Türkiye Sosyalist İşçi Partisi (1946-1948)
Bu maddede birçok sorun bulunmaktadır. Lütfen sayfayı geliştirin veya bu sorunlar konusunda tartışma sayfasında bir yorum yapın.
|
Türkiye Sosyalist İşçi Partisi, “çok partili” siyasi dönemin ilk girişimlerinden birisidir ve 24 Mayıs 1946 tarihinde Sabit Şevki Şeren, Hüseyin Türkgeldi, Hasan Yaşatürk, Fehmi Ünal, Orhan Taner ve Orhan Arıburnu tarafından İstanbul’da kurulmuştur.[1]
Türkiye Sosyalist İşçi Partisi (1) | |
---|---|
Kısaltma | TSİP |
Genel başkan | Sabit Şevki Şeren |
Kuruluş tarihi | 24 Mayıs 1946 |
Kapanış tarihi | 14 Aralık 1946 (yasaklandı) 10 Ekim 1948 (infisah etti) |
Merkez | İstanbul |
Gazete(ler) | Tek Dünya |
İdeoloji | Sosyalizm |
(1) 1'inci TSİP'den 28 yıl sonra 1974'te 2'nci TSİP kurulmuştur. Bu iki parti arasında aynı adı taşımaktan başka hiçbir ortak yön yoktur ve birisi diğerinin öncülü ya da ardılı değildir. 22 Haziran 1974'te kurulan TSİP, 12 Eylül 1980'de yasaklanmış olduğu halde faaliyetlerini yeraltına çekilerek devam ettirmiş; 1987'den itibaren tekrar yasallaşma sürecini Sosyalist Birlik Partisi'nin kuruluşu ile birleştirmiş ve Ekim 1990'da topladığı 3. Kongre'sinde "TSİP'nin feshi ve üyelerinin Sosyalist Birlik Partisi'ne katılması" kararı alarak hayata geçirmiştir. |
1946’da dünya ve Türkiye
değiştirII. Dünya Savaşı’nda fiili olarak savaşa girmeyen Türkiye’nin, barışla birlikte başlayan Soğuk Savaş dönemine kararlı ekonomik ve siyasi hazırlıklarla eşlik ettiği, devlet işletmeciliğiyle desteklenen özel sermaye birikimini ve kapitalist ülkelerle kurulu ekonomik ilişkileri daha da güçlendirecek iç ve dış politikaları 1946’dan itibaren uygulamaya soktuğu görülür.
Türkiye’nin izlediği “bağımsızlık” politikası yerini, anti-faşist zafer ile dünya çapında etkinlik kazanan Sovyetler Birliği ve Doğu Bloku’nun karşısında, ABD ve diğer Batı Bloku ülkeleri ile siyasi ve askeri yakınlaşma adımlarına bırakır.
1923’ten beri Türkiye’yi yöneten Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) hükümeti, Batı’ya Türkiye’nin ekonomik, siyasi ve askeri entegrasyonda kararlılığını kanıtlamak üzere, “tek partili devlet yönetimi”nden Batı tipi demokrasinin “çok partili ve çoğulcu siyaset” yapısına geçilmesi yönünde reformlara girişir.
Cemiyetler Kanunu Reformu ve kurulan sol partiler
değiştirCemiyetler Kanunu’nda değişikliğe hazırlanan CHP’nin "demokrasiyi genişletme" sınırları, Milli Şef İnönü'nün şu sözleri açıklamaktaydı:
"Sayın üyeler, partimizin programı sınıf esası üzerine cemiyet kurulmasını menetmiştir. Bu maddenin kaldırılmasını tetkik edeceksiniz. Biz kendi programımızda sınıf mücadelesini istemeyen ve sınıf menfaatleri arasında ahenk arayan esasta kalacağız. Vatandaşlardan sınıf menfaati üzerine cemiyet ve parti kurmak isteyenlere kanun yoluyla mani olmayacağız. Bizim kanun yolu ile menetmeğe çalışacağımız cemiyet ve partiler kökü dışarıda yani yabancı aleti olan cemiyet ve partiler ve onlardan mülhem olanlardır. Bunun gibi dinî siyasete alet eden cemiyet ve partilere de kanun yolu ile karşı koymakta devam edeceğiz.”.[2]
Bu sınırlı da olsa önemli bir değişimin habercisiydi çünkü daha bir yıl önce, 1945’te, Türkiye Komünist Partisi (TKP) kendisini “ilerici-demokrat” bir parti içinde yasallaştırma girişimi, hazırlık toplantısına yapılan provokasyon dahil olmak üzere kuruculara yapılan baskılarla “men” edilmişti.
Siyasi iklim hızla değişti ve yeni siyasi partiler Cemiyetler Kanunu’ndaki değişikliğin kanunlaşmasını (5 Haziran 1946) beklemeden art arda kurulmaya başlandı.
