Fırat-Dicle Seferi
Fırat-Dicle Seferi, 1514 yılında Osmanlı Ordusu tarafından Safevilere ve Memlûklara karşı Doğu Anadolu'da yapılan askerî harekât.
Fırat-Dicle Seferi | |||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
İran-Osmanlı savaşları | |||||||||
Sefer öncesi ve sonrası | |||||||||
| |||||||||
Taraflar | |||||||||
Osmanlı İmparatorluğu Botan Emirliği Bitlis Emirliği Hasankeyf Emirliği |
Safevi Devleti Memlükler | ||||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||||
Bıyıklı Mehmet Paşa Divane Hüsrev Paşa Şadi Paşa İdris-i Bitlisi Karaçin Ahmed Bey Çerkez Hüseyin Bey (ölü) Pir Hüseyin Bey Halil Eyyubi Atak Ahmed Bey Sason Ali Bey Palu Cemşit Bey Bedir Bey Seyyid Ahmed Bey |
Ustaclu Kara Han (ölü) Nur Ali Halife (ölü) Kangırıl Sultan Çuka Sultan (ölü) Hüseyin Bey Ustaclu Süleyman (ölü) Velihan Bey (ölü) Yegan Bey (ölü) Durmuş Bey Saru Bey (ölü) | ||||||||
Çatışan birlikler | |||||||||
Diyarbakır kuvvetleri Karaman kuvvetleri Amasya kuvvetleri Kürt ve Türkmen aşiretler |
Karahan kuvvetleri Nur Ali Halife kuvvetleri Bağdat kuvvetleri | ||||||||
Güçler | |||||||||
|
| ||||||||
Kayıplar | |||||||||
Toplam 15-20 Bin
|
Toplam 45-85 Bin
|
Öncesi
değiştirSona kalan kardeşini de Yenişehir Muharebesi'nde ortadan kaldıran Yavuz Sultan Selim, Şehzadelik dönemlerinden beri yakından takip ettiği ve gittikçe tehlikeli olmaya başlayan Şah İsmail ile uğraşmaya başladı. Bir süre devam eden diplomatik ilişkiler yerini savaşa bıraktı. 1514'te İran Seferi'ne çıkan Osmanlı ordusu, 23 Ağustos'ta günümüz İran sınırlarında kalan Çaldıran'da Safevi ordusunu hezimete uğrattı. Ardından Azerbaycan ve İran içlerinde faaliyet gösteren Osmanlı ordusu yaklaşan kış sebebi ile önce Amasya'ya, oradan da yaklaşan Mısır savaşı yüzünden İstanbul'a döndü.
Her ne kadar kış gelmiş ve Osmanlı ordusu Azerbaycan topraklarını boşaltsa da barış imzalanmamıştı. Bu yüzden de savaş devam ediyordu ve cephede ordu bırakılması lazımdı. Bayburt ve Kemah kuşatmalarında kendini ispatlayan Bıyıklı Mehmet Paşa görevlendirildi.
