1540-1545 Osmanlı-Alman Savaşı

1540-1545 Osmanlı-Alman Savaşı, Osmanlı İmparatorluğu ve Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu arasında Macaristan'ın hakimiyeti konusundaki çekişme nedeniyle başlayan ve gerek Macaristan gerek Akdeniz'deki kesintisiz Osmanlı zaferleri üzerine 1545'teki ateşkesin ardından 1547 yılında İstanbul Antlaşması'yla sonuçlanan savaştır.

1540-1545 Osmanlı-Alman Savaşı
Osmanlı-Alman Savaşları

Kanuni Sultan Süleyman
Tarih1540-1545
Bölge
Sebep Osmanlı Devleti'ne tâbi Macar Kralı Yanoş Zapolya'nın ölümünden sonra Avusturya Kralı Ferdinand'ın Macaristan üzerinde hak iddia etmesi
Sonuç Kesin Osmanlı zaferi, İstanbul Antlaşması
Coğrafi
Değişiklikler
Budin'de doğrudan Osmanlı egemenliği kuruldu, Alman işgaline giren Macar Krallığı toprakları Osmanlıların eline geçti.
Taraflar

Osmanlı İmparatorluğu

 Fransa

Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu ve müttefikleri

Malta
Ceneviz
Papalık
Floransa
Komutanlar ve liderler
Kanuni Sultan Süleyman
Divane Hüsrev Paşa
Sokullu Mehmed Paşa
Yahyapaşazade Mehmet Paşa
Barbaros Hayrettin Paşa
Barbaroszade Hasan Reis
Bali Paşa
Ulama Paşa
François de Bourbon
V. Karl
Ferdinand
Leonard Freiherr von Vels
Wilhelm von Roggendorf  (ölü)
Joachim Brandenburg
Andrea Doria
III. Charles
Güçler
Azamî 60.000 asker / 110 parça gemi Azamî 80.000 asker / 514 parça gemi
Kayıplar
Nispeten çok az En az 55.000 asker, 290 gemi

Savaşın öncesi ve başlangıcı

değiştir
 
Kanuni Sultan Süleyman'ın Yanoş Zapolya'ya Macar tacını taktırması

Osmanlı İmparatorluğu 1526 yılında Macaristan Krallığı'na karşı kazandığı Mohaç zaferiyle bu ülkeyi kendine bağımlı hale getirmiş; Macar Kralı II. Layoş'un muharebe sırasında ölümü üzerine İstolni Belgrad'da toplanan Macar Dieti (soylular meclisi) 10 Kasım 1526'da Erdel Voyvodası Yanoş Zapolya'yı krallığa seçmişti. Kararı kabul etmeyen soyluların oluşturduğu bir diğer Diet ise 17 Aralık 1526'da Presburg'da toplanarak Avusturya Arşidükü Ferdinand'a (ölen Macar Kralı II. Layoş'un kayınbiraderiydi) krallığı tevcih etmişti.

Avusturya Arşidükü Ferdinand'ın bu hak iddiası çerçevesinde Macaristan'a girmesi ve Yanoş Zapolya'yı iki muharebede mağlup ederek Budin dahil Macaristan'ın önemli bölümünü işgal etmesi üzerine, Zapolya metbuu olduğu Osmanlı İmparatorluğu'ndan yardım istemiş, Osmanlıların üstünlüğüyle biten 1527-1533 Osmanlı-Alman Savaşı sonucunda imzalanan İstanbul Antlaşması'yla Macaristan üçe bölünürken, merkezî Macaristan ile Erdel Prensliği üzerindeki Osmanlı hâkimiyeti tanınmış, Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu da elinde tuttuğu kuzey Macaristan toprakları için Osmanlılara yıllık vergi vermeyi kabul etmişti.

Bununla birlikte, Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu Macaristan üzerindeki iddiasından vazgeçmemişti. Çocuğu olmayan Macar Kralı Zapolya 24 Şubat 1538'de Avusturya Arşidükü Ferdinand'la, ölümü halinde Macar krallık tacını kendisine bırakmayı taahhüt ettiği gizli bir anlaşma imzaladı (Nagyvarad Antlaşması). Ancak, Macar Kralı bu gizli antlaşmadan yaklaşık bir yıl sonra (1539 başlarında) Polonyalı Jagiellon Hanedanına mensup Izabela Jagiellonka'yla evlendi ve 15 Temmuz 1540'ta Yanoş Sigismund adlı oğlu dünyaya geldi. Bir hafta sonra ise Macar Kralı Zapolya öldü.

