Kedi

küçük, evcil ve memeli bir hayvan
(Vahşi kedi sayfasından yönlendirildi)

Evcil kedi[1][4] (Felis catus[4] ya da Felis silvestris catus), küçük, genelde kıllı, evcilleştirilmiş, etobur memeli. Genelde ev hayvanı olarak beslenenlere ev kedisi,[5] ya da diğer kedigillerden ve küçük kedilerden ayırmak gerekmiyorsa kısaca kedi denir. İnsanlar kedilerin arkadaşlığına ve böcek gibi ev zararlılarını avlayabilme yeteneğine önem vermektedir.

Kedi
Çeşitli kedi tipleri
Korunma durumu
Evcil hayvan
Biyolojik sınıflandırma Bu sınıflandırmayı düzenle
Âlem: Animalia
Şube: Chordata
Sınıf: Mammalia
Takım: Carnivora
Alt takım: Feliformia
Familya: Felidae
Alt familya: Felinae
Cins: Felis
Tür: F. catus[2]
İkili adlandırma
Felis catus[2]
Sinonimler
  • F. catus domesticus Erxleben, 1777[3]
  • F. angorensis Gmelin, 1788
  • F. vulgaris Fischer, 1829

Kediler anatomik olarak güçlü, esnek bedenleriyle, hızlı refleksleriyle, keskin, geri çekilebilen pençeleriyle ve küçük avları öldürmeye uyarlanmış dişleriyle diğer kedigillere benzerler. Kediler, insan kulakları için çok zayıf ya da çok yüksek frekanstaki sesleri duyabilirler. Karanlığa yakın ortamlarda görebilirler. Çoğu memeli gibi, kediler insanlara göre daha zayıf renkli görüşe ve daha güçlü koku alma duyusuna sahiptir.

70'ten fazla kedi ırkı olduğu tahmin edilmekle birlikte çeşitli uluslararası organizasyonlar tarafından tanınan ırkların sayısı tescil eden kurumun standartlarına göre farklılık gösterebilmektedir. Bu sayı, (IPCBA) International Progressive Cat Breeders Alliance tarafından 73, ABD merkezli en büyük ikinci organizasyon olan TICA (The International Cat Association) tarafından 58, CFA (The Cat Fanciers' Association) tarafından 44, Lüksemburg merkezli Federation International Feline (FIFE) tarafından 43 olarak açıklanmıştır.[6]

Kediler, tek başlarına avlanmalarına rağmen sosyal bir türdür. Kedilerde iletişim; salgıladıkları kokular, kedi feromonları ve kedilere özgü vücut dilinin yanı sıra seslenme çeşitliliğini (miyavlama, mırıltı, sesini titretme, tıslama, hırıltı ve gırtlaksı ses) de içinde barındırır.

Kedilerin üreme hızı yüksektir. Kontrollü üreme halinde, çoğalabilirler ve tescilli cins hayvanlar olarak gösterilebilirler. Ev kedilerinin üreme kontrolündeki kısırlaştırma ile oluşan başarısızlık ve eski evcil hayvanları terk etme dünya çapında, hayvan nüfus kontrolünü gerektirecek kadar fazla sayıda sokak kedisiyle sonuçlandı. Bu nüfus sadece, yerel tür olmadığı Birleşik Devletler'de 60 milyona kadar çıkmıştır.[7] Kediler Antik Mısır'da tapılan hayvanlar olduğundan beri, genellikle orada evcilleştirildiklerine inanılır,[8] ama Neolitik dönem kadar eskiye dayanan evcilleştirme örneklerinin de olma olasılığı vardır.[9]

2007'deki genetik bir çalışma, evcil kedilerin milattan önce 8000'de, Orta Doğu'da Afrika yaban kedisi (Felis silvestris lybica) soyundan türediğini ortaya çıkardı.[8][10] Scientific American'a göre kediler, dünyadaki en popüler evcil hayvandır ve günümüzde insanların yaşadığı hemen hemen her yerde bulunurlar.[11]

Etimoloji

değiştir

Türkçeye muhtemelen Arapçadan geçen kedi adı neredeyse evrenseldir ve pek çok dilde aynı sözcüğün varyasyonları şeklindedir: İngilizce cat, Bulgarca kotka, Lehçe kot, Arapça qitt (erkek kedi) vs. Kedi sözcüğü muhtemelen Avrasya (Hami-Sami) kökenlidir.[12] Buradan Latinceye ve diğer Avrupa dillerine yayılmıştır. Latincede MS 75 yılında catta şeklinde, Bizans Yunancasında MS 350 yılında katta şeklinde görülür.[12] MS 700'lü yıllarda Avrupa'da, yine Latince kökenli ve kedi anlamına gelen feles sözcüğünün yerini alarak, yaygın şekilde kullanılmaya başlanmıştır.[12]

Pisi ve puss gibi sözcükler ise muhtemelen kedilerin tehdit edildiklerinde çıkardığı his sesine benzetilerek oluşturulmuştur.[13] Bu sözcükler bazı dillerde kedi kelimesi ile birleştirilerek yine kedi anlamında kullanılır: Rumence pisică, İngilizce pussycat, Kürtçe pisîk[14] gibi.[13]

Köken ve tarihçe

değiştir

Modern memelilerin evriminde "kedi paterni" çok erken dönemlerde belirginleşmiştir. Pek çok memeli türünün ataları birbirinden neredeyse ayırt edilemez şekilde iken kedilerin ataları tipik kedi biçimini almıştı. Kediler ilk olarak Pliyosen Çağında (5,3-3,6 milyon yıl önce) ortaya çıktı ve inanılmaz bir şekilde, günümüze dek çok az değişikliğe uğradı.[15]

Evcilleşme

değiştir
 
Mavi gözlü bir tekir. Göz rengi mavi olan bir kedinin diğerlerinden farkı; irisindeki melanin eksikliğidir. Göz yuvarlak şekle sahip olduğu için ışık, yuvarlak yüzeyden kırılıp mavi renge dönüşür.

Antik kökenleri tam olarak bilinmese de evcil kedinin kökenleri en az 9.500 yıl öncesine, Orta Doğu'da ziraatin başladığı dönemlere kadar gider.[15] Güney Kıbrıs'ta bir insan iskeletinin yanında bulunan bir kedi iskeleti aynı döneme denk gelir.[15] Bunu destekler nitelikte son yapılan araştırmalar antik kökenlerini Yakın Doğu'ya götürmektedir.[16][17][18] Ayrıca Çin'de bulunan yaklaşık 5.300 yıllık fosil kayıtlarına göre de günümüzün evcil kedisi cüssesinde kediler ziraat ile uğraşılan bölgelerde tahılla beslenen kemirgenleri avlıyorlardı. Bu bulgulara dayanılarak kedilerin, zararlıları avlamaları için, çiftçiler tarafından beslendikleri veya varlıklarına müsaade edildiği düşünülür. Kediler Çin'de 5. ve 6. hanedanların döneminde (yak. MÖ 2465-2150) kutsal sayılmakla birlikte, bu dönemde henüz evcil olup olmadığı kesin olarak bilinmez. Kediler, muhtemelen, tahılları korumaktaki etkinliğini fark eden Antik Mısırlılar tarafından evcilleştirilmiştir.[15] Kedilerin evcilleştirildiğine dair en güvenilir bulgular, MÖ 1500 tarihinden sonrasına rastlar.[15]

Bugün genetik anlamda geçmişi eski çağlara dayanan evcil kedi cinsi 2 taneyle sınırlıdır. Bunlar Mısır Mau'su ve Habeş cinsi kedilerdir.

Arkeologların ve antropologların, insanoğlunun yaşamış olduğu mağara devri ile ilgili araştırmalarında birtakım kedi kemiklerine rastlanmaktadır, ancak bunların vahşi kedilere ait oldukları düşünülmektedir. Diğer taraftan, arkeolojik incelemeler, kedinin, bundan 3500 yıl önce Mısır toplumunda tamamen evcilleştirilmiş olarak yaşadığını ortaya koymaktadır. Ancak bu evcilleştirme sürecinin ne zaman başlamış olduğu tam olarak tespit edilememektedir.

