Kumanova Muharebesi

23-24 Ekim 1912'de yaşanmış ilk Balkan Savaşları muharebesi

Kumanova Muharebesi (Makedonca ve Sırpça: Кумановска битка) 23-24 Ekim 1912 tarihinde Osmanlı İmparatorluğu topraklarının Sırbistan Krallığı'na yakın bölgesinde (Kumanova) yapılan bu muharebe Birinci Balkan Savaşı'nın başlıca muharebelerinden biridir. Savaş başlangıcından sonra kısa sürede Sırpların kazandığı önemli muharebelerden biri olup bu bozgun sonrası, özellikle firar eden askerlerden kaynaklı; ağır insan gücü kayıpları nedeniyle; Osmanlı yönetimi Vardar Ovası ve Makedonya'nın büyük kısmını, artlarında büyük miktarda top ve savaş malzemesi bırakarak terk etmek zorunda kalmışlardır.[3]

Kumanova Muharebesi
Birinci Balkan Savaşı

Kumanova Muharebesi öncesi Sırp ve Osmanlı ordularının hareketlerini gösteren harita
Tarih23-24 Ekim 1912
Bölge
Sonuç Sırp zaferi
Taraflar
Sırbistan Krallığı Sırbistan Krallığı Osmanlı İmparatorluğu Osmanlı İmparatorluğu
Komutanlar ve liderler
Sırbistan Krallığı Radomir Putnik
Sırbistan Krallığı Prens Aleksandar
Osmanlı İmparatorluğu Halepli Zeki Paşa (Vardar Ordusu)
Osmanlı İmparatorluğu Fethi Paşa (VII. Kolordu)
Güçler
132,000 asker,
148 top,
100 makineli tüfek[1]
65,000 asker,
164 top,
104 makineli tüfek[1]
Kayıplar
4,564 asker
(687 ölü,
3,280 yaralı,
597 kayıp)[2]- bazı kaynaklara göre 7000 asker ölü, yaralı, esir, kayıp. [A]
4,500 ölü ve yaralı
(1,200 ölü,
3,000 yaralı,
327 esir)
98 top[2]- bazı kaynaklara göre 7000 asker ölü, yaralı, esir ve kayıp.[A]

Savaş Öncesi Askerî Planlar

değiştir

Sırbistan Ordusu

değiştir

Sırp ordusu, askerî harekât planında Osmanlı İmparatorluğu'nun, kendilerinin saldırması hâlinde Vardar Ovası'nda Ovçe Pole bölgesinde savunma hattı kuracağı ve bu savunma hattını sürpriz bir saldırı ile 3 ordunun kullanıldığı hilal taktiği ile kanatlardan kuşatıp Osmanlı seferberliğini tamamlamadan yok etmeyi hedeflemişti. Bu amaçla Sırplar 3 orduyu seferber etmişlerdir. Sırp Başkumandanı General Radomir Putnik'ti.[4]

  • Birinci Ordu: Veliaht Prens Aleksandar komutasında 5 piyade ve 1 süvari tümeni ile toplamda 132.000 askerden müteşekkildir ve Vranje şehri yakınındadır ve amaçları doğrudan Osmanlı hatlarına saldırıdır.
  • İkinci Ordu: Stepa Stepanoviç, emrinde 1 Sırp ve 1 Bulgar tümeninden oluşma 74.000 kişiden oluşmaktadır ve Köstendil'dedir. Doğudan Osmanlı ordusunun sağ kanadına saldırıp kuşatacaktır.
  • Üçüncü Ordu: Božidar Janković, emrinde 4 piyade tümeni ve 1 piyade alayından oluşmakla 76.000 kişiden ibarettir. İki grup hâlinde konumlanmıştır. İlk grup Sırbistan'da Toplıca, ikinci grup Medveđa'da gruplanmış ve batıdan saldırıp Kosova'yı alıp ardından güneyden Osmanlı Vardar Ordusu'nun sol kanadına saldırmayı hedeflemiştir.
  • Küçük birliklerde Sancak'ı almak için görevlendirilmiştir.[4]

Osmanlı İmparatorluğu Ordusu

değiştir

Osmanlı Ordusu'na askerî danışman olarak gönderilen Alman kurmaylarından Colmar von der Goltz tarafından hazırlanan Osmanlı harekât planında özellikle 5 nolu planda Osmanlı ordusu Makedonya'da savunma hâlinde kalacak ve eğer gerekirse aşamalı olarak düşmana kayıp verdire verdire gücünü kıra kıra Kosova Vilayeti'nin batısına çekilecekti. Stratejik savunma üstüne konulu bu taktik uyarınca esas bu savaşı etkileyecek muharebeler Trakya'da Bulgaristan Krallığı ordusuna karşı yapılacak ve Bulgar ordusu durdurulup Trakya-Rumeli hattındaki yollarda en iyi şekilde korunacaktı. Ancak bundan sonra bir ilerleme söz konusu olacaktı.

Ancak Ahmet İzzet Paşa yerine savaşın hemen öncesi başkumandan olarak geçen Nazım Paşa bu planı reddetmiştir. Bunun yerine Makedonya'da Sırplara karşı sürpriz saldırı ve Trakya'da da Balkan Birliği'ne karşı saldırıyı içeren bir plan oluşturtmuştur. Bu plan uyarınca saldırıya geçerek şaşırttığı Balkan Birliği ordularını ilk savaşlarda yenip Büyük Devletlerin müdahale etmesini ve bu savaşı sona erdirmelerini beklemek temel amaçtır.

Oysaki savaş başlangıcında seferberliğini tamamlamış Sırp ordusu karşısında Balkanlar'da Osmanlı İmparatorluğu'nun beklenmediği bu savaş ilanları sonrası daha seferberliği bütün Osmanlı vilayetleri gibi yeni başlamış Makedonya'da Osmanlı seferberliği imkânsızlıklar ve savaş öncesi zaten yapılmış olan hatalar nedeniyle çok yavaş ilerlemekteydi. Seferber olan askerinde talimleri eksikti, ordu içi disiplin daha oluşturulamamıştı. Subay kadroları iyi olsa da, yönetim sorunları aceleden giderilememişti. Zeki Paşa komutasındaki Vardar Ordusu seferberlik halindeki hedeflenen sayısının ancak yarısına savaş başlangıcında sahipti. Kuvvetleri şu birliklerden oluşmaktaydı:

Muharebe Öncesi

değiştir

Daha savaş ilan edilmeden önce sınır çatışmaları başladı. 15 Ekim tarihinde, 3. ordu grubunun bulunduğu Topluca'da Sırp çetnikleri, Sırp birliklerinin konuşlanması tamamlanmadan Osmanlılara saldırdılar. Osmanlılar karşı saldırıya geçseler de, Morova 2. tümeni tarafından durduruldular. 19 Ekim'de Osmanlıların geri çekilmeye zorlanması ile sınır çatışması sonlandı. 22 Ekim'de saldırıya geçen Sırp 3. ordusu hiçbir ciddi direnişle karşılaşmadan Priştine'yi ele geçirdi.[6]

