Asar-ı Şevket (Osmanlı Türkçesi: اثارشوكت, Anlamı: Allah'ın Eseri)[2] 1860'larda Osmanlı donanması için inşa edilmiş merkezî bataryalı bir zırhlı korvettir. Başlangıçta Mısır Eyaleti tarafından sipariş edilen ancak yapım aşamasındayken Osmanlı İmparatorluğu tarafından el konulan geminin ilk adı Kahire'ydi. Geminin yapımına Fransız Forges et Chantiers de la Gironde tersanesinde 1867'de başlandı, 1868'de denize indirildi ve Mart 1870'te Osmanlı filosunda hizmete girdi. Asar-i Şevket, dört adet 178 mm Armstrong topundan oluşan kazamat içinde bir merkezi batarya ve kazamatın üzerinde yer alan bir döner barbete monte edilmiş bir adet 229 mm Armstrong top ile silahlandırılmıştı.


Asar-ı Şevket
Tarihçe
Osmanlı İmparatorluğu
Adı Asar-ı Şevket
Adının geldiği yer/kişi "Tanrı'nın Eseri"
Sipariş 1866
İnşa eden Forges et Chantiers de la Gironde
Kızağa konuluşu 1867
Denize indirilişi 1868
Görevlendirme 3 Mart 1870
Hizmetten çıkışı 1903
Akıbet 31 Temmuz 1909'da hurda olarak satıldı
Genel karakteristik
Uzunluk 66,4 m (217 ft 10 in) (loa)
Genişlik 12,9 m (42 ft 4 in)
Su çekimi 5 m (16 ft 5 in)
Kurulu güç
İtme gücü 1 yatay bileşik buhar motoru
Hız 12 knot (22 km/sa; 14 mph)
Kişi kapasitesi 170
Silah donanımı

1870[1]

  • 1 × 229 mm (9 in) Armstrong top
  • 4 × 178 mm (7 in) Armstrong top

1891:[1]

  • 1 × 229 mm Armstrong top
  • 4 × 178 mm Armstrong top
  • 2 × 87 mm Krupp top
  • 2 × 63,5 mm Krupp top
  • 2 × 37 mm Hotchkiss top
  • 1 × 25,4 mm Nordenfelt top
Zırh
  • Kemer: 152 mm (6 in)
  • Batarya: 114 mm (4,5 in)
  • Barbet: 114 mm
  • Gemi 1877-1878 Rus-Osmanlı Savaşı (93 Harbi) sırasında Karadeniz'deki Rus kuvvetlerine karşı görev aldı. Öncelikle Kafkasya'da Osmanlı kara kuvvetlerini desteklemekle görevlendirildi, ardından Tuna'daki Sulina limanını korudu. Savaştan sonra yirmi yıl boyunca Haliç'te bekledi ve Osmanlı-Yunan Savaşı'nın başlangıcında seferber edildiği 1897'ye kadar başka bir faaliyet görmedi. Bu savaşın başında Osmanlı filosunun geri kalanı gibi Asar-ı Şevket de kötü durumdaydı ve hücumda kullanılamadı. Savaş sonrası modernizasyon programına dahil edilmeyen Asar-ı Şevket, 1903'te hizmet dışı bırakıldı ve 1909'da hurda olarak söküldü.

    Tasarım

    değiştir

    Asar-ı Şevket'in tam boyu 66,4 m, dikmeler arası uzunluğu ise 62 m idi. 12,9 m genişliğinde olan geminin su çekimi 5 metreydi. Gemi gövdesi demirden yapılmıştı, burunda bir mahmuz yer alıyordu ve gemi kısmen çift tekneliydi. Geminin deplasmanı normal yükte 2.047 metrik tondu. 170 subay ve denizciden oluşan mürettebatı vardı.[3][1]

    Gemi, tek bir vidalı pervaneyi çeviren tek bir yatay bileşik buhar motoruna sahipti. Buhar, gemi ortasında bulunan tek bir bacaya bağlı dört adet kömürle çalışan kutu kazan tarafından sağlanıyordu. Motor 1.750 belirtilen beygir (1.300 kW) gücündeydi ve en çok saatte 12 deniz mili (22 km/sa) hıza ulaştırabiliyordu ancak kötü bakım sebebiyle 1877'de gemi sadece 8 deniz miline (15 km/sa) ulaşabilmekteydi. Asar-ı Şevket, 300 metrik ton kömür taşıyabiliyordu. 1890'da gemiye Tersane-i Amire'de yeni kazanlar takıldı. Gemide ilave bir brigantin yelken teçhizatı da yer almaktaydı.[3][1]

