Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası

Türkiye'nin ilk muhalefet partisi (1924–1925)

Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (Osmanlıcaترقی‌ پرور جمهوریت فرقه‌‌ سی, romanizeTeraḳḳīperver Cumhūriyet Fırḳası; güncel Türkçe: İlerici Cumhuriyet Partisi[3]), Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ilk muhalefet partisiydi. Mustafa Kemal Paşa'nın eski silah ve dava arkadaşları olan Kâzım Karabekir, Rauf (Orbay) Bey, Ali Fuat (Cebesoy) Paşa, Refet (Bele) Paşa ve Adnan (Adıvar) Bey’in öncülüğünde, 17 Kasım 1924’te kurulmuştur. Parti tüzüğünde cumhuriyet ilkesinin, liberalizmin ve demokrasinin benimsendiği belirtilirken aynı zamanda dini inançlara da saygılı olunduğu açıklanmıştır.

Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası
ترقی‌ پرور جمهوریت فرقه‌‌ سی
İlerici Cumhuriyet Partisi
KısaltmaTCF
Genel başkanMusa Kâzım Karabekir
KurucuMusa Kâzım Karabekir
Kuruluş tarihi17 Kasım 1924
Kapanış tarihi5 Haziran 1925
ÖnceliHalk Fırkası
İdeolojiLiberal demokrasi
Liberal muhafazakârlık
Adem-i merkeziyetçilik[1]
Siyasi pozisyonMerkez[2]
Refet Paşa, Kâzım Karabekir Paşa, Rauf Bey ve diğer partililer. Üstteki resimde: "(Giresun) Kaptan köşkünde üç mühim şahsiyet bir arada - Rauf, Kazım Karabekir, Refet Bey"Alttaki resimde: "Galata Rıhtımında şark fatihi Kazım Karabekir Paşayı istikbal eden İstanbul Halkı"

Mustafa Kemal Paşa'nın hem parti üyesi hem de cumhurbaşkanı olmasına, partili cumhurbaşkanlığına karşı olan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, tarafsız cumhurbaşkanlığını savunmuştur. Parti üyeleri, tek partili muhalefetsiz bir sistemin otoriter yönetime kayacağı endişesi barındırdıklarını ve bunun önlenmesi için böyle bir harekete giriştiklerini belirttiler.[4] Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası; parti kurulduktan kısa bir süre sonra bazı rejim muhaliflerinin parti etrafında toplanması ve partinin dini duyguların propaganda olarak kullanıldığı iddiaları ortaya atıldı.

Amasya Tamimi ile Kurtuluş Savaşı'nı başlatan beş kişilik kumandan kadrosunun Mustafa Kemal Paşa hariç tüm üyeleri, Terakkiperver Fırkası'nın kurucu ve liderleri arasında yer almıştır. (Kâzım Karabekir, Rauf Bey, Refet Paşa ve Ali Fuat Paşa.)

Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası; programındaki "fırkamız itikad-ı diniyeye ve fıkriyeye hürmetkardır" (Parti, dini düşünce ve inançlara saygılıdır) maddesi gerekçe gösterilerek, Şeyh Said İsyanı'ndan sorumlu tutulmuş ve 5 Haziran 1925’te kapatılmıştır.[4] Daha sonra Mustafa Kemal Paşa'ya düzenlenen İzmir Suikastı olayında TCF kurucularının bir bölümü yargılanmıştır.

