İslam’a karşı savaş tartışması

İslam’a karşı savaş; askeri, ekonomik, toplumsal ve kültürel araçlar kullanılarak İslam’a zarar vermek, İslam’ı zayıflatmak veya yok etmek amacının güdülmesi planını tanımlayan bir komplo teorisidir. Bu komplo teorisinin failleri başta Batı dünyası olmak üzere, kafirler ve Batılı siyasi aktörlerle gizli bir anlaşma içerisinde oldukları iddia edilen münafıklar olarak görülür. Komplo teorisi günümüzde modernizasyon ve sekülerleşme karşısındaki toplumsal dönüşüm ve modern devletler arasındaki uluslararası güç siyaseti gibi genel sorunları ilgilendirse de, “İslam’a karşı savaş” olgusunun asıl başlangıcının Haçlı Seferleri olduğu düşünülür.

Bu ve benzeri ifadeler Seyyid Kutub, Ayetullah Humeyni, Anwar Al-Awlaki, Usame bin Ladin, Çeçen militan Dokka Umarov, vaiz Anjem Choudary ve Fort Hood saldırganı Nidal Malik Hasan tarafından da kullanılmıştır. Aynı şekilde El-Kaide ve Irak ve Şam İslam Devleti de propaganda aracı olarak bu tür ifadeleri benimsemiştir.

Jonathan Schanzer; Batı’nın 17’nci yüzyıldaki askeri üstünlüğünün başlangıcıyla Müslümanların Batı’ya karşı olan tarihsel aldırmazlığının "endişeli bir antipati"ye dönüştüğünü; ancak sömürgecilik çağının bitmesiyle birlikte gayrimüslümlere duyulan öfkenin gayrimüslümlerin iddia edilen saldırganlığı ve husumetinden değil de Batı kültürünün, teknolojisinin, ekonomilerinin sürekli müdahalesine duyulan rahatsızlıktan ve "İslam’ın hüküm sürdüğü ihtişamlı günlere geri dönüş" isteğinden kaynaklandığını savunmuştur.

Kavramın kullanılışı

Ayrıca bakınız: İslamcılık ve Cihatçılık

Aşağıdakiler; İslam’ın sosyal sistemine karşı geniş, kötü niyetli bir komplo kurulduğu iddiasında bulunan kişiler arasındadır:

Uluslararası örnekler

Seyyid Kutub

Arka plan olarak Müslüman Kardeşler’in ideolojisine sahip olup, bu organizasyondan gelen Seyyid Kutub; en etkili İslamcı yazarlardan biri olmasının yanı sıra, fikirlerinin El-Kaide’yi şekillendirdiği kişi olarak da tanımlanmıştır. Kutub, Batı’nın Müslümanlarla sadece çekişme içinde olmadığı, Müslümanlara karşı çeşitli entrikalar da düzenlediği yönünde telkinlerde bulunmuştur. İlk defa 1964’te yayınlanan "Yoldaki İşaretler" isimli kitabında

“ Gerek metot ve gerekse veriler açısından Batı düşüncesinin öncelikle, belirttiğimiz genel düşünce ilkesinin düşmanlıkla zehirlenmiş bir tortu üzerine oturduğu anlaşılınca bilmeliyiz ki, bu metot ve veriler İslâm düşüncesine karşı daha şiddetli bir düşmanlık beslemektedir. Çünkü bu metot ve veriler İslâm düşmanlığını özel bir amaç olarak benimsemiştir. Buna bağlı olarak Batı düşüncesi, kasıtlı plânlar uyarınca İslâm inancını, İslâm düşüncesini, İslâm kavramlarını çeşitli vesileler ile bulandırmanın ve sonra da İslâm toplumunun özelliğini sağlayan ilkeleri yıkmanın çarelerini araştırır. ”

şeklinde yazmıştır.

Olivier Roy; Kutub’un yaklaşımını "Batı’ya karşı radikal bir biçimde aşağılayıcı ve nefret dolu" olarak değerlendirmiş, Kutub gibi Müslümanların İslam dünyasının problemlerini dış kaynaklı komplolara yıkma eğiliminin Müslüman politik düşüncesini felce uğrattığından yakınmıştır.

Ayetullah Humeyni

Ayetullah Ruhullah Humeyni, Batılı emperyalistlerin ve neo-emperyalistlerin Müslümanlara acı çektirme, kaynaklarını ve diğer varlıklarını yağmalama arayışı içinde olduğunu; bunu yapmak için de çalma ve yoksullaştırma planlarının önünde duran tek kuvvet olan İslam’ı zayıflatmaları gerektiğini savunmuştur. Humeyni, bazı Batılı komploların yeni olmadığını, yüzlerce yıllık olduğunu iddia etmiştir.

“ [Avrupalılar] İslam'ın gücünü ve doğru İslam'ın kendi eylemlerine karşı olduğunu; İslam, Avrupa'nın bir kısmına hükmettiği zamanlardan beri bilmektedirler. (...) Öyleyse en başından beri İslam'ı yererek bu engeli kaldırma arayışına girmişlerdir. (...) Kötü niyetli propagandaya başvurmuşlardır. (...) Emperyalizmin ajanları İslam dünyasının her köşesinde çalışarak gençliğimizi zararlı propagandayla bizden uzaklaştırıyorlar. İslam'ı yok ediyorlar! Hem emperyalistlerin gönderdiği yabancı, hem de onların görevlendirdiği yerli ajanlar İran'ın tüm köylerine ve bölgelerine dağılarak çocuklarımızı ve gençlerimizi yoldan çıkarıyorlar. ”

Usame bin Ladin

Selefi bir bakış açısına sahip olan Usame bin Ladin, neredeyse tüm yazılı ve kayıtlı mesajlarında sözde savaşın altını çizerek Müslümanları Batı’ya karşı silahlanmaya çağırmıştır. 1998’de yayınladığı fetvada "asker ve sivil ayırt etmeden tüm müttefikleriyle birlikte Amerikanların öldürülmesinin; bu tür bir eylemin gerçekleştirilebileceği bir ülkede bulunan tüm Müslüman bireylerin görevi" olduğunu ilan edip; fetvayla ilgili "ABD birliklerinin Suudi Arabistan’daki varlığı", "ABD destekli yaptırımlar sonrası Irak’ta yükselen bebek ölümü oranı" ve "ABD’nin İsrail’e yaptığı yardımlar" şeklinde üç neden göstermiştir.

