Kalkedon Konsili veya Kadıköy Konsili, 451 yılında 8 Ekim'de başlayıp 1 Kasım'da sonlanmış ekümenik konsildir.[1] Kalkedon bugün İstanbul şehri içerisinde kalan Kadıköy ilçesinin merkezidir.

Kalkedon Konsili

Doğu Ortodoksları, Roma Katolikleri ile birçok diğer Batı Hristiyanları'nın 4. Ekümenik Konsili olarak kabul edilir. Konsilde, Eutyches’in Monofizitizm doktrini reddedilmiş ve İsa’nın hem tam anlamıyla insan hem de tam anlamıyla ilâh olduğu tanımlamasını yapan "Kalkedon Amentüsü" ortaya atılmıştır.

Gelişmeler

değiştir

451 yılında, Doğu Roma İmparatoru Markiyanus ve İmparatoriçe Pulçeriya, birlikte, öncekinden daha kapsamlı olacak şekilde, Kadim Kilise'ye ve İznik İman İkrarı'na tamamen sadık kalmak suretiyle, ortaya atılan heretik fikir akımlarının da önüne geçmek maksadıyla yeni bir Ekümenik Konsil topladı. Bu şanlı konsey, Dördüncü Ekümenik Konsey olarak bilinir. Toplam 630 piskoposun katılımıyla 7 Ekümenik Konsil arasında en büyüğüydü. Anadolu Yakası'nda, Konstantinopolis'e yakın bir diğer yerleşim yeri olan Kalkedon'da (Kadıköy) yapıldı. Bu yüzden 'Kalkedon Konsili" diye de anılır.[2]

Öncelikle bu konsil, 431 yılında toplanan Birinci Efes Konsili'nde İskenderiye Patriği Aziz Kiril'in belirttiği, Mesih'in ilahi ve fani doğalarının “hipostatik birliği” hakkındaki öğretisini savundu.

Kalkedon Amentüsü, İsa Mesih'in gerçekten de Söz olup beden aldığını, Tanrı'nın Oğlu'nun “tüm çağların evvelinde Baba'dan var olduğunu” belirtir (bkz. İznik İman İkrarı). Beytüllahim'de “beden alıp” doğan, Kutsal Üçlü'nün bir kişisi olan Tanrı'nın yaratılmamış, ilahi Oğlu olduğundan mütevellit, O'nu dünyaya getiren Meryem Ana'nın da Tanrıdoğuran (Allahdoğuran, Validetullah) unvanını yeniden teyit eder. Konsil, O'nun kutlu doğumu vesilesiyle, Tanrı'nın Sözü'nün eksiksiz bir biçimde insan kisvesine bürünüp, gerçek bir insan haline geldiğini, ancak günahsız olduğunu ilan etti. Dolayısıyla, Kalkedon Tanımına göre Nasıralı İsa, "değişmeden, karışıklık olmadan, bölünmeden, ayrılmadan" birleşmiş iki tabiatta -insan ve ilahi- bir kişi ve bir hipostazdır. O tamamen insandır. O tamamen ilahidir. O mükemmel Tanrı ve mükemmel insandır. Tanrı olarak O, Baba Tanrı ve Kutsal Ruh ile "tek özdendir" (homoousios). Ve insan olarak O, tüm insanlarla "tek özden"dir (homoousios).

Tanrısallığın ve insanlığın Mesih'teki birliğine Hipostatik Birlik denir. Bu ifade, Mesih'in tek, benzersiz kişisinde veya ilahi hipostazında, ilahi doğa ve insan doğasının asla değiştirilmeyecek, asla karıştırılmayacak, asla ayrılmayacak ve asla bölünmeyecek şekilde birleştiği anlamına gelir. Mesih, hem insan hem de ilahi olan Tek Kişi'dir. Bir ve aynı ilahi kişi (veya hipostaz), Tanrı'nın Oğlu ve bu vesileyle de Meryem'in Oğlu'dur.[3]

  1. İsa'da hem insani hem de tanrısal özellikler bulunmaktadır, bu özellikler Meryem İsa'yı doğurmadan önce de bulunmaktaydı. İsa tanrı olarak Baba ile aynı özden, insan olarak da günahlar hariç insanlarla aynı özdendir.
  2. Bu farklı doğalar birleşmeden sonra hiçbir şekilde değişime uğramayıp kendi özelliklerini muhafaza etmişlerdir.
  3. Çarmıhta acı çeken İsa'nın sadece insani doğasıdır, bu acı tanrısal doğaya dokunmamıştır.
  4. Aslında diofizit görüşe yakın olan bu karara itiraz eden monofizit piskoposlar kendi bağımsız kiliselerini kurmuşlardır.
 
Ana Hristiyan hizipleşmeleri ve alakalı erken dönem konsilleri

Kaynakça

değiştir
  1. ^ "Council of Chalcedon | Description, History, & Significance" (İngilizce). Encyclopedia Britannica. 2 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  2. ^ "Dördüncü Ekümenik Konsil Babaları". Ortodokslar Topluluğu. 18 Haziran 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Temmuz 2023. 
  3. ^ "The Fourth Ecumenical Council". Orthodox Church in America. 29 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Temmuz 2023.