Bugün, Filistin'in Batı Şeria topraklarında bulunan tarihi Jericho (Arapçası: Eriha) şehri civarında yapılan Neolitik Devire ait kazılarda zamanımızdan 9500 yıl öncesine ait kedi kemikleri bulunmuştur. Bu konuda fikir oluşmasına yarayan bir diğer husus da 1983 yılında Güney Kıbrıs'ta, bundan 9500 yıl öncesine ait bir kazıda, bir kediye ait olduğu tespit edilen bir çene kemiği bulunmuş olmasıdır. Bilinen bir başka gerçek de Kıbrıs adasında hiçbir zaman vahşi kedilerin yaşamamış olduğudur. Bu durumda, bu kedinin ancak deniz yolu ile, insanlarla birlikte Kıbrıs'a gelmiş olacağı sonucuna varılmaktadır. Arkeologlar, insanların o günkü basit teknelerine etrafa saldıran, tırmalayıp parçalayan vahşi bir kediyi alarak yola çıkıp, yeni yerleşim yerleri aramaya kalkışmalarının düşünülemeyeceği noktasından yola çıkarak, bu kedinin evcilleştirilmiş bir kedi olduğu konusunda hemfikirdirler. Bu düşünceden hareketle kedinin evcilleştirilme sürecinin zamanımızdan 8000 yıl önce başlamış olacağı sonucuna varabiliriz.

Diğer taraftan, bugün dünyanın dört bir yanına dağılmış olan kedilerin iki cins vahşi kediden türemiş olduğu tespit edilmiştir:

İlk evcilleştirilen vahşi kediler eski Mısırlıların ehlileştirmiş oldukları Afrika kedisi Felis lybica'dır. Ehlileştirilmiş bu kedileri, Fenikelilerin, Akdeniz'in muhtelif yörelerindeki kolonilerine götürdükleri, buradan da İtalya'ya taşıdıkları anlaşılmaktadır. İtalya'dan Avrupa kıtasına geçen bu kediler, Avrupa'nın vahşi kedisi Felis silvestris ile birleşip ikinci bir kol olarak Dünya'ya yayılmışlardır. Daha sonraları, deniz ve kara ticaretinin yeni boyutlar kazanması ile gelişen nakliyecilik sayesinde dünyanın hemen her noktasına ulaşıp çoğalmışlardır. Değişik iklim şartları, gıda rejimleri ve diğer etkenlerle bugünkü kedi türleri ortaya çıkmıştır.

Antik Mısır'da kedi

değiştir
 
Gözlerinden biri sarı diğeri mavi olan tam heterokromiye sahip beyaz bir kedi.

Mısır antik Dünya'nın tahıl yetiştiren en büyük alanı oldu. Hasat edilen ürünleri saklamak üzere devasa tahıl ambarları inşa edildi. Bu durum fareleri, sıçanları ve vahşi kedileri kendine çekti. İnsanlar, kedilerin, farelerle baş etmeleri maksadıyla kediyi teşvik etmeye başladılar. Kediler, kemirgen popülasyonunu kontrol etmede çiftçilere çok yardımcı oluyorlardı. Belli bir süreç sonunda vahşi kediler, yaklaşılabilir, nazlı ve nihayetinde bakılabilir hayvanlar oldular. Kediler kendilerine olan ilgiyi, sevgileri ve bağlılıklarıyla ödüllendirdiler.

Zaman içerisinde Mısırlılar kediye tapmaya başladılar. Rahipler, bir kediyi kasten veya kazara öldürmenin cezasının ölüm olacağını beyan ettiler. Persler, Mısırlılarla olan savaşlarında, Mısırlıların kedilerini yücelttiklerini bildiklerinden canlı kedileri siper olarak kullandılar. Mısırlılar kedilerinin ölümleri üzerine derin bir yasa girdiler. Kediler ölümlerinden sonra mumyalandı ve kutsal yeraltı mezarlarında saklandı. Binlerce mumyalanmış kedi Mısır'da yapılan kazılarda ortaya çıkarılmıştır.

Antik Mısır'daki bu periyodu anlatan duvar resimleri ve diğer tasvirler kedilere küpe, kolye gibi mücevherlerle tapınıldığını gösterir. Kedinin kuyruğu her zaman düzgünce hayvanın sağ tarafına kıvrılır, bu da Mısır hiyeroglif hayvanlarının yüzün sağa dönük olarak resmetme geleneğini yansıtır.

Kedileri besleme ve bakma geleneği zamanla Mısır'dan Orta Doğu ülkelerine sıçradı (önce Hindistan ve bugünkü İran, daha sonra Çin, Japonya, Yunanistan ve İtalya). Bu kültürlerin kedilere çok büyük ilgi ve saygıyla bakmalarına rağmen, kedi hiçbir zaman Mısır'daki gibi tanrılık derecesine ulaşamadı. İnsanların ürettikleri vazo, metal para ve heykel gibi şeyler kedinin görünüşünü tasvir etti.

Maalesef Orta Çağ boyunca kediler, istenmeyen gruplarla özdeşleştirildi. Orta Doğu'da çeşitli dinlerde tanrılaştırılan ve sevilen kedi ailesi, diğerlerinin gözünde şeytan haline geldi. Dini bağnazlar kediyi şeytani bir varlığa dönüştürdüler. Kedilerin, zehirleyici dişleri ve enfeksiyonlu nefesi olan ürkütücü güçlere sahip hayvanlar olduğu dedikoduları yayıldı. Bu dedikodulara onların gece yapılan alışkanlıkları ve bağımsızlık gibi davranışları eklendi. Pek çok insan kedilerden korkar hale geldi. Kedilerin cadılara benzediğine inanıldı ve yine pek çok kişi cadıların kara kedi formuna girip geceleri sessizce dolaşarak, kendisini mağdur etmiş insanlardan intikam almayı arzuladığına inandı. Dedikodular büyüdükçe kedi mezhepleri şekillendi.

İskandinav kökenli tanrı Freya'ya (Kahire Mısır Müzesi) tapınılması kediye yönelik dinsel ayinleri içeriyordu. Hristiyanlık ona tapınmayı da yasakladı ve Freya bir şeytan, kedi ise şeytanın görünüşü haline getirildi. Sonradan siyah ölüm diye isimlendirilen periyotta kedi popülasyonu arttı ve onlar veba taşıyan fareleri öldürmeye başladılar. Fare öldüren kedi sayısındaki ani artışla kediler üzerindeki olumsuz imaj zinciri kırıldı ve ayrıca vebanın bittiğine inanıldı. Ancak günümüzde hâlen "siyah kedi" inanışı az da olsa devam etmektedir.

Onların kıymetini anlayınca, insanoğlu kedigillere zulüm etmeye son verdi. Zaman geçtikçe kediler geliştiler ve evrim geçirerek bugün bildiğimiz pek çok tür ve renk çeşitliliğine sahip oldular.

Antik Mısırlılar, Tanrılar Tanrısı Ra ve Isis'in kızı kedi tanrı Bastet'e taparlardı. Bastet önceleri aslan başlı olarak ortaya çıkmış, daha sonraları kedi kafasına sahip olmuştur. Bast olarak da isimlendirilen tanrı, aşkın, doğurganlığın ve ayın tanrısıydı. Pek çok heykel bu tanrıya dik durmuş ayaklarının dibinde beş yavru kedi oynarken elinde de her şeyi gören kutsal gözün muskasını tutarken resmeder.

O dönemin kadınları Bast'ı tasvir eden amuletleri taşıyarak onun gibi hamile kalmayı dilerlerdi. Kedilerin doğruluğu arayan güçleri olduğuna ve yaşam sonrasını görebildiklerine inanılırdı. Bu yüzden Bast bazen "Doğruluk Leydi "'si diye isimlendirilir ve mumyalama seremonilerinde ölüm sonrası yaşamın garantisi olarak kullanılırdı.

Evcil kediler ve en yakın ataları, 38 kromozoma ve yaklaşık 20,000 gene sahiptir. Kedilerde, insanlardaki doğuştan metabolizma bozukluklarına benzeyen, yaklaşık 250 adet kalıtsal genetik bozukluk tespit edilmiştir. Memelilerin metabolizmalarındaki yoğun benzerlik, kedigillere ait birçok hastalığın insanlar için geliştirilen genetik testler ile teşhisine imkân tanır.

Özellikler

değiştir

Kedilerin özellikleri farklı kriterlere göre sınıflandırılabilir. Bunlar başlıca şu şekildedir.

