Vikipedi:Günün maddeleri/Temmuz 2020


1 Temmuz
Gök Boğası, Göklerin BoğasıGökyüzü Boğası, Cennet Boğası veya Cennetin Boğası, antik Mezopotamya mitolojisinde kahraman Gılgamış'ın savaştığı efsanevi bir canavardır. İlki erken Sümerce bir şiirde geçen, diğeri ise standart Akadcayla yazılmış bir Sümer şiiri olan Gılgamış Destanı'nda yer alan olmak üzere Gök Boğası'na ait hikâyenin iki farklı versiyonu vardır. Sümer şiirinde boğa, belirsiz sebeplerden dolayı tanrıça İnanna tarafından, Gılgamış'a saldırması için gönderilir. Gılgamış Destanı'nın VI. tabletindeki Akadca söylentilerde tanrıça İştar (İnanna'nın Doğu Sami dilindeki karşılığı), Gılgamış'a cinsellik içeren bir teklifte bulunur; fakat Gılgamış teklifi reddeder. Bunun üzerine sinirlenen İştar, babası Anu'ya giderek Gök Boğası'nı ondan ister. Böylece İştar, Gılgamış ile Gılgamış'ın arkadaşı Enkidu'ya saldırması için boğayı Uruk'a gönderir fakat ikili, boğayı öldürür. Boğayı yendikten sonra Enkidu, boğanın sağ uyluğunu İştar'a fırlatarak onunla alay eder. Boğanın katledilmesi, tanrıların Enkidu'yu ölüme mahkûm etmesine neden olur. Bu olay, Gılgamış'ta ölüm korkusunun ortaya çıkmasına sebebiyet verir ve destanın geri kalan kısmını yönlendirir.

Boğa, Taurus takımyıldızıyla özdeşleşmiştir ve öldürme efsanesi antik Mezopotamyalılar için astronomik öneme sahip olabilir. Hikâyenin özellikleri; Ugarit efsaneleri, Yaratılış Kitabı'ndaki Yusuf'un öyküsü ve antik Yunan destanları İlyada ve Odysseia'nın parçaları da dahil olmak üzere eski Yakın Doğu hikâyeleriyle benzerlikler taşımaktadır. (Devamı...)


Ayumi Hamasaki (Japonca 浜崎あゆみ) (Hamasaki Ayumi, d. 2 Ekim 1978), ödüllü J-pop şarkıcısı ve söz yazarıdır. Ayu olarak da bilinen Hamasaki Japonya'nın en ünlü ve itibarlı pop şarkıcılarından biridir ve "J-Pop'un İmparatoriçesi" unvanını taşımaktadır. Fukuoka'da, tek-ebeveynli bir ailede doğup büyüyen Hamasaki eğlence sektöründe kariyer izlemek amacıyla on dört yaşında Tokyo'ya yerleşti. İlk çıkışını 1998'de "Poker Face" single'ı ile yaptığından beri dokuz tam-uzunluklu stüdyo albümü, bir mini-albümü, dört derleme albümü, kırk dört single'ı ve sayısız stüdyo olmayan albümleriyle yaklaşık 50 milyon kayıt satmıştır.

39. single'ı "Startin'/Born to Be..." (2006) ile birlikte Hamasaki, Japonya'nın en çok bir numara single'ı bulunan bayan solo sanatçısı haline geldi. 2007'de "Talkin' 2 Myself" singleının çıkışıyla Hamasaki, 33 bir-numara single@a ("A Song Is Born" da dahil edildiğinde 34) ve Japon Oricon listelerinin Top 10'unda zirveye çıkmış 43 single'a imza atmış oldu. (2002'deki "Free & Easy"'den başlayan) 25 adet ardışık olarak bir-numara olmuş single'ı vardır. Ayrıca ilk orijinal on bir albümü Oricon listelerinde zirve yapmış ilk Japon sanatçıdır. (Devamı...)


2 Temmuz
2004 Doğubayazıt depremi, 2 Temmuz 2004 tarihinde Türkiye saati ile ile 01:30'da Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesinde 5,1 Mw veya 5,2 Mw büyüklüğünde meydana gelen deprem. Deprem sonucu 18 veya bazı kaynaklara göre 17 kişi öldü. Deprem sonucu 32 kişi de yaralanmıştır. Depremde en büyük hasarı Yığınçal köyü görmüş, Kutlubulak ve Sağlıksuyu köylerinde de hasar meydana geldi. Kandilli Rasathanesi'ne göre depremde 1000 bina hasar almıştır. Deprem, Ağrı, Iğdır, Kars ve Türkiye-İran sınırının İran tarafında, sınıra yakın olan bölgelerde hissedildi. Depremin şiddeti VII, derinliği ise 5 km veya 27,1 km'ydi. Deprem sırasında köy sakinlerinin çoğunun yaylada olması, can kaybını azalttı. Depremden sonra çeşitli kuruluşlar bölgeye yardım gönderdi, üç bakan bölgeye gitti, Yunanistan yardım teklif etti ve Fransa Türkiye'ye dayanışma mesajı gönderdi. (Devamı...)

Keith Haring, (d. 4 Mayıs 1958 Pensilvanya - ö. 16 Şubat 1990, New York), eserlerini 1980'li yıllarda New York sokak kültürüne yansıtmış olan ABD'li ressam, Graffiti sanatçısı ve sosyal aktivist.