Kanuni Sultan Süleyman Kral Zapolya'nın ölümünden 15 gün önce, Kraliçe İzabela'dan gerçekten çocuğu olup olmadığını araştırmak için Budin'e bir elçi göndermiş, Kraliçe de Osmanlı elçisinin huzurunda Yanoş Sigismund'a süt vermek suretiyle anneliğine ikna etmiş, bu suretle de yeni kral için Kanuni Sultan Süleyman'ın himayesini talep etmişti. Osmanlı elçisi de (aldığı yetki doğrultusunda) bu himaye talebinin kabul edildiğini bildirmişti.

Ağustos ayında Ferdinand'ın elçileri Budin'e gelerek Nagyvarad Antlaşması uyarınca Kral Zapolya'nın hakim olduğu tüm toprakları Macarlardan talep ettiler. Kuzey ve Doğu Macaristan'daki bazı Macar komutanlar Ferdinand'a sığındılar.

Kralın hazinedârı György Martinuzzi süratle Budin'e gelerek duruma el koydu ve onun önerisi üzerine 13 Eylül 1540'ta Macar Dieti Yanoş Sigismund'u kral olarak seçti, ayrıca Martinuzzi, kralın annesi İzabela, Temeşvar Muhafızı Peter Petroviç ve Csesznek Lordu Balint Török kral naipleri olarak belirlendiler.

Kral Ferdinand ise 9 Eylül'de General Leonard Freiherr von Vels'e Buda'nın işgalini emretmişti. General Vels komutasındaki yaklaşık 10.000 kişilik Alman birliği, Vişegrad, Vaç, Tata ve İstolni Belgrad'ı işgal ettikten sonra 21 Ekim'de Kral II. Yanoş ve annesi İzabela'nın sığındığı Budin kalesi önüne gelerek kuşatmayı başlattı. Bu harekât ve işgaller Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu ile Macaristan'ın hâkimi Osmanlı İmparatorluğu arasında savaşın fiilen başladığı anlamına geliyordu. 1530 yılındaki kuşatma sonrasında İtalyan tarzına göre tahkim edilen Budin kalesi ise kuşatmacılara dayanmayı başardı. Kayıplara uğrayan Alman birliği Budin'in karşısındaki Peşte'de bir garnizon bırakarak 1 Kasım'da Viyana'ya çekildi.

Bu çarpışmalar başlar başlamaz 1540 Ekim'inde Macar elçileri İstvan Verboczy ve Yanoş Eszeki Kanuni Sultan Süleyman'ın huzuruna çıkarak ölen Kral Zapolya'nın vasiyetinin yerine getirilmesini istifsar ettiler. Kanuni Sultan Süleyman da, 1528 tarihli ittifak ve tâbiyet anlaşmasını teyidle, yıllık 25.000 altın flori karşılığında bebek Yanoş Sigismund'u babasının tahtının vârisi olarak tanıdı ve kendisine Kral Zapolya'nın arazisini bağışladı.

Aynı dönemde Ferdinand'ın elçisi Jerom Laçki 8 Ekim 1540'ta İstanbul'a vasıl olarak 7 Kasım'da Kanuni Sultan Süleyman'ın huzuruna çıktı ve Nagyvarad Antlaşması hakkında bilgi vererek tüm Macaristan'ın Ferdinand'a terkine rıza gösterilmesini talep etti. Kanuni ise, Alman birliğinin işgallerini ve Budin'i kuşatmasını kınayarak ve Yanoş Sigismund'un krallığını tanıdığını vurgulamak suretiyle, elçi Laski'nin öne sürdüğü talepleri reddetti.

Budin'i askerî yöntemlerle elde etmeyi başaramayan Kral Ferdinand ise General Vels'ten Kral naibi ve Yanoş Sigismund'un himayedarı Martinuzzi ile Buda halkının rüşvetle kendi tarafına çekilmesini istediyse de,[1] bunda da başarılı olamadı.

Osmanlıların savaş hazırlığı

değiştir
 
Kanuni Sultan Süleyman'ın Kraliçe İzabela ve oğlu Yanoş Sigismund'u kabulü (1541)

Avusturya Arşidükü Ferdinand'ın Macaristan topraklarının bir bölümünü işgali ile başkent Budin'i kuşatması savaşı fiilen başlatmıştı. Kral Ferdinand'ın elçisi Laski'nin taleplerinin dikkate alınmaksızın reddi de savaşın hukuken ilanı anlamına geldi. Bunun üzerine Kanuni Sultan Süleyman bir taraftan müteakip sefer mevsiminde (1541) Macaristan üzerine yürümeyi planlarken diğer taraftan da Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'nun diplomatik anlamda yalıtılmasını sağlayacak adımlar attı.

