkisi olduğu aşikârdır. Harp sebebiyle zaten durgun olan piyasa gayrimüslimlerin ticari faaliyetlerden çekilmeleri neticesinde daha da durgunlaştı (...) Gayrimüslim askerlerin maruz kaldıkları davranışlar hakkındaki raporlar muhtelif. Çoğunun meşakkatlerle karşılaştıkları şüphesiz, zira bazıları çeşitli sebeplerden dolayı hiç askerlik yapmamıştı; çoğu da Türk askeri için tabii olan zor hayata alışık değildi. Şehrin rahat hayatından gelenler arasından birçoğu hastalandı ve bazısı hayat şartlarından dolayı vefat etti."[1]

Ayrıca bakınız

değiştir

Kaynakça

değiştir
  1. ^ a b c d Rıfat N. Bali, Yirmi Kur'a Nafıa Askerleri: II. Dünya Savaşında Gayrimüslimlerin Askerlik Serüveni, Kitabevi Yayınları, İstanbul, 2008, ISBN 978-975-9173-86-9.
  2. ^ Elçin Macar, İstanbul Rum Patrikhanesi, İletişim Yayınları, İstanbul, 2003, ISBN 978-975-05-0118-0, sf. 174. 13 Ekim 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  3. ^ Ayşe Hür, "'Türk Schindleri' efsaneleri" 17 Şubat 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Taraf, 16 Aralık 2007.
  4. ^ Melkonyan, Ruben. "ON SOME PROBLEMS OF THE ARMENIAN NATIONAL MINORITY IN TURKEY" (PDF). s. 2. 12 Kasım 2017 tarihinde kaynağından (pdf) arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Ekim 2013. 
  5. ^ Baskın Oran, "Azınlıklardan alınıp sermaye biriktirildi" 24 Eylül 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Radikal, 9 Şubat 2008. (Türkçe)
  1. ^ 20 Kur'a: "Tanzimat sonrası askerlik işlerinde kullanılan bir usûl olup, bir yılın doğumluları arasında, ad çekilerek, adına 'K' yazılı kâğıt çeken çekilen asker"dir.