 
Erkek bir kedinin anatomik şeması

Evcil kedinin Avrupa yaban kedisi'nden daha küçük kafatası ve daha kısa kemikleri vardır.[19]

Baş-vücut uzunluğunda ortalama 46 cm (18 in) ve 23-25 cm (9-10 in) ortalama yükseklik, kuyruk uzunlukları da yaklaşık 30 santimetre (12 in)*'dir. Erkekler dişilerden daha büyüktür.[20] Ortalama yetişkin erkek kediler 3,5 ile 7 kilogram arasında olurken, dişi kediler 2,5 ila 4,5 kilogram arasındadır. Uzun kuyruklu cinslerde kuyruklar ortalama 30 santim, baştan kuyruk sokumuna uzunluk 46 santim, yükseklikleri ise 23–25 cm civarındadır. Dişi kedilerin boy uzunluğu 50 cm'ye kadar çıkabilirken erkek kedilerde 70 cm'yi bulabilir.[21] Maine Coon gibi iri türdeki evcil kedilerde boy uzunluğu 1 metreye varabilir.

İskelet

değiştir

Kedilerde yedi boyun omuru vardır; 13 torasik omur (insanlarda 12 tane vardır); yedi bel omuru; üç sakral omur(çoğu memelide olduğu gibi, ancak insanlarda beş tane vardır); ve kuyrukta değişken sayıda kaudal omur (insanlarda bir dahili kuyruk sokumu ile kaynaşmış yalnızca üç ila beş körelmiş kaudal omur vardır).[22]:11Ekstra bel ve torasik omurlar, kedinin omurga hareketliliği ve esnekliğinden sorumludur. Omurgaya 13 kaburga, omuz ve leğen kemiğine bağlıdır.[22]:16 İnsan kollarından farklı olarak, kedi ön ayakları, vücutlarını kafalarına sığabilecekleri herhangi bir boşluktan geçmelerine izin veren serbest yüzen klavikula kemiklerle omuza bağlanır.[23]

Kedilerin ayak yapıları hep ileriye gitmek için evrilmiştir. Geri geri gidebilirlerse de zorlanırlar.

230 kemikten oluşan iskelet sistemi insanınkinden oldukça farklı olup iskeletler arası oluşumlar vücudun esnemesine izin verecek şekildedir.

Kafatası

değiştir
 
Kedi kafatası
 
Açık dişleri ve pençeleriyle bir kedi

Kedi kafatası, çok büyük göz yuvalarına ve güçlü bir özel çenesiyle memeliler arasında nadirdir.[24]:35 Çene içinde, kedilerin avını öldürmek ve etini parçalamak için uyarlanmış dişleri vardır. Kedi avının üstün atladığında iki uzun köpek dişi ile boyundan öldürücü bir ısırıkla ısırır, dişlerini avının omur arasına sokup omuriliği koparır ve geri dönüşsüz felce ve ölüme neden olur.[25] Diğer kedigillerle karşılaştırıldığında evcil kedilerin çene boyutuna göre dar aralıklı köpek dişleri vardır, bu da küçük omurları olan küçük kemirgenlerin tercih ettikleri avlarına bir uyarlamadır.[25]

Küçük azı dişi ve birinci azı diş birlikte ağzın her iki tarafında eti bir makas gibi küçük parçalara ayıran carnassial çifti oluşturur. Kedilerin küçük azı dişleri mamayı iyi çiğneyemez ve kediler büyük ölçüde çiğneme yetenekleri olmadığından bunlar beslenmede hayati önemdedir.[24]:37 Kedilerin çoğu insandan daha iyi dişleri olsa da daha kalın koruyucu mine tabakası, daha az zararlı tükürük, dişler arasında daha az yiyecek parçacıklarının kalması ve çoğunlukla şekersiz gıdaları nedeniyle genellikle dişlerinin çürüme olasılığı daha azdır. Yine de ara sıra diş kaybına ve enfeksiyona maruz kalırlar.[26]

Pençeler

değiştir
 
Sıyrılan pençe kılıfları

Kedilerin uzatılabilir ve geri çekilebilir pençeleri vardır.[27] Normal, rahat pozisyonlarında, pençeler deri ve kürkle kaplıdır ve patinin parmak uçlarını sarar. Bu, zeminle temastan kaynaklanan aşınmayı önleyerek pençeleri keskin tutar ve avın sessizce takip etmesine izin verir. Ön ayaklardaki pençeler tipik olarak arka ayaklardakilerden daha keskindir.[28] Kediler, pençelerini bir veya daha fazla pençeye gönüllü olarak uzatabilir. Avlanma veya savunma, tırmanma, yoğurma veya yumuşak yüzeylerde ekstra çekiş için pençelerini uzatabilirler. Kediler, pürüzlü yüzeyleri çizerken pençe kılıflarının dış tabakasını sıyırır.[29]

Çoğu kedinin ön patilerinde beş pençe arka patilerinde dört pençe vardır. Çiy pençesi, (İngilizce: dewclaw) diğer pençelere göre proximal'dır. Daha yakın olarak, altıncı bir "parmak" gibi görünen bir çıkıntıdır. Bileklerin iç kısmında bulunan ön patilerin bu özelliği, normal yürüyüşte hiçbir işlevi yoktur, ancak zıplarken kullanılan bir kaymayı önleyici uzuv olduğu düşünülmektedir. Bazı kedi ırkları fazladan rakamlara sahip olmaya eğilimlidir (“polidaktili”).[30] Polidaktili kediler, Kuzey Amerika'nın kuzeydoğu kıyılarında ve Büyük Britanya'da görülür.[31]

Patiler kediler için hareketin ve dengenin temelidir. Tırmanmak, kazmak, savunmak, savaşmak ve döl vermek (cinsel sıvı atımı) için patilere ihtiyacı vardır. Bir kedinin patisi ayağının en son kemiğine bağlıdır. Pençeler esnek ve dönebilirdir. Böylelikle en iyi tırmalama açısını rahatlıkla yakalarlar. Pençeler protein ve keratin dolu bir deri ile çevrilidir. Ön ayakları beş, arka ayakları dört parmaklı olup, kancalı tırnaklarını içeri çekebilirler.

Solunum sistemi

değiştir

Akciğerin içindeki tüpler oksijenin tüm akciğere dağılmasını sağlar. Akciğerler kedinin her iki tarafında ve diyaframın tam üstünde yer alır. Diyafram kedinin soluk alıp verme hızını kontrol eder. Soluk borusu bir anlamda akciğerlerin havalandırma sistemi olarak kabul edilebilir. Dışarı atılması gereken kirli hava ve alınması gereken temiz hava diyaframın kontrolünde soluk borusu aracılığıyla taşınır. Solunum sistemini oluşturan organlar birçok kedi hastalığının da hedefidirler.

Kedi beyni 20 ile 30 gram arasındadır. Ama diğer memelilerle kıyaslandığında beyni bedenine göre en büyük olan memelidir. Beynin büyüklüğü ile zeka arasında bir bağlantı olsa da – örneğin suya dalabilen kuşların beyni diğer kuşlara göre yaptıkları eylemin karmaşıklığı sebebi ile daha büyüktür - beynin büyüklüğü ile zeka arasında her zaman için birebir ilinti kurmak doğru değildir. Söz gelimi kediler, kendilerinden çok daha iri olan aslanlarla kıyaslandığında daha zekidirler. Öte yandan kedigiller ailesindeki canlıların beyin yapısı inanılmaz derecede benzerlik gösterir.

Kedi parmak uçlarında dolaşır. Ayak kemikleri görünen bacağın alt kısmını oluştururken parmak uçlarında yürür.[32] Çoğu memelinin aksine, "adımlamalı" yürüme biçimi kullanır ve vücudun bir tarafındaki iki bacağını diğer taraftaki bacaklardan önce hareket ettirir. Her bir arka patiyi karşılık gelen ön patinin izine yakın bir yere yerleştirerek, gürültüyü ve görünür izleri en aza indirerek doğrudan belli eder. Bu aynı zamanda engebeli arazide gezinirken arka patiler için sağlam bir duruş sağlar. Koşarak yürümeyi hızlandırdığı için, yürüyüşü "çapraz" bir yürüyüşe dönüşür: Çapraz olarak zıt arka ve ön bacaklar aynı anda hareket eder.[33]

 
Tapetum lucidum'dan kamera flaşının yansıması
 
Göz kırpan bir kedinin üçüncü göz kapağı açılıp kapanırken görülüyor
 
Bir operasyon sonrasında çıkartılmış bir kedinin gözü ve göz merceği

Kedi Gözü deyimlere geçecek ve çeşitli adlandırmalara girecek kadar hayranlık uyandırır. Kediler, gözleri ve görme yetenekleri ile ayırt edilir. Kedilerin gözleri avı gözleyebilmek için geniş ve büyüktür. Gözlerinin uzaklık duyarlılığı çok ve keskindir. Büyük gözler hem üç boyutlu görüşe hem de mesafelerin tam olarak tahmin edilmesine imkan verecek şekilde önden hizalanmıştır.