18 Ekim'de 2. ordunun Bulgar 7. Rila Piyade Tümeni Yukarı Cuma bölgesinde kendi saldırısını başlattı, o sırada bu ordunun diğer tümenleri Stracin köyüne doğru ilerlemekteydi ve 21 Ekimde burayı ele geçirdi.[7]

20 Ekim'de birinci orduda sınırı geçti ve 22 Ekim gecesi Kumanova eteklerine kadar ulaştılar.[7][8]

Bu sırada Osmanlı Vardar Ordusu komutanı Kumanova'ya saldırı kararı veren Zeki Paşa kuvvetlerini konuşlandırmaktaydı.[9] Zira yeni Osmanlı başkumandanı olan harbiye nazırı Nazım Paşa bütün Osmanlı savunma planlarını değiştirmişti ve bütün batı ve doğu ordularını Zeki Paşa'nın da içinde olduğu komutanlarını saldırıya zorlayan bir plan hazırlamıştı.Ancak sorun şu idi. Seferberliğini tamamlayamayan ve disiplini yeni askere alınan ve eğitime tabi olamadan yollanan askerlerden bozulan bir ordu nasıl taarruz edebilirdi. Nazım Paşa, Goltz'un planını uygulamayarak işte böyle bir hata içine düşmüştü.[10] Diğer taraftan Vardar Ordusu'nun çoğu askeri nizam denen düzenli birliklerden çok, yeni askere alınan redif birliklerden oluşuyordu. Doğu ordusundaki bir kısım birliklerin aksine uzun süredir operasyonel bir operasyonlarda bulunmamıştı dahası her ne kadar deneyimli ve tecrübeli subaylar bu orduda var olsa da, Vardar Ordusu kurmayları savaş öncesi Osmanlı üst komutanlığının büyük bir hata ile terhis edip Anadolu'ya yolladığı deneyimli askerler yerine apar topar silâhaltına alınan bu askerlerin olası bir savaştaki gücünü ve eksikliklerini bilmekten uzaktılar.[B]

Buna rağmen Halepli Zeki Paşa da bu emre uydu. Diğer taraftan Osmanlı ordusunun Balkan Savaşı'ndaki istihbarat zaafları aynen Vardar Ordusu'nda da bulunmaktaydı. Halepli Zeki Paşa ve kurmaylarının haberdar olabildiği istihbarat bölgedeki Sırp 1.Ordusunun 60.000 kişiden ibaret olduğu yönündedir.[11] Zeki Paşa Sırp ordusunun tam gücü ve teçhizatlarından da habersizdir.[12] Bununla birlikte Zeki Paşa, Sırp ordusundaki bir kısım sorunları başarılı şekilde analiz etmişti. Sırp 1.Ordusu daha henüz Makedonya'ya tam yerleşememiştir. Ele geçirdiği yerler stratejik konuma hâkim mevkiiler olması ve bir saldırı beklemediği için güçlendirme yapılmamıştır. Sırp 1., 2. ve 3. orduları arasında iletişim kopuktur. 2.ordunun hareketleri yavaştır ve o zamana kadar savaşa etki edebilecek durumda değildir.[13] Ancak Zeki Paşa bu orduların ve 1.ordunun geride kalan piyade kuvvetlerinin ön cepheye ilerleme süresini hesaplamakta da hataya düşmüştür.

Planı Vardar ordusunun Yukarı Piçinya suyundan saldırıya geçmesi bu sırada sol kanattan yapılan süvari saldırısı ile Kumanova-Gilan yolu, Piçinya suyu arasındaki Sırp iletişim hatlarını tahrip etmektir. Yine ordusunun 5.kolordusu piyadeleri ile Piçinya suyu boyunca kuzeye doğru ilerleyecek, bu kolordunun yan kolları Palanga'da ilerleyen düşman ordu kollarının saldırısını önlemek için doğuda kalacaktır. 6.Kolordu Yenigagoriç-Baştalı ve Bala boyunca Kuzeye ilerleyecektir. Ardından bağımsız süvari tugayı sağ kanattan düşmanı sarmak için piyadelerle koordineli olarak hareket edecek V. kolordu Yeninagoriç'te saldırdığı, kaçan düşmanı kovalayacak, 6.Kolordu Yeninagoriç ve Çetrice'de ilerlemesini sürdürecek ve 7.kolordunun bağımsız süvari kolu ile birlikte 1.orduyu sağ kanattan kuşatması sonucu arkadan sarılıp çembere alınan 1.ordu yok edilecektir veya gerilemeye zorlanacaktır.[12][14]

Savaş ilanından iki gün sonra 20 Ekim'de Vardar Ordusu'nun en ilerideki 7. kolordusu, Kumanova kuzeyinde mevzilerine yerleşmişti. 22 Ekim akşamı 5. ve 6. kolordular da Kumanova dolaylarına ulaşmışlardı. Vardar Ordusu'nu oluşturan üç kolordu birbiri peşi sıra hem Kumanova doğrultusunda ilerliyorlar, hem de bir kör dövüşü hâlini alan seferberliklerini tamamlamaya çalışıyorlardı. Her şey karışıktı ve devamlı yağan yağmur bu karışıklığı daha da arttırıyordu. Askere çağrılmış erler birliklerini bulamıyor, birlikler gidecekleri yerleri şaşırıyor, gürültü ve patırtı içinde gayesiz bir koşuşturma sürüp gidiyordu. Daha çarpışmalar başlamadığı halde, menzil örgütünün düzensizliği yüzündende açlık çekilmeye başlanmıştı. Vardar Ordusu'nun Sırp sınırına doğru bu yürüyüşü sanki savaşmak üzere düşmana doğru ilerleyişi değil, savaşta yenilip dağılmış bir ordunun düzensiz bir hâlde çekilişine benziyordu. Bunca zor koşullara rağmen gene de taarruz kararından vazgeçilmiş değildi. Hâlbuki bu arada iki tümenin doğudan ilerleyen ikinci Sırp ordusunu karşılamak üzere o cepheye sürülmesi, bir tümenin de Yunan tehlikesine karşı Manastırda bırakılması sebebiyle Vardar Ordusu daha da zayıflatılmıştı. Hiç olmazsa İkinci ve Üçüncü Sırp orduları daha uzaktayken Kumanova önlerinde yalnız kalan ve yerleşmesini tamamlayamamış Birinci Sırp Ordusuna taarruz edilebilseydi o da bir başarı vadederdi. Ama plan uygulanamamış ve en az iki gün kaybedilmişti.