    Asar-ı Şevket bir adet 229 mm ve dört adet 178 mm Armstrong ağızdan dolma top ile silahlandırılmıştı. 178 mm'lik toplar merkezi, zırhlı bir bataryada yer alırken 228 mm top açık bir barbet üzerinde yer alıyordu. Geminin zırhlı kemeri dövme demirden yapılmıştı. Gemi ortasında 152 mm kalınlıktaydı, zırh kalınlığı baş ve kıça doğru incelerek 114 mm'ye düşüyordu. Ana kemerin üzerinde 114 mm kalınlığında zırhlı borda kaplamaları ana bataryayı koruyordu; aynı zırh kalınlığı barbet için de kullanılmıştı. 1890 modernizasyonunda gemiye iki 87 mm Krupp top, iki 63,5 mm Krupp top, iki 37 mm Hotchkiss revolver top ve bir 25,4 mm Nordenfelt topundan oluşan yeni bir hafif batarya takıldı.[3][1]

    Hizmet geçmişi

    değiştir

    Asar-ı Şevket aslen 1866 yılında Bordeaux'daki Fransız Forges et Chantiers de la Gironde tersanesinden Kahire adı altında Osmanlı İmparatorluğu'na bağlı olan Mısır Eyaleti tarafından sipariş edildi. Geminin inşaatına 1867 yılında başlandı ve ertesi yıl denize indirildi.[1] Mısır'ın bağımsızlığa yönelik çabaları, Sultan Abdülaziz'i kızdırdı ve sultan, 5 Haziran 1867'de Mısır'dan yabancı tersanelerden sipariş edilen tüm zırhlıları teslim etmesini istedi. Uzun müzakerelerden sonra gemi 29 Ağustos 1868'de resmen Osmanlı İmparatorluğu'na transfer edildi.[4] Geminin adı daha sonra Asar-ı Şevket olarak değiştirildi ve Osmanlı donanmasında 3 Mart 1870'te hizmete girdi.[1] Tamamlandığında Asar-ı Şevket ile İngiltere ve Fransa'da inşa edilen diğer zırhlılar Girit'e gönderildi ve 1866-1869 Girit İsyanı sonrasında adanın stabil hale getirilmesinde yardımcı olmak amacıyla kullanıldı. Bu dönemde Hobart Paşa yönetimindeki Osmanlı filosu, tercüme edilen İngiliz talimat kılavuzlarını okumakla sınırlı bir eğitim dışında büyük ölçüde pasif kaldı.[5] Asar-ı Şevket, kardeş gemisi Necm-i Şevket ve Hıfzu'r-Rahman ile Lütf-i Celil Asya Filosunun I. Tümen'ine atandı.[6]

    93 Harbi

    değiştir
     
    Asar-ı Şevket'e yapılan saldırıyı gösteren Rus resmi, geminin sözde batışını tasvir ediyor.

    Osmanlı filosu, 1875'in ortalarında başlayan Hersek İsyanı ve Temmuz 1876'da Sırbistan'ın Osmanlı İmparatorluğu'na savaş ilan etmesinin ardından Eylül 1876'da Rusya ile olası bir çatışma için hazırlandı. 93 Harbi, 24 Nisan 1877'de Rusya'nın Osmanlı İmparatorluğu'na savaş ilanı ile başladı.[7] Bu esnada Asar-ı Şevket, Akdeniz Filosu'na bağlı 1. Tümen ile faaliyetlerine başlamış; ancak savaşın başlaması ile Osmanlı zırhlı filosunun büyük bir bölümü ile birlikte Karadeniz Filosu'na transfer edilmişti.[6][8] Hobart Paşa komutasındaki Osmanlı filosu, Rus Karadeniz filosundan çok daha üstündü; Rusların Karadeniz'de sahip olduğu zırhlı gemiler, savaşta başarısızlıkları ortaya çıkan dairesel gemiler Vitse-admiral Popov ve Novgorod'dan ibaretti.[9] Osmanlı filosunun varlığı, Rusları iki kolordularını kıyı savunması için yedekte tutmaya zorladı ancak Osmanlı genelkurmayı deniz üstünlüğünü özellikle Rusya'nın Balkanlar'daki ilerlemesini engellemede anlamlı bir şekilde kullanamadı.[10] Hobart Paşa filoyu Doğu Karadeniz'e götürdü ve burada Kafkasya'daki Rus kuvvetleriyle savaşan Osmanlı kara unsurlarını desteklemek için daha agresif bir şekilde kullandı. Filo, Poti'yi bombardımana tuttu ve Batum savunmasına destek verdi.[11]