Keith Haring Reading, Pennsylvania'da doğdu ve annesi Joan Haring'in yanında Kutztown]'da büyüdü. Babası Allen Haring bir karikatüristti. Ayrıca Kay,Karen ve Kristen adında üç kız kardeşi vardı. Tüm çocukların isminin baş harfinin K harfi ile başlaması tesadüf değildir. 1976 yılından 1978 yılına kadar Pittsburgh'taki The Ivy School of Professional Art'ta (Profesyonel Görsel Sanatlar Okulu) sanat ticareti okudu. Çok geçmeden güzel sanatlara yöneldi. Keith Haring’in kariyer hayatı, New York alt geçitlerine tebeşir ile çizdiği grafikler ile başladı. Yaptığı çizimler Tseng Kwong Chi adlı fotoğrafçı sayesinde ün kazandı ve bu zaman zarfında "The Radiant Baby" emekleyen bebek simgesi onun sembolü haline geldi. Onun çizimleri hayata dair önemli mesajlar vermekteydi. 1980 yılında New York’daki Club 57′de eserlerini sergilemeye başladı. 1981 yılında kara kâğıt üzerine ilk kabataslak tebeşir çizimlerini yapmış oldu. 1981 – 1982 yılları arasında ilk özel sergisini Tony Shafrazi sanat galerisinde yaptı. Bu arada Kenny Scharf, Madonna, Futura 2000 ve Jean-Michel Basquiat gibi ünlülerle arkadaş oldu. 1984 yılında Avusturalya‘yı ziyaret etti ve kendine özgü sanatıyla Melbourne‘de duvar resimleri yapmaya başladı. Keith Haring 1985 yılında çeşitli ülke ve şehirlerde eserleri sergilenmeye başladı. Keith Haring’in sanatı Absolut votka ve Swatch saatleri reklamları için ilham kaynağı olmuştur. Google, Haring'in doğum günü olan 5 Mayıs olduğu için 4 Mayıs 2012 tarihinde sayfasında onun çizgilerini Google Doodle'a taşımıştır. (Devamı...)


3 Temmuz
"Bart the Genius", Amerikan animasyon televizyon dizisi Simpsonlar'ın birinci sezonunun ikinci bölümüdür ve ilk olarak 14 Ocak 1990 tarihinde Fox'ta yayınlandı. Jon Vitti tarafından yazılan ilk bölümdür. Ayrıca şovun başlık sekansının kullanıldığı ilk ve düzenli bölümdü. Bölümde Bart, bir zeka testinde kopya çeker ve bir dâhi ilan edilir, böylece yetenekli öğrencilerin olduğu bir okula gönderilir. Önceleri bir dâhi olarak muamele görmekten zevk alırken, sonrasında yeni hayatının olumsuz yönlerini görmeye başlar.

Bart, ilk defa "Şortumu ye." ("Eat my shorts") tabirini bu bölümde kullanmaktadır. "Some Enchanted Evening" dizinin ilk üretilen, "Simpsons Roasting on an Open Fire" ise ilk yayınlanan bölümüydü ve animasyonun geleceği bu ikinci bölümde yakalayacağı başarıya bağlıydı. Animasyon daha kabul edilebilir olduğunu kanıtladı ve üretime devam etti. (Devamı...)


Laskarina Bubulina, (Yunanca Λασκαρίνα Μπουμπουλίνα; Arnavutça Dhaskarina Pinoçi, d. 11 Mayıs 1771 Konstantinopolis; ö. 22 Mayıs 1825 Spetses) Yunan İsyanı'nın kadın kahramanlarından biridir. Arvanit bir aileden gelen Bouboulina, denizci Stavrianos Pinotsis (arnavutça Stavro Pinoçi) ve onun karısı Skevo'nun kızıdır. Kostantiniyye'de, annesinin babasını 1770 Mora'da Kont Orlov kışkırtmasıyla çıkan Orlov ayaklanmalarına katılması nedeniyle tutuklu bulunduğu bir hapishanede ziyareti sırasında doğmuştur. Babasının ölümünden sonra annesi ile birlikte 4 yıl yaşamış, annesinin yeniden evlenmesi üzerine Spetses'te 8 üvey kardeşiyle birlikte büyümüştür.

Bouboulina 17 yaşındaki Dimitrios Giannouzas ile ve 30 yaşındaki Dimitrios Bouboulis ile evlilik yaşamıştır. Her ikisi de denizci olarak korsanlarla savaşırken hayatlarını kaybetmişlerdir. 1811 yılına gelindiğinde Bouboulina 2 kez dul kalmış ve 7 çocuğun annesi durumunda olmasına rağmen, aynı zamanda da kocalarından sahip olduğu miraslar sayesinde oldukça zengindi. (Devamı...)


4 Temmuz
Britney Spears: In the Zone, Amerikalı şarkıcı Britney Spears'ın beşinci video çalışması. 6 Nisan 2004'te Jive Records tarafından yayımlandı ve In the Zone adlı albüme eşlik etti. DVD, sanatçının Britney Spears: In the Zone adlı ABC konser yayınını ve albümü tanıtmak için sergilediği canlı performansların görüntülerini içermektedir. Ayrıca DVD'de "Me Against the Music" ve "Toxic" klipleri, bu kliplerin Making the Video bölümleri ve aralarında pek çok yeni parçanın da olduğu daha önce yayımlanmamış eserler bulunmaktadır.

Bir eleştirmen albüm için "In the Zone ses ile biraz hayal kırıklığı yaratıyor" değerlendirmesini yaptı ve "hayranlarına önerilir" ifadesini kullandı. Britney Spears: In the Zone, ABD genelinde 200.000 kopya satışın ardından Amerika Kayıt Endüstrisi Birliği (RIAA) tarafından iki platin sertifika ile ödüllendirildi. Albüm ayrıca Arjantin ve Fransa'da platin, Avustralya ve Brezilya'da ise altın sertifika aldı. (Devamı...)


Vizigot sanatı Vizigot sanatı, MS 5. yüzyıldan 8. yüzyıla değin varlığını sürdüren Vizigot Krallığı döneminde bilhassa bugünkü İspanya ve Portekiz topraklarına tekabül eden antik Hispania'da varlığını gösteren gelişmiş materyel kalıntılara verilen addır. Krallığın kuruluşu Güney Fransa'nın Toulouse şehrinde olsa dahi, kalıntılar daha ziyade İber Yarımadası'nda bulunmaktadır.

Batı'da klasik antik dönemin bitişi Vizigot Krallığı ile doğrudan ilişkilidir. Piskoposluk müessesinin aziz Leander ve onun kardeşi Sevillalı İsidor nezdinde artan önemi, eğitim ve yazının yayılması, kozmopolit bir kent toplumunun önemi gibi unsurlar Roma medeniyetinin mirasını korumuş ve devamlılığını sağlamıştır. Bu çerçevede değerlendirlildiğinde, sahip olduğu form ve etki çeşitliliği, taşıdığı Roma mirası ve kendisinde barındırdığı hem Bizanslı hem de Cermen gelenekleri ile Vizigot sanatı, tümüyle farklı ve bağımsız bir sanat üretimi olmaksızın, daha ziyade coğrafi bir bölgeye işaret etmektedir.