Muharebe

değiştir

23 Ekim günü sisli havada kuvvetlerin birbirini görmesi zordu. Sırp sol kanadındakiler 17. piyade taburunun hareketini görmesine rağmen Osmanlı askerinin Stracin'e çekildiğini sandığından bu durumu ilk başta önemsemedi.17. piyade taburunun yardımı ile Sırpların 18. Tuna Alayı'ndan 1. tümeni geriye doğru iteklenip süvarilerinde yardımıyla sol kanadındaki ilk hatları kolaylıkla ele geçirilir.[15]

Sırp askerlerinin çekildiğini gören Zeki paşa Sırpların sol kanadındaki zayıflığı fark eder ve Stracin'deki 2. ordudan bir hareket gelmediğinden genel bir saldırıya karar verir. Saat 11.00'da topçu desteğinde 5. ve 6. kolordular Sırpların 1. Tuna Alayı'nın üzerine saldırırlar. Sırp 1. ordusunun ön hatları 30.000 askerden oluşmakta iken saldırıya o gün geçen Osmanlı askerlerinin sayısı 45.000 civarındadır ancak Sırpların 30.000 kişilik geride de askerî birlikleri de bulunmaktadır. Bununla birlikte bu birlikler ön cepheden geri kalmışlar ve yetişmeye çalışmaktadırlar, dahası Sırplar panik içinde o sırada ihtiyatlarında olan bazı tümenleri kullanmama gibi bir hata içine düşmüşlerdir.[12] Saldırıya geçen Osmanlı 13. ve 17. tümenleri, Sırp 18. Tuna Alayının ön cephesindeki 1.Tuna Tümeni'nin bozularak iyice çekilmesine neden olur. Fakat saldırının sürmesine karşın saldırının devamı için Zeki Paşa arkadan ve kanatlardan Sırpların kuşatılmasını sağlamakla görevlendirdiği İştip Redif Tümeninin cepheye ulaşmasını beklemektedir.[16] Bu durumdan yararlanan Sırplar 7. alayı, panik halindeki 18. alaya göndererek bir savunma hattı kurarlar. Hemen ardından Sırp 8. alayının yardıma gelmesi ile 7. alay sola doğru hareket ederek, Zeki Paşa'nın kanatlardan ve arkadan Sırp ordusunu kuşatması için bekleyip cepheye gönderdiği İştip Piyade Tümeni'nin saldırılarına karşı, Srtevica'daki mevziilerini iyice güçlendirir.[16] Diğer taraftan 1. Tuna Tümeni, sağ kanadından iyice zayıflattığı Osmanlı ordusunun Manastır Piyade Tümeni'nden yapılan saldırıyı da durdurur.[17] Saat 12.00 sıralarında 7. kolordu saldırı pozisyonundan Sırp Morava 1. tümeninin tuttuğu mevzilere saldırıya geçer. Ancak o sırada Sırplar top ve piyade tümenlerini mevzilerine iyi şekilde konuşlandırmışlardır ve doğudan Osmanlı hatlarına top ateşi açmaya başlarlar.[17] Geçici ilerleme sonrası; bu kanattan yapılan Sırp karşı saldırısı ile 7. kolordu bulunduğu mevzilere doğru geri çekilmeye zorlanır. Sırplar düzenledikleri karşı saldırısı sonrası geri çekilen 7. kolordu birliklerinin üzerine, gün boyunca iyi konumladıkları topçu kuvvetleri ile ateş açıp buradaki birliklerin ileri hareketini engellerler.[18]

Sırpların cephe gerisinde duran 2.Tuna tümeni solda, 1. Drina Tümeni merkezde Timok Tümeni sağdadır. Dahası geride bir de topçu birliği vardır ancak bu birlikler her nedense savaşa katılmamıştır. Sırp 1. ordu komutanlığında bu beklenmedik saldırı karşısında, o sırada tam bir kargaşa hâkimdir ve sağlıklı bilgi ulaşmamaktadır. 23 Ekim 1912 tarihindeki Osmanlı saldırısı pek başarılı olmamışsa bunun payı Sırp yüksek komutanlığından değil tam aksine alt düzey subayların ve ordunun alt kademesindeki askerlerin çabası ile olabilmiştir.[19]

Sırp 1. ordu komutanlığı 23 Ekimi -24 Ekim'e bağlayan gece yarısına kadar hâlâ Kumanova'da Osmanlı Vardar Ordusu'nun ana kuvvetlerinin olmadığını sanmaktadır. Onların planına göre Osmanlılar ana kuvvetlerini Ovçe Pole'de (Koyun ovasında) toplamışlar ve burada kuvvetlerince etrafı sarılıp yok edilecektir. Kuzey Kumanova'daki Osmanlı birlikleri ise sadece orada bulunan ileri müfrezeler sanılmaktadır. Buna göre güneye ilerlemeyi sürdürürler. Gece yarısı 1. Tuna Tümeni'nin ağır kayıp haberleri Sırp komutanlığına ulaştığında artık emirleri değiştirmek için çok geçtir.[20] Bununla birlikte gerideki 1. ordu birlikleri bütün gece hızla yürümeye zorlanarak 24 Ekim günü sabaha karşı saldırıya geçmek üzere cephe hattına ulaşmış ve Osmanlı ordusunun geçici kuvvet üstünlüğü zora girmişti.[21]

23 Ekim'i 24 Ekim'e bağlayan gece Osmanlılar içinde zor geçmektedir. Askere apar topar alınan ve eğitimi eksik redif tümenlerinde disiplinsizlik, panik hat safhadadır. Bir de üstüne bir kısım subayların yağmurdan korunmak için mevzilerini terk edip yakınlardaki yerleşim yerlerine gitmeleri askerlerin bir kısmını daha da paniğe düşürür.[22][C][D] Deneyimsiz Üsküp Redif Tümeni bütün bir gece yarısı sis ve yağmur altında Sırp kuvvetleri ile çarpışır ve ilerlemek ister ancak geri çekilmeye zorlanır. Tümen komutanı Kadri Paşa tümeninin sürekli olarak Sırp topçu ateşi altında kaldığından, askerlerin yeterli eğitimi olmaması nedeniyle tüfek ve top ateşinden paniğe düştüklerinden dahası sürekli olarak çatıştıklarından tümenin cephanesinin bitme noktasına geldiğinden ve birliğin cephane ikmali için 5 km gerideki deposundan cephane getirilmesi gerektiğinden yorgun askerlerini dinlendirip sabah tekrar saldırıya geçmek için izin istemektedir. Ancak bundan tam bir sonuç alamaz.[23] Bir de bunun üstüne Sırp 3. ordusunun Priştine'yi alıp Üsküp üzerine yürüdüğü haberini bu tümendeki askerler alınca morali bozulan yakınlarından endişeli askerlerle tümenin düzeni tam anlamı ile çökme noktasına gelir; pek çok kişi tümenden firar eder.[24]

Zeki Paşa 24 Ekim günü zafere ulaşacağını umaraktan saldırıların sürdürülmesine karar vermiştir.[20] 24 Ekim günü sabaha karşı 5.30'da saldırıya geçen Osmanlı sağ kanadında; 6. kolordu cepheden saldırıya geçerken İştip piyade tümeni yine kanattan saldırı ve çevirme ile görevlendirilmişti. Sırp Tuna 1. tümeni yine zor duruma düşmüşse de, saat 10.00 sıralarında Tuna 2. tümeninin çeşitli birlikleri cepheye gelince Osmanlı saldırısının durumu iyice zora girdi. Bir de üstüne Sırp süvari tümeni cepheye ulaşıp Strevica'ya ilerleyen Osmanlı birliklerinin üzerine saldırıya geçerek ilerlemelerini durdurdu. Saat 12.00'da Tuna 2. tümeni bütün unsurları ile cepheye yerleşmiş ve Osmanlı birliklerinin ilerlemesi tam anlamıyla durdurulmuştu.