Kedilerin mükemmel gece görüşü vardır ve insanın görmesi için gereken ışık seviyesinin yalnızca altıda birinde kediler görebilir.[24]:43 Bu kısmen, retinadan geçen herhangi ışığı tekrar göze yansıtan ve böylece gözün loş ışık duyarlılığını artıran tapetum lucidum'a (Türkçe: ışık halısı) sahip olan kedinin gözünden kaynaklanır.[34] Büyük göz bebekleri loş ışığa uyumdur.

Kediler özellikle hızlı hareketleri algılamada iyidirler ve karanlıkta bir görüntüyü algılamaları için insanlara kıyasla yalnızca altıda bir ışık miktarına gerek duyarlar. Bu, retina üzerindeki yüksek yoğunluklu çubuklar ve gözün arkasındaki yansıtıcı bir tabakayla mümkün olur. Retinal reseptörlerin çubuk/koni oranı yaklaşık 63:1'dir (insanlarda 20:1), fakat retinanın merkezi (10:1) ile periferi (200:1) arasında büyük farklılıklar gösterir.

Başka bir nedense doğrudan retinanın arkasındaki ve çubuk ve konilerdeki fotopigment molekülleri tarafından emilmeyen ışığı yansıtan ve tekrar duyusal hücrelere yansıtan hücre tabakası tapetum lucidum'dur. Bu katman aynı zamanda kedi gözlerinin karanlıkta ışık yandığında parlıyormuş gibi görünmesinin nedenidir. Bu nedenle kediler ışık olduğu sürece alacakaranlıkta ve geceleri çok iyi görebilirler. Tamamen karanlık bir odada ise kediler de kördür.

Kedi gözlerini sadece biraz sağa veya sola hareket ettirebildiğinden farklı bir yöne bakmak için kafasını hareket ettirmek zorundadır. Öne bakan gözler görsel eksenlerin güçlü şekilde örtüşmesine ve böylece iyi uzamsal görüşe neden olur.

Kedinin görüş açısı 200° ila 220°'dir. Kalan ışığı daha iyi yakalayabilmek için, dikey olarak yarık şeklindeki gözbebekleri, parlaklık azaldıkça dairesel olarak açılır ve bu da aynı anda görme keskinliğini azaltır.[35]

Gözbebeklerinin yarık benzeri daralması nedeniyle kedilerin parlak ışıkta görme keskinliği yatay ve dikey yapılar ve hareketler için farklıdır. Dikey çizgileri yatay olanlardan daha net görürler ve bu nedenle yatay hareketleri dikey olanlardan daha iyi algılayabilirler, bu da kedilerin belirli şeylere bakarken genellikle başlarını eğme nedenlerinden biridir.

Aynı koşullarda kedilerin yatay çizgileri insanlardan daha az net görmelerinin yanı sıra renk farklılıklarını algılama yetenekleri de daha az gelişmiştir. Bunun nedeni kedinin retinasındaki renge duyarlı koniler oranının insanlara göre çok daha az olması ve kedinin gözünde, tıpkı köpeğinki gibi, sadece iki tane olmasıdır. yeşil ve maviye duyarlı olan ancak kırmızıya duyarlı olmayan farklı koni türleri (Dichromat). Kırmızı, ne köpeklerin ne de kedilerin göremediği bir renktir (ayrıca bkz: Köpeğin görüşü) ve muhtemelen sarının bir tonu olarak algılanır.

Kedinin yarık gözbebekleri vardır, bu ise kedinin parlak ışığı kromatik sapma olmadan odaklamasına olanak tanır.[36] Az ışıkta kedinin gözbebekleri, gözlerinin açıkta kalan yüzeyinin çoğunu kaplayacak şekilde genişler.[37]

Kediler çevrelerini mavi ve yeşilin farklı yoğunluk ve bileşimlerindeki tonlarda algılayabilir ve kedilerin gözlerinin de en hassas olduğu tercih ettikleri renk mavidir. Bu, Mainz Üniversitesi Zooloji Enstitüsü tarafından 2.000'den fazla deneyde kuruldu. Farklı aydınlatma koşullarında kedilerin mamalarına ulaşmak için sarı veya mavi seçenekleri vardı. Yüzde 95'i mavi rengi seçti.

Kedilerin oldukça az renk görüşü ve mavi ve sarımsı yeşile duyarlılık için optimize edilmiş yalnızca iki tür koni hücresi vardır; kırmızı ve yeşili ayırt etme yeteneği sınırlıdır.[38] Çubuk hücreler dışındaki bir sistemden orta dalga boylarına bir tepki, üçüncü tip koni nedeniyle olabilir. Ancak bu, gerçek trikromatik görüşü temsil etmekten ziyade az ışık seviyelerine uyum gibi görünür.[39]

Kedinin gözleri saldırıda yaralanması için göz kapakları içindedir ayrıca görüşlerini engellemeden göz kırpmalarına imkan veren üçüncü bir göz kapakları vardır.

Bir kedinin gözü doğumdan 7 ila 10 gün sonra açılır. Tüm kediler açık mavi irislerle doğar ancak yetişkin göz rengi iki ayda gerçek rengini alır ve yalnızca doğumdan sonraki üç ay içinde tam gelişir.

İşitme

değiştir
 
Mavi gözlü yetişkin beyaz kedilerin %60-80'i sağırdır.[40]

Ev kedisinin işitmesi en keskin 500 Hz ila 32 kHz aralığındadır.[41] 55 Hz ile 79,000 Hz arasında değişen son derece geniş bir frekans aralığını algılayabilir. 10.5 oktavlar aralığını duyabilirken, insanlar ve köpekler yaklaşık 9 oktav aralığını duyabilir.[42][43] İşitme hassasiyeti, sesleri yükselten ve bir gürültünün yerini tespit etmeye yardımcı olan büyük, hareketli dış kulakları kulak kepçesi ile geliştirilmiştir. Kemirgen avı tarafından yapılan ultrasonik çağrıları belirlemesini sağlayan ultrason'u tespit edebilir.[44][45]

Kedilerin iyi gelişmiş koku ampulü ve yaklaşık 5.8 cm² büyüklüğündeki koku mukoza yüzeyiyle (insanlarınkinin yaklaşık iki katı) keskin koku alma duyusu vardır.[46] Kedilerin ve diğer birçok hayvanın ağzında flehmening davranışında kullandıkları Jacobson organı vardır. İnsanların hissedemeyeceği şekilde belirli aromaları hissetmelerini sağlar. Kediler 3-merkapto-3-metilbütan-1-ol,[47] gibi idrar püskürtme aracılığıyla iletişim kurma ve koku bezleri ile işaretleme gibi feromonlara duyarlıdır.[48] Birçok kedi, nepetalakton içeren (özellikle kedi nanesi) bitkilere de güçlü tepki verir çünkü bu maddeyi milyarda bir parçadan daha az oranda tespit edebilirler.[49] Kedilerin yaklaşık %70-80'i nepetalaktondan etkilenir.[50] Actinidia polygama ve kedi otu gibi bitkilerde bu etkiyi yapabilir; bu bitkilerin kokularının feromonu taklit etmesi ve kedilerin sosyal veya cinsel davranışlarını uyarmasından kaynaklanabilir.[51]

 
Kedinin bıyıkları dokunmaya karşı oldukça hassastır

Kedilerde insanlara kıyasla nispeten daha az tat tomurcuğu vardır (Kedilerde 470 ya da daha çok tat tomurcuğu, insan dilinde ise 9,000'den fazla tat tomurcuğu vardır).[52] Evcil ve vahşi kediler, tatlı tat tomurcuklarının şekerli moleküllere bağlanmasını engelleyen ve onlara tat alma yeteneği tatlılık bırakmayan bir tat reseptörü gen mutasyonu paylaşır.[53] Tat tomurcukları bunun yerine asitlere, protein gibi amino asitlere ve acı tatlara tepki verir.[54] Kedilerin ayrıca yiyecekleri için belli bir sıcaklık tercihi vardır, taze bir avınkine benzer bir sıcaklıkta 38 °C (100 °F) yiyecekleri tercih eder ve soğuk veya buzdolabında sunulan yiyecekleri normalde reddeder (ki bu kediye "av" öğesinin uzun süre önce öldüğünü ve bu nedenle muhtemelen toksik veya ayrıştığını gösteren sinyaldir).[52]

Kediler bir şey içerken dillerini inanılmaz bir hızla kullanırlar. Dil hızla suya dalar ve çıkar. Bir anlamda fillerin su içmesine benzer. Ağız suya değdirilmez, su dil aracılığıyla ağza taşınır. Kedilerin dili zımpara gibidir. Üzerinde onlarca küçük odacık ve diken gibi uzantılar (papilla konikalar) vardır ve su içme sırasında bu odacıklar su havuzcuklarına dönüşür. Suya dalan dilin üzerindeki odacıklar su ile dolar ve taşımada dökülmemesi için dil ağza doğru bükülür. Dil lapa yiyeceklerin yenmesinde de aynı işlevi görür, ayrıca kemik üzerinde kalan et parçalarını kazıyıp yemesini sağlar.