Vizigot sanatına ait ürünler 7. yüzyılın başlarından itibaren tezahür etmektedir. Arkeolojik araştırmalar, özellikle anıtsal mimari alanında hızla büyüyen metropoller altında kaybolan Vizigot kalıntılarını gün yüzüne çıkarmakta oldukça başarısız kalmıştır. Keza bu yapılardan (ç)alınan ve sonraki dönemde inşa edilen yapılarda kullanılan muhtelif süslemeli devşirmeler de yeterince araştırılmamıştır. Sayılan bu sebeplerden ötürü büyük Vizigot yerleşimleri yerine, nispeten iyi korunmuş durumda günümüze ulaşmayı başaran bir takım kırsal kiliseler bulunmaktadır. (Devamı...)


5 Temmuz
Avnillah, (Osmanlı Türkçesi: عؤناللە, Anlamı: İlahi Yardım) 1860'ların sonlarında Osmanlı donanması için inşa edilmiş bir zırhlı savaş gemisidir. Avnillah sınıfının öncü gemisi olarak Thames Iron Works tarafından Birleşik Krallık'ta inşa edilmiştir. Omurgası 1868'de serilen gemi, 1869'da denize indirildi ve ertesi yıl filoya katıldı. Merkezî bataryalı gemi olan Avnillah, merkezî bir kazamatta yer alan dört adet 230 mm top ile silahlandırıldı ve en çok saatte 12 deniz mili (22 km/sa) hıza ulaşabiliyordu.

Avnillah, ilk kez 1877-1878'de 93 Harbi sırasında Kafkasya'daki Osmanlı güçlerini destekleme amacıyla çatışmaya girdi. Savaştan sonra rezerve alındı ve Haliç'te çürümeye terk edildi; 1897'de Osmanlı-Yunan Savaşı'nın patlak verdiğinde hizmet edemez durumdaydı. Savaştan sonra başlatılan büyük bir yeniden yapılanma programı sırasında 1903-1906 yılları arasında modernize edilmiştir. Daha sonra Beyrut'ta liman savunma gemisi olarak görev yaptı. Şubat 1912'de Trablusgarp Savaşı sırasında Beyrut Muharebesi'nde İtalyan zırhlı kruvazörü Giuseppe Garibaldi tarafından batırıldı. (Devamı...)


Bonn, Almanya'nın Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinin güneyinde, Ren Nehri'nin her iki yakasına yayılan bir kenttir.

Bonn, 2000 yıllık tarihiyle Almanya'nın en eski yerleşim yerleri arasındadır. Köln dükleri, 18. yüzyıl sonuna kadar Bonn'u idari merkez olarak tercih ederken; Ludwig van Beethoven, 1770'te, Bonn'da dünyaya geldi. Kentte bulunan Ren Friedrich Wilhelm Üniversitesi, 19. yüzyıldan itibaren Almanya'nın önde gelen bilimsel merkezleri arasında sayıldı.

1990'da Doğu ile Batı Almanya'nın birleşmesiyle Berlin, Almanya'nın başkenti olurken, Bonn'un da 1990 yılına kadarki "hükûmet merkezi" olarak anılması kararlaştırıldı. Federal Meclis ve hükûmet birimlerinin büyük kısmı Berlin'e taşınmış olmasına rağmen 6 federal bakanlığın ana binası Bonn'da bulunmakta, diğer bakanlıkların bazı daire başkanlıkları da kentte faaliyet göstermeye devam etmektedir.

Başkentin Berlin'e kaydırılmasıyla özellikle hükûmet ve kamu binalarının yoğunlaştığı bölgenin çehresi büyük ölçüde değişti. Deutsche Welle, Bonn Uluslararası Kongre Merkezi ve diğer kamu ve özel sektör kuruluşları bu kesime yerleşti. Birleşmiş Milletler'e bağlı 18 birimin üslendiği "BM Kampüsü" de 2006 yılının Temmuz ayında yine söz konusu şehirde faaliyetlerine resmen başladı. (Devamı...)


6 Temmuz
Teşekkürler, Türk şarkıcı Hande Yener'in dokuzuncu stüdyo albümü. 20 Eylül 2011'de Poll Production tarafından yayımlandı. Pop müzik ritimleri içerir ve Yener'in tekrar pop müzik yapmaya başladığı Hande'ye Neler Oluyor? (2010) albümünden sonra yayımladığı ilk stüdyo albümüdür. Tamamı Sinan Akçıl tarafından yazılıp bestelenen şarkılardan oluşur; bu özelliğe sahip olan ikinci Hande Yener albümüdür. Yapımcılığını Polat Yağcı üstlenmiştir.

12 şarkıdan oluşan Teşekkürler, Yener tarafından, sevenlerine ithaf edildi ve şarkıcı olarak geçirdiği "11 Yılın Özeti" olarak tanımlandı. Müzik eleştirmenleri, albümü eleştirirken ikiye bölündü; kimisi övgüyle bahsetti, kimisi ise şarkıcının daha öncedeki albümleriyle çeşitli yönlerini karşılaştırarak olumsuz bir şekilde bahsetti. Albümün ilk duyulan şarkısı, Haziran 2011'de Altın Kelebek Ödülleri'nde seslendirilip single olarak satışa sunulan "Bana Anlat" oldu. Albümün yayımlanmasının ardından "Unutulmuyor", "Teşekkürler", "Havaalanı" ve "Dön Bana" şarkılarına klip çekildi.

Tanıtım gecesi Kral TV üzerinden canlı olarak yayımlanan albüm, 59 bin satış rakamına ulaştı. Yener, albümdeki şarkılarını Beyaz Show ve Bugün Ne Giysem? gibi çeşitli programlarda, bazı etkinliklerde ve konserlerinde seslendirdi. Ayrıca albümdeki bazı şarkıların remiks versiyonları, Haziran 2012'de satışa çıkan Rüya albümünde yer aldı. (Devamı...)