Osmanlı sol kanadı da saat 5.30'da saldırıya geçer ancak bu saldırı esnasında Sırp topçusu da etkili bir şekilde son model Krupp topları ile saldırıya başlar. İyi konuma yerleştirilmiş Sırp topçusu karşısında kötü konuma yerleştirilmiş Osmanlı topçusu hiçbir şey yapamaz.Osmanlı top ateşi etkisiz durumda kalır. Açılan ateş Manastır ve iyice zayıflamış firarla çökme noktasına gelmiş Üsküp redif tümenlerini darmadağın eder ve kayıplara sebep olur. 7. Kolordu saldırıya geçmişse de, saat 06.00'da Morava tümeni karşı saldırıya geçer gece yarısı cepheye gelen bütün piyade unsurları ile Sırp piyadeleri akın akın Osmanlı hatları üstüne süngüleriyle saldırıya geçer. Göğüs göğse çarpışmalar bütün cephelerde yaşanır. Üsküp Piyade Tümeni saat 11.00 sıralarında artık geri çekilmeye başlar bu piyade tümeninin yardımına gönderilen nizami askerlerden oluşan 6. piyade alayı da yoğun Sırp top ateşi ve üzerine yağmur gibi gelen Sırp piyadesi ve ateşi karşısında hiçbir şey yapamaz.[23] Timok 2. tümeni savaşa girip Osmanlı hatlarının arkasına doğru saldırıya geçer bütün Osmanlı sol kanadı çöküşe geçer. Osmanlı sol kanadının tamamı geri çekilmek zorunda kalır.[25]

Bunun üstüne Sırpların geride bekleyen 2. Drina Tümeni de saat 9.30'da Osmanlı merkez kanadına doğru saldırıya geçmiştir. Osmanlıların topçularını kötü şekilde konuşlandırması ve akın akın gelen askerler yüzünden Osmanlı ordusu merkez kanadı da zor durumdadır. Manastır Redif Tümeni geri çekilmeye başlar. 6. kolordu elde kalan son yedek askerlerini de cepheye sürerek bir nebze Sırp ilerleyişini yavaşlatsa da saat 13.00'da Sırplar tekrar bir piyade saldırısı başlatırlar. 1. Drina Tümeni Zebrnjak'taki Osmanlı ana savunma mevziilerini ele geçirir. Osmanlı 17. piyade tümenini geri çekilmeye zorlar. Saat 14.00 sıralarında artık Üsküp Redif Tümeni bütün kalan askerleri bütün unsurları ile batıdan Kumanova'ya doğru çekilmeye başlayıp muharebe alanından ayrılır. 6. kolorduya bütün unsurları ile geri çekilme emri verilir geri çekilirken Osmanlılar bir de kendilerini yavaşlatan topları ve araçlarını bırakmak zorunda kalır. Durum Osmanlılar için tam bir bozgun halini alır, firarlar iyice artar.[26] Zeki Paşa o sırada saat 15.00'da yanında olan askerî okul öğrencilerine silahlarını alıp geri çekilmeyi durdurmak için kendisine yardım etmelerini ister. Ancak bu geri çekilmeye engel olabilmenin imkânı yoktur. Kumanova'ya birliklerinin çekilmesi için emir verir. Kumanova'nın düşmemesi için mücadele vermektedir. Zira buranın düşmesi Osmanlı savunması açısından stratejik konumdaki Köprülü şehrinin durumunu tehlikeye düşürecektir.[26] Ancak bu sırada Sırp 1. Morava Tümeni Kumanova'ya girmiş ve şehirde ilerlemeye başlamıştır. Muharebe böylece tamamen sona erer.[27][28][29]

Osmanlı kuvvetleri düzensizce geri çekilir 7. ve 6. kolordunun bir kısmı Üsküp'e doğru çekilirken 5.ve 6.kolordunun bir kısmı İştip ve Köprülü'ye doğru çekilir. Sırplar düzensizce geri çekilen bu birlikleri takip şansını da kaçırırlar.[30]

Sonuçları

değiştir
 
Bogosav Vojnović Pelikan'ın çizdiği Kumanova Muhaberesine ait çizim

Nazım Paşa'nın saldırı stratejisinin neredeyse başarıya yaklaşabildiği tek nokta bu muharebedir ancak 23 Ekim'de Sırp ordusu sürprize uğratılıp plana uyulmasına rağmen; 23 Ekim'de muharebenin ilerleyen saatlerinde ama özellikle 24 Ekim'de Sırp ordusunun ve sayıca katbekat üstün piyadelerinin adeta 1905 Rus Japon savaşında Japon ordusunun yaptığı tarzda (2.Dünya Savaşı'ndaki Banzai Saldırısı’na benzer insan seli) topyekün bütün piyade ve unsurları ile saldırıya geçmesi[29] ve üstün topçu birlikleri ile bu muharebe de sayıca Sırp ordusundan son derece az Osmanlıların bozgunu ile sonuçlanmıştır; bunun dışında hemen her muharebede bu saldırı stratejisi ile hareket eden Osmanlı ordusu ağır yenilgiye uğramıştır.

Osmanlıların düştüğü hatalar şunlardır. İlk olarak Osmanlı ordusunun ve Nazım Paşa'nın düştüğü en büyük hata eski bir askerî deyişle "her şeyi savunan hiçbir şeyi savunmuyordur" sözüdür. Osmanlılar geniş bir alanda 4 Balkan devletine karşı üstelik seferberliğini tamamlamadan eğitimsiz askerler ve kötü bir lojistik yönetimi ile [E] [F] hem de saldırarak savaşmaya çalışmıştır. Hâlbuki 20. yüzyıl başlarında bir ordunun başına gelebilecek en kötü olay savunmaya son derece elverişli kazılmış siperler tahkim edilmiş mevzilerde makineli tüfeklerle donatılmış ve geride topçuların desteğinde bir düşmanla savaşmaktır. Belli bölgeleri boşaltıp bir savunma hattı kurarak Sırpları savunma pozisyonunda iyi tahkim edilmiş ve savunmaya uygun mevziilerde karşılamak ve ardından yenilgiye yaklaşınca hemen biraz gerideki bir başka savunma hattına çekilmek, bu oyalama sırasında ordunun seferberliğini tamamlamasını ve taze kuvvetler almasını beklemek ve ardından karşı saldırılarla Sırp ordusunu ve Bulgarlar başta olmak üzere Balkan devletlerini sonu gelmeyen ve kendi kuvvetlerini kaynaklarını zorlayacak bir siper savaşının içine çekmek Osmanlı Ordusuna zaman kazandırabilir ve savaşın bütün kaderini değiştirebilirdi.[31]