Önemli bir bilim adamı olan İdris-i Bitlisi de Kürt aşiretleri Osmanlı tarafına çekmek için uğraşıyordu. Girişimleri çoğunlukla olumlu sonuçlandı ve Safevi hakimiyetinden mutsuz olan yerel aşiretler Osmanlı sancağı altında birleşmeye başladı.[1] Bölgenin en önemli şehri olan Diyarbakır'da da halk ayaklanarak Safevi garnizonunu şehirden kovarak Yavuz Sultan Selim'e itaat ettiklerini bildiren delegeler gönderdi[2] Bu girişimlerini başaran Osmanlı İmparatorluğu Fırat Nehrinin karşısına geçmiş oluyordu. Bunun olmasına göz yummayan Şah İsmail, Osmanlı ordularının bölgeyi boşaltmasından faydalanmak istedi. Bunun için de Nur Ali Halife komutasındaki bir orduyu Tunceli'ye, Ustaclu Kara Han komutasındaki bir orduyu Diyarbakır'a gönderdi. Tüm bunları casusları vasıtasıyla[3] haber alan Bıyıklı Mehmet Paşa, kuvvetlerini topladı ve 1515'in baharında Fırat'ı geçti.[4]
I. Harekat: Tunceli
değiştirSebebi
değiştirEsasen yerel aşiretlerin hiçbir zaman bağımsız olamadığı bölgedeki beyler, dönemin imparatorluklarının yüksek hakimiyetini tanıyarak varlığını sürdürdü. 1512'de başlayan Nur Ali Halife İsyanı da bölgede büyük krizlere yol açmakla birlikte yerel hükümdar Rüstem Bey'i de idaresinden etmişti.[5] Yurdundan etmesine rağmen Şah İsmail'e bağlı kalıp Çaldıran Muharebesi'nde Osmanlı İmparatorluğu ile mücadele eden Rüstem Bey, yine kazanan tarafta çıkarlarını koruyabileceğini düşünerek Yavuz Sultan Selim'e sığınsa da padişah onu kabul etmedi ve idamını emretti. Babasını öldürten padişahın yanında yer almaktan çekinmeyen Pir Hüseyin Bey de Osmanlı saflarına katıldı.[5]
Ovacık yakınlarındaki Tekir yaylağında Nur Ali Halife'nin karşısına çıkan Bıyıklı Mehmet Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu, Safevi ordusunu hazırlıksız yakaladı. Sert ve düzenli hücumlara kalkan Bıyıklı Mehmet Paşa, Nur Ali Halife ile birlikte ordusunu da ortadan kaldırdı. Akabinde de bölgedeki Safevi hakimiyetini sonlandırarak asayişi temin eden Osmanlı ordusu Bayburt'a döndü. Bölgenin yönetimi de muharebede yer alan ve ata yurdu olan Pir Hüseyin Bey'e verildi.
II. Harekat: Diyarbakır
değiştirYaklaşık 5.000 kişilik bir kuvvetle Diyarbakır önlerine gelen Ustaclu Kara Han, Diyarbakır halkının yaptıklarına rağmen onlara teslim teklifi sundu. 1515'in başlarında başlayan Diyarbakır Kuşatması yüzünden bölgeye kuvvet gönderilmesi gerektiğini düşünen padişah, Yiğit Ahmed Bey komutasındaki ufak bir kuvveti Diyarbakır halkının yardımına gönderdi. Bir gece vakti gelen Yiğit Ahmed, ani bir baskında kuşatmayı yararak Rum kapısından şehre girmeyi başardı.[6]
Kuşatmanın uzaması üzerine Şah İsmail takviye göndermeye başladı. Diyarbakır'dan gelen yardım talepleri üzerine bu sefer de Bıyıklı Mehmet paşa bölgeye sevk edildi. Amasya Beylerbeyi de Sipahileri ile katılması için emir aldı. Osmanlı ordusu gelene kadar Kürt aşiretlerini örgütleyen İdris-i Bitlisi de yaklaşık 10.000 kişilik bir kuvvet toplamıştı. Kürt aşiretleri Kiğı'da toplanarak Şadi Paşa ve Bıyıklı Mehmet Paşa'ya, 10 Eylül'de Kara köprü civarında katıldı.[7] Kendinden üstün durumda olan Osmanlı ordusu ile çarpışmayı göze alamayan Kara Han ise kuşatmayı kaldırarak Mardin'e çekildi.[7] Şehre girmeyen Osmanlı ordusu ise Kara Han'ı takibe başladı. Mardin'de de durmayan Kara Han ise Sincar'a çekildi.
Cavsak mevkiinde toplanan Osmanlı kurmayları tartışmaya başladı. Şadi Paşa ve taraftarları kurak mevsimden dolayı çekilmek isterken Bıyıklı Mehmet Paşa ve taraftarları Mardin'i kuşatmaktan yanaydı. Bu sırada Mardin halkı şehrin kapılarını Osmanlı askerine açtı ancak Safevi garnizonu iç kaleye çekildi. Bu yüzden de kuşatılması gerekiyordu ancak tartışmalar şiddetlendi ve üçüncü günde Şadi Paşa ve kuvvetleri seferden ayrıldı. Bazı Kürt beylerinin de ayrılmak istemesi üzerine, Bıyıklı Mehmet Paşa kışlamak için Diyarbakır'a dönmek zorunda kaldı.[8] Osmanlı kuvvetlerinin çekildiği haber alan Kara Han ise kuvvetleriyle Mardin'e girdi. Bunu haber alan Yavuz Sultan Selim, Şadi Paşa ve maiyetindeki beş sancakbeyini azlederek hapse mahkûm etti.[9] 4 Kasım'da da Bıyıklı Mehmet Paşa Diyarbakır'ın ilk Osmanlı Valisi olarak atandı.