Kulak kemikleri veya kulak kemikçikleri (Latince: tek. Ossicula auditus, çoğ. Ossicula auditoria) orta kulaktaki üç kemikten oluşur ve insan vücudundaki en küçük kemikler arasında yer alır. Havadan gelen sesleri sıvı dolu kemik labirente (koklea) aktarmaya yararlar. İşitsel kemiklerin yokluğu, orta ila şiddetli bir işitme kaybı oluşturur. "Ossicula" terimi, "minik kemik" veya "kemikçik" anlamına gelir. Terim vücuttaki herhangi bir küçük kemiğe atıfta bulunsa da, tipik olarak orta kulaktaki çekiç, örs ve üzengi (malleus, incus ve stapes) kemikleri anlamında kullanılır.

Ses dalgaları timpanik zarı (kulak zarı) titrettiğinde zar, bağlı olduğu çekiç kemikçiğini hareket ettirir. Daha sonra çekiç titreşimleri örs kemikçiği yoluyla, üzengiye, üzengi ise bunu fenestra ovalis'in zarına (oval pencereye) iletir ve ses iç kulağa iletilmiş olur. Havadan geçen ses çoğunlukla sıvı bir ortamla temas ettiğinde yansıtılır; Havada hareket eden ses enerjisinin yaklaşık 1/30'u bu sıvıya aktarılır. Bu, kafa suyun altında kaldığında meydana gelen ani ses kesilmesinden gözlemlenir. Bunun nedeni, bir sıvının bağıl sıkıştırılamazlığının havada dolaşan ses dalgalarının kuvvetine direnç göstermesidir. (Devamı...)


7 Temmuz
"Candy Shop", Amerikalı şarkıcı Madonna'nın 2008 çıkışlı, on birinci stüdyo albümü Hard Candy'de yer alan bir şarkı. Şarkının yapımcıları Madonna ve The Neptunes iken, şarkı yazımında Madonna ve Pharrell Williams birlikte çalıştı. Şarkının ilk sürümü Temmuz 2007'de internete sızdı ancak kısa süre sonra kaldırıldı. Hip hop ögeleri içeren bir pop şarkısı olan "Candy Shop"ta çalgı olarak bongolara ve Flamenko gitarına yer verildi. Şarkının sözlerinde geçen şeker sözcüğü, seks için bir metafor olarak kullanılmaktadır.

Şarkının yapımını ve akılda kalıcılığını öven ancak sözlerini eleştiren müzik eleştirmenleri, şarkı için genellikle olumsuz değerlendirmeler yaptı. "Candy Shop", Brezilya'da 100.000'den fazla dijital satış yaparak Brezilya Kayıt Üreticileri Derneği tarafından platin sertifika ile ödüllendirildi. Ayrıca Finlandiya'daki Suomen virallinen lista'da 21 numaraya kadar yükseldi. Madonna şarkıyı; Sticky & Sweet Tour (2008-2009), The MDNA Tour (2012) ve Rebel Heart Tour (2015-2016) turnelerinde seslendirdi. (Devamı...)


Mıkola Skrıpnık (UkraynacaМикола Олексійович Скрипник) veya bilinen diğer adıyla Nikolay Alekseviç Skripnik (d. 25 Ocak 1872 - ö. 7 Temmuz 1933), Ukrayna'nın bağımsızlığını savunan ve Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'ndeki Ukraynizasyon isimli kültürel çabalara öncülük eden Ukraynalı Bolşevik devrimci, ve Ukrayna Halk Komiserleri Konseyi Başkanı. Uğraştığı politikaların tersine çevrilmesi ve görevinden alınması üzerine, savunduğu politikalardan pişmanlık duymasına zorlandı. Fakat Skripnik bunu reddetti ve ardından intihar etti.

Skripnik 25 Ocak 1872 tarihinde Yekaterinoslav'da doğdu. 1901'de komünist faaliyetleri nedeniyle tutuklandı. Serbest bırakılmasının ardından bu dönemde devrimci faaliyetlerine devam etti. Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi'ne katıldı. Çarlık döneminde toplam on beş kez tutuklandı, yedi kez sürgün edildi ve bir kere ölüme mahkûm edildi. 1913'te Skripnik, Bolşevik'in yasal yayını Sigorta Sorunları dergisinin editörüydü ve 1914'te Pravda gazetesinin editörleri arasındaydı.

Ocak 1933'te Sovyetler Birliği Komünist Partisi genel sekreteri Josef Stalin, Pavel Postyshev'i Ukrayna'da görevlendirdi ve Moskova'nın gücünü merkezileştirmek adına politika izledi. Postyshev, Rusya'dan getirilen binlerce yetkilinin yardımıyla Ukraynizasyon şiddetli şekilde tersine çevrilmesini denetledi, tarımın kolektifleştirilmesinde ısrarlı politikalar uyguladı. (Devamı...)


8 Temmuz
You Rock My World,  Amerikalı sanatçı Michael Jackson'ın onuncu ve son stüdyo albümü Invincible (2001) için kaydettiği bir şarkıdır. Şarkı, albümün ilk single'ı olarak Epic Records etiketiyle Ağustos 2001'de yayımlandı. Sözleri aşık olmak ve bir kadını etkilemeye çalışmak hakkındadır. Prodüktörlüğünü Jackson ve Rodney "Darkchild" Jerkins'in üstlendiği şarkıyı Jackson, Jerkins, Fred Jerkins III, LaShawn Daniels ve Nora Payne yazdı. Şarkı, müzikal açıdan Jackson'ın önceki albümleri için Quincy Jones ile birlikte yaptığı şarkılardan etkiler taşıyan bir disko pop şarkısıdır.

Şarkı eleştirmenlerden karışık yorumlar aldı, kimileri şarkının bestesini ve Jackson'ın vokal performansını överken; kimileri Jackson'ın şarkı için daha fazla çaba sarf etmesi gerektiğini ve bunun yaptığı en iyi şarkısı olmadığını savundu. "You Rock My World" dünya çapında başarılı oldu. Billboard Hot 100'de on numaraya yükselerek, Jackson'ın altı yıl sonra ABD'de ilk ona giren ilk ve aynı zamanda kariyerindeki son şarkısı oldu. "You Rock My World", Fransa müzik listelerinde zirveye oturdu. Ayrıca Avustralya, Avusturya, Birleşik Krallık, Danimarka, Finlandiya, İsveç, İsviçre, İtalya ve Kanada listelerinde ilk ona girmeyi başardı. (Devamı...)