Kuruluş

değiştir
 
Haydarpaşa Garı'nın önünde Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın kurucuları: soldan sağa: Adnan (Adıvar), Ali Fuat (Cebesoy), Kâzım Karabekir, Rauf (Orbay) ve Refet (Bele)

Partinin kurulmasına yol açan olaylar zincirinin ilk halkasını, Kâzım Karabekir, Nisan 1923 seçimlerinin hazırlık aşamasına dayandırır:

'Ben muhalif istemiyorum' diyerek, kendisine kavlen ve tahriren en çok sadakat gösterenleri ve Birinci Meclis'te fiiliyatıyla bu emniyeti kazananları ve hemen bütün karargâhının mensuplarını namzet gösteriyordu. Ben de böyle emre uyan bir meclisle, dünyaya hakim İtilaf devletlerinin emniyetini kazanamayacağımızı ve dahilde de hürriyet mefhumunu kaldıracağımızı ve belki daha şiddetli bir muhalefete yol açılacağını söyleyerek seçim komitesinden ayrıldım.[5]

Rauf Bey'in Cumhuriyet'in ilanından bir gün sonra İstanbul basınına verdiği ve Cumhuriyetin ilanında izlenmiş olan yöntemi eleştiren demeci, Halk Fırkası içindeki yol ayrımının dönemeç noktasıdır. Orbay İttihat ve Terakki deneyimine gönderme yaparak, 1908'in özgürlük umutlarının 1913'te bir parti despotizmine dönüşmesinin ülkeye getirdiği felaketli sonuçları vurgulamıştır.[6]

Ali Fuat Paşa'ya göre, 1924 Eylül'ünde yeni partinin kurulması kararının alındığı toplantıda şu hususlarda anlaşmaya varılmıştır:

"[...] 3- İnkılapların hepsine taraftar olmakla beraber, bunların herhangi bir şahsa veya zümreye imtiyaz vermek için değil, bütün memlekete ve halkımıza mal edilmek emriyle yapılmış olduğu hakkında müttefik kalmıştık. [...] 4- Devlet şeklimiz olan Cumhuriyetin bir şahıs veya zümrenin idaresine alet olmasına mani olmaya elimizden geldiği kadar çalışacaktık."[7]

TCF 17 Kasım 1924'te İçişleri Bakanlığına verilen bir dilekçeyle resmen kuruldu. Kuruluş dilekçesinde partinin amaçları şöyle tanımlanmıştı:

"Hakimiyetin bila kayd-ı şart millette olduğu ve milletin mukadderatına bizzat vazıülyed bulunduğu esasına istinaden cumhuriyeti idareyi takviye etmek ve memlekette kanunların seyyanen tatbikini temin ile istikrar ve emniyeti teyid ve tezyid eylemek ve teceddüt ve tekamül esasları ile milleti medeniyeti muassırada bir refaha isal edecek esbabı hazırlamak..."

Parti programı

değiştir

TCF üzerine en ciddi ve kapsamlı araştırmanın yazarı olan Erik-Jan Zürcher, partinin programını, "içinde belirgin bir Batı Avrupa çeşnisi taşıyan bir liberalizm programı" olarak tanımlar.[8]

Parti beyannamesinin başında, milletin "mukadderatını bizzat tayin ve idare etmek rüşd ve kabiliyetini izhar" ettiği vurgulanarak ülkenin demokrasiye hazır olmadığı görüşü reddedilir. En büyük tehlike, milleti "hakimiyet ve hükümranlık hakkından kâmilen mahrum edecek bir istibdat şeklinin teessüs etmesidir." Bireysel özgürlük ilkesi, toplumu zaaftan ve yozlaşmaktan, bireyi de keyfi yönetimden koruyacak bir toplumsal zorunluk olarak tanımlanır. "Umumi hürriyetlerin şiddetle taraftarıyız," "hürriyet-i şahsiyeyi her sahada mukaddes addedeceğiz" ve "fırkamız, tahakkümlerin şiddetle aleyhtarı[dır]" ifadeleri, liberal düşüncenin temel ilkelerini yansıtırlar.