    Mayıs ayında Asar-ı Şevket, buharlı fırkateyn Mubir-i Sürur ve birkaç piyade nakliye gemisi Batum'a doğru istim aldı. Savaş sırasında Rus torpido botları Batum'da bulunan gemilere birkaç saldırı yaptı ancak Asar-ı Şevket bu saldırılarda hasar almadı.[12] Haziran sonunda Asar-ı Şevket, Muin-i Zafer ve Hıfzu'r-Rahman ile Tuna ağzındaki Sulina limanına nakledildi. Gemilere, üç sahil tahkimatını destekleyerek limana denizden yaklaşımı savunma görevi verildi.[13] Ağustos ayında gemi Sohum'a transfer edildi. 24 Ağustos gecesi dört Rus torpido botu limandaki gemilere saldırı başlattı. Torpido botlardan biri Asar-ı Tevfik'in gövde altında bir spar torpido infilak ettirmeyi başardı ve gemiyi batırdığını iddia etti ancak gemi saldırıda hasar görmedi.[14] Rus torpido botları, bölgedeki deniz suyu rengine uyum sağlamaları için yeşil renge boyanmıştı; bu deniz savaşında kamuflaj kullanımının bilinen ilk örneğidir.[15]

    Sonraki kariyer

    değiştir

    1878'deki savaşın bitiminden sonra Asar-ı Şevket İstanbul'a çekildi.[1] Filonun Haliç'e hapsedilmesinin nedeni kısmen kronik düşük bütçeler, kısmen de V. Murad'a yapılan ve donanmanın üst düzey subaylarının da yer aldığı bir darbe sayesinde tahta çıkan Sultan II. Abdülhamit'in donanmaya güvenmemesiydi.[3] 1890'da gemi yeniden donatılmak üzere Tersane-i Amire'ye götürüldü ve yeni kazanları takıldı. Gemiye ayrıca iki 87 mm Krupp top, iki 63,5 mm Krupp top, iki 37 mm Hotchkiss revolver top ve bir 25,4 mm Nordenfelt topundan oluşan yeni bir hafif batarya takıldı. Gemi 12 Şubat 1892'de yeniden hizmete girdi.[1]

    1897'de Osmanlı-Yunan Savaşı'nın başlangıcında Osmanlılar filoyu teftiş ettiklerinde neredeyse tüm gemilerin, üç modern Hydra sınıfı zırhlıya sahip olan Yunan donanmasına karşı savaşmaya hiçbir şekilde uygun olmadığını keşfettiler. Gemilerin çoğunun gövdesi çürümüş, mürettebatları iyi eğitilmemişti. Nisan ve mayıs ayları boyunca Osmanlı filosunun unsurları, Osmanlıların Yunan kuvvetlerine doğrudan saldırmaya niyeti olmamasına rağmen gemilerin mürettebatlarının moralini yükseltmek amacıyla Ege Denizi'ne birkaç sorti yaptı. Bu operasyonlar sırasında Asar-ı Şevket ve geri kalan zırhlı filo, Çanakkale Boğazı'nın en dar noktası olan Nara Burnu'ndan ileriye gitmedi. Osmanlı filosunun durumu, hükûmet için bir utanç kaynağı olmuştu ve nihayet Sultan II. Abdülhamid, zırhlıların yabancı tersanelerde modernize edilmesini içeren bir modernizasyon programına izin vermek zorunda kaldı. Programa göre Krupp, Schichau-Werke ve AG Vulcan dahil olmak üzere Alman firmaları gemileri yeniden inşa edeceklerdi ancak firmalar gemileri inceledikten sonra modernleştirmenin pratik olmaması ve Osmanlı hükûmetinin iş için ödeme yapamaması nedeniyle geri çekildiler. 1900 yılına gelindiğinde sözleşmeler nihayet verildi ancak Asar-ı Şevket modernizasyon programına dahil edilmedi.[16] Bunun yerine gemi 1903'te hizmet dışı bırakıldı ve en sonunda 31 Temmuz 1909'da hurda olarak satıldı.[1]

    Kaynakça

    değiştir
    Özel
    Genel