Claude Debussy  (d. 22 Ağustos 1862 - ö. 25 Mart 1918), 20. yüzyılın en önemli Fransız bestecilerinden birisidir.

Paris yakınlarında doğan Claude Debussy’nin anne ve babası porselen eşya satan bir dükkân işletmekteydi. Müzikal yeteneği ilk defa Chopin’in bir öğrencisi olan piyano öğretmeni Bayan Maut de Fleurville tarafından keşfedilmiştir. Bayan Maut, onu Paris Konservatuarı’na gönderdi ve Debussy orada 1872’den itibaren 10 yıl eğitim gördü. Debussy, başlangıçta piyano virtüözü olmak istiyordu fakat 1878 ve 1879’daki piyano sınavlarından kalınca bu fikirden vazgeçti; Ernest Guiraud’un kompozisyon derslerine devam etti ve bu sayede 1884’te Roma Ödülü’nü alarak Roma’da 3 yıl eğitim görme şansına erişti. Claude Debussy, piyano öğretmeni Marmontel’in kendisini tavsiye etmesi üzerine 1879-1882 yılları arasında Bayan Nadezhda Filaretovna von Meck’in evinde özel piyanist olarak çalışma şansına erişmişti. Bir Rus mühendisin zengin dul eşi olan Bayan von Meck, evinde daima bir piyanist, bir kemancı ve bir çellocu bulundururdu. Bayan von Meck Tchaivkosky’nin finansal destekçisi idi ve iletişimini yıllar boyu sadece mektuplarla sürdürdüğü Tchaivkosky’e hayrandı. Debussy, onun evinde bol bol Tchaivosky’nin oda müziği eserlerini ve patronunun istekleri doğrultusunda doğaçlama eserler çaldı; çocuklara piyano dersi verdi ve bir yaz Bayan von Meck ile birlikte Floransa, Venedik, Viyana ve Moskova’yı gezdi. Bu gezi sırasında Viyana’da Wagner’in Tristan und Isolde operasını dinleyerek çok etkilendi. 1888-1889’da Bayreuth Festivali’ne giderek Wagner’in müziğini dinleyen ve etkisinde kalan Debussy, daha sonra Wagner’in müzik yaklaşımını reddetmiştir. (Devamı...)


9 Temmuz
Uyku hijyeni  kişinin uyku kalitesini arttırmak amacıyla önerilen davranışlar ve çevresel etmenlerin tümüdür. Hafif ve orta düzey insomnia bozukluğu yaşayan insanlara yardım etmek için 1970'li yılların sonunda ortaya çıkmış bir yöntemdir ancak 2014'ten beri araştırmalar, verilen önerilerin etkili olup olmadığı konusunda yeterli kanıt olmadığı ve daha çok çalışma yapılmaya ihtiyaç duyulduğunu göstermektedir. Klinisyenler insomnia ve depresyon gibi uyku problemi belirtisi gösteren bozukluklarda kişinin uyku hijyenini değerlendirir ve bu değerlendirmeye göre kişiye uyku kalitesini arttırmak için öneriler vermektedir. Uyku hijyeninin arttırılmasına yönelik uygulamalar şunları içerir: Düzenli bir uyku vakti belirleme, gündüz uykularının vakti ve süresi konusunda dikkatli olma, uyku saatine yakın fiziksel ve zihinsel yorucu faaliyetlerden kaçınma, kaygıyı azaltma, uykudan önceki saatlerde ışığa daha az maruz kalma, uyuyamadığında yataktan kalkma, yatakta yalnızca uyku ve seks için bulunma, yatma vaktine yakın bir zamanda alkol, nikotin, kafein ve diğer uyarıcıları tüketmeme ve uyku için güvenli, rahat ve karanlık bir çevre oluşturmaktır. (Devamı...)

Pamuk  (Gossypium hirsitum), ebegümecigiller (Malvaceae) familyasından anavatanı Hindistan olan kültürü yapılan bir bitki türü.

Pamuk bitkisi kök, sap, yaprak, çiçek ve tohumdan oluşmaktadır. Tür ve varyetesine göre 60–120 cm, ağaç halinde olanlar ise 5–6 m boylanabilir. Pamuk 30–100 cm derine, 50–80 cm yanlarına uzanan kazık köke sahiptir. Toprak yüzeyinin 8–10 cm altında ilk yan kökler meydana gelir Bunlar yatay olarak büyürler. Yan köklerin sayıları 3-4 tanedir. Her biri tekrar dallanarak etrafa yayılır. Epidermis hücrelerinin dışa doğru uzaması ile sayısız emici tüyler meydana gelir. Genel olarak kök toprakta dik olarak ya da bir süre sonra zigzag çizerek devam eder. Uygun koşullarda kök uzunluğu 1,5 m ye kadar ulaşabilir. Afrika’da, çok yıllık ağaç şeklinde olan pamuk çeşitleri de vardır. Pamuk gövdeleri dik, dallanmış ve çok tüylüdür. Yapraklar uzun saplı, parçalı ve tabanı kalp şeklindedir. Çiçekler saplı ve yaprakların koltuğunda tek tek bulunur. Dış çanak yaprakları üç parçalı, taç yaprakları ise beş serbest parçalıdır. Meyve, olgunlukta açılan veya kapalı kalan, 3-5 gözlü bir kapsüldür. Bu kapsüle koza da denir. Her gözde siyahımsı renkli, oval şekilli ve üzeri uzun, sık ve beyaz renkli tüylerle örtülü 5-10 tohum bulunur. Pamuk tohumu, etrafındaki bu tüy veya liflerle beraber `kütlü` adını alır. Arkeolojik kanıtlar gerek Hindistan gerek Güney Amerika'da birbirinden bağımsız olarak 6000 ila 7000 yıl önce pamuğun değişik türlerinin tarımının yapıldığı ve giyimde kullanıldığını göstermektedir. Eski dünyaya pamuk Hindistan'daki Harappa uygarlığından gelmiştir. Mezopotamya'dan da Eski Mısır'a geçmiştir. (Devamı...)