Bu adımlardan birincisi Venedik Cumhuriyeti'yle 1537'den beri süren savaş halinin sona erdirilmesiydi. 1540 yılının ilk çeyreğinde İstanbul'da yürütülen müzakereler sonucunda Venedik'in Mora, Ege ve Dalmaçya'da ağır toprak kayıplarına uğradığı bir Anlaşma imzalandığı (2 Ekim 1540) gibi, iki ülke arasındaki ticarî ilişkiler de yeniden başladı.

İkinci adım ise Fransa'yla 1535 yılından beri süren ittifakın teyidini temin etmek oldu. Kanuni Sultan Süleyman bu amaçla, İstanbul'daki Fransız elçisi Rincon'u Fransız Kralına yolladı. Kral François'nın 11 Mayıs 1541'de Kanuni'ye ulaşan mektubu Fransa'nın dostluğunu ve müttefikliğini bir kez daha teyid ediyordu.

Üçüncü adım, Lehistan Krallığı'na (Polonya) 1540 Ekim ayında gönderilen mesaj ve 12 Aralık 1540 tarihli mektupla Kral II. Sigismund'dan (gerekmesi halinde) Macar Kralı Yanoş Sigismund'un hayatının korunmasının istenmesiydi. Osmanlılarla 1500 yılından beri sürekli barış halindeki Lehistan'ın 1533 yılında Kanuni'yle ömür boyu barış akdetmiş olan Kralı II. Sigismund bu talebi kabul etti.

Dördüncü adım, Kanuni'nin 1538 yılındaki Boğdan Seferi sonucunda tahttan indirdiği ve İstanbul'da gözetim altında tutulan eski voyvoda Petru Rareș'e 1541 Ocak ayında yeni bir ahidname tevdi ederek yeniden Boğdan Prensliği tahtına oturmasıydı. Yeni Voyvoda buna karşılık Osmanlıların müttefiklerine doğudan askerî destek sağlamayı taahhüt etti. Bu dört adımla, Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu batı, doğu ve güneyden diplomatik anlamda çevrelenmişti.

Geriye, cephe gerisinin güvence altına alınması kaldı. İran sınırındaki askerî tehdidi dikkate alarak (bir taraftan tahtında gözünün olduğunu düşündüğü) oğlu Mustafa'yı Manisa'dan Amasya sancakbeyliğine tayin etti ve yeni Sadrazam Hadım Süleyman Paşa'nın emrindeki bir birlikle birlikte doğu sınırlarını korumakla görevlendirdi (Süleyman Paşa da 23 Mayıs 1541'de İstanbul'dan ayrılarak doğu sınırına yöneldi).

Kanuni Sultan Süleyman 1 Aralık 1540'tan 1541 Nisan'ına kadar Edirne'de kaldı. Sefer hazırlıklarına nezaret ettikten sonra İstanbul'a döndü ve 23 Haziran 1541'de Macaristan üzerine sefere çıktı (ordusunun başındaki 9. seferiydi). Filibe'ye geldiğinde ise Barbaros Hayrettin'i (1519'dan beri Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu tacı altında bulunan) İspanya tehdidine karşı 80 kadırgalık bir donanmayla Cezayir'e gönderdi.

Budin Kuşatması, İstabur Muharebesi ve Budin'in ilhakı (1541)

değiştir
 
Budin kuşatması (1541)

Bu süreçte Kral Ferdinand Macaristan'ı diplomasi ya da rüşvet yoluyla ele geçiremeyeceğini görünce 1541 ilkbaharında yeniden askerî seçeneğe yöneldi. Wilhelm von Roggendorf komutasında Alman, Avusturya, Bohemya ve Moravya (Çek) birliklerinden kurulu 50.000 kişilik bir ordu Budin üzerine hareket etti. 3 Mayıs 1541 tarihinde şehrin önlerine gelen ordu, 4 Mayıs günü kaleyi kuşattı. Rumeli Beylerbeyi Divane Hüsrev Paşa ve III. Vezir Sokullu Mehmed Paşa komutasındaki öncü Türk birlikleri 10 Temmuz 1541 günü Budin önlerine geldi. Arkadan ana ordunun geldiğini öğrenen Alman ordusu 21 Ağustos'ta kuşatmayı kaldırarak düzensiz bir şekilde geri çekilmeye başladı. Türk birlikleri bu düzensiz çekilişi fark edince Alman ordusuna hücum etti. Alman ordusu 16 ilâ 20.000 kayıp verirken, esasen kuşatma sırasında ağır bir biçimde yaralanmış olan komutan Wilhelm von Roggendorf da muharebeden birkaç gün sonra Komarno'da öldü. Tuna boyunca Budin önlerine gelen Kasım Reis komutasındaki İnce Donanma da Alman ordusunun tahliye ettiği Peşte'yi ele geçirdi.

