Osmanlı-Bizans Savaşı (1359-1363)

iskan ve istimalet politikası

Osmanlı-Bizans Savaşı (1359-1363), Bizans-Osmanlı savaşlarının üçüncüsü.

Savaş öncesi

değiştir

Haçlıların Lapseki Taarruzu'nun Osmanlılarca yenilgiye uğratılmasının ardından Osmanlı Beyliği ile Doğu Roma İmparatorluğu arasındaki savaş yeniden başladı.

Şehzade Murad ve Lala Şahin Paşa komutasındaki Türk birlikleri asıl hedef olarak belirledikleri Edirne üzerine yürümeden önce İstanbul-Edirne arasındaki bağlantıyı kesmeye çalıştılar.

1359 yılında başlayıp 1360 yılında devam eden seferde; Murad Bey Hoşköy (Hora) ve Barbaros'u (Panidos) ele geçirdikten sonra bölgenin en önemli kalelerinden biri olan Çorlu'yu da (Curullos) zaptetti. Bu gelişme, Doğu Roma İmparatorluğu'nun başkenti İstanbul'da büyük endişe uyandırdı.[1] Çorlu'nun savaşla alınmasının ardından Misini (Messene) teslim oldu. Ardından ise Lüleburgaz (Arcadioupolis/Burgos) Osmanlıların eline geçti. Bu şekilde İstanbul-Edirne bağlantısı kesilmiş oldu.

Eşzamanlı olarak ise Edirne’yi güneyden Meriç vadisi üzerinden koruyan kaleler de uç beyleri tarafından baskı altında tutulmaktaydı. Kuleliburgaz'a yerleşen Hacı İlbey Dimetoka'yı (Didimotihon) sıkıştırırken, bu kalenin tekfurunu pusuya düşürüp esir aldı ve kaleyi teslim etmesi koşuluyla serbest bıraktı.

Daha güneyde ise Gazi Evrenos Malkara (Megale Karya) ve Keşan (Kissos) hisarlarını alarak İpsala’yı (Kipselos) sıkıştırdı.

1361 yılına gelindiğinde Murad Bey uç beylerini Babaeski’deki (Bulgarofigon) karargâhına çağırdı ve Lala Şahin Paşa'yı Edirne üzerine gönderdi. Edirne’de toplanmış olan Bizans kuvvetleri Osmanlıları püskürtmek için kaleden çıkarak Sazlıdere'de hücuma geçtilerse de Sazlıdere Muharebesi'nde ağır bir yenilgiye uğrayarak yeniden Edirne Kalesi’ne çekildiler. Murad Bey ise bütün kuvvetleriyle şehre yürüdü ve tekfurun Enez'e kaçmasından sonra, teslim olan kente 5 Mayıs 1361 tarihinde Kum Kalesi kapısından girdi.

1362 yılında Orhan Gazi hayatını kaybetti ve yerine padişah olarak I. Murad geçti. Aynı yıl Gazi Evrenos batıya doğru harekâtını sürdürdü Gümülcine'yi (Komotini) Osmanlı topraklarına katarak[2] bir uç merkezi haline dönüştürdü (1371 yılında Osmanlıların Çirmen zaferinden sonra Osmanlı fetihleri bu merkezden yönetilecektir).[3]

1363 yılında ise Osmanlıların hedefleri Bulgar Çarlığı oldu ve Lala Şahin Paşa komutasındaki Türk ordusu aynı yıl Filibe ve Eski Zağra'yı ele geçirdi.[4]

Aynı yıl, Doğu Roma İmparatorluğu da barış teklifinde bulundu ve Osmanlıların Rumeli'deki tüm fetihlerini tanıyan bir antlaşma imzalandı.[5]

Savaş sonrası

değiştir

1359-1363 savaşındaki Osmanlı fetihleri 1352-1357 arasındaki savaşa kıyasla daha geniş oldu. Bunda, muhtelif etkenler de etkin oldu. Birincisi İskân politikası neticesinde Anadolu'dan (Karesi bölgesinden gelip bölgeye yerleştirilen aileler Osmanlılar açısından sağlam bir asker kaynağı da teşkil etti. İkincisi, VI. İoannis Paleologos'un 1355 yılında Papa ile yazışarak Papa'nın desteği karşısında halkını Katolikleştirme planına tepki gösteren bölgenin Ortodoks inancındaki halkı, İstimâlet politikası çerçevesinde halkın dinî özgürlüklerine saygı gösteren Osmanlılara daha az direniş göstermeye başladı. Üçüncüsü, Osmanlıların koydukları vergiler Doğu Roma İmparatorluğu'nunkilere kıyasla çok daha düşüktü.[6][7][8]