III. Harekat: Koçhisar
değiştirHazırlık
değiştirBu harekât cephenin kaderini belirleyeceğinden iki komutanda oldukça temkinli davranıyordu. Osmanlı ordusu Diyarbakır'da, Safevi ordusu da Mardin'de karargah kurdu ve iki ordu da merkezlerinden gönderilecek kuvvetleri beklemeye başladı. Karaman Valisi Divane Hüsrev Paşa'ya ve İstanbul'da bulunan bazı subaylara kuvvetleri ile sefere katılmaları için emirler gönderildi. Şah İsmail de Bağdat Valisi Kangırıl Sultan, Hemedan Valisi Yegan Bey ve Çuka Sultan gibi önemli komutanları Kara Han'ın yanına sevk etti. Osmanlı İmparatorluğu, yerel aşiretlerin kendi tarafında olması sayesinde hemen hemen bütün yollara ve geçitlere hakimdi. Bu yüzden Safeviler sevklerini Irak üzerinden yapıyordu ama buna rağmen Sincar'da olduğu gibi baskınlara maruz kalıyorlardı. Osmanlı takviyeleri de yol üzerindeyken Haruput'u kuşatıp ele geçirmeyi başarmıştı.
İdris-i Bitlisî'nin karşı çıkmasına rağmen 2.000 kişilik bir süvari birliğini Harput Valisi Çerkez Hüseyin Bey komutasında Kara Han'ın üstüne gönderildi. Çerkez Hüseyin Bey'in görevi Kara Han ve kuvvetlerine Bıyıklı Mehmet Paşa'nın tuzağına çekmekti. Osmanlı öncülerinin geldiğini haber alan Kara Han ise ordugahı boşaltarak ormana saklandı. Safevi ordugahını boş bulan Osmanlı öncüleri yağmaya başlayınca saklandığı yerden çıkıp taarruza kalkan Safevi birlikleri Kerh Muharebesi'nde Osmanlı süvarilerini tam bir kıyıma uğrattı. Bıyıklı Mehmet Paşa ise mağlubiyetin üzerine takviyeleri beklemeye başladı. Osmanlı ordusu ise hazır olunca Diyabakır'da önemli sayıda kuvvet bırakarak, muhkem mevkisinden ayrılan Ustaclu Kara Han'ın üzerine yürüdü.[10]
Emir tarihi | kuvvet | Asker tipi | |
---|---|---|---|
Divane Hüsrev Paşa | 25 Kasım | 12.000 | Sipahi ve Subaşı |
Kethüda Mehmet Çelebi | 26 Kasım | 400 | Bilinmiyor |
Garip Mehmet Bey | 27 Kasım | 500 | Ulufeci |
Bilinmiyor | Bilinmiyor | 1.000 | Tüfekli Yeniçeri |
Sinan ve Bâli Ağalar | Bilinmiyor | 5.000 | Bilinmiyor |
Dizilişler
değiştirOsmanlı merkezinde 2.000 Tüfekli Yeniçeri ve topçularıyla Bıyıklı Mehmet Paşa yer aldı. Sağ kanatta 6.000 Sipahi ile Karaman Valisi Hüsrev Paşa konuşlandı. Sol kanatta ise 4.000 ile 6.000 kişilik, çoğunluğunu düzensiz Kürt süvarileri yer aldı. Plan ise Çaldıran Muharebesi'nde olduğu gibi Safevi süvarilerine karşı ateş gücü savunması yapıp düşman düzeni bozulduktan sonra da süvariler ile karşı taarruza kalkmaktı. Ustaclu Kara Han ise ordusunu ikiye böldü ve sol kanada kendisi geçti. Sağ kanada da Bağdat Valisi Kangırıl Sultan'ı verdi. Osmanlı topçuları ve tüfekli Yeniçeriler'i ile karşılamayacağını anlayan Kara Han, kanat süvarilerini püskürtüp merkezi kıskaca almak niyetindeydi.[12][13]
Muharebe