Osmanlılar bu önemli savunma avantajını kullanmaktan kaçınmışlar ve ancak eğitimli bir ordu ve sayıca üstün kuvvetlerle yapılabilecek hilal taktikli muharebelerle bütün şanslarını harcamışlardır. Kumanova savaşında Vardar Ordusu'nda Zeki Paşa'nın hedeflediği hilal taktiği (kanatlardan sarma taktiği) ordusunun birebir plana uymasına karşın başarısız olmuştur. Doğu ordusu Bulgar ordusuna karşı Kırkkilise Muharebesi'nde kendilerinden sayıca üstün ve silah donanımı iyi Bulgar ordusuna karşı yine bu aynı taktiği seferberliğini tamamlamadan kullanmış ancak büyük bozguna uğramıştır; Lüleburgaz Muharebesi'nde yine aynı taktikle davranmaya çalışıp bozguna uğramış ve Çatalca'ya kadar çekilmiştir. Edirne'yi sol kanattan izole konumda bırakıp kuşatma altına girmesine neden olmuştur. Kumanova sonrası önce Köprülü'de tutunmaya çalışan fakat tutunamayan Manastır'a kadar gerileyen Vardar Ordusu Manastır Muharebesi'nde[31] yine tekrar bu taktiği kendiden üstün Sırplara karşı uygulayıp bir daha bozguna uğramıştır. Sonuçta Osmanlılar ağır toprak kaybına uğramışlardır. Oysaki İşkodra ve Yanya'da savunma taktiği ile tahkim edilmiş mevziilerde hareket eden Osmanlılar hiçbir mühimmat ve asker takviyesi olmadan aylarca Yunan, Karadağ ve Sırp ordularına direnmiştir. Bu durumda Osmanlıların bu savaşta özellikle savaşın başlarında saldırı taktiği izlemesinin yanlışlığının ispatıdır.[31][32]

İkinci olarak Osmanlılarda yanlış seferberlik sistemi ve redif sistemi de savaşın kaybedilmesindeki bir başka nedendir. Vardar Ordusu çoğunluğu eğitimsiz redif askerleri ile yanlış şekilde seferber edilmişti. Bu muharebede de bu deneyimsiz askerler büyük sorunlara neden olmuştur. Buna ilaveten Osmanlıların topçular bakımından sayı yönünden üstünlüğü olmasına karşın toplarını yanlış konumlandırması ve kullanamaması, Vardar Ordusu birliklerinin topçu desteksiz Sırplara saldırması yanında, bir de Sırp topçu ateşine maruz kalarak ağır kayıplar vermesine neden olmuştur. Oysa topçu düzgün şekilde konumlandırılabilse ve biraz deneyimli bir topçu birliği olsa belki de Osmanlı Ordusunda kayıplar bu kadar fazla olmayabilir; Sırplara daha büyük kayıp verdirilebilirdi. Osmanlı seferberlik sistemi I. Dünya Savaşı öncesi kısa dönemde tamamen değiştirilmiştir; ayrıca redif sistemi de ortadan kaldırılmış ve bütün ordu birliklerinin nizami hale getirilmesine çalışılmış, bir dizi reformlar yapılmıştır.[G]

Bunun yanında Osmanlının komuta kademesindeki sorunlar ve yanlış istihbaratta bu bozgunun bir başka sebebidir. Osmanlıların, Sırp 1. ordusunun kuvvetlerini doğru şekilde hesaplamadan Zeki Paşa'nın 60.000 kişi tahmin etmesi gibi bir yanılsama ile kendilerinden sayı, silah, donanım yönünden üstün seferberliğini tamamlamış Sırp 1. ordusuna saldırmaları büyük bir hatadır. Dahası savaşta neredeyse Sırplarla eşit kayba karşın Osmanlılar firarla büyük kayıp vermekle kalmamış bir de Vardar Ordusu Anadolu ile olan bağlantısının kesilmesi ile artık telafisi imkânsız büyük miktar topunu düşman elinde bırakarak Makedonya'da bütün bir savaşı ve savunmayı iyice zora sokmuştur.Ayrıca muharebe sonrası sırplar ilerleyerek bölgedeki çeşitli yiyecek depolarını, erzak vagonlarını ele geçirerek bölgedeki Osmanlı Ordusunun zaten bozuk olan lojistiğine sonrası için daha da ağır bir darbe vurmuşlardır.[22][F] Bu muharebe Makedonya'da Osmanlı yenilgisinin kesin bir faktörü olmuştur. Vardar Ordusu, Makedonya'da pek çok yeri bırakarak geri çekilmek zorunda kalmıştır.[33] [34][35]

Buna karşın Sırp ordusunda benzer bir istihbarat zafiyeti bulunmaktadır. Yine Sırpların alternatif savaş planı geliştirmemesi ve planlama hataları da bulunmaktadır. Zira Kumanova savaşının neredeyse sonuna kadar Sırplar ana Osmanlı ordusunun Kumanova'da mevzilendiğini anlayamamışlar saldıranların ancak ufak Osmanlı müfrezeleri olduğunu ve esas Osmanlı kuvvetlerinin Koyun Ovasında mevzilendiğini sanarak hareket etmişlerdir. Zeki Paşa'nın hedeflediği sürpriz saldırı bu yönden amacına ulaşmıştır.[33] Düzensiz şekilde geri çekilen Osmanlı Vardar Ordusu'nu elinde yeterli kuvveti olmasına karşın takip etmemesi de Sırpların diğer bir hatasıdır.[33][36]

Sonuçta Vardar Ordusu Vardar Nehri'nde bir savunma hattı kuramaz ve Üsküp'ü boşaltmak zorunda kalır. Bütün hatları ile Pirlepe'ye çekilir. 1. Ordu yavaş bir ilerleme ile 26 Ekimde Üsküp'e girer.[37] 2 gün sonra, Morava 2.Tümeni ile güçlendirilir, Sırp 3.ordusu Metohiya'ya (bugünkü Batı Kosova) ve sonrasında Kuzey Arnavutluk Adriyatik Denizi kıyılarına doğru ilerlemeye çalışır. 2.Ordu Edirne Savaşı'nda Bulgarlara yardım için gönderilir. 1.Ordu ise bu sırada Pirlepe-Manastır yönünde saldırılarına başlamıştır bir süre sonra Osmanlılar ile yine kendisinin kazanacağı Pirlepe Muharebesi'ne girecektir.[38] Bu savaştaki Sırp ordularının zaferini ve ölen askerleri anmak için Sırplar Zebrnjak'a anıt yapmışlardır. Bu savaş sonrası yine de başarılı bulunan Sırp komutanlardan Radomir Putnik'e voyvodalık unvanı verilmiştir.