10 Temmuz
Asar-ı Şevket (Osmanlı Türkçesi: اثارشوكت, Anlamı: Tanrının Eseri) 1860'larda Osmanlı donanması için inşa edilmiş merkezî bataryalı bir zırhlı korvettir. Başlangıçta Mısır Eyaleti tarafından sipariş edilen ancak yapım aşamasındayken Osmanlı İmparatorluğu tarafından el konulan geminin ilk adı Kahire'ydi. Geminin yapımına Fransız Forges et Chantiers de la Gironde tersanesinde 1867'de başlandı, 1868'de denize indirildi ve Mart 1870'te Osmanlı filosunda hizmete girdi. Asar-i Şevket, dört adet 178 mm Armstrong topundan oluşan kazamat içinde bir merkezi batarya ve kazamatın üzerinde yer alan bir döner barbete monte edilmiş bir adet 229 mm Armstrong top ile silahlandırılmıştı.

Gemi 1877-1878 Rus-Osmanlı Savaşı (93 Harbi) sırasında Karadeniz'deki Rus kuvvetlerine karşı görev aldı. Öncelikle Kafkasya'da Osmanlı kara kuvvetlerini desteklemekle görevlendirildi, ardından Tuna'daki Sulina limanını korudu. Savaştan sonra yirmi yıl boyunca Haliç'te bekledi ve Osmanlı-Yunan Savaşı'nın başlangıcında seferber edildiği 1897'ye kadar başka bir faaliyet görmedi. Bu savaşın başında Osmanlı filosunun geri kalanı gibi Asar-ı Şevket de kötü durumdaydı ve hücumda kullanılamadı. Savaş sonrası modernizasyon programına dahil edilmeyen Asar-ı Şevket, 1903'te hizmet dışı bırakıldı ve 1909'da hurda olarak söküldü. (Devamı...)


Cam ya da sırça, saydam veya yarısaydam, genellikle sert, kırılgan olan ve sıvıların muhafazasına imkân veren, inorganik amorf yapıda katı bir malzeme. Antik çağlardan beri gerek inşaat malzemesi, gerekse süs eşyası olarak camdan faydalanılmaktadır. Günümüzde halen basit araç gereçlerden iletişime ve uzay teknolojilerine kadar çok yaygın bir kullanım alanı vardır.

Cam ani soğutulmuş alkali ve toprak alkali metal oksitleriyle, diğer kimi metal oksitlerin çözülmesinden oluşan akışkan bir malzeme olup ana maddesi (SiO2) silisyumdur. Cam amorf yapısını koruyarak katılaşır. Üretim sırasında hızlı soğuma nedeniyle kristal yapı yerine amorf yapı oluşur. Bu yapı cama sağlamlık ve saydamlık özelliğini kazandırır. Katılarda görülen kristallenme özelliklerini göstermediği için kimileyin sıvı olarak adlandırılır. Bu adlandırma esasen amorf yapısından dolayıdır. Camın tarihi antik çağlara uzanır. İlk olarak ne zaman üretildiği net olarak bilinmese de, elde mevcut en eski cam eşyalar yaklaşık olarak MÖ 2500 yıllarına ait Antik Mısır boncuklarıdır. Daha geç dönem Mısır bulgularında ise tüye benzer renkli zikzak paternleri olan cam kaplara rastlanır. Camdan, modern anlamda mozaik yapımına ise Ptolemaic devirde İskenderiye'de ve Antik Roma medeniyetlerinde rastlanır. (Devamı...)


11 Temmuz
Necm-i Şevket (Osmanlı Türkçesi: نجم شوكت Anlamı: Haşmetli'nin [Padişah] Yıldızı), 1860'larda Osmanlı donanması için inşa edilen iki Asar-ı Şevket sınıfı merkezî bataryalı gemi tipindeki zırhlı korvetlerin ikincisidir. Başlangıçta Mısır Hidivliği tarafından Muzaffer adıyla sipariş edildi ancak yapım aşamasındayken Osmanlı İmparatorluğu tarafından el konuldu. Gemi inşasına Fransız Forges et Chantiers de la Gironde tersanesinde 1867'de başlandı, 1868'de denize indirildi ve Mart 1870'te Osmanlı donanmasında hizmete girdi. Asar-ı Şevket sınıfı zırhlılar, merkezî bir kazamat içinde dört adet 178 mm ve döner tablalı barbette yer alan bir adet 229 mm Armstrong top ile silahlandırılmıştı.

Gemi ilk kez 1877-1878'de 93 Harbi sırasında Kafkasya'daki Osmanlı güçlerini destekleme amacıyla çatışmaya girdi ve daha sonra Tuna Nehri ağzındaki Sulina Limanı'nı savunmada yardımcı oldu. Savaşın ardından Osmanlı filosunun geri kalanıyla beraber Haliç'e çekilerek terk edildi ve 1897'de Osmanlı-Yunan Savaşı'nın patlak vermesine kadar yirmi yıl boyunca atıl durumda kaldı. Necm-i Şevket, büyük bir filo modernizasyon programına dahil edilmemiş olsa da Osmanlı-Yunan savaşı öncesi teftişte hâlâ hizmete uygun durumda olduğu belirlenen iki zırhlıdan biriydi. Bunun yerine sabit gemi ve daha sonra bir kışla gemisi olarak kullanıldı. 1912'deki Birinci Balkan Savaşı sırasında Necm-i Şevket, Bulgaristan'ın İstanbul'a doğru ilerlemesini durdurmak için yeniden etkinleştirildi. Bu noktada tamamen eskimiş olan gemi, çok az görevde bulundu ve savaştan sonra kışla gemisi görevine geri döndü. Gemi 1920'lerde filonun envanterinde kaldı, 1929'da hizmet dışı bırakıldı ve daha sonra söküldü. (Devamı...)


Marc Chagall (okunuşu: mark şagal, İbranice:מאַרק שאַגאַל, Beyaz Rusça:Мойша Захаравіч Шагалаў Mojša Zaharavič Šagałaŭ) (7 Temmuz 1887 - 28 Mart 1985), Yahudi kökenli Rus-Beyaz Rus-Fransız ressam. Chagall, o dönemler Rusya İmparatorluğu'na dahil olan Belarus'ta dünyaya geldi. İzlenimcilik akımının ardından gelen modern sanat hareketinde yer aldı.