değiştirMuharebe, kuşluk vaktinde Ustaclu Kara Han'ın komutasındaki Safevi sol kanadının, Hüsrev Paşa komutasındaki Sipahilere sert bir taarruzu ile başladı. Kara Han'ın hızlı saldırısı sonucunda Hüsrev Paşa'nın kanadı zor durumda kaldı. Bunu gören Bıyıklı Mehmed Paşa, Yeniçeriler ile Kara Han'ın üzerine taarruza geçti. Bunlar olurken Kangırıl Sultan ve Hüseyin Bey'in sağ kanadı da aşiretlerin bulunduğu Osmanlı sol kanadına sert bindirme yaptı. İş böyle olunca iki tarafında planı tutmadı ve iş askerlerin maharetine kaldı. Osmanlı sağ kanadında Pir Hüseyin Bey çekilmeye yeltendiyse de aşiret beylerinin yardımı sayesinde hattı tutmayı başardı. Osmanlı sağ kanadına saldıran Ustaclu Kara Han ise Karaman ve Diyarbakır ordularının kıskacında kaldı. Safevi süvarileri kıskacı yarmayı denese de her defasında tüfekli Yeniçeriler'in gazabına uğruyordu. Bir arada kalıp düzenli ateş eden Yeniçeriler çok fazla Safevi atlısının ölümüne yol açtı. Bu yarma harekâtlarından birinde ise Kara Han'ın boğazına bir kurşun girdi. Atından düşen Kara Han'ın cansız başını kesen Nasuh adlı bir Yeniçeri, Kara Han'ın başını bir mızrağa takıp havaya kaldırdı. Çok kayıp veren Safevi sol kanadı bir de başkomutanlarının öldüğünü görünce paniğe kapılıp kaçmaya çalıştı ancak çok azı kurtulabildi. Safevi sol kanadının dağılması üzerine Osmanlı ordusu Kangırıl Sultan'ın bulunduğu diğer fırkaya taarruz etti. Çok fazla dayanamayan Kangırıl Sultan ise kaçmayı başardı. Kuşluk vakti başlayan muharebe ikindiye doğru son buldu. Safevi ordusu tamamıyla dağılmış bir durumdaydı. Çoğu komutan ve asker ölürken, kurtulanlar civardaki dost kalelere sığındı. Osmanlı kayıpları ise şöyleydi: 200 Karaman askeri, 150 Kürt, 130 Anadolu askeri ve az sayıda da yeniçeri vardı.[14] Ustaclu Kara Han, Çuka Sultan ve birçok önemli Safevi kumandanlarının başı 26 Haziran'da Büyük Mısır Seferi'ne çıkan Yavuz Sultan Selim'e ulaştı.[14][15]
Gönderilen ikinci ordunun da telef olması üzerine Şah İsmail bölgeye başka kuvvet sevk etmedi. Zagroslar'ın batısında başka Safevi ordusu kalmadığından büyük bir nefes alan Osmanlı ordusu, muharebe alanının pek de uzağında bulunmayan Mardin'i kuşattı. Mardin Kuşatması yeni başlamıştı ki padişah, Bıyıklı Mehmed Paşa'yı Mısır seferine çağırdı.
IV. Harekat: Suriye
değiştirMardin Kuşatması'nda bir miktar asker bırakan Bıyıklı Mehmet Paşa, 3 Ağustos 1516'da Malatya ovasındaki padişahın ordusuna katıldı.[16] Ardından da Yavuz Sultan Selim komutasında Suriye topraklarına giren Osmanlı ordusu, 24 Ağustos 1516'da Kansu Gavri komutasındaki Memlûk ordusu ile karşılaştı.
Osmanlı ordusunun merkezinde yeniçeriler ile Yavuz Sultan Selim, sağ kanatta Zeynel ve Hüsrev Paşalar, sol kanatta da Küçük Sinan ve Bıyıklı Mehmet Paşalar bulunuyordu.[17] Memluk ordusunun da merkezinde Kansu Gavri, sağ kanadında Halep Valisi Hayır Bey, sol kanadında da Şam Valisi Emir Sibay bulunuyordu.[17] Muharebe sabahın erken bir vaktindeki Memluk süvari taarruzları ile başladı. Memlukler'in ikindi vaktine kadar gerçekleştirdiği sert taarruzların hiçbiri ateş gücüne sahip düzenli Osmanlı ordusunu bozmaya yetmedi. Memluk ordusu disiplinden kopunca da Osmanlı karşı taarruzları başlıyordu. İkindi vaktine kadar devam eden bu muharebede Memluk ordusu telef olmuştu ayrıca Memluk Sultanı Kansu Gavri ve Şam Valisi Emir Sibay da maktul düşmüşlerdi.