1946 yılında kurulan “sol” partiler arasında sayılan TSİP, Türkiye İşçi ve Çiftçi Partisi (TİÇP), Liberal Sosyalist Partisi (LSP), Sosyal Adalet Partisi (SAP) ve Çiftçi ve Köylü Partisi (ÇKP) kendilerinden önceki herhangi bir siyasi hareketin devamı değillerdi. Sadece Türkiye Sosyal Demokrat Partisi (TSDP) kendisini Kurtuluş Savaşı döneminin Sosyal Demokrat Fırkası’nın devamı olarak beyan etmişti. TKP’nin yasallaşma hazırlıkları ise - yasal partinin niteliği ve program hedeflerinde farklılaşan- iki sol partinin bir ay ara ile, 14 Mayıs 1946’da Türkiye Sosyalist Partisi’nin (TSP) ve 20 Haziran 1946’da Türkiye Sosyalist Emekçi ve Köylü Partisi'nin (TSEKP) kuruluşuna kaynak olmuştu.
Maksat ve gayesi
değiştirTSİP Genel Başkanı Sabit Şevki Seren, partisinin amacını, 1947’de Tek Dünya’da yayınlanan “Maksat ve Gayemiz” başlıklı yazısında şöyle açıklamaktaydı:[3]
"Bugün Demokrasimizi daha ileriye, daha iyiye götürmek, inkişaf ettirmek yolunda aldığımız kararların, yaptığımız hamlelerin tabiî bir sonucu olarak engelsiz, zincirsiz bir basın özgürlüğü içinde vatan ve vatandaşlar hizmetinde yüklendiğimiz görev ve sorumluluğun ağırlığına müdrik olarak Cumhur Başkanımız İsmet İnönü’nün 12 Temmuz Beyannamelerinden, yekdiğerini tamamlıyan nutuklarından ve irşatlarından aldığımız ilhamla Ebedî Şefimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün açtığı nurlu yolda yürümek başlıca amacımızdır.
Henüz gerçek anlamı ve mâhiyeti pek çoklarımızca lâyıkı ile anlaşılamamış, hâtâlı iltibasları mucip olmuş, fakat zamanla en müthiş ve korkunç sanılan tehlikelere karşı biricik garanti ve yıkılmaz bir kal’e olduğu gerçeği hepimizi aydınlatacak (SOSYALİZM) in kendi bünyemize en uygun gelebileceğine inandığımız geniş, mûtedil, yapıca, koruyucu ve toplayıcı prensiplerine, Esas Teşkilât Kanunumuz'un ruh ve mefadına sadık kalarak yüklendiğimiz Devlet hizmetimizi bir kere daha basın alanındaki hizmetimizle tekrar sürdürmeğe karar vermiş bulunuyoruz...
İktidardaki C.H.P. Hükümetinin Prensiplerimize uygun, işçi yurttaşların faydasına her türlü teşebbüs ve hareketlerini desteklemek bu husustaki fikirleri yaymak, işçi yurttaşlarımızın, ıstırap ve şikâyetlerini yansıtmak istiyoruz...
Dış politikada (Yurtta sulh cihanda sulh), temel siyasetimize dayanarak (tek dünya - tek devlet - her şey insanlık için) gayelerile bütün dünyayı sarsan, bütün beşeriyeti yakıp kavuran, insan zekâ ve kabiliyetinin yarattığı bütün medeniyet eserlerini yıkan, mah’v ve harap eden ve edecek olan savaşlara, haksızlıklara, sömürüye son verilerek bu uğurda harcanan (insan) emek ve servetinin gene (insan) iyiliğine, hayrına, sağlık ve mutluluğuna, ıstıraplarının dindirilmesine ayrılmasını istiyoruz.
Bütün dünyanın yükünü omuzlarında taşıyan, çoğunluğu meydana getiren, emeklerinden başka dayanakları bulunmayan dünya işçi yığınının, dolayısile kafa, kol ve toprak işçisi vatandaşlarımızın acıklı durumlarile yakından ilgilenerek, bir an önce refah ve mutluluğa kavuşturulmaları; açlık ve sefaletin yarattığı acıların dindirilerek (insan) olarak yaşamalarının sağlanması lüzumunun, dünya barış ve emniyetinin tek anahtarı; Devletler ve uluslararası iş birliğinin tek garantisi olduğu gerçeğine inanıyoruz."