“ Amerika tarafından işlenen tüm bu suçlar ve günahlar Allah'a, elçisine ve Müslümanlara karşı açık bir savaş ilanıdır. Müslüman dünyasına karşı başlatılmış olan bu şiddetli Yahudi-Hristiyan seferberliği, ki daha önce böylesi görülmemiştir, hakkında su götürmez tek gerçek Müslümanların düşmanı püskürtmek için mümkün olan tüm kuvveti hazırlaması gerektiğidir. (...) Her gün, doğudan batıya, 1200 milyonluk ümmet katledilmektedir. (...) Bizler hadiseleri izole şekilde değil, uzun bir komplo zincirinin bir parçası, imha amacıyla girişilmiş bir savaş olarak görmekteyiz. (...) Batı, diğerlerinin inançlarına ve hislerine saygı duyamayacaktır. (...) Onlar; kişinin Allah için, kendisini ve ülkesini korumak için yaptiği cihatı bir terör eylemi olarak görmektedirler. ”

Türkiye’den örnekler

Cemil Meriç

“ Bütün Kur'an'ları yaksak, bütün camileri yıksak, Avrupalının gözünde Osmanlıyız; Osmanlı, yani İslâm. Karanlık, tehlikeli, düşman bir yığın! Avrupa, maddeciliğine rağmen Hristiyandır; sağcısıyla, solcusuyla Hristiyan. Hristiyan için tek düşman biziz: Haçlı ordularını bozgundan bozguna uğratan korkunç ve esrarlı kuvvet. ”

İsmet Özel

2015'te katıldığı bir panelde söz alan yazar İsmet Özel, "Yani biz içtiklerimiz, yediklerimiz sebebiyle canlı olmadığımızı, cinsi münasebet yoluyla üremediğimizi, sadece bizi Allah'ın yarattığını ve Allah'ın bize can verdiğini ve Allah'ın verdiği canı Allah'ın alabileceğini kafalarına çakmak için kafirlerin, bir ümmet olarak oruç tutuyoruz. Dediğim gibi öyle bir dini fantezi değil bu. Bir savaş, bütün insanlar, Müslüman olmayan herkes bu insanlardan korksun diye. Yani Müslüman teröristtir. Müslüman'ın ilk vazifesi terörist olmaktır. Kafirler Müslümanlardan korkacaktır. Korkmadığı zaman Müslüman, Müslüman değildir." ifadelerini kullanmıştır.

"Hilal ve haç kavgası" anlatısı

2017 Türkiye anayasa değişikliği referandumu ve 2018 Türkiye genel seçimleri süreçlerinde; Recep Tayyip Erdoğan ve hükûmete yakın medya kuruluşları tarafından seçimlerin temelde haç ile sembolize edilen Batılı kuvvetler ve hilal ile sembolize edilen İslam dünyası arasındaki bir çatışma olduğu iddiası ortaya atılmıştır. Savaşın 1400 yıl önce başladığı; Haçlı olarak adlandırılan kuvvetlerin Malazgirt zaferinin ve İstanbul’un fethinin intikamının arayışında olduğu; Avrupa Birliği’nin Haçlı ve Siyonist ittifakından meydana geldiği; FETÖ, PKK ve IŞİD gibi aktörlerin de söz konusu Haçlı kuvvetlerin komutasında olduğu; anlatının kapsadığı iddialar arasında yer almıştır.

Olaylarla ilişkili olarak Jandarma Genel Komutanlığı tarafından 20 Haziran 2018 tarihinde Twitter’da Yahya Kemal Beyatlı’ya ait

Şu kopan fırtına Türk ordusudur Yâ Rabbi
Senin uğrunda ölen ordu, budur yâ Rabbi
Tâ ki yükselsin ezanlarla müeyyed nâmın
Galib et; çünkü bu son ordusudur İslâm’ın

dizeleri paylaşılmıştır.

İslami yazın

Gelecekte gerçekleşecek bir savaşın habercisi olduğu düşünülen bir hadisin İslami yazında mevcut olduğu söylenmiştir.

“ Resulullah (s.a.v.) buyurdular ki: "Size çullanmak üzere, yabancı kavimlerin, tıpkı sofraya çağrışan yiyiciler gibi, birbirlerini çağıracakları zaman yakındır." Orada bulunanlardan biri: "O gün sayıca azlığımızdan mı?" diye sordu: "Hayır," buyurdular. "Bilakis o gün siz çoksunuz. Lakin sizler bir selin getirip yığdığı çer-çöpler gibi hiçbir ağırlığı olmayan çer-çöpler durumunda olacaksınız. Allah, düşmanlarınızın kalbinden size karşı korku duygusunu çıkaracak ve sizin kalplerinize zaafı atacak!" "Zaaf da nedir ey Allah'ın Resulü?" denildi. "Dünya sevgisi ve ölüm korkusu!" buyurdular. ”

Ayrıca bakınız

• Türkiye’deki komplo teorileri