Mercidabık ovasından kesin zaferle ayrılan Osmanlı ordusu, 28 Ağustos 1516'da tek kurşun atmadan Halep'e girdi.[18] Bıyıklı Mehmet Paşa da Safevi cephesine geri gönderildi.
V. Harekat: Son Taarruz
değiştirYaklaşık 9 ay süren Mardin Kuşatması, Bıyıklı Mehmet Paşa'nın da kuşatmaya katılmasıyla şiddetlenmişti. Yeni gelen toplarla surlarda gedikler açıldı ve yapılan genel taarruzlar sonucunda kale zapt edildi. Kale kumandanı Ustaclu Süleyman Bey ve muhafızlar kılıçtan geçirildi. Bu kuşatma ise Safevilerin bölgedeki son ciddi savunması oldu. Bundan sonraki zamanlarda Urfa, Rakka, Sincar, Cizre gibi kaleler savaşmadan teslim oldu. Hasankeyf Kuşatması garnizonun teslimiyeti ile sona ererken, Musul Kuşatması zor kullanılarak çözülmüştür.
Sefer sırasında gerçekleşen muharebeler/kuşatmalar
değiştirAdı | Yer | Tarih | Osmanlı Komutanı | Safevi/Memlük Komutanı | Sonucu |
---|---|---|---|---|---|
Ovacık Muharebesi | Tunceli/Türkiye | Haziran 1515 | Bıyıklı Mehmet Paşa | Nur Ali Halife (ölü) | Osmanlı zaferi |
Diyarbakır Kuşatması | Diyarbakır/Türkiye | 10 Eylül 1515 | Bıyıklı Mehmet Paşa | Ustaclu Kara Han | Osmanlı zaferi |
Harput Kuşatması | Elazığ/Türkiye | 26 Mart 1516 | Karaçin Ahmet Bey | Bilinmiyor | Osmanlı zaferi |
Sincar Muharebesi | Sincar/Irak | İlkbahar 1516 | Seyyid Ahmed Bey | Çuka Sultan | Osmanlı zaferi |
Kerh Muharebesi | Diyarbakır/Türkiye | Nisan 1516 | Çerkez Hüseyin Bey (ölü) | Ustaclu Kara Han | Safevi zaferi |
Koçhisar Muharebesi | Mardin/Türkiye | Mayıs 1516 | Bıyıklı Mehmet Paşa | Ustaclu Kara Han (ölü) | Osmanlı zaferi |
Mercidâbık Muharebesi | Halep/Suriye | 24 Ağustos 1516 | Yavuz Sultan Selim | Kansu Gavri (ölü) | Osmanlı zaferi |
Mardin Kuşatması | Mardin/Türkiye | Mart 1517 | Bıyıklı Mehmet Paşa | Ustaclu Süleyman Bey (ölü) | Osmanlı zaferi |
Hasankeyf Kuşatması | Batman/Türkiye | İlkbahar 1517 | Bıyıklı Mehmet Paşa | Bilinmiyor | Osmanlı zaferi |
Musul Kuşatması | Musul/Irak | 1517 | Bıyıklı Mehmet Paşa | Bilinmiyor | Osmanlı zaferi |
Sonrası
değiştirBu seferde ele geçirilen yerlerden Kuzey Irak hariç hiçbiri Türk himayesinden bir daha çıkmadı. 16'ncı yüzyılda kısa süreliğine Musul kaybedilse de hemen geri alındı ve I. Dünya Savaşı'na kadar Türk hakimiyetinde kaldı. Sefere katılan Kürt beyleri ekseriyetle Şah İsmail tarafından yurtlarından edilmişti. Bu yüzden de sefere katıldılar ve ödül olarak da Yavuz Sultan Selim tarafından eski yurtları kendilerine imtiyazlı sancaklar olarak iade edildi.[19]
Ayrıca bakınız
değiştirKaynakça
değiştir- ^ Hoca Sadeddin Efendi 1585, s. 246-251, Güneydoğu illerinin bağlanması
- ^ Danişmend, İsmail Hami (1971). Diyarbekir'in Fethi. Topkapı/İstanbul: Doğu Kütüphanesi. s. 22. ISBN 978-9944-397-70-4.