Resimler

değiştir
A. ^Defeat in Detail: the Ottoman Army in the Balkans, 1912-1913 p.181 bu kitaba göre Türklerin kayıpları firarlar hariç 7000 asker civarındadır bir kısım Sırp kaynakları Türklerin kayıplarını 12.000 olarak açıklasa da bu pek mümkün değildir,4500 gibi Sırp ve Türk kaybı da pek olası değildir. Sırpların kaybı da yine Sırp kaynaklarında verilen 1000-1300 ölü yaralı şeklindeki gibi düşük değildir. Zira bu kitap yazarına göre Sırplar kendilerine saldıran Osmanlılara karşı göğüs göğse piyadeleri ile çarpışmaya girmek ve Osmanlı hatlarına ateş altında yüklenmek suretiyle resmen 1905 yılında Ruslara Japonların yaptığı gibi bir insan seli ile mevziilerinden çıkarak süngülerle banzai saldırısı gibi saldırmak zorunda kalmışlardır; bu sebeple Sırplarında Osmanlılarla eşit en az 7000 ölü, yaralı ve kayıp vermiş olmaları gerekmektedir.
B. ^Yine Osmanlı'nın seferberlik sisteminde de hatalar vardı zira askere alınacak kişiler askere alındıkları ordunun yakınındaki bölgelerden alınırdı, bu seferberlik açısından silâh altına alma ve askerlerin bölgeyi tanıması, zorlanmaması gibi belli bir kolaylık sağlasa da dezavantajları çoktu zira savaşılan bölgeye yakın ordunun olduğu yerde silâhaltına alınan bu kişiler, eğer silâhaltına alındıkları yerler cephe hattı ve düşman işgali tehlikesi olan yerlerdeyse bu bölge yakınında köylerinin, şehirlerinin başına gelenlerden derhal haberdar olduklarından bu durum onları demoralize edip dikkat dağınıklığı ve ailelerini korumak için firarlara sebep oluyordu.Örneğin Priştine ve Üsküp şehirlerinin ileride Sırpların eline geçtiğini veya buraya Sırplarının yürüdüğünü öğrenen, cephede savaşan tümenlerdeki Üsküplü Arnavut ve Türk redif askerlerin pek çoğu ailelerinin durumundan endişelenerek kurtarmak için panik içinde bulundukları yerleri terk edip bu yerlere gitmişlerdir. Sonuçta da Osmanlı ordusunda bu firarlar ağır sorunlara neden olmuştur. Ancak 1.Dünya Savaşındaki seferberlik programında imparatorluk bu sistemden dönebilmiştir. Balkan savaşındaki firar sorununun temel nedenlerinden biri de budur.
Balkan Savaşındaki Osmanlı seferberlik sistemi ile başka iddialarda bulunmaktadır.Hafız İsmail Hakkı Paşa "Bozgun" Sayfa 93-94 Tercüman Gazetesi Yayınları-1001 Temel eserde (orijinalinden yeniden basılmış hali) de NY times gazetesinin aşağıda D kısmındaki dipnotunu doğrular şekilde Balkan savaşında askere alınan bu kimselerin bir kısmı bölgede yaşayan Hristiyan Bulgarlar,Karadağlılar,Rumlar,Sırplar v.s den oluştuğu;daha öncesinde hiçbir Osmanlı Savaşında bu şekilde büyük derecede hristiyan ve musevi asker alımının Osmanlılarda yapılmadığı;üstelik acele ile düzensizce yapılan seferberlik neticesi; bu askerlerin orduya adaptasyonu yapılmadan büyük bir hata ile ön cephelerde görevlendirildiği; özellikle Rum,Sırp,Karadağ ve Bulgarların karşılarında da aynen kendi etnik kimlik ve dinlerini taşıyan, askerlerden oluşan ordular ve devletlerin önüne çıkarıldığında; askerlerin firar ettiklerini ve Kumanova dahil pek çok balkan savaşı muharebesinde ordu disiplinin bu firarlarla ve bu kişilerin alyhe çalışmalarıyla daha da bozulduğunu iddia etmektedir. Dikkat çeken nokta; 1.Dünya savaşında da hristiyan, musevi v.s dinlerden asker alımı yapılmıştır; ancak Balkan Savaşının aksine bu askerlerin seçimi dikkatli şekilde yapılmış, orduya adaptasyonu elden geldiğince yaptırtılmış ve orduya zarar vermeyecek şekilde geri hizmetlerde (asker bakımı, tıbbiye..vs) görevlendirilmiştir.
C. ^Hüseyin Rahmi Apak, "Yetmişlik Bir Subayın Hatıratı" eserinde şunlardan bahsetmektedir."Türk ordusunda savaş kavramını bilen kumandan yok gibiydi. Örneğin Batı Ordusunda Merkez Grubu Kumandanı Zeki Paşa, iyi bir askeri akademi hocasıydı. Ama savaş adamı değildi. Halim selim, yumuşak huylu, nazik bir adamdı.. Ve o kadar..1878 yılından beri Osmanlı ordusu savaşı unutmuştu. Abdülhamid devrinde ordu, savaş için yetiştirilemiyordu. Meşrutiyet'ten sonra orduya el atılmıştı, ama canlanma yetersizdi. Alayları, taburları, tümenleri, hatta daha yukarı birlikleri yönetecek kumandan yoktu. Komanova ilerisinde Sırplarla ilk temas kurulduğu zaman çıkan çatışmada kuvvetli darbeler vurulmuştu. Akşama kadar muharebenin gidişi lehimize görülüyordu. Gece basınca bazı tümen kumandanları ve diğer kumandanlar, muharebe alanını terk ederek Komanova kasabasına rahat etmeye gittiler! Hatta bazı tümen kumandanları, kendilerine tebliğ edilen paşalık rütbesi işaretlerini diktirmek için, gece yarısı terzileri çağırtmışlardı! Redif alayı ve tümenleri ise, daha o gece dağılmışlardı. Manastır'daki tutumu ilk günden beğenmemiştim. Çünkü ordu ve kolordu karargahları, savaş alanlarını bırakıp geceleri şehirde kalıyorlardı. İrtibat subayları ve yaverleri de onlarla birlikte gidiyorlardı. Ertesi sabah atlarına binerek ileri hatlara geliyorlardı. Birçok kumandan ve subaylar birliklerini kaybetmişlerdi. Bunların işi gücü, başıboş dolaşmak ve gelip muharebeyi seyretmekti."[22]