Marc Chagall, Yahudi bir ailenin dokuz çocuğunun en büyüğü olarak, Belarus'ta Vitebesk yakınlarındaki Liozno'da dünyaya geldi. Babası Khatskl (Zakhar) Shagal, ringa balığı ticareti yapıyordu. Annesi ise Feige-Ite idi. Chagall'ın çalışmalarındaki göndermelerden de anlaşıldığı üzere, ressam mutlu bir çocukluk dönemi geçirdi. O günlerde yaşadıkları Pokrovskaya Sokağı'ndaki ev "Marc Chagall Müzesi"'ne dönüştürüldü. 1906'da, ünlü bir yerel ressam olan Yehuda Pen'in yanında resme başladı. Kısa bir süre sonra, 1907'de ise Sankt-Peterburg'a taşındı. (Devamı...)


12 Temmuz
Kraliçe, Türk şarkıcı Hande Yener'in onuncu stüdyo albümü. 12 Aralık 2012'de Poll Production tarafından yayımlandı. Pop müzik tarzında olan albüm, sanatçının 2011 çıkışlı Teşekkürler adlı stüdyo albümünün ardından yayımladığı ilk stüdyo albümüdür. Albümdeki şarkıların tamamı Sinan Akçıl tarafından yazılmış olup bu özelliği taşıyan üçüncü ve son Hande Yener albümüdür. Albümün yapımcılığını Polat Yağcı ile Akçıl üstlenmiştir.

Bir giriş konuşması, sekiz şarkı ve üç remiksten oluşan Kraliçe'nin Hande Yener'e göre en önemli özelliği, kendisinin o güne kadar yaptığı tüm müzikal tarzları barındırması oldu. Albüm adının başta Hasta olarak konulması düşünülse de, Akçıl'ın son anda "Kraliçe" şarkısını ortaya çıkarmasıyla bu adda karar kılındı. Albümün adı ve yayımlanma tarihi, 8 Kasım 2012'de Şükrü Saracoğlu Stadyumu'nda Fenerbahçe ve AEL takımları arasında oynanan 2012-13 UEFA Avrupa Ligi maçında reklam panoları aracılığıyla duyuruldu. Albümün içeriği ve fotoğrafları, müzik eleştirmenlerinden karışık geri dönüşler aldı. Bazıları şarkılarda Yener'in 2004 çıkışlı Aşk Kadın Ruhundan Anlamıyor ve 2006 çıkışlı Apayrı albümlerinden izlere rastlarken, bazıları ise albüme Kraliçe adının verilmesini ve Yener'in bu unvan ile anılmasını eleştirdi. Albümün çıkış şarkısı "Hasta" 6 Aralık 2012'de yayımlandı ve Türkiye resmî listesinde iki numaraya kadar ilerledi. Albümün ikinci ve son klibi "Bir Bela" şarkısına çekildi. (Devamı...)


Saraybosna (Boşnakça ve Hırvatça: Sarajevo, SırpçaСарајево) 2007 yılı sayımlarına göre 619.030 kişilik nüfusuyla Bosna-Hersek’in başkenti ve en büyük kentidir. Saraybosna, ayrıca Bosna-Hersek Federasyonu'nun ve fiilî başkenti Banyaluka olan Sırp Cumhuriyeti'nin de hukukî başkentidir. Saraybosna Kantonu'nun da merkezidir. Saraybosna, Bosna bölgesinin Dinar Alpleri'yle çevrili Saraybosna Vadisi içerisinde Miljacka Nehri'nin çevresinde kurulmuştur. Şehir, barındırdığı dinî çeşitliliğiyle bilinir. Müslümanlık, Katoliklik, Ortodoksluk ve Musevîlik, burada yüzyıllar boyunca barış içinde bir arada var olagelmişlerdir. İşte bu yüzden Saraybosna, Avrupa'nın Kudüs'ü olarak kabul edilir. Saraybosna Balkanlar'daki kültürel şehirlerin en önemlilerinden biri olarak kabul görür. Bu bölgedeki ilk yerleşim kalıntıları tarih öncesi döneme kadar uzanmasına rağmen modern şehrin ortaya çıkışı 15. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğuların bu bölgedeki hakimiyetiyle birlikte başlar. (Devamı...)

13 Temmuz
SMS Friedrich Carl, 1900'lü yılların başında Alman İmparatorluk Donanması için inşa edilmiş bir zırhlı kruvazör idi. Prinz Adalbert sınıfının ikinci ve son gemisidir. Friedrich Carl, Hamburg'daki Blohm + Voss tersanesinde inşa edildi. 1901'de kızağa konuldu, Aralık 1903'te tamamlandı, toplam maliyeti 15.665.000 Goldmark idi. Ana bataryaları dört adet 21 cm'lik toptan oluşuyordu ve 20,4 kn (37,8 km/sa) hız yapabilmekteydi.

1909'da torpido eğitim gemisi olarak kullanılmadan önce Alman donanmasına hizmet etti. Ağustos 1914'te I. Dünya Savaşı'nın başlamasıyla beraber Baltık Denizi'nde Tuğamiral Behring'in bayrak gemisi olmak üzere yeniden aktif göreve getirildi. Friedrich Carl'ın 17 Kasım'da Memel'deki Rus mayınlarına çarpmasıyla beraber geminin savaş hizmeti sona ermiş oldu. Mayınlar ölümcül hasara yol açmıştı, ancak geminin yavaş bir şekilde batması sayesinde çok sayıda mürettebat güvenli şekilde tahliye edildi. Bu kazada yalnızca yedi mürettebat hayatını kaybetti. (Devamı...)


Aubrey Beardsley (21 Ağustos 1872 - 16 Mart 1898) bugün daha çok erotik illüstrasyonları ile tanınan, sonraki sanatçılar üzerinde etkili olmuş İngiliz illüstratör ve yazardı.

Beardsley Brighton'da doğdu. Ailesi 1883'te Londra'ya yerleşti. Beardsley ertesi yıl "çocuk müzik yıldızı" olarak ünlendi ve birçok konserde kız kardeşi ile birlikte çaldı. 1884'te Brighton, Hove and Sussex Grammar School'a başladı. 1888'de bir mimarın ofisinde, daha sonra Guardian Life and Fire Insurance Company'de çalışmaya başladı. 1891'de Sir Edward Burne-Jones ve Pierre Puvis de Chavannes'in önerisiyle profesyonel olarak sanatla ilgilenmeye başladı. 1892'de, o zamanlar Profesör Fred Brown'ın yönetimindeki Westminster School of Art'taki derslere katıldı. (Devamı...)