- ^ İlhan, Mehdi (1992). "Bıyıklı Mehmed Paşa". TDV İslam Ansiklopedisi. 18 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ^ Mehmet Ali Ünal, XVI. YÜZYILDA MAZGİRD, PERTEK VE SAĞMAN SANCAKBEYÎLERİ -PİR HÜSEYİN BEY OĞULLAR, S. 240, http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/19/834/10557.pdf 4 Eylül 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- ^ a b Mehmet Ali Ünal, XVI. YÜZYILDA MAZGİRD, PERTEK VE SAĞMAN SANCAKBEYÎLERİ -PİR HÜSEYİN BEY OĞULLAR, ss. 244-245 http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/19/834/10557.pdf 4 Eylül 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- ^ Hoca Sadeddin Efendi 1585, s. 253, Düşmanın Diyarbakır'ı kuşatması
- ^ a b Göyünç 1969, s. 18
- ^ Göyünç 1969, s. 20
- ^ Göyünç 1969, s. 20-21
- ^ Göyünç 1969, s. 21-24
- ^ Göyünç 1969, s. 21
- ^ Göyünç 1969, s. 26
- ^ Hoca Sadeddin Efendi 1585, s. 266, Tacü't-Tevarih, Cilt IV
- ^ a b Göyünç 1969, s. 29
- ^ Danişmend, İsmail Hami (1971). Yavuz'un Akşehir'e musavalatı. Topkapı/İstanbul: Doğu Kütüphanesi. s. 25. ISBN 978-9944-397-70-4.
- ^ Danişmend, İsmail Hami (1971). 3 Ağustos 1516. Topkapı/İstanbul: Doğu Kütüphanesi. s. 26. ISBN 978-9944-397-70-4.
- ^ a b von Hammer, Joseph. Merci Dabık Muharebesi. s. 207. ISBN 9786051804217.
- ^ Danişmend, İsmail Hami (1971). Yavuz'un Halep'e girmesi. Topkapı/İstanbul: Doğu Kütüphanesi. s. 29. ISBN 978-9944-397-70-4.
- ^ Mehmet Ali Ünal, XVI. YÜZYILDA MAZGİRD, PERTEK VE SAĞMAN SANCAKBEYÎLERİ -PİR HÜSEYİN BEY OĞULLAR, ss. 240-252 http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/19/834/10557.pdf 4 Eylül 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
Genel kaynakça
değiştir- Göyünç, Nejat (1969). Bölüm I. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Basımevi. ss. 15-34. ISBN 9751604028.
- Hoca Sadeddin Efendi (1584). Tacü't-Tevarih Cilt IV. ss. 245-290. ISBN 9789751710949.
- Danişmend, İsmail Hami (1971). I. Selim Dönemi. Topkapı/İstanbul: Doğu Kütüphanesi. ss. 22-41. ISBN 978-9944-397-70-4.
- von Hammer, Joseph. Yavuz Sultan Selim Dönemi. ss. 165-210. ISBN 9786051804217.
- Mehmet Ali Ünal, XVI. YÜZYILDA MAZGİRD, PERTEK VE SAĞMAN SANCAKBEYÎLERİ -PİR HÜSEYİN BEY OĞULLAR, ss. 240-250, http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/19/834/10557.pdf4 Eylül 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- İlhan, Mehdi (1992). "Bıyıklı Mehmed Paşa". TDV İslam Ansiklopedisi. 18 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- Taştemir, Mehmet (2003). "Mardin". TDV İslam Ansiklopedisi. 18 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- Göyünç, Nejat (1994). "Diyarbakır". TDV İslam Ansiklopedisi. 11 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- Evliya Çelebi. Başhan'dan Diyarbekir'e gittiğimiz. ss. 432-442. ISBN 9750817826.