Parti programının genel esaslar bölümünde, devlet şekli "halkın hakimiyetine müstenit bir cumhuriyet" olarak tanımlanır (madde 1). Partinin "meslek-i esasisi [...] hürriyetperverlik (liberalizm) ve halkın hakimiyeti (demokrasi)"dir (madde 2; parantez içindeki Fransızca kelimeler orijinal metindedir). "Mebusan seçiminde bir dereceli halk oyu usulü kabul edilecek" (madde 8) ve "devletin vazifeleri asgari hadde indirilecektir" (madde 9). Yasaların çıkarılmasında "halkın temayülatının" gözetilmesi (madde 3) ve "milletin açık vekâleti alınmadıkça" anayasanın değiştirilmemesi (madde 5) şeklindeki talepler, CHF'nin bu konulardaki tavrına yönelik örtülü bir eleştiriyi barındırırlar. "Hakimlerin her türlü nüfuz ve tesirden azade kalmaları için, değişmezliklerini sağlayan hükümler vazedilmesi" (madde 10), cumhurbaşkanının meclis üyeliğinden ayrılması (madde 12) ve bütçeden maaş alan devlet görevlilerinin hiçbir siyasi partiye üye olamamaları (madde 13), kuvvetler ayrılığı ilkesini korumaya yönelik önlemler olarak değerlendirilebilir.

İç politikaya ilişkin ilkeler arasında, "idari adem-i merkeziyet esası kabul edilecektir" (madde 14), "bilumum devlet muamelatı sadeleştirilecektir" (madde 22) ve "ilk mekteplerin idareleri mahallerine ait olacaktır" (madde 52) ibareleri göze çarpar.

Ekonomik konular arasında, Halk Fırkası'nın sadece iç kaynaklarla kalkınmayı öngören iktisat anlayışına karşı serbest ticaret ilkeleri savunulur ve ihracatın önemi vurgulanır (madde 30-32); sadece iç mali kaynaklara dayanarak kalkınma görüşü eleştirilir (madde 40-41).

"Fırka, efkâr ve itikadat-ı diniyyeye hürmetkardır" ifadesi (madde 6), "kişi özgürlüklerini her alanda kutsal saymak" ilkesinin bir uzantısı olarak gösterilir. Tevhid-i tedrisat ilkesi savunulur (madde 49). Partinin kurulduğu gün basına verilen demeçte, "kamu hakimiyeti, hürriyetperverlik, cumhuriyetçilik" esasları üzerinde anlaşmak koşuluyla, gerekirse CHF ile işbirliği yaparak "her nevi irticai hareketlere mukavemet" edileceği belirtilir.

Parti kadrosu

değiştir

Tunaya'ya göre 28, Tunçay'a göre 29 milletvekili TCF'ye katılmıştır. Partiye katılan milletvekillerinin listesini Tunçay verir:[9]

Ali Fuat Cebesoy (Ankara), Osman Nuri Özpay, Necati Kurtuluş (Bursa), Feridun Fikri Düşünsel (Tunceli), Cafer Tayyar Eğilmez (Edirne), İhsan Hamit Tiğrel (Ergani), Sabit Sağıroğlu (Erzincan), Halet Sağıroğlu (Erzurum), Münir Hüsrev Göle, Rüştü Paşa (Erzurum), Halil Işık (Ertuğrul), Miralay Arif Bey (Eskişehir), Zeki Kadirbeyoğlu (Gümüşhane), Rauf Orbay, Adnan Adıvar, Kâzım Karabekir, İsmail Canbulat, Refet Bele (İstanbul), Hoca Kâmil Efendi (Karahisar-ı Sahip), Abdullah Hulusi Zarplı (Karesi), Halit Akmansü (Kastamonu), Ahmet Şükrü Bey (Kocaeli), Abidin Bey (Manisa), Ahmet Besim Özek (Mersin), Ahmet Faik Günday (Ordu), Halis Turgut (Sivas), Bekir Sami Kunduh (Tokat), Ahmet Muhtar Cilli, Mehmet Rahmi Eyüboğlu (Trabzon).