Kedilerin aynı zamanda dişleri de büyük işlevler görür. Yetişkin kedilerde 30'a yakın diş bulunurken yavrularda bu sayı 25'i pek geçmez.

Kedilerin beslenme sistemi proteinlere (et) ve yağlara dayanmaktadır. Bunun dışında bazı zamanlarda az miktarda bitkisel yiyecek (ot, yaprak vs.) yiyebilmektedir. Ayrıca kedilerde tatlı bir tat alma duyusu bulunmamaktadır. Kedilerin sürekli olarak tatlı tüketmesi durumunda, onlarda obezite, körlük ve zehirlenme görülebilmektedir. Ayrıca kediler tatlı yediğinde böbrekler zarar görmektedir.

Bıyıklar

değiştir

Navigasyona ve duyuya yardımcı olmak için, kedilerin vücutlarında, özellikle de yüzlerinde düzinelerce hareketli bıyık (vibrissae) vardır. Bunlar, hem nesnelere doğrudan dokunarak hem de hava akımlarını algılayarak, boşlukların genişliği ve karanlıktaki nesnelerin konumu hakkında bilgi sağlar; ayrıca gözleri hasardan korumak için koruyucu göz kırpma refleksilerini de tetikler.

Kedi bıyığı (Latince: vibrissae) kalın kedi kılından iki ila üç kat daha kalındır. Burun bölgesinde üst dudağın yanlarından çıkan bıyıklar yine kedi kılına kıyasla üç kat daha derine gömülüdür. Bıyıkların kökleri sinir sistemi ile ilintilidir. Bıyıklar tarafından algılanan bir hareket hemen köklerden sinirlere ve oradan beyine iletilerek alınacak aksiyon konusunda bilgilendirme ve uyarı işlevi görür.

Davranış

değiştir
 
Pirinç samanı üzerinde yatan kedi

Dışarıdaki kediler hem gündüz hem de gece aktiftir, ancak geceleri biraz daha aktiftirler.[55] Evcil kediler zamanlarının çoğunu evlerinin yakınında geçirirler, ancak bu merkezi noktadan yüzlerce metre uzakta da olabilir. Bir çalışmada, 7 ila 28 hektar (17-69 akre) arasında değişen bölgelerde dolaştıkları belirlenmiştir.[56] Kedilerin aktivitelerinin zamanlaması oldukça esnek ve çeşitlidir, bu da ev kedilerinin bu zamanlarda daha çok insan aktivitesine tepki olarak daha çok sabah ve akşam aktif olabileceği demektir.[57]

Kediler, özellikle yaşlandıkça çoğu hayvandan daha çok uyuyarak enerjilerini saklarlar. Günlük uyku süresi genellikle 12 ila 16 saat arasında ve ortalama da 13 ila 14 saattir. Bazı kediler 20 saate kadar uyuyabilir. Kısa bir dinlenme için "kedi uykusu" terimi, kedinin kısa bir süre için (hafifçe) uykuya dalma halini ifade eder. Kediler uyurken, genellikle kas seğirmelerinin eşlik ettiği kısa süreli hızlı göz hareketi uykusu yaşarlar, bu da rüya gördüklerini gösterir.[58]

Sosyallik

değiştir

Evcil kedinin sosyal davranışı, çok dağınık bireylerden, işbirliği yapan dişi gruplarına dayalı olarak bir besin kaynağı etrafında toplanan yabani kedi kolonilerine kadar değişir.[59][60] Bu tür gruplar içinde genellikle bir kedi diğerlerine baskındır.[61]

Kolonideki her kedi, dişi kedilerinkinden yaklaşık 10 kat daha büyük ve birkaç dişinin bölgesi ile örtüşebilen en büyük bölgeli cinsel aktif erkeklerle ayrı bölgesi vardır. Bu bölgeler idrar püskürtme ile, yüz bezlerinden salgılanan nesnelerle baş hizasında ovularak ve dışkılama ile işaretlenir.[48] Bu bölgeler arasında kedilerin bölgesel çatışmalar olmadan birbirlerini izlediği ve selamladığı tarafsız alanlar vardır. Bu tarafsız alanların dışında, bölgenin sahipleri genellikle yabancı kedileri önce bakarak, tıslayarak ve hırlayarak ve bu işe yaramazsa kısa ama gürültülü ve şiddetli saldırılarla kovalarlar.

Bu sömürgeci organizasyona rağmen, kedilerin bir sosyal hayatta kalma stratejisi veya sürü zihniyeti yoktur ve her zaman yalnız avlanırlar.[62]

İnsanlara ve diğer evcil hayvanlara yakın yaşam, kedilerde ortak yaşamayla ilgili (simbiyotik) sosyal uyuma yol açmıştır ve kediler, insanlara veya diğer hayvanlara karşı büyük bir sevgi gösterebilir. Etolojik olarak kedinin insan bakıcısı kedinin annesi için bir tür vekil işlevi yapar.[63]

Yetişkin kediler, yaşamlarını bir tür uzatılmış yavruluk ve davranışsal neoteni içinde geçirir.

Tiz sesleri aç bir insan bebeğinin çığlıklarını taklit edebilir ve bu da insanların onları görmezden gelmelerini özellikle zorlaştırır.[64] Ancak bazı evcil kediler az sosyalleşir.

Özellikle yaşlı kediler, yeni gelen yavru kedilere karşı ısırma ve tırmalamayı içeren saldırganlık gösterirler; Bu tür davranışlar kedi asosyal saldırganlığı olarak bilinir.[65]

Evcil kedilerin insanlara koku sürtmesi veya diğer kedilere yönelik davranışlarının sosyal bağ için araç olduğu düşünülür.[66]

İletişim

değiştir
 
Ev kedisi seslenirken

Evcil kediler iletişim için birçok seslendirme sesi kullanır, bunlara mırıldama, sesini titretme, tıslama, hırlama/mırlama, homurdanma ve birkaç farklı miyavlama biçimi dahildir.[67] Kulakların ve kuyruğun konumu, tüm vücudun gevşemesi ve pençelerin çıkarılması dahil olmak üzere beden dili, tümü ruh halinin göstergeleridir. Kuyruk ve kulaklar, kedilerde özellikle önemli sosyal sinyal mekanizmalarıdır. Yükseltilmiş kuyruk dostça bir selamlama anlamına gelir ve düzleştirilmiş kulaklarsa düşmanlığı gösterir. Kuyruk kaldırma aynı zamanda kedinin grubun sosyal hiyerarşi içindeki konumunu da gösterir, baskın bireylerin kuyruklarını astlarından daha az kaldırır.[68] Vahşi kediler genellikle sessizdir.[69]:208 Burun buruna dokunma da yaygın bir selamlamadır ve ardından kedilerden birinin başını kaldırıp başını eğerek talep ettiği sosyal bakım gelebilir.[60]

Mırıldama, anne kediler ve emziren yavru kediler arasında bir güvence mekanizması olarak evrimsel yarar olarak gelişmiş olabilir. Emziren kediler genellikle memnuniyet belirtisi olarak mırıldanırlar: okşanırken, rahatlarken,[70][71] ya da yerken mırıldanırlar. Kedilerin mırıldandığı mekanizma belirsizdir. Kedinin, sesten açıkça sorumlu olan benzersiz bir anatomik özelliği yoktur.[72]

 
Kedinin dilindeki kancalı papilla, kürkü temizlemeye ve çözmeye yardımcı olmak için saç fırçası gibi iş görür