Beyannamesi
değiştirTSİP’nin sosyalizm, demokrasi, devlet ve vatan anlayışı Beyannamesi’nde şöyle açıklanmaktaydı:[4]
"Sosyalizmin, kendi Millî bünyemize en uygun gelebileceğine inandığımız, geniş, mutedil, yapıcı, koruyucu ve toplayıcı prensiplerinin ışığı altında, vatandaşlarımızın hâl ve istikbâlini, say’ ile sermaye mücadelesinde Devletle münasebetlerinde karşılıklı hak ve vazifelerin ve menfaatlerini emniyet altına almak birini diğerine istismar ettirmemek birbirinin zıddı ve can düşmanı değil mütemmimi ve ayrılmaz birer parçası olduğunu fiilen göstermek; vatandaş için, vatandaş tarafından kurulmuş Devleti vatandaşa hâdim kılmak; çalışan ve ekseriyeti teşkil eden, emeklerinden başka, mesnetleri bulunmayan muazzam, fakat mustarip, kafa, kol ve toprak işçisi vatandaşların emeklerini kıymetlendirmek ve yaşama seviyelerini maddeten ve mânen yükseltmek, emekleri nispetinde insan olarak yaşamalarını sağlamak, sosyal adaleti tesis ve temin eylemek gayelerile, son yıllar içinde memleketimizde hakikî demokrasiye doğru ulaşmak için açılan nurlu yolda, çok partili siyasal hayatımızda, vazife ve mesuliyet yüklenmek cesaretini, (Türk Sosyalist İşçi Partisi olarak) kendimizde bulabilmiştik. Bugünden itibaren henüz hakiki mânâsı ve mahiyeti pek çoklarımızca lâyıkıyle anlaşılmamış, hatalı iltibasları mucip olmuş, zamanla, en korkunç tehlikelerin yegâne garantisi, yıkılmaz kalesi olduğu hakikati hepimizi aydınlatacak olan (SOSYALİZM) in ruh ve prensiplerine sadakatle, inandığımız, memleketimiz için ulaşmak istediğimiz gayelerin bütün açıklık ve tafsilâtiyle ana hatlarının samimi bir ifadesi olan Programımızı ve Nizamnamemizi, bütün vatandaşların tetkik ve takdir nazarları önüne sererek (Türkiye Sosyalist İşçi Partisi) adiyle, milli ve vatanî vazifelerimizde devama karar vermiş bulunuyoruz."
Programı
değiştirTSİP programında öne çıkan sosyal ve ekonomik hedefler şöyleydi:
- Irk, cinsiyet, din ve mezhep farkı gözetmeksizin tüm insan hak ve hürriyetlerinin korunması
- "Asgari geçim ve yaşama hakkı" sağlanması (bir ailenin barınmasına yetecek meskeni, yaşama şartlarına uygun, lüzumu kadar ev eşyası, radyosu, otomobili vb. olacak)
- Sınai ve ticaretin "sosyal prensiplere" göre yeniden düzenlenmesi ve işçiye "insani durum" temin edilmesi; Üretim kaynaklarının işletilmesinden sağlanan gelirin "kamuya mal" edilmesi; İşçi birliklerinin ve sendikaların kurulması; grev hakkının savunulması
- Sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi ve köylere sağlık hizmeti ulaştırılması
1946 seçimleri
değiştirTSİP programında seçimler ve siyaset özgürlüğüyle ilgili şu hedefler yer almaktaydı:
- Milli hakimiyetin millete ait olduğu prensibinin kabulü ve uygulanması
- Milletvekillerinin tek dereceli, gizli oyla, dört yıl için seçilmesi
- Seçimlerde özgür oy kullanımının sağlanması; 18 yaş üstüne seçme ve seçilme hakkı; seçim kanunun "nispi temsil" esasına göre yeniden düzenlenmesi
- Tüm siyasi partilere eşit muamele; partilerin program ve prensiplerini yaymalarına, ülke içinde teşkilatlanmalarına mani olan kanuni tedbir ve zihniyetlerin değiştirilmesi
- Halkevlerinin tek bir siyasi partinin propaganda aracı ve sahası olmaktan çıkarılması
- İdarede adem-i merkeziyet
TSİP, 1946 genel seçimlerine kendisi katılamamış ve seçime giren diğer sol partiler de başarılı olamamıştır.
TSİP'in sol partiler ile birlikte yasaklanması
değiştirTSİP, kurucu heyetinin dışında örgütlenme ve siyasi faaliyet gösteremediği halde, diğer sol partilerle birlikte Aralık 1946’da sıkıyönetim tarafından yasaklanmıştır.
TSİP’nin aksine, TSP ve TSEKP beş-altı ay içinde hem parti hem de sendika örgütlenmesinde hızlı bir gelişme göstermiş, bu gidişatı “mevcut iktisadi ve içtimaî nizamları bozmaya çalıştıkları”na gerekçe yapan CHP hükümeti, “kanun”la kuruluşuna izin verilen “sol” partileri Sıkıyönetim üzerinden yasaklama yoluna gitmiştir.
Sıkıyönetim Mahkemesi yasakladığı ve yargıladığı TSİP hakkında Temmuz 1948’de beraat kararı vermiştir. Ancak TSİP tekrar faal siyasete dönememiş ve kendi kendine dağılarak 10 Ekim 1948’de "infisah" etmiştir.
Kaynakça
değiştir- ^ Siyasi Partiler (1859 – 2007), Kütüphane ve Arşiv Hizmetleri Başkanlığı, TBMM
- ^ "İsmet İnönü'nün Konuşması, 10 Mayıs 1946 CHP Olağanüstü Kurultayı (Cumhuriyet Gazetesi, 11.05.1946)".
- ^ "Seren, Sabit Şevki, TSİP Genel Başkanı (1947), "Maksat ve Gayemiz" makalesi, Tek Dünya Dergisi, Sayı 1, Sayfa 1, 10 Ekim 1947".
- ^ TSİP Programı ve Beyannamesi (1.Program, 2:Nizamname, İstanbul, Stad Matbaası, 1946).