14 Temmuz
Emperyalizm, Kapitalizmin En Yüksek Aşaması Bolşevik lider Vladimir Lenin tarafından Ağustos-Ekim 1916 tarihleri arasında yazılan eser. İlk kez 1974 yılında Cemal Süreya tarafından Türkçe'ye çevirilen kitap, Türkiye'de ilk kez Sol Yayınları tarafından 1979 yılında yayınlanmıştır.

Emperyalizm olgusu, Lenin'in marksist yönteme kattığı temel bir düşüncedir. Buna göre kapitalizmin ulaştığı en yüksek basamak emperyalizmdir ve kapitalist devletler kendi çıkarları doğrultusunda pazar bulma amacıyla başka uluslara müdahale etmektedir. Lenin, kapitalizmin bu gelişim sürecini eserinde "Kapitalizm geliştikçe hammadde eksikliği de kendini o denli duyurmaktadır; rekabetin koşulları o denli sertleşmekte, bütün yeryüzünde hammadde kaynakları arama çabaları o denli alevlenmekte, sömürgelere sahip olma savaşımı o denli amansız olmaktadır." sözleriyle açıklar. Devamı...


Alec Guinness (d. 2 Nisan 1914 - ö. 5 Ağustos 2000), İngiliz tiyatro ve sinema oyuncusu.

Bir reklam ajansında metin yazarı olarak çalışmaya başladı. Daha sonra oyunculuk dersleri alarak ilk kez 1934'te Londra'daki King's Theatre'da figüran olarak sahneye çıktı. Üç yıl sonra John Gielgud'ın tiyatro kumpanyasına katılarak Richard II (1937), The School for Scandal (1937), Üç Kızkardeş (1937), ve Venedik Taciri (1938) gibi klasiklerde rol aldı. 1938'de Londra'daki Old Vic Tiyatrosu'nda, modern giysilerle oynanan popüler Hamlet uyarlamasında başrole çıktı. 1948'de aynı tiyatroda sahnelenen (Twelfth Night) adlı oyunun yardımcılığını üstlendi. New York'ta ilk kez II. Dünya Savaşı'nda görev aldığı İngiliz Kraliyet Deniz Kuvvetleri'nden izinliyken sahneye çıktı; Flare Path (1942-1943) adlı bu oyundan yıllar sonra aynı kentte The Cocktail Party ve Dylan'da oynadı. Guinness sinema oyunculuğuna, Charles Dickens'ın romanından uyarlanan Büyük Umutlar (1946) adlı filmde Pip'in arkadaşı Herbert Pocket rolüyle başladı. 1948'de oynadığı Oliver Twist'ten sonra Ealing Stüdyoları için bir dizi komedi filmi çevirdi. (Devamı...)


15 Temmuz
Kırım Savaşı 4 Ekim 1853-30 Mart 1856 tarihleri arasındaki Osmanlı-Rus savaşıdır. Birleşik Krallık, Fransa ve Piyemonte-Sardinya'nın Osmanlı tarafında savaşa dâhil olmasıyla savaş, Avrupalı devletlerin Rusya'yı Avrupa ve Akdeniz dışında tutmak amacıyla verdiği bir savaş halini almıştır. Savaş, müttefik güçlerinin zaferiyle sonuçlanmıştır.

Rusya, 1853 yılından itibaren Kavalalı Mehmet Ali Paşa bunalımı sırasında takip ettiği zayıf bir Osmanlı Devleti üzerinde etki alanı kurma politikasını bırakarak, bu devleti yıkma politikası takip etmeye başladı. Bunu gerçekleştirebilmek için de kutsal yerler sorununu kullandı. Osmanlı Devleti, Hristiyanlarca kutsal sayılan Kudüs ve çevresinde Katolik ve Ortodoks cemaatlerine çeşitli ayrıcalıklar tanımıştı. 1853 yılına gelindiğinde ayrıcalıklar konusunda Rusya ile Katolikliğin dünya çapında savunuculuğunu yapan Fransa çatışmaya başladılar. Bu durumu bahane eden ve asıl amacı "Hasta adam" gözüyle baktığı Osmanlı Devleti'ne ve onun bekasına son vermek isteyen Rusya, Birleşik Krallık'a mirasın paylaşılması teklifinde bulundu. Ancak, çıkarları gereği Osmanlı Devleti'nin toprak bütünlüğünün muhafazasından yana olan Birleşik Krallık bu teklifi kabul etmedi. Bunun üzerine Rusya, tek başına harekete geçerek, Osmanlı Devleti'ne bir ittifak teklifinde bulundu ve bu devletin sınırları içinde yaşayan Ortodoksların koruyuculuğunun Rusya'ya bırakılmasını önerdi. Osmanlı Devleti, Britanya'nın da desteğine güvenerek Rus isteklerini reddetti. Bu bağlamda gelişen Osmanlı-Rusya gerginliği, Birleşik Krallık başta olmak üzere Avrupa devletlerinin de ilgisini çekmekte gecikmedi. Birleşik Krallık hükümeti, 1853'te yaşanan gerilim sırasında Rusya'ya karşı Osmanlı Devleti'ni destekleme politikasını benimsedi. Bu tercih, Osmanlı Devleti'ne destek olma isteğinin ötesinde, Avrupa'daki güç dengelerini yeniden tanımlama amacı taşıyordu. Avusturya İmparatorluğu'na karşı 1848 yılında başlayan Macar ayaklanmasının Rusya'nın yardımıyla kanlı bir şekilde bastırılması, bu dönemde Rusya'nın Avrupa'da artan bir şekilde güç kazanmasının göstergesi olarak yorumlanmıştı. Birleşik Krallık, bu ve benzer nedenlerle Avrupa'daki güç dengesinin kendi aleyhine bozulmasını engellemek istiyor, bu amaç doğrultusunda Rusya'nın güçlenmesinin önüne geçmeye çabalıyordu. Bunun yanında, Osmanlı