Kedilerin, kürklerini temiz tutmak için önemli ölçüde zaman harcadıkları bilinir.[73] Kedinin dili, yaklaşık 500 μm uzunluğunda, geriye bakan ve papilla denilen dikenlere sahiptir. Bunlar, onları sert[74] yapan keratin içerir, böylece papilla saç fırçası gibi davranır. Bazı kediler, özellikle uzun tüylü kediler, tımarlama sonucu midelerinde biriken tüyleri tüy yumağını ara sıra kusar. Bu kürk kümeleri genellikle sosis şeklindedir ve yaklaşık 2-3 cm (34-1+14 in) uzunluğundadır. Tüy yumakları, tüylerin bağırsak yoluyla yok edilmesini kolaylaştıran ilaçlarla ve ayrıca tüylerin tarak veya sert bir fırçayla düzenli olarak taranmasıyla önlenebilir.[73]

14 haftalık yavru kediler arasında dövüş oyunu

Evcil kediler özellikle küçük kedi yavruları oyun aşklarıyla bilinir. Bu davranış avlanmayı taklit eder ve yavru kedilerin avını takip etmeyi, yakalamayı ve öldürmeyi öğrenmelerine yardımcı olması açısından önemlidir.[75] Kediler ayrıca birbirleriyle ve insanlarla oyun savaşına girerler. Bu davranış, kedilerin gerçek dövüş için gereken becerileri uygulamalarının bir yolu olabilir ve ayrıca diğer hayvanlara saldırmakla ilişkilendirdikleri korkuları da azaltabilir.[76]

Kediler ayrıca aç olduklarında oyuncaklarla daha çok oynamaya meyillidir.[77] Oyun ve avlanma arasındaki yakın benzerlik nedeniyle kediler, hızlı hareket eden ancak hızla ilgisini kaybeden küçük tüylü oyuncaklar gibi avına benzeyen nesnelerle oynamayı tercih ederler. Daha önce oynadıkları bir oyuncağa alışırlar.[78] İp genellikle oyuncak olarak kullanılır ancak yenilirse kedinin dilinin ucuna takılabilir ve daha sonra bağırsaklara geçebilir ve ciddi hastalıklara, hatta ölüme neden olabilen tıbbi bir acil durumdur.[79] İp yiyen kedilerin oluşturduğu riskler nedeniyle ip bazen kedilerin kovalayabileceği bir lazer işaretçinin noktası ile değiştirilebilir.[80]

 
Kediler çiftleştiğinde, erkek kedi çiftleşme için elverişli bir pozisyon aldığından dişi kedinin boyun ucunu ısırır.

Dişi kediler, bir yıl boyunca birkaç östrus döngüsü olan ve genellikle 21 gün süren polöstrus hayvanlardır. Genellikle Şubat ve Ağustos ayları arasında çiftleşmeye hazırdırlar.[81]

Birkaç erkek kedi kızgınlık döneminde dişiyi cezbeder. Erkek kediler dişi kedi için kavga eder ve galip olan erkek kedi çiftleşme hakkını kazanır. İlk başta dişi erkeği reddeder ancak sonunda dişi erkeğin çiftleşmesine izin verir. Erkek kedinin penis'inde yaklaşık 1 mm (132 in) uzunlukta 120-150 arası geriye bakan penil dikenler olduğundan, erkek onu dışarı çekerken dişi yüksek sesle bağırır. Penisin geri çekilmesiyle, dikenler dişiye daha fazla cinsel uyarır, bu ise yumurtlamayı tetikler.[82]

Ömür ve sağlık

değiştir

Ortalama kedi ömrü 15 yıldır. Ancak kediler iyi bir beslenme ile 20 yıldan fazla yaşayabilirler.

Fizyoloji

değiştir
Normal fizyolojik değerler[83]:330
Vücut sıcaklığı 38.6 °C (101.5 °F)
Kalp ritmi Dakikada 120–140
Nefes ritmi Dakikada 16–40
 
Termograf

Kedilerin fizyolojileri diğer etobur memelilere benzemekle birlikte, kedilere özgü bazı özellikleri de çölde yaşayan türlerinden kendilerine miras kalmıştır. Kediler, su bulabildikleri sürece sıcak iklimlerde hayatta kalabilmektedirler. Ayrıca, derilerine doğru olan kan akışını azaltarak sıcaklığı koruyabilen kediler, ağızlarındaki buharlaşma ile ısıyı düşürebilmektedirler. Kediler, patilerindeki bezler sayesinde çok az da olsa terleme ve termo-regülasyon şansına sahiptirler.

Vücut sıcaklığının gün içerisinde değişiklik göstermemesi ve biyolojik saatlerinin eksikliği, kedilerin hem gündüz hem de gece aktif olabilme eğilimlerine yol açar.

Dışkılarının nispeten daha kuru ve idrarlarının daha koyu olması, kedilerin daha çok su tutabilmelerini sağlayan bir adaptasyondur.

Kediler etoburdur. Sindirim sistemleri eti etkin biçimde işleyecek şekilde evrildiğinden, bitkisel ürünleri zor sindirirler. Sindirim yolunun benzer memelilere göre daha kısa oluşu ve karbonhidratları sindirmek için gereken enzimlerden az miktarda bulunması, kedilerin bitki kaynaklı besinleri ve bazı yağ moleküllerini sindirmedeki becerilerini sınırlar. Bununla birlikte kediler arada sırada mevcut besinlerine ilaveten çim yemeyi tercih edebilirler. Çim, kediler için folik asit kaynağı ve sindirim sistemindeki kılları kolay atmak için bir lif kaynağıdır.[84] Ev ortamında ise birçok bitki kediler için tehlikelidir, Bu yüzden önlem alınmalıdır.[85]

Kedi tuvaleti

değiştir

Evlerde beslenen evcil kediler tuvaletlerini evde tabanına kedi kumu serilmiş kedi tuvaletinin tabanına yapar.