Kanuni Sultan Süleyman komutasındaki Türk ordusu ise 29 Ağustos günü Budin'e girdi. Kraliçe İzabela ve bir yaşındaki oğlu II. Yanoş'un Almanların yeni bir taarruzuna karşı Budin'i koruyamayacaklarına kanaat getirildiğinden Budin eyalet haline getirilerek doğrudan Osmanlı yönetimine bağlandı. Kalede garnizon bırakan Kanuni 12 Eylül'de şehirden ayrıldı ve ordusunun başında 27 Kasım'da İstanbul'a ulaştı.

Budin Eyaletinin kurulmasıyla birlikte Osmanlılar egemenlikleri altındaki Macaristan topraklarını yeniden tanzim ettiler. Buna göre, çocuk Kral Yanoş Sigismund'a Tisa'nın doğusundaki Doğu Macar Krallığı (Erdel Prensliği) (yıllık 10.000 florin vergi karşılığında) verilirken, annesi İzabela naibe ve Martinuzzi naip olarak tayin edildiler. Temeşvar ise önceden olduğu gibi Peter Petroviç'in idaresine verildi.

V. Karl'ın Cezayir seferi ve hezimeti (1541)

değiştir
 
V. Karl'ın Cezayir kuşatması
 
Titian'ın çizimiyle V. Karl (1550'lerde)

Kutsal Roma Cermen İmparatoru V. Karl ise Kanuni Sultan Süleyman komutasındaki Türk ordusunun Macaristan üzerine seferde olduğu dönemde, (1535 yılındaki Tunus kuşatmasından sonra) bu defa da Osmanlı egemenliğindeki Cezayir'in geri alınmasını (Barbaros Hayrettin Paşa tarafından 1529'da İspanyollardan nihaî olarak fethedilmişti) hedefledi ve büyük bir donanma hazırlattı. Bununla birlikte, bu sefer Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu tarihindeki en büyük askerî hezimetlerden birine dönüştü.

İmparator V. Karl'ın bizzat komuta ettiği ve Cenevizli amiral Andrea Dorya'nın idaresindeki 514 gemiden oluşan dev gibi bir donanmaya yaklaşık 50.000 kişilik bir muharip güç bindirilmişti. Fransa ve Felemenk sınırlarındaki gerginlik nedeniyle, Akdeniz'de sefere açılmak için çok geç bir tarih olan 28 Eylül 1541'de yelken açan donanma 19 Ekim'de Cezayir açıklarına ulaştı. Barbaros Hayrettin Paşa komutasındaki Türk donanması da mevsimin geçliği nedeniyle merkez üslerine çekilmişti. 23 Ekim'de başlayan kuşatmada İmparatorluk ordusu Cezayir kalesindeki Barbaroszade Hasan Reis komutasındaki birlikler karşısında iki büyük yenilgiye uğradı. 24 Ekim'de başlayan fırtına sonucunda ise donanma tam bir felakete uğradı. İmparator V. Karl tamamen donanmasız kalıp ordunun da Cezayir'de mahsur kalması tehlikesine karşı paniğe kapılarak 31 Ekim'de kalan gemilere binilmesini emretti. Bu bozgun halindeki geri çekiliş karşısında Cezayir kalesindeki birlikler karşı saldırıya geçince İmparatorluk ordusu büyük bir hezimet yaşadı ve 17.000 ilâ 20.000 askeri boğuldu, kılıçtan geçirildi ya da esir düştü. İmparator V. Karl ise esir olmaktan Malta şövalyelerinin direnişi sayesinde kurtuldu. 290'a yakın gemi kaybetmiş donanma önce hâlâ İspanyolların elindeki Becaye'de toplandı, ardından 2 Kasım'da denize açılarak 3 Aralık'ta Cartagena'ya ulaştı.

Bu devasa yenilgi, Osmanlıların Akdeniz'de Preveze zaferiyle (1538) kazandıkları üstünlüğü pekiştirdiği gibi, İmparator V. Karl'ın askerî gücü ve prestijine de büyük bir darbe vurdu. Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'nda Lutherciler ile Katolikler arasında 1555 yılında Augsburg Barışı'yla (bir süreliğine) yatışacak mücadele hız kazandı. Bu çerçevede V. Karl, 1541 yılında Regensburg'da taraflar arasında bir Zirve düzenlemeye mecbur kaldı.

