Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyalizm

Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyalizm hareketi II. Meşrutiyet sonrasındaki siyasi atmosferde cereyan etmeye başladı. İmparatorluk zayıflayıp çöküş sürecine girdiğinde tıpkı Osmanlı liberalleri ve diğer düşünce akımlarına haiz olanlar gibi sosyalistler de "bu ülke nasıl kurtulur" sorusuna kendi içlerinde cevap aradılar. Çeşitli fikir cereyanlarında sosyalistler en zayıf görünümde olanlardı. İlk sosyalist parti olan Osmanlı Sosyalist Fırkası 1910 yılında kurulmuştu. İştirak dergisi sosyalistlerin fikirlerini beyan ettikleri bir dergiydi. Aynı zamanda sosyalizm eğiliminde kısa ömürlü birçok yayın organları da bulunmaktaydı. Dr. Refik Nevzat da Beşeriyet'i çıkardı.[1]

Tespitlere göre Osmanlı Türkçesinde sosyalizm ve komünizm lafzı ilk olarak William Churchill ekseninde Avrupa'dan çeviriyayın yapan Ceride-i Havadis gazetesinde görülmektedir. Avrupa'daki gelişmeler ekseninde Osmanlı'da duyulmaya başlanan sosyalizm adlandırması ağırlıklı olarak Arapça kökenli "İştirak "ile karşılık buldu.[2]

Osmanlı sosyalizmi II. Enternasyonal'in buhranı altında idi. Ağırlıklı olarak Karl Marx'ın resimleri yayın organlarında gözükürdü fakat Tarık Zafer Tunaya'ya göre Marx'ın düşünceleri anlaşılmış değildi.[1] Bazıları Fransız sosyalist Jean Jaurès ile ilişki kurma içinde idi. Osmanlı sosyalistleri genel olarak siyasi ve sosyal olmak üzere iki farklı evreden oluşan bir ideale sahiptiler. Bu sebeple Meşrutiyet'in ilanı ilk evreydi. Onlara göre özgürlük ancak büyük bir mücadeleyle parça parça gelecekti. Beşeriyet'te yer alan bir yazısında Dr. Refik Nevzat da Osmanlı toplumunu topyekûn değiştirmek, hatta yeniden kurmayı elzem görüyordu. İştirak ise Bursa'da ipek fabrikasında çalışan bir kadının gönderdiği mektubu "Hayat ve Hakikat" başlığı altında yayımlayarak mektubu benimsiyor ve bir inkılap ya ihtilal gerekliliği görünümü veriyordu.[3]

Ağırlıklı olarak gayrimüslimler ve azınlıklar ekseninde sosyalizm Osmanlı ülkesinde yer ediniyordu. Devrimci Hınçak Partisi bu kapsamda değerlendirilmektedir. İkinci meşrutiyet sonrasında işçi hareketlerinde artış olmuş fakat sistemli bir sınıf bilinci doğurmamıştı.[4] Selanik coğrafi konumu nedeniyle Avrupa'yla olan etkileşimde önemli yer tutuyordu, gelişmiş yapısıyla da işçi hareketleri ve sosyalist düşüncelerin önemli bir merkezi idi. 1909 yılında Selanik'te kurulan Sosyalist İşçi Federasyonu 15 kadar işçi örgütünü birleştiren ve sosyalizmi amaç olarak gören ciddi bir müessese idi, kapsayıcı bir iddiayla yola çıksa bile zamanla Yahudi güdümünde oldu.[5]

İştirakçi Hilmi olarak anılan Hüseyin Hilmi

Sosyalist mebuslar

değiştir

Meclis-i Mebûsan Meşrutiyet'in ilanı ile yeniden açılınca farklı etnik kökene ve düşünce dünyasına sahip kişileri yeniden içinde barındırdı. Gayrimüslim sosyalist mebuslar da meclis çatısında bulunuyordu. Serkan Erdal'ın doktora tezine gayrimüslim sosyalist mebuslar İttihat ve Terakki listelerinden seçilmiş Erzurum'dan Varteks Serengülyan ve Karekin Pastırmacıyan, Muş'tan Keğamder Garabetyan ve Van'dan da Vahan Papazyan; Hınçak Cemiyeti adına seçilmiş Sivas'tan Doktor Nezaret Dagavaryan ve Kozan'dan Hamparsum Boyacıyan. Selanik mebusu Dimitar Vlahof ile Serez mebusu Hristo Delçev'de Balkan sosyalizmini temsil ediyordu.[6]

Ayrıca bakınız

değiştir

Kaynakça

değiştir
  1. ^ a b Tunaya 2016, s. 82.
  2. ^ Cesur, Ertuğrul (2017). "Osmanlı Dönemi Sosyalizm Tartışmaları ve "İştirâk" Kavramı". Muş Alparslan Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt: 5, Sayı: 3. s. 867. 24 Temmuz 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Temmuz 2018. 
  3. ^ Tunaya 2016, s. 83.
  4. ^ Aydar, Özkan. "Osmanlı Devleti'nde İlk Sosyalizm Tartışmaları ve İlk Sosyalist Örgütlenmeler". s. 78. 19 Aralık 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Temmuz 2018. 
  5. ^ Erdal, Serkan (2014). Osmanlı Devleti'nde Sosyalist Faaliyetler Üzerine Bazı Örnek İncelemeler (Doktora). Erzurum: Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Ana Bilim Dalı. ss. 352-355. 
  6. ^ Erdal 2014, s. 117.
Genel