Ayrıca benzer ifadeler için bkz. Artuç İbrahim Balkan Savaşı Kastaş Yayınları İstanbul 1998 Bu kaynaklar, bazı görgü tanığı ifadeleri ve bazı kaynaklarda bu savaşın kaybedilmesi askerlerin mevziilerini yağmurla terki, subayların ihmali veya bir kısım askerlerin ihaneti gibi iddialara bağlansa da Erickson, Edward J. (2003). Defeat in Detail: The Ottoman Army in the Balkans, 1912–1913. gibi pek çok tarihçi ve harp uzmanı eserlerinde bunun doğru olmadığı,bu türden durumların ancak muharebe için tali etkisinin,kaybedilme nedenlerinden sadece biri olabileceği; bu muharebenin kaybedilmesindeki esas hatanın tamamen Osmanlı yüksek komutanlığının,Nazım Paşa'nın içine düştüğü stratejik hatalar başta olmak üzere pek çok nedenden kaynaklandığı,Osmanlı ordusunun bu şekilde kendinden gerek silah ve gerekse sayı yönünden üstün bir düşmana seferberliğini tamamlamadan tecrübesiz ve eğitimsiz askerlerle saldırısının tam ve büyük bir hata olduğu ve bu muharebenin bu hali ile nasıl yapılırsa yapılsın Osmanlı aleyhine neticelenmesinin kaçınılmaz olduğunu ortaya koymaktadır. 1 Nisan 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
D. ^Bununla birlikte Newyork Times'ta yayınlanan bir haber de Kumanova'da savaşan Vardar ordusunun %25inin Makedonya'daki Hıristiyan Arnavut, Bulgar, Rum, Sırp vs. kimselerden ibaret olduğu ve bu kimselerin Sırplara mermi bile sıkmayıp, karavana ateş edip cepheden firar ettiği kısaca ordu içinde Hıristiyanların Osmanlıya ihanet ettiği yolunda bir başka iddiada vardır.
E. ^NYtimes "Turks had wooden bullets" başlıklı haber-o kadar ki Makedonya’da bazı savaşan birliklere gerçek mermiler yerine Osmanlıların farkında olmadan tatbikatlarda kullanılan öldürücü niteliği olmayan tahta fişekleri bile gönderdikleri ve bununda Makedonya’daki kötü performansın nedenlerinden biri olduğu iddialar arasındadır. 6 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
F. ^Selanikli Bahri, "Balkan Harbi'nin Garp ordusu" adlı eserinden :"Balkan Harbinde birçok yerlere, daha barış zamanında, çok miktarda erzak depo edilmişti. Bazılarına da, seferberliğin ilanından sonra depo edildi. Buna rağmen ordu, harekat sırasında hesapsız sıkıntılar çekti. Açlıklara uğradı. Çünkü bunlar bu depolardan, gerekli yerlere sevk edilememişti. Örneğin Komanova muharebe alanında böyle oldu. Halbuki Komanova'dan çekilirken, istasyonda vagonlarla un, arpa, fasulye, pirinç terk edildi ve bunların hepsi Sırpların eline geçti !.. [22]
G. ^Erickson, Edward J. (2003). Defeat in Detail: The Ottoman Army in the Balkans, 1912–1913. Greenwood Publishing Group. ISBN 0-275-97888-5 sayfa:337,342 "Despite the prevailing negative opinions by the Western community about Ottoman Army performance during the Balkan Wars, there were many positive aspects. Even the Germans, who had strong ties to the Ottoman Army, tended to dwell on its deficiencies rather than its strengths. The author believes that the failure of the Europeans to examine the demonstrated strengths of the Ottoman Army in these wars led directly to an underestimation of their fighting capability Consequently, in World War I, the Allies, and the British in particular, would badly underestimate the Turks at Gallipoli, in Mesopotamia, and in the Sinai.Although it lost the Balkan Wars, a case can be made that the Ottoman Army profited greatly from this experience and developed greater efficiency for the coming world war. What, then, could be said about the positive aspects of Ottoman Army performance during the Balkan Wars?...The army that emerged in fall 1914 was much maligned by European observers, and little was expected of it. However, much to the surprise of the world, the Ottoman Army proved effective, resilient, and capable of sustained combat..." Öyle ki 1.Dünya Savaşında İngilizler ve çeşitli batılı ülkeler Osmanlı Ordusunun özellikle Çanakkale, ırak ve Filistin gibi cephelerinde bunca zorluk ve savaşa karşın kendisinden beklenmedik derecede güçlü şekilde savaştığını ve bu beklenmedik direniş karşısından zorlandıklarını Balkan savaşı sonrası geçen 1 yıllık sürede bu kadar hızlı şekilde ordunun durumunun iyileşmesi ve kısmen de olsa ayağa kalkmasının kendilerini şaşırttığını açıkça belirtmişlerdir.
Ayrıca Selanikli Bahri, "Balkan Harbi'nin Garp ordusu" adlı eserinde Osmanlı Ordusununun erlerinin ve subaylarının Balkan savaşındaki durumunu ve sonrasında ne olduğunu,Osmanlı ordusunun Balkan Harbinden ve bu savaştaki Kumanova gibi muharebelerden nasıl bir ders çıkardığını şu sözlerle ifade eder: "Savaş süresince, bir 'süngü tak ! ', bir ' Hücum ! ' borusunun çalındığını ; askerin bir defa olsun 'Allah Allah' diyerek ileri atıldığını gören göz, duyan kulak varsa meydana çıksın. Rumeli'nin o temiz topraklarında, usulünce on adımlık bir geri çekilme bile yapamadığımıza kıyamete kadar yanmalıyız.. Araziden yararlanmayı, silahını kullanmayı bilmeyen askerler, her taburun yaklaşık dörtte üçünü oluşturuyordu. Verilen 400 metrelik nişangaha 2000 metrelik nişangah düzenlemeye uğraşan, fişeği namlunun ucundan tüfeğe sokmaya çalışan askerlerin, orduda asker olarak bulunmalarına gülmek mi, ağlamak mı gerekiyordu bilemiyorduk.. Özetle biz, muharebeyi Balkan Harbinden sonra öğrendik !.."[22]