İmparator V. Karl'ın Cezayir seferi, Osmanlı Sarayında Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'na karşı Fransa Krallığı'yla birlikte doğrudan harekete geçme düşüncesinin hayata geçirilmesini de hızlandırdı. 11 Mayıs 1541 tarihinde Kral I. François'dan Fransa Krallığı'nın 1535 tarihli ittifaka bağlılığının teminatını alan Kanuni Sultan Süleyman, Ağustos 1541'de Osmanlı Devleti'ne gönderilen yeni Fransız elçisi Antoine Escalin des Eymars'ı 8 Mart 1542'de Fransa'ya İmparator V. Karl'a karşı mücadelesinde yardım edileceği vaadiyle gönderdi. 12 Temmuz 1542'de ise Fransa Krallığı Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'na harp ilan ederek 1546'ya kadar sürecek İtalya Savaşı'nı başlattı.

Peşte Kuşatması (1542)

değiştir
 
Enea Vico'nun çizimiyle Peşte Kuşatması
 
Kral Ferdinand

Alman ordusunun 21 Ağustos 1541'de Budin önünde uğradığı büyük yenilginin ardından kente vasıl olan Kanuni Sultan Süleyman'ın burayı doğrudan Osmanlı topraklarına dahil ederek Budin Eyaleti'ni kurması üzerine, Kral Ferdinand bir kez daha diplomasiye başvurmaya karar verdi. 7 Eylül 1541'de Ferdinand'ın elçileri Budin'e gelerek Kanuni'nin huzuruna çıktılar ve Macaristan'ın tamamı üzerindeki Alman/Avusturya hakimiyetinin tanınması karşılığında 100.000 flori ya da Kral Ferdinand'ın işgali altındaki veya hakimiyetini kabul etmiş bölgelerdeki hukukunun kabulü karşılığında 40.000 flori haraç teklif ettiler. Kanuni teklife doğrundan reddetti. 9 Eylül'de elçilerle görüşen Vezir Rüstem Paşa ise Kral Ferdinand'ın işgal ettiği yerlerin (Vişegrad, Vaç, Tata ve İstolni Belgrad) iadesi ile Ferdinand'ın hakimiyetini kabul etmiş bölgeler için ise haraç ödenmesini içeren bir karşı teklifte bulundu. Bu hususları müzakere etmeye yetkili olmayan elçilerle birlikte Kanuni Sultan Süleyman'ın aynı koşulları içeren mektubu Viyana'ya gönderildi (18 Eylül).

Kanuni Sultan Süleyman'ın ordusunun başında İstanbul'a dönmesinin ardın iki Osmanlı birliği Moravya'ya ve Erdel Prensliği'ni isyana kışkırtan Amerik Balassa ve Maliat'ın merkezleri Gyarmat'a yönelik başarılı akınlarda bulundu (Nisan 1542). Aynı dönemde Erdel Prensliği'nin Osmanlı İmparatorluğu'na bağlılık koşullarını düzenleyen bir ferman düzenlendi.

Kral Ferdinand Macaristan'ı savaşmadan alma çabaları çerçevesindeki yeni diplomatik kanalı Doğu Macar Krallığı naibesi İzabela'yla açtı. Alman işgalindeki Macar topraklarında kurulu Orta Macar Krallığı ile Osmanlı Devleti'ne bağlı Doğu Macar Krallığı topraklarının (Buda'yı ele geçirmesi halinde) Kral Ferdinand'ın hükümranlığında birleştirilmesini öngören Cluj Antlaşması 29 Aralık 1541'de imzalandıysa da, (Almanların başarısız Peşta Kuşatmasının ardından) 20 Aralık 1542'de Macar Dieti tarafından geçersiz addedildi.

Öte yandan, 1542 ilkbaharında Kral Ferdinand'ın ikinci elçi heyeti Osmanlı sarayına ulaştı. Trankilus Andronikus adlı elçi Nagyvarad Antlaşması uyarınca Kral Ferdinand'ın Macaristan üzerindeki hukukunun kabulü karşılığında yıllık 100.000 flori haraç teklifini sunduysa da, teklif fetih hakkı gerekçesi öne sürülerek reddedildiği gibi, içerik olarak 1541 Eylül'dekinden pek farklı olmaması nedeniyle elçilik heyeti Kanuni Sultan Süleyman'ın huzuruna çıkarılmadı.