TCF'nin kuruluşunun hemen ardından 6-7 mebus daha Halk Fırkası'ndan istifa etmiş, ancak (eldeki belgelerden anlaşılabildiği kadar) Terakkiperver Fırka'ya girmeden bağımsız kalmıştır.[10]

TCF ve İttihat-Terakki

değiştir

TCF kurucularının tümünün eski İttihat ve Terakki Cemiyeti mensuplarından olması, aralarında Kara Vasıf, İsmail Canbulat, Halis Turgut, Rahmi Beyler gibi eski parti üyelerinin bulunması, TCF'nin "İttihatçılıkla" suçlanmasına neden olmuştur. Parti liderleri bu iddiayı ısrarla reddetmişlerdir.

TCF liderlerinin İzmir Suikastı dolayısıyla 1926'da yargılanmaları esnasında da özellikle İttihat ve Terakki bağlantıları olduğu iddiası üzerinde de durulmuştur.

Bazı Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası üyeleri ve eski İttihatçıların olay ile ilgileri olduğu iddiasıyla yapılan soruşturma sonucu Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy ve benzeri kişiler suçsuz bulunarak serbest kaldılar. Bazı eski ittihatçılar ise tutuklandılar.[4]

Basında TCF

değiştir

TCF'yi İstanbul basınının büyük bir bölümü destekledi. Özellikle Vatan, Tevhidi Efkar, Son Telgraf ve İstiklal TCF lehine yayında bulundular. CHF'yi ise bu sırada resmî yayın organı Hakimiyeti Milliye ile Cumhuriyet ve Akşam destekliyordu. Hüseyin Cahit'in Tanin'i iki parti arasında net bir tavır almadı.

TCF-CHF ilişkileri

değiştir

TCF'nin kuruluşundan 5 gün sonra "sertlik yanlısı" olarak tanınan İsmet Paşa hükûmeti istifa ederek, daha ılımlı bir politikadan yana olan Fethi Okyar hükûmeti kuruldu.

TCF, Aralık 1924'teki ara seçimlere katılamadı. Seçimi CHF kazandı, sadece Bursa ve Kırkkilise'de (Kırklareli) TCF destekli bağımsızlar kazandı. Ancak, hükûmet Bursa'da kazanan Ferik (Korgeneral) Nurettin Paşa'nın mazbatasını iptal etti. İkinci defa yapılan seçimi yine Nurettin Paşa kazandı.

Kapatılması

değiştir

Şubat 1925'te baş gösteren Şeyh Said İsyanı dolayısıyla Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası iktidar tarafından eleştirilere maruz kalmıştır. Dönemin başbakanı Ali Fethi Okyar istifa etmiş ve güvenoyu alarak başbakan olan İsmet Paşa Takrir-i Sükun kanununu yürürlüğe koyarak basına ciddi cezalar kesilmesinin yolunu açmıştır. Bu arada TCF'nin kapatılması süreci hızlanır ve fırka 5 Haziran 1925'te kapatılır. 14 Haziran 1926'da İzmir Suikastı sonrasında bazı paşalar tutuklanır ve idam hükmüyle yargılanır. Fakat içlerinde Kâzım Karabekir ve Ali Fuat Paşa gibi İstiklal Savaşı'na katılanların da bulunduğu bu komutanlar, Türk ordusu subaylarının protesto gösterileri sonucu,[kaynak belirtilmeli] Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın "özel affı" ile idamdan kurtulmuşlardır.[kaynak belirtilmeli]

13 Şubat'ta Şeyh Sait İsyanı başladı. 15 isyan bölgesinde hükûmet sıkıyönetim ilan etti: Elaziz, Genç, Muş, Ergani, Dersim, Diyarbakır, Mardin, Urfa, Siverek, Siirt, Bitlis, Van, Hakkâri, Kiğı ve Hınıs. TCF'nin bu yerlerde dini propaganda yaptığı iddia edildi. Ali Fethi Bey başvekillikten istifa etti, CHF içindeki aşırı kanat sertlik yanlısı İsmet Paşa'yı başa getirdi. 4 Mart'ta Takrir-i Sükun Kanunu kabul edildi. Tevhidi Efkar, Son Telgraf, İstiklal, Sebilürreşad, Aydınlık, Orakçekiç gibi gazete ve dergiler kapatıldı. İstiklal Mahkemeleri kuruldu. TCF, yasa dışı faaliyetlerinden dolayı yargılandı ve 3 Haziran 1925'te bütün şubeleri kapatıldı.[kaynak belirtilmeli]