Bu savaş sonucunda Doğu Roma İmparatorluğu'nun Trakya'daki toprakları bir hayli daralarak İstanbul ve Kırklareli civarından ibaret kaldı ve Batı Trakya ile Selanik'teki topraklarıyla kara bağlantısı kalmadı. Bu çerçevede, yabancı ittifaklarla ayakta durma siyasetine daha fazla sarılan Doğu Roma İmparatorluğu 1363-1365 arasında Papa V. Urbanus'un teşvik ettiği ve Savoy Kontu VI. Amadeo'nun öncülük ettiği Haçlı Seferi'ne bel bağladı. İmparator V. İoannis (Savoy Kontu V. Amadeo'nun torunu), Papa'nın Doğu Roma İmparatorluğu'na yardım için koştuğu Rum Ortodoks Patrikhanesi'nin Katolik Kilisesi'ne tâbi olması şartını (1355 yılındaki mektup teatisinde olduğu gibi) kabul etmesi üzerine 1366 yılında Savoyard Haçlı Seferi olarak adlandırılan sefer başladı ve Haçlılar Gelibolu'yu işgal etti.

Bu gelişmenin ardından, Osmanlı Devleti ile Doğu Roma İmparatorluğu arasında 1363'ten beri süren üç yıllık barış hali bir kez daha sonlandı ve iki devlet arasında 1372'ye kadar sürecek yeni bir savaş başladı.

Savaşın Osmanlı diplomasi tarihi açısından kaydadeğer sonuçlarından biri de Osmanlıların Adriyatik kıyısındaki liman/ticaret devletçiği Ragusa Cumhuriyeti'yle (bugünkü Dubrovnik) ilişkilerinin başlamasıydı. 1360-1361'de Trakya ve Edirne'nin Osmanlıların eline geçmesiyle İstanbul'la bağlantısı kesilen bu devletçiğin elçileri 1365'te I. Murad'a elçiler göndererek Osmanlı topraklarında ticaret izni verilmesini talep ettiler.[9] I. Murad da mûtad vergiler haricinde yılda 500 altın duka ödenmesi şartıyla ticaret serbestisi tanıyan bir ahidnâme verdi.[10]

Kaynakça

değiştir
  1. ^ "The Ottoman Conquest of Thrace - Aspects of Historical Geography", Georgios C. Liakopoulos, Bilkent Üniversitesi, Ankara (2002), s.67-68
  2. ^ Fethin tarihine dair tartışmalar: "Gümülcine'de Kurulmuş Olan Defterdar Ahmed Efendi Vakfı (XVII-XVIII. Yüzyıllar)", Cengiz Parlak, Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi (2005), c.5, Sy.10, s.200
  3. ^ "Observations on the History of Northern Greece during the Turkish Rule", M. Kiel (1971), s.417
  4. ^ "The Boundaries of Europe: From the Fall of the Ancient World to the Age of Decolonisation", Pietro Rossi, Walter de Gruyter GmbH & Co KG (2015)
  5. ^ "Great Powers and Geopolitical Change", Jakub J. Grygiel, JHU Press (2006), s.99
  6. ^ "Land and power in the middle and late period", P. Frankopan, A Social History of Byzantium (Oxford, 2009), s.112–42
  7. ^ "Lords at the End of the Empire: Negotiating Power in he Late Byzantine Frontiers (Fourteenth-Fifteeneth Centuries), Fotini Kondyli, Cambridge University Press (2017)
  8. ^ "Warfare in Late Byzantium, 1204–1453", S. Kyriakidis, Leiden (2011), s.120
  9. ^ "An Historical Geography of the Ottoman Empire from Earliest Times to the End of the Sixteenth Century", Donald Edgar Pitcher, Brill (1972), s.70
  10. ^ "İslam Ansiklopedisi, "Dubrovnik" maddesi, Türk Diyanet Vakfı, İstanbul (1994), c.9, s. 542". 15 Mayıs 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mayıs 2022.