Bu girişiminden de sonuç alamayan Kral Ferdinand 60-80.000 askerden (Alman, Çek ve İtalyan) mürettep bir orduyu Joachim Brandenburg komutasında Peşte'yi kuşatmaya gönderdi. 27 Eylül 1542'de Bali Paşa komutasındaki garnizonun savunduğu Peşte kalesini kuşatan İmparatorluk ordusu Ekim başında yoğunlaştırdığı taarruzlarında ağır kayıplara uğradığı gibi, 8 Ekim'de geri çekilirken de kaledeki garnizonun karşı taarruzu karşısında büyük zayiat verdi. Bu suretle, Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'nun Osmanlı ordusunun ya da donanmasının sahada olmadığı dönemlerde icra ettiği dördüncü taarruz da (1540'ta Budin, 1541'de Budin ile Cezayir ve 1542'de Peşte) İmparatorluk ordularına büyük çaplı kayıplara neden olacak şekilde püskürtülmüş oldu. Bunun sonucunda 1543 yılından itibaren gerek karada gerek denizde saldırı inisiyatifi tamamen Osmanlı İmparatorluğu'nun eline geçti.

Kanunî Sultan Süleyman'ın Macaristan Seferi (1543)

değiştir
 
Kanuni Sultan Süleyman'ın Macaristan seferi (1543)
 
Sebastiaen Vrancx tarafından yapılan ve Estergon Kuşatması'nı gösteren tablo
 
Osmanlı minyatüründe Estergon ve çevresi

1543 yılı Osmanlıların 1541'de ilhak ettikleri Budin'in hinterlandını fethetmeye başladıkları yıl oldu. Bu harekâtın ilk hedefini ise (Tuna yatağı doğrultusundaki Belgrad-Budin hattının doğusunda çok yakın bir mesafede yeralan) Segedin oldu. Buranın Macar ileri gelenleri Kral Ferdinand'ın hâkimiyetini benimseyip ve silahlı savunma yapmak için hazırlanınca Budin Beylerbeyi Küçük Bali Paşa 1543 Şubat'ında şehrin yöneticilerini yanına çağırdı ve ihanet ettikleri gerekçesiyle başlarını vurdurdu. Daha sonra birlik göndererek Segedin'i zaptetti ve Segedin Sancağı'nı kurdu.

İlkbaharda ise Kanuni Sultan Süleyman gerek Kral Ferdinand'ın bir taraftan barış girişiminde bulunurken diğer taraftan Peşte'yi kuşatmasını cezalandırmak gerek 1541'de Osmanlı eyaletine dönüştürülen Budin'in hinterlandını fethederek kentin güvenliğini sağlamak amacıyla ordusunun başında 10. seferine çıktı. 23 Nisan 1543'te Edirne'den ayrılan Türk ordusu Budin yönünde ilerlerken, Bosna Valisi Ulama Paşa Slavonya'da fetihlerde bulundu ve Valpo kalesini kuşatarak 22 Haziran 1543'te fethetti. Ayrıca, Peçuy ve Sikloş civarında bir Alman-Macar birliğini mağlup etti. Bölgeye gelmiş bulunan Kanuni Sultan Süleyman'ın nezaretinde 27 Haziran'da kuşatılan Sikloş kalesini fethederken (8 Temmuz), birkaç gün sonra da Peçuy kalesi Rumeli Beylerbeyi Ahmed Paşa'ya teslim oldu. 29 Temmuz'da kuşatılan Estergon Kalesi 10 Ağustos'ta fethedilirken, 20 Ağustos'ta da Tata teslim oldu. Aynı gün kuşatılan İstolni Belgrad Kalesi 4 Eylül'de fethedilirken, Kasım Bey de Tuna'nın batısındaki Aynvar kalesini zaptetti. Balaton Gölü'ne yakın bölgede Osmanlı birliklerine aldırmaya çalışan François Akapuna komutasındaki 700 süvarilik Alman-Macar birliği de imha edildi. Seferin ardından Fransa, Venedik ve Ragusa'ya zafernameler gönderen Kanunî, İstolni Belgrad'dayken de Lehistan Kralı'nın elçisinin getirdiği tebrikleri kabul etti ve Peşte üzerinden 21 Eylül'de Belgrad'a gelerek başkentinin yolunu tuttu. Kanuni Sultan Süleyman'ın fethettiği son iki şehir/kaleden Estergon Macar Krallığının 1000-1256 yılları arasındaki başkenti, İstolni Belgrad ise 1000-1543 arasında Macar krallarının defnedildiği ve Macar Dieti'nin toplandığı kentti.