 
Kedi - Yer: Şarkışla
 
Beyaz ve Tekir kedi
 
bir British türü yavru kedi

Ayrıca bakınız

değiştir

Kaynakça

değiştir
  1. ^ a b Wozencraft, W.C. (2005). "Species Felis catus". Wilson, D.E.; Reeder, D.M (Ed.). Mammal Species of the World: A Taxonomic and Geographic Reference (3. bas.). Johns Hopkins University Press. ss. 534–535. ISBN 978-0-8018-8221-0. OCLC 62265494. 
  2. ^ Linnaeus, C. (1758). "Felis Catus". Systema naturae per regna tria naturae: secundum classes, ordines, genera, species, cum characteribus, differentiis, synonymis, locis (Latince). 1 (Tenth reformed bas.). Holmiae: Laurentii Salvii. s. 42. 
  3. ^ Erxleben, J. C. P. (1777). "Felis Catus domesticus". Systema regni animalis per classes, ordines, genera, species, varietates cvm synonymia et historia animalivm. Classis I. Mammalia. Lipsiae: Weygandt. ss. 520-521. 
  4. ^ a b "ITIS Standard Report Page: Felis catus". ITIS Online Database. Reston, Virginia: Integrated Taxonomic Information System. 2011. 2 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Aralık 2011. 
  5. ^ "Housecat". American Heritage Dictionary of the English Language (Education.Yahoo.com online bas.). Boston: Houghton Mifflin. 2010. 22 Ekim 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ekim 2010. 
  6. ^ "Arşivlenmiş kopya". 15 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Eylül 2015. 
  7. ^ Rochlitz, Irene (2007). The Welfare of Cats. "Animal Welfare" series. Berlin: Springer. ss. 141-175. ISBN 1-4020-6143-9. 
  8. ^ a b Wade, Nicholas (29 Haziran 2007). "Study Traces Cat's Ancestry to Middle East". New York Times. New York: NYTC. 18 Nisan 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Nisan 2008. 
  9. ^ "Meet Helen and Aphrodite, Cyprus's Indigenous Cats". China Daily. 3 Kasım 2009. 29 Kasım 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2009. 
  10. ^ "Oldest Known Pet Cat? 9500-year-old Burial Found on Cyprus". National Geographic News. National Geographic Society. 8 Nisan 2004. 6 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ocak 2013. 
  11. ^ Driscoll, Carlos A. (10 Haziran 2009). "The Evolution of House Cats". Scientific American. New York: Nature Pubg. Group. 19 Ocak 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ocak 2013. 
  12. ^ a b c "cat." 5 Ağustos 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Online Etymology Dictionary. 9 Haziran 2014.
  13. ^ a b "puss." 5 Ağustos 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Online Etymology Dictionary. 9 Haziran 2014.
  14. ^ "kedi Kürtçe içinde - Türkçe-Kürtçe Sözlük | Glosbe". tr.glosbe.com. 16 Eylül 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Temmuz 2024. 
  15. ^ a b c d e "domestic cat." 8 Ekim 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Britannica.com
  16. ^ Nilson, Sara M.; Gandolfi, Barbara; Grahn, Robert A.; Kurushima, Jennifer D.; Lipinski, Monika J.; Randi, Ettore; Waly, Nashwa E.; Driscoll, Carlos; Murua Escobar, Hugo; Schuster, Rolf K.; Maruyama, Soichi (Aralık 2022). "Genetics of randomly bred cats support the cradle of cat domestication being in the Near East". Heredity (İngilizce). 129 (6): 346-355. doi:10.1038/s41437-022-00568-4. ISSN 1365-2540. 17 Şubat 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Şubat 2023. 
  17. ^ Driscoll, Carlos A.; Menotti-Raymond, Marilyn; Roca, Alfred L.; Hupe, Karsten; Johnson, Warren E.; Geffen, Eli; Harley, Eric H.; Delibes, Miguel; Pontier, Dominique; Kitchener, Andrew C.; Yamaguchi, Nobuyuki (27 Temmuz 2007). "The Near Eastern Origin of Cat Domestication". Science (İngilizce). 317 (5837): 519-523. doi:10.1126/science.1139518. ISSN 0036-8075. PMC 5612713 $2. PMID 17600185. 17 Aralık 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Şubat 2023. 
  18. ^ updated, Laura Geggel last (19 Haziran 2017). "Cat Tale: Ancient DNA Reveals How Your Kitty Came to Be". livescience.com (İngilizce). 18 Şubat 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Şubat 2023. 
  19. ^ O'Connor, T.P. (2007). "Wild or domestic? Biometric variation in the cat Felis silvestris" (PDF). International Journal of Osteoarchaeology. 17 (6): 581-595. doi:10.1002/oa.913. ISSN 1047-482X. 21 Ocak 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 1 Ağustos 2021. 
  20. ^ Sunquist, M.; Sunquist, F. (2002). "Domestic cat". Wild Cats of the World. University of Chicago Press. ss. 99-112. ISBN 978-0-226-77999-7. 
  21. ^ Koca, Mustafa Kemal. Kediler Hakkında Her Şey. Mustafa Kemal Koca. s. 7. 14 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Şubat 2020. 
  22. ^ a b Walker, W.F. (1982). Study of the Cat with Reference to Human Beings (Fourth revised bas.). Thomson Learning/Cengage. ISBN 978-0-03-057914-1. 
  23. ^ Gillis, R., (Ed.) (2002). "Cat Skeleton". Zoolab. La Crosse: University of Wisconsin Press. 6 Aralık 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Eylül 2012. 
  24. ^ a b c Case, Linda P. (2003). The Cat: Its behavior, nutrition, and health. Ames: Iowa State University Press. ISBN 978-0-8138-0331-9. 
  25. ^ a b Smith, Patricia; Tchernov, Eitan (1992). Structure, Function, and Evolution of Teeth. Freund Publishing House. s. 217. ISBN 978-965-222-270-1. 
  26. ^ Carr, William H.A. (1 Ocak 1978). The New Basic Book of the Cat. Scribner's. s. 174. ISBN 978-0-684-15549-4. 
  27. ^ Kitchener, A.C.; Van Valkenburgh, B.; Yamaguchi, N. (2010). "Felid form and function". Macdonald, D.; Loveridge, A. (Ed.). Biology and Conservation of wild felids. Oxford University Press. ss. 83-106. 
  28. ^ Armes, A.F. (1900). "Outline of cat lessons". The School Journal. LXI: 659. 6 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ağustos 2021. 
  29. ^ Homberger DG, Ham K, Ogunbakin T, Bonin JA, Hopkins BA, Osborn ML (2009). "The structure of the cornified claw sheath in the domesticated cat (Felis catus): Implications for the claw-shedding mechanism and the evolution of cornified digital end organs". Journal of Anatomy. 214 (4): 620-43. doi:10.1111/j.1469-7580.2009.01068.x. PMC 2736126 $2. PMID 19422432. 
  30. ^ Danforth, C.H. (1947). "Heredity of polydactyly in the cat". The Journal of Heredity. 38 (4): 107-112. doi:10.1093/oxfordjournals.jhered.a105701. PMID 20242531. 
  31. ^ Lettice, L.A.; Hill, A.E.; Devenney, P.S.; Hill, R.E. (2008). "Point mutations in a distant sonic hedgehog cis-regulator generate a variable regulatory output responsible for preaxial polydactyly". Human Molecular Genetics. 17 (7): 978-985. doi:10.1093/hmg/ddm370 . PMID 18156157. 
  32. ^ Pocock, R.I. (1917). "VII — On the external characters of the Felidæ". The Annals and Magazine of Natural History; Zoology, Botany, and Geology. 8. 19 (109): 113-136. doi:10.1080/00222931709486916. 
  33. ^ Christensen, W. (2004). "The physical cat". Outwitting Cats. Globe Pequot. ss. 22-45. ISBN 978-1-59228-240-1. 
  34. ^ Ollivier, F.J.; Samuelson, D.A.; Brooks, D.E.; Lewis, P.A.; Kallberg, M.E.; Komaromy, A.M. (2004). "Comparative morphology of the Tapetum Lucidum (among selected species)". Veterinary Ophthalmology. 7 (1): 11-22. doi:10.1111/j.1463-5224.2004.00318.x. PMID 14738502. 
  35. ^ Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; Wasistwas isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: Kaynak gösterme)
  36. ^ Malmström, T.; Kröger, R.H. (2006). "Pupil shapes and lens optics in the eyes of terrestrial vertebrates". Journal of Experimental Biology. 209 (1): 18-25. doi:10.1242/jeb.01959 . PMID 16354774. 
  37. ^ Hammond, P.; Mouat, G.S.V. (1985). "The relationship between feline pupil size and luminance". Experimental Brain Research. 59 (3): 485-490. doi:10.1007/BF00261338. PMID 4029324. 
  38. ^ Loop, M.S.; Bruce, L.L. (1978). "Cat color vision: The effect of stimulus size". Science. 199 (4334): 1221-1222. Bibcode:1978Sci...199.1221L. doi:10.1126/science.628838. PMID 628838. 
  39. ^ Guenther, E.; Zrenner, E. (1993). "The spectral sensitivity of dark- and light-adapted cat retinal ganglion cells". Journal of Neuroscience. 13 (4): 1543-1550. doi:10.1523/JNEUROSCI.13-04-01543.1993. PMC 6576706 $2. PMID 8463834. 
  40. ^ Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; chat_blanc isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: Kaynak gösterme)
  41. ^ Heffner, R.S. (1985). "Hearing range of the domestic cat" (PDF). Hearing Research. 19 (1): 85-88. doi:10.1016/0378-5955(85)90100-5. PMID 4066516. 7 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 6 Ağustos 2021. 