Mustafa Kemal Paşa'nın TCF'ye yönelik eleştirileri

değiştir

Mustafa Kemal Paşa Nutuk'ta TCF'nin tutumunu "dini siyasi çıkarlara alet etmek" olarak yorumlamıştır.[11] Bununla birlikte Nutuk'ta Terakkiperver Fırka kurucularını cumhuriyet düşmanlığı, saltanatçılık, halifecilik, İngiliz yandaşlığı, isyan kışkırtıcılığı ve vatan hainliği ile de suçlar.[11]

Partinin en çok eleştirildiği noktalardan biri parti programının açıklanırken "Parti, dinî düşünce ve inançlara saygılıdır" ilkesinin vurgulanmasıdır. Hatta bu durumu Mustafa Kemal Paşa Nutuk'ta şu şekilde eleştirmiştir:

"...'Parti, dinî düşünce ve inançlara saygılıdır' ilkesini bayrak olarak eline alan kimselerden iyi niyet beklenebilir miydi? Bu bayrak, yüzyıllardan beri cahilleri, bağnazları ve hurafelere inananları kandırarak özel çıkarlar sağlamaya kalkmış olanların taşıdıkları bayrak değil miydi? Türk milleti, yüzyıllardan beri, sonu gelmeyen felâketlere, içinden çıkabilmek için büyük fedakârlıkların gerekli olduğu pis bataklıklara, hep bu bayrak gösterilerek sürüklenmemiş miydi: Cumhuriyetçi ve yenilikçi olduklarını zannettirmek isteyenlerin, yine bu bayrakla ortaya atılmaları, dinî bağnazlığı coşturarak, milleti, Cumhuriyet'e, ilerlemeye ve yenileşmeye karşı kışkırtmak değil miydi?"[11]

Kaynakça

değiştir
  1. ^ "Arşivlenmiş kopya". 6 Şubat 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Ocak 2021. 
  2. ^ Erik Jan Zürcher-Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (1924-1925)
  3. ^ Mustafa Kemal Atatürk, Birol Emil, Melin Has-Er, Mehmet Ali Aydın, "Nutuk" cilt 2, s. 528, Kültür Bakanlığı (1980).
  4. ^ a b c "Atatürk Döneminde Kurulan ve TBMM'NDE Temsil Edilen Siyasi Fırkalar ve Siyasi Olaylar" (PDF). nevsehir.edu.tr. 10 Şubat 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 10 Şubat 2023. 
  5. ^ Karabekir, İstiklal Savaşımızın Esasları, s. 138.
  6. ^ Rauf Orbay, Osmanlı'dan Cumhuriyet'e (Hatıralar), c. III, s. 413-414.
  7. ^ Cebesoy, Hatıralarım, s. 96.
  8. ^ Zürcher, a.g.e. s. 148. Program metni bu kitapta, Tunçay a.g.e. s. 370 vd. ve Orbay, Hatıralar c. V'te mevcuttur.
  9. ^ Tunçay, a.g.e., s. 108-109.
  10. ^ Tunçay, a.g.e. 106-107.
  11. ^ a b c Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ve en hain kafaların eseri olan programı, "Nutuk"

Konuyla ilgili yayınlar

değiştir
  • Ahmet Yeşil, Türkiye Cumhuriyetinde ilk Teşkilatlı Muhalefet Hareketi, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, Cedit Y., Ankara 2002.
  • Erich Jan Zürcher, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (1924-1925), İletişim Y., İstanbul 2003.
  • Mete Tunçay, Türkiye Cumhuriyeti'nde Tek Parti Yönetimi'nin Kurulması (1923-1931), Yurt Y. Ankara 19