Türk donanmasının Batı Akdeniz'deki harekâtı (1543-1544)

değiştir
 
Türk donanmasının Nice kuşatması
 
Türk donanmasının Toulon'da kışlaması

Osmanlı İmparatorluğu'nun Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'na karşı Macaristan'dan sonra taarruza geçtiği ikinci cephe Fransa'yla ittifakı çerçevesinde İtalya oldu. 28 Mayıs 1543'te İstanbul'dan ayrılan Barbaros Hayrettin Paşa komutasındaki 110 parçalık Türk donanması Napoli Krallığı'nın Messina ve Reggio kalelerini zaptettikten sonra kuzeye doğru limanları vurarak 29 Haziran'da Papalık Devleti'nin başkenti Roma'nın limanı Ostia önüne demirledi, 21 Temmuz'da ise Marsilya'da törenle karşılandı. Fransız donanmasıyla birleşerek Savoy Dükalığı'na bağlı Nice'i 6 Ağustos'ta kuşatan Türk donanması 22 Ağustos'ta şehri alarak yağmaladı ve kışlamak için Toulon'a çekildi.

Toulon'u sekiz ay üs olarak kullanan donanma, İspanya Krallığı'na bağlı Barselona ve Ceneviz Cumhuriyeti'ne bağlı Ligurya kıyılarını bombaladı ve Cenova limanını ablukaya alarak 4 yıldır Andrea Dorya'nın elinde esir olan Türk denizcisi Turgut Reis'i, ardından ise Piombino'yu ablukaya alarak Sinan Reis'in oğlunu kurtardı. 23 Mayıs 1544'te Toulon'dan ayrılan donanma İstanbul'a dönüş yolunda Floransa Cumhuriyeti ve Napoli Krallığı'nın kıyılarını topa tuttu. Bu seferle Türk donanması Batı Akdeniz'de Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu hakimiyetindeki ya da müttefik tüm devletleri sindirmeyi başardı.

Budin ve Bosna Beylerbeylerinin harekâtı (1544)

değiştir
 
Vişegrad kalesi

1541 ve 1543 yıllarında Macar Krallığının taht şehirleri olan Buda, Estergon ve İstolni Belgrad'ı fetheden Osmanlı İmparatorluğu hem bahsekonu Krallık üzerindeki egemenlik hakkının meşruiyetini pekiştirirken hem de asker anlamda bu üç önemli kentin oluşturduğu üçgenle Büyük Macar Ovasının merkezine sağlam bir şekilde yerleşti. Bu üçgen, 140 yıl boyunca Osmanlıların Macaristan'daki ağırlık merkezini teşkil etti. 1544 yılındaki harekât ise Budin ve Bosna Beylerbeyleri tarafından icra edildi. Bu çerçevede ilk hedef Macar Krallığının 1323-1408 arasındaki başkenti Vişegrad oldu. Budin Beylerbeyi Yahyapaşazade Mehmet Paşa komutasındaki Türk birliği yüksek tepe üzerine kurulu kaleyi 10 günlük bir kuşatmadan sonra ele geçirdikten sonra, sırasıyla Nograd, Vaç ve Hatvan kalelerini zaptetti. Daha sonra Tuna'nın batı yakasına yönelen Mehmet Paşa Dombovar, Döbrököz, Şimontorna ve Ozora kalelerini ele geçirdi. Şimontorna'da Bosna Valisi Ulama Paşa'nın birlikleriyle birleşen Budin Eyalet askerleri Slavonya'dan Hırvatistan içlerine ilerledi ve Lunska'da Kont Nikola Zrinyi komutasındaki Hırvat ve Kont Bilderstein komutasındaki İstirya-Karintiya ordusunu mağlup ettikten sonra Banyaluka'ya döndü.

Mütareke ve barış (1545-1547)

değiştir

1541-1544 arasındaki harekâtlarla, Budin Eyaletinin çevresindeki geniş topraklar doğrudan Osmanlı egemenliğine girerken Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu da barışa meyletmeye başladı. İmparator V. Karl üç cephede (Macaristan, İtalya ve Akdeniz) verdiği savaşlar sonucunda girdiği büyük malî darboğaz ve içeride giderek artan din temelli huzursuzluklar nedeniyle önce Fransa Krallığı'yla Crépy Antlaşmasını imzaladı (18 Eylül 1544) ve İtalya Savaşı'ndan çekildi.

Keza 1544'ün sonlarına doğru Kral Ferdinand Osmanlı-Portekiz Savaşı bağlamında Osmanlı Devleti'ne ateşkes/barış teklif etmek üzere İstanbul'a giden Portekiz elçisi Eduardo Katanao'yu Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu adına da mütareke teklif etmekle yetkilendirdi. Bu elçinin, Hint Okyanusu'nda Osmanlı gemilerine seyrüsefer serbestisi tanınması karşılığında Portekiz Krallığı'na vergi vermesi teklifi kesin suretle reddedildiği için, Osmanlı-Alman mütarekesini teklif edebilecek bir imkanı kalmadı.

