Ayçiçeği
Bu maddedeki bilgilerin doğrulanabilmesi için ek kaynaklar gerekli. (Mart 2020) (Bu şablonun nasıl ve ne zaman kaldırılması gerektiğini öğrenin) |
Ayçiçeği (Helianthus annuus), Günebakan, Gündoğdu veya Günçiçeği, papatyagiller (Asteraceae) familyasından çekirdekleri ve yağı için yetiştirilen sarı çiçekli bir tarım bitkisidir.
Ayçiçeği | ||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Mavi gökyüzü önünde bir ayçiçeği. Çapı yaklaşık 15 cm'dir.
| ||||||||||||||||||
Biyolojik sınıflandırma | ||||||||||||||||||
| ||||||||||||||||||
Helianthus annuus
L. |
Anavatanı Kuzey Amerika'dır. 1500lü yıllarda Avrupa Kıtası'na götürülmüştür. İlk başlarda süs bitkisi olarak kullanılsa da 18.yüzyılda Rusya'da ayçiçek yağı üretimi yaygınlaştı.19.yüzyılda Rus göçmenlerin yanlarında tohum götürmesiyle birlikte Kuzey Amerika'da ayçiçek üretimi yaygınlaştı.[1]
Ayçiçeği tarımı
değiştirAyçiçeği dünyada ve Türkiye'de en önemli yağ bitkilerinden biridir. Marmara Bölgesi'nde daha çok yetiştirilir. Trakya Bölgesi'nde yoğunluk gösterir. Ayçiçeğinin üstündeki çekirdekler fabrikalarda işlenerek satılır.
Ayçiçeği dünyada ve Türkiye'de en önemli yağ bitkilerinden biri olup, Türkiye'de genelde yağlık olarak yetiştirilir. Yağlık olarak ekiminin % 70'inden fazlası Trakya ve Marmara bölgesindedir.
İklim ve toprak istekleri
değiştirAyçiçeği, yetişme periyodu boyunca (100-150 gün) 2600-2850 °C civarında toplam sıcaklık ister. Derin ve kazık kök sistemine sahip olması nedeniyle, kuraklığa dayanımı fazladır. Her türlü toprakta yetişmesine rağmen, iyi drenajlı, nötr PH (6,5 - 7,5)'a sahip ve su tutması yüksek toprakları daha fazla sever. Taban suyu yüksek, asitli topraklardan hoşlanmaz. Tuzluluğa dayanması ortadır.
Ayçiçeğinin çimlenmesi için en az toprak sıcaklığı 8-10 °C olmalıdır. Bu nedenle genelde Nisan ayı başı-Mayıs ortası arasında ekimi yapılır. Erken ekim, verimi önemli ölçüde arttırır. Ayçiçeği soğuğa dayanıklı olup, genelde ilk donlardan 4-6 yapraklı devreye kadar zarar görmez. Ancak ısının -4 °C nin altına düşmesiyle oluşan dondan oldukça fazla etkilenir.
Gübreleme
değiştirOptimum verim için bölge koşullarında yapılan araştırmalarda 7–8 kg. saf azot (N) ve aynı miktarda fosfor yeterli olur. Ancak sulu koşullarda bu miktarları artırmak gerekir. Toprak analizi yapılıp tarlanın besin maddesi içeriği belirtildikten sonra gübre uygulamak son derece önemlidir. Eğer toprakta yeterli miktarda fosfor varsa 7–8 kg. saf azotu içeren 15–16 kg. üre (% 46 N) veya 25–30 kg. Amonyum nitrat (%26 N) gübresi serpilerek karıştırılır ve ardından ekim yapılır. Eğer toprakta genelde potasyumca zengin olması nedeniyle, bu besin maddesine içeren gübre tavsiye edilmez. Ancak toprak tahlil sonucu bu besin maddesinin eksikliği belirtiliyorsa, topraktaki mevcut duruma da bağlı olarak, yeterli miktarda 15-15-15 gübresi uygulamak gerekir. Çünkü kompoze gübrelerin üzerindeki üç rakam sırasıyla N-P-K yani Azot - Fosfor - Potasyum besin madde oranına göre ucuz olan gübre tercih edilmelidir.
Ekim ve tohumluk
değiştirİyi bir tohum yatağı hazırladıktan sonra, ayçiçeğinde pnömatik mibzerlerle ekim yapılır. Yapılan araştırmalar sonucunda; sonbaharda soklu pulluk ile sürüm, ilkbaharda kazayağı ve ardından tırmık ile yapılan tohum yatağı hazırlığı en ekonomik toprak işleme yöntemi olarak belirlenmiştir. Yabancı ot ilacı için genelde trifluarin terkipli ilaçlar ekim öncesi uygulanır. Ancak ilaç uygulandıktan sonra mutlaka tırmık veya benzeri bir ikinci sınıf toprak işleme aletiyle karıştırılmalıdır. Ayrıca yabancı ot mücadelesi için bitkiler 25 – 30 cm. olduğu zaman çapa makinesi ile ara çapası yapılır.
Yapılan araştırmalar, sıra arası 70 cm. ve sıra üzerinin 30–35 cm. olduğu bir ekim sıklığıyla sağlanan 4500-5000 da civarında bir bitki popülasyonunun en yüksek verimi verdiğini ortaya koşmuştur. Hibrit tohumluklar yüksek verim potansiyeline sahip, aynı günlerde çiçeklenip, olgunlaşır ve aynı kalitede ürün verirler. Piyasada değişik firmalara ait birçok yağlık hibrit ayçiçeği çeşidi bulunmaktadır. Tohum iriliği arttıkça dekara atılacak tohum miktarı da artar. Aslında iri tohumun, özellikle uygun olmayan iklim ve toprak koşullarında, çimlenme gücünün biraz daha fazla olmasından başka bir avantaja sahip değildir. Dekara atılan tohum miktarı tohum iriliğine bağlı olarak 400 gr/da civarındadır.
Ayçiçeği topraktan fazla miktarda besin maddesi kaldırır. Bu nedenle üst üste ayçiçeği ekiminden kaçınılmalıdır. Bundan dolayı, genelde Buğday-Ayçiçeği ekim nöbeti uygulanır.
Tablanın biraz eğik olması, yani yere doğru bakması, kuş zararını ve güneşten kaynaklanan tabla yanıklığını azaltır. Bu nedenle, bu tip hibrit çeşitler kuş zararının yoğun olarak hissedildiği yerlerde tercih edilmelidir.
Sulama
değiştirAyçiçeği bitkisinin su ihtiyacı, yetişme periyodu boyunca yaklaşık 700–800 mm. civarındadır. Bu nedenle yüksek ve arzulanan verimi alabilmek için yağışın az olduğu yıllarda aradaki farkın, sulamaya uygun yerlerde, mutlaka sulama suyuyla verilmesi gerekir. Toprakta bitkilerin su ihtiyaçları toprak tansiyonemetresiyle ölçülür. Ayçiçeğinde en hassas devre, çiçeklenme öncesi tablaların oluşmaya başladığı devre ile süt olum devresi arasıdır. Bu devrede oluşan, suya olan stres, verimde geri gelmeyecek kayıplar ortaya çıkarır. Özellikle suya duyulan bu ihtiyaç çiçeklenme zamanında en üst seviyeye çıkar. Bundan dolayı bu devrelerde yağış yoksa, yüksek verim için ayçiçeği mutlaka sulanmadır. Yirmişer gün arayla yapılan sulamaların verimi arttırdığı Denizli Baklan Ovası'ndaki Dağallı çiftçiler tarafından denenmiş ve görülmüştür. 40 cm olduktan sonra her 20 günde bir sulama yapılmalıdır.
Eğer sulama yapılacaksa, bitkiler 45–50 cm. boyunda bir sulama, tabla teşekkül ettiği devrede süt ve olum devresinde yapılacak olan birer sulama ile toplam üç defa su verilmesi verimi %100 oranında arttırır. Özellikle sulanan alanlarda dekara atılan bitki sayısını ve verilecek gübre miktarını bir miktarı artırmak verim artışı için gerekli diğer faktörlerdir.
Hastalık ve zararlıları
değiştirAyçiçeğinin en önemli zararlısı orobanş parazitidir. Ancak bu parazite dayanıklı hibritler piyasada mevcuttur. Bunun yanında diğer hastalıklar ayçiçeği mildiyösü, sap, kök ve tabla çürüklükleridir. Ayçiçeği mildiyösüne karşı hibrit tohumlar ilaçlı olup, ancak özellikle sulu alanlarda ortaya çıkan Slerotinia'ya karşı dayanıklı çeşit olmayıp, ilaçlı mücadelesi de yoktur.
Ayçiçeği tablasının arkası ve brakte yapraklarının % 50'si kahverengi renge dönüştüğünde ayçiçeği olgunluğa erişmiş olur. Ancak hasadın yapılabilmesi için tablanın, gövdenin ve yaprakların tamamen kahverengi renge dönüşmüş olması ve tanedeki nem oranının % 9-10'a düşmesi gereklidir. Çünkü ayçiçeği yağlı tohuma sahip olduğu için yüksek nemde depolandığında, taneler kısa zamanda kızışır ve bozulur. Bu nedenle hasatta tane neminin % 10'un altında olması son derece önemlidir. Zamanında yapılmayan hasat özellikle bazı çeşitlerde tane dökmeye sebep olacağından, ayçiçeği hasadı fazla geciktirilmemelidir.
Ayçiçeğinden kuru şartlarda 100-150 Kg/da, sulu şartlarda 250-400 Kg/da. ürün elde edilebilir. Ayçiçeği hasadı buğday biçer döverlerinde yapılan ufak değişiklik ve uygun ayarlama ile kolayca yapılır.
Çiçekçik dizilişinin matematiksel modeli
değiştirAyçiçeğinin kafasında bulunan çiçekçiklerin modeli 1979'da H.Vogel tarafından öne sürülmüştür.[2] Bu modelin kutupsal koordinat sistemi ile olan ifadesi aşağıdaki gibidir.
Denklemde θ açı, r yarıçap ya da merkeze olan uzaklık ve n ise çiçekçiğin indeks numarasıdır. İfadedeki c ise sabit bir ölçekleme katsayısıdır. İfade Fermat's spiral formunu vermektedir. 137.5°'lik açı ise altın oran ile ilişkilidir. Bu matematiksel model, ayçiçeklerinin bilgisayar grafiği temsillerini üretmek için kullanılmıştır.[3]
Kaynakça
değiştir- ^ "History". sunflowernsa.edu (İngilizce). Erişim tarihi: 10 Ağustos 2024.[ölü/kırık bağlantı]
- ^ Vogel, H (1979), "A better way to construct the sunflower head", Mathematical Biosciences, 44 (44), ss. 179-189, doi:10.1016/0025-5564(79)90080-4
- ^ Prusinkiewicz, Przemyslaw (1990). The Algorithmic Beauty of Plants. Springer-Verlag. ss. 101-107. ISBN 978-0387972978. 19 Mayıs 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Eylül 2009.