Kaynakça

değiştir
  1. ^ a b Borislav Ratković, Mitar Đurišić, Savo Skoko, Srbija i Crna Gora u Balkanskim ratovima 1912-1913, Belgrade: BIGZ, 1972, sayfa: 70.
  2. ^ a b Borislav Ratković, Mitar Đurišić, Savo Skoko, Srbija i Crna Gora u Balkanskim ratovima 1912-1913, Belgrade: BIGZ, 1972, sayfa: 83. Osmanlı Kayıpları önemli miktarda bu savaş sırasında ve sonrasında firar eden askerleri içermemektedir.
  3. ^ Enciklopedijski leksikon Mozaik znanja - Istorija, Interpres, Belgrad 1970, s. 363.
  4. ^ a b Borislav Ratković, Mitar Đurišić, Savo Skoko, Srbija i Crna Gora u Balkanskim ratovima 1912-1913, Belgrade: BIGZ, 1972, s. 39-45. Serbian war plan and order of battle.
  5. ^ Borislav Ratković, Mitar Đurišić, Savo Skoko, Srbija i Crna Gora u Balkanskim ratovima 1912-1913, BIGZ, Belgrad 1972, s. 45-48. Osmanlı savaş planı ve savaş emri.
  6. ^ Borislav Ratković, Mitar Đurišić, Savo Skoko, Srbija i Crna Gora u Balkanskim ratovima 1912-1913, BIGZ, Belgrad 1972, s. 50-62.
  7. ^ a b Borislav Ratković, Mitar Đurišić, Savo Skoko, Srbija i Crna Gora u Balkanskim ratovima 1912-1913,: BIGZ, Belgrad 1972, s. 65-67.
  8. ^ ""NY:Servian successes" isimli haber". 6 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Şubat 2012. 
  9. ^ "Newyork Times olay tarihindeki haber". 6 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Şubat 2012. 
  10. ^ Erickson, Edward J. (2003). Defeat in Detail: The Ottoman Army in the Balkans, 1912–1913, Greenwood Publishing Group, s. 175. ISBN 0-275-97888-5
  11. ^ Erickson, Edward J. (2003). Defeat in Detail: The Ottoman Army in the Balkans, 1912–1913. Greenwood Publishing Group. s. 178. ISBN 0-275-97888-5
  12. ^ a b c Erickson, Edward J. (2003). Defeat in Detail: The Ottoman Army in the Balkans, 1912–1913. Greenwood Publishing Group, s. 174-175. ISBN 0-275-97888-5
  13. ^ Erickson, Edward J. (2003). Defeat in Detail: The Ottoman Army in the Balkans, 1912–1913. Greenwood Publishing Group, s. 172. ISBN 0-275-97888-5
  14. ^ Türk Silahlı Kuvvetleri Tarihi Balkan Harbi (1912–1913), 3.Cilt, 1. Kısım, Garp Ordusu Vardar Ordusu ve Ustruma Kolordusu (İkinci Baskı) (Ankara: Genelkurmay Basımevi, 1993), s. 182.
  15. ^ Borislav Ratković, Mitar Đurišić, Savo Skoko, Srbija i Crna Gora u Balkanskim ratovima 1912-1913, BIGZ, Belgrad 1972, s. 70-71.
  16. ^ a b Borislav Ratković, Mitar Đurišić, Savo Skoko, Srbija i Crna Gora u Balkanskim ratovima 1912-1913, BIGZ, Belgrad 1972, s. 72-73.
  17. ^ a b Borislav Ratković, Mitar Đurišić, Savo Skoko, Srbija i Crna Gora u Balkanskim ratovima 1912-1913, BIGZ, Belgrad 1972, s. 73-74.
  18. ^ Borislav Ratković, Mitar Đurišić, Savo Skoko, Srbija i Crna Gora u Balkanskim ratovima 1912-1913, BIGZ, Belgrad 1972, s. 74.
  19. ^ Borislav Ratković, Mitar Đurišić, Savo Skoko, Srbija i Crna Gora u Balkanskim ratovima 1912-1913, Belgrade: BIGZ, 1972, page 76. Quote in Serbian latin: "Iako vođena bez plana i bez uticaja komande armije, koja nije imala vezu sa divizijama, odbrana je uspela da odbije napad nadmoćnijih snaga neprijatelja zahvaljujući krajnjem požrtvovanju trupa i nižih starešina, posebno Dunavske divizije I poziva, koja je podnela najveći teret bitke i pretrpela teške gubitke."
  20. ^ a b Borislav Ratković, Mitar Đurišić, Savo Skoko, Srbija i Crna Gora u Balkanskim ratovima 1912-1913, BIGZ, Belgrad 1972, s. 76.
  21. ^ Erickson, Edward J. (2003). Defeat in Detail: The Ottoman Army in the Balkans, 1912–1913. Greenwood Publishing Group, s. 179. ISBN 0-275-97888-5
  22. ^ a b c d e ""Tarihten Anekdotlar" İnternet sitesi". 5 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Ekim 2012. 
  23. ^ a b Erickson, Edward J. (2003). Defeat in Detail: The Ottoman Army in the Balkans, 1912–1913. Greenwood Publishing Group, s. 177. ISBN 0-275-97888-5
  24. ^ Borislav Ratković, Mitar Đurišić, Savo Skoko, Srbija i Crna Gora u Balkanskim ratovima 1912-1913, BIGZ, Belgrad 1972, s. 79.
  25. ^ Borislav Ratković, Mitar Đurišić, Savo Skoko, Srbija i Crna Gora u Balkanskim ratovima 1912-1913, BIGZ, Belgrad 1972, s. 81-83.
  26. ^ a b Erickson, Edward J. (2003). Defeat in Detail: The Ottoman Army in the Balkans, 1912–1913. Greenwood Publishing Group, s. 180. ISBN 0-275-97888-5
  27. ^ Borislav Ratković, Mitar Đurišić, Savo Skoko, Srbija i Crna Gora u Balkanskim ratovima 1912-1913, BIGZ, Belgrad 1972, s. 80.
  28. ^ "Newyork Times olay tarihindeki haber". 6 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Şubat 2012. 
  29. ^ a b "Newyork Times Olay tarihindeki haber". 6 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Şubat 2012. 
  30. ^ Borislav Ratković, Mitar Đurišić, Savo Skoko, Srbija i Crna Gora u Balkanskim ratovima 1912-1913, BIGZ, Belgrad 1972, s. 83.
  31. ^ a b c Erickson, Edward J. (2003). Defeat in Detail: The Ottoman Army in the Balkans, 1912–1913. Greenwood Publishing Group, s. 331. ISBN 0-275-97888-5
  32. ^ "NYtimes:Türk ordusu nerede? isimli haber. Bu haberde de Türk ordusunda uğranılan felaketin boyutu özetlenmektedir". 17 Şubat 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Şubat 2012. 
  33. ^ a b c Borislav Ratković, Mitar Đurišić, Savo Skoko, Srbija i Crna Gora u Balkanskim ratovima 1912-1913, BIGZ, Belgrad 1972, s. 83. Result and significance of the battle.
  34. ^ "NYtimes:Turks surrender to Servians isimli makale". 6 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Şubat 2012. 
  35. ^ "NYtimes:başlıksız 4 Kasım tarihli haber". 6 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Şubat 2012. 
  36. ^ Vojvoda Živojin Mišić, Moje uspomene, BIGZ, Belgrad 1985, s. 236. Mišić yine General Radomir Putnik'in Kumanova yenilgisi sonrasında bile Vardar Ordusunun hala Ovče Pole'de savaşma kabiliyetine sahip olduğunu zannettiğini belirtir. (Mirsiç'e göre belki de Sırplar Osmanlı ordusunu hala büyük bir savaşan kuvvetinin arkada olduğu korkusuyla takip etmemiştir.)
  37. ^ "NYTimes Sırpların Üsküp'ü ele geçirişinin hemen sonrası Sırp kralının bu şehri ziyarete gittiğine dair yazı". 6 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Şubat 2012. 
  38. ^ Borislav Ratković, Mitar Đurišić, Savo Skoko, Srbija i Crna Gora u Balkanskim ratovima 1912-1913, BIGZ, Belgrad 1972, s. 87.