  42. ^ Heffner, H.E. (1998). "Auditory awareness". Applied Animal Behaviour Science. 57 (3–4): 259-268. doi:10.1016/S0168-1591(98)00101-4. 
  43. ^ Heffner, R.S. (2004). "Primate hearing from a mammalian perspective". The Anatomical Record Part A: Discoveries in Molecular, Cellular, and Evolutionary Biology. 281 (1): 1111-1122. doi:10.1002/ar.a.20117. PMID 15472899. 
  44. ^ Sunquist, M.; Sunquist, F. (2002). "What is a Cat?". Wild Cats of the World. University of Chicago Press. ss. 5-18. ISBN 978-0-226-77999-7. 
  45. ^ Blumberg, M.S. (1992). "Rodent ultrasonic short calls: Locomotion, biomechanics, and communication". Journal of Comparative Psychology. 106 (4): 360-365. doi:10.1037/0735-7036.106.4.360. PMID 1451418. 
  46. ^ Moulton, David G. (1 Ağustos 1967). "Olfaction in mammals". American Zoologist. 7 (3): 421-429. doi:10.1093/icb/7.3.421 . ISSN 0003-1569. PMID 6077376. 6 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ağustos 2021. 
  47. ^ Miyazaki, Masao; Yamashita, Tetsuro; Suzuki, Yusuke; Saito, Yoshihiro; Soeta, Satoshi; Taira, Hideharu; Suzuki, Akemi (October 2006). "A major urinary protein of the domestic ccat regulates the production of felinine, a putative pheromone precursor". Chemistry & Biology. 13 (10): 1071-1079. doi:10.1016/j.chembiol.2006.08.013 . PMID 17052611. 
  48. ^ a b Sommerville, B. A. (1998). "Olfactory Awareness". Applied Animal Behaviour Science. 57 (3–4): 269-286. doi:10.1016/S0168-1591(98)00102-6. 
  49. ^ Grognet, Jeff (June 1990). "Catnip: Its uses and effects, past and present". The Canadian Veterinary Journal. 31 (6): 455-456. PMC 1480656 $2. PMID 17423611. 
  50. ^ Turner, Ramona (29 Mayıs 2007). "How does catnip work its magic on cats?". Scientific American. 22 Ekim 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  51. ^ Tucker, Arthur; Tucker, Sharon (1988). "Catnip and the catnip response". Economic Botany. 42 (2): 214-231. doi:10.1007/BF02858923. 
  52. ^ a b Schelling, Christianne. "Do cats have a sense of taste?". CatHealth.com. 28 Ocak 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  53. ^ "Why cats can't taste sweets". Petside.com. 13 Mart 2012. 25 Ocak 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ocak 2013. 
  54. ^ Bradshaw, John W.S. (1 Temmuz 2006). "The evolutionary basis for the feeding behavior of domestic dogs (Canis familiaris) and cats (Felis catus)". Journal of Nutrition. 136 (7): 1927S-1931. doi:10.1093/jn/136.7.1927S . PMID 16772461. 
  55. ^ Germain, E.; Benhamou, S.; Poulle, M.-L. (2008). "Spatio-temporal Sharing between the European Wildcat, the Domestic Cat and their Hybrids". Journal of Zoology. 276 (2): 195-203. doi:10.1111/j.1469-7998.2008.00479.x. 
  56. ^ Barratt, D. G. (1997). "Home Range Size, Habitat Utilisation and Movement Patterns of Suburban and Farm Cats Felis catus". Ecography. 20 (3): 271-280. doi:10.1111/j.1600-0587.1997.tb00371.x. JSTOR 3682838. 
  57. ^ Randall, W.; Johnson, R. F.; Randall, S.; Cunningham, J. T. (1985). "Circadian rhythms in food intake and activity in domestic cats". Behavioral Neuroscience. 99 (6): 1162-1175. doi:10.1037/0735-7044.99.6.1162. PMID 3843546. 
  58. ^ Jouvet, M. (1979). "What Does a Cat Dream About?". Trends in Neurosciences. 2: 280-282. doi:10.1016/0166-2236(79)90110-3. 
  59. ^ Pontier, D.; Natoli, E. (1996). "Male Reproductive Success in the Domestic Cat (Felis catus L.): A Case History". Behavioural Processes. 37 (1): 85-88. doi:10.1016/0376-6357(95)00070-4. PMID 24897162. 
  60. ^ a b Crowell-Davis, S. L.; Curtis, T. M.; Knowles, R. J. (2004). "Social Organization in the Cat: A Modern Understanding" (PDF). Journal of Feline Medicine and Surgery. 6 (1): 19-28. doi:10.1016/j.jfms.2003.09.013. PMID 15123163. 20 Temmuz 2011 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. 
  61. ^ Baron, A.; Stewart, C. N.; Warren, J. M. (1 Ocak 1957). "Patterns of Social Interaction in Cats (Felis domestica)". Behaviour. 11 (1): 56-66. doi:10.1163/156853956X00084. JSTOR 4532869. 
  62. ^ Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; Bradshaw isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: Kaynak gösterme)
  63. ^ Mills, D. S.; Marchant-Forde, J. (2010). Encyclopedia of Applied Animal Behaviour and Welfare. s. 518. ISBN 978-0-85199-724-7. 7 Nisan 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  64. ^ McComb, K.; Taylor, A. M.; Wilson, C.; Charlton, B. D. (2009). "The Cry Embedded within the Purr". Current Biology. 19 (13): R507-508. doi:10.1016/j.cub.2009.05.033 . PMID 19602409. 
  65. ^ Levine, E.; Perry, P.; Scarlett, J.; Houpt, K. (2005). "Intercat Aggression in Households Following the Introduction of a New Cat" (PDF). Applied Animal Behaviour Science. 90 (3–4): 325-336. doi:10.1016/j.applanim.2004.07.006. 26 Mart 2009 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. 
  66. ^ Soennichsen, S.; Chamove, A. S. (2015). "Responses of cats to petting by humans". Anthrozoös. 15 (3): 258-265. doi:10.2752/089279302786992577. 
  67. ^ Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; Moelk1944 isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: Kaynak gösterme)
  68. ^ Cafazzo, S.; Natoli, E. (2009). "The Social Function of Tail Up in the Domestic Cat (Felis silvestris catus)". Behavioural Processes. 80 (1): 60-66. doi:10.1016/j.beproc.2008.09.008. PMID 18930121. 
  69. ^ Jensen, P. (2009). The Ethology of Domestic Animals. "Modular Text" series. Wallingford, England: Centre for Agriculture and Bioscience International. ISBN 978-1-84593-536-8. 
  70. ^ von Muggenthaler, E.; Wright, B. "Solving the Cat's Purr Mystery Using Accelerometers". BKSV.com. Brüel & Kjær. 22 Temmuz 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Şubat 2010. 
  71. ^ "The Cat's Remarkable Purr". ISnare.com. 13 Temmuz 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ağustos 2008. 
  72. ^ "Why and How Do Cats Purr?". Everyday Mysteries: Fun Science Facts from the Library of Congress. Washington DC: Library of Congress. 3 Nisan 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Nisan 2011. 
  73. ^ a b Hadzima, Eva (2016). "Everything You Need to Know About Hairballs". 6 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ağustos 2016. 
  74. ^ Boshel, J.; Wilborn, W. H; Singh, B. B.; Peter, S.; Stur, M. (1982). "Filiform Papillae of Cat Tongue". Acta Anatomica. 114 (2): 97-105. doi:10.1159/000145583. PMID 7180385. 
  75. ^ Poirier, F. E.; Hussey, L. K. (1982). "Nonhuman Primate Learning: The Importance of Learning from an Evolutionary Perspective". Anthropology and Education Quarterly. 13 (2): 133-148. doi:10.1525/aeq.1982.13.2.05x1830j . JSTOR 3216627. 
  76. ^ Hall, S. L. (1998). "Object play by adult animals". Byers, J. A.; Bekoff, M. (Ed.). Animal Play: Evolutionary, Comparative, and Ecological Perspectives. Cambridge University Press. ss. 45-60. ISBN 978-0-521-58656-6. 
  77. ^ Hall, S. L. (1998). "The Influence of Hunger on Object Play by Adult Domestic Cats". Applied Animal Behaviour Science. 58 (1–2): 143-150. doi:10.1016/S0168-1591(97)00136-6. 
  78. ^ Hall, S. L. (2002). "Object Play in Adult Domestic Cats: The Roles of Habituation and Disinhibition". Applied Animal Behaviour Science. 79 (3): 263-271. doi:10.1016/S0168-1591(02)00153-3. 
  79. ^ MacPhail, C. (2002). "Gastrointestinal obstruction". Clinical Techniques in Small Animal Practice. 17 (4): 178-183. doi:10.1053/svms.2002.36606. PMID 12587284. 
  80. ^ "Fat Indoor Cats Need Exercise". Pocono Record. 2006. 14 Temmuz 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Şablon:Tertiary
  81. ^ Jemmett, J. E.; Evans, J. M. (1977). "A survey of sexual behaviour and reproduction of female cats". Journal of Small Animal Practice. 18 (1): 31-37. doi:10.1111/j.1748-5827.1977.tb05821.x. PMID 853730. 
  82. ^ Aronson, L. R.; Cooper, M. L. (1967). "Penile Spines of the Domestic Cat: Their Endocrine-behavior Relations" (PDF). The Anatomical Record. 157 (1): 71-78. doi:10.1002/ar.1091570111. PMID 6030760. 19 Mart 2015 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. 
  83. ^ Kahn, Cynthia M.; Line, Scott (2007). Hollander, Joseph Lee (Ed.). The Merck/Merial Manual for Pet Health. Merck. ISBN 0-911910-99-9. 
  84. ^ "Arşivlenmiş kopya". 25 Ağustos 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Temmuz 2015. 
  85. ^ "Arşivlenmiş kopya". 22 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Temmuz 2015.