Kral Ferdinand ayrıca, Eğri hakimi Jerom Adorno'yu da Osmanlı sarayına gönderdiği gibi, elçinin temasları boyunca mütareke yapılması hususunda Budin Beylerbeyi Yahyapaşazade Mehmet Paşa'yla anlaştı. 28 Şubat 1545'te Sadrazam Rüstem Paşa'nın huzuruna çıkan elçi Adorno, Kanuni Sultan Süleyman'ın huzuruna çıkacağı 15 Mart'tan bir gece önce öldü. Bunun üzerine, Worms'ta bulunan Kral Ferdinand Nikola Sikko'yu elçi olarak tayin etti. Elçi Sikko da vasıl olduğu Edirne'de Osmanlı temsilcisiyle 10 Kasım 1545'te 18 ay geçerli bir mütarekename imzaladı.[2] Barış görüşmeleri için ise tam yetkili bir elçi gönderilecekti.

1546 yazında Regensburg'dan gönderilen elçi Veltvik, sonbaharda İstanbul'a ulaştıktan sonra 14 Aralık 1546'da Kanuni Sultan Süleyman'ın huzuruna çıktı. 13 Haziran 1547'de müzakereler sonuçlandı ve 19 Haziran'da Ahidname imzalandı. Antlaşmaya göre Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu Osmanlıların savaş süresinceki tüm fetihlerini tanırken, Macaristan'ın elinde kalan bölümü için 30.000 düka altını haracı ödemeyi sürdürmeye razı oldu. Ülkesine dönen elçinin getirdiği Ahidname nüshasını İmparator V. Karl 1 Ağustos'ta Augsburg'da imzaladı. Ardından Kral Ferdinand'ında imzaladığı nüsha Eylül sonlarında elçi Justi Argento tarafından İstanbul'a ulaştırıldı ve 10 Ekim'de Kanuni Sultan Süleyman'a sunuldu ve padişah tarafından tuğra ile akdedildi. Bu suretle, iki İmparatorluk arasında 1540 yılından beri süren savaş hali 1545'ten beri süren müzakereler sonunda barışa ulaştı.

Savaş sonrası

değiştir
 
Altı konumun anahtarı.

1547 Ekim'inde batıdaki hasmıyla barış yapan Kanuni Sultan Süleyman bu suretle doğudaki hasımı olan Safevi Devleti'ne yönelme olanağı buldu ve 29 Mart 1548'de bir yıl sürecek olan ve Tebriz (geçici olarak) ile Van'ın alınmasıyla sonuçlanacak ikinci İran seferi'ne çıktı.

Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu da iç sorunlarına döndü. V. Karl 1547 yılında Wittenberg ve Bohemya'daki Protestan direnişlerini ezmeyi başardı.

Bununla birlikte, Osmanlı İmparatorluğu ile Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu arasında 1547'de sağlanan barış hali de çok uzun sürmedi. İspanya Krallığı'nın 1550 Haziran'ında bir donanma göndererek Tunus'taki Osmanlı kalesi Mehdiye'yi ele geçirmesi ve Kral Ferdinand'ın György Martinuzzi aracılığıyla Macaristan ve Erdel'i yeniden ele geçirmeye çabaları 1562 yılına kadar sürecek yeni bir savaşın başlamasına neden oldu.

Ayrıca bakınız

değiştir

Kaynakça

değiştir
  1. ^ "Medieval Buda in Context", Laszlo Veszpremy, Brill, Boston (2016), s. 508
  2. ^ "1494-1559 İtalyan Savaşları ve Osmanlı Devleti’nin Bu Savaşlara Katılması", Sertuğ Galip İnan, History Studies: International Journal of History, ISSN: 1309 4173, c.4, sayı.2, Temmuz 2012, s.191

Dış bağlantılar

değiştir
  • "Büyük Osmanlı Tarihi", Joseph von Hammer, c.5, s.239-279, 282-290
  • "Kanuni Sultan Süleyman'ın Estergon Seferi", Mehmet İpcioğlu, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya (1989).
  • İslam Ansiklopedisi, Türk Diyanet Vakfı, İstanbul (1995) 6 Kasım 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  • "16. Yüzyıl Osmanlı kale kuşatmaları (Strateji, taktik, kuşatma aşamaları ve teknolojisi)", Veysel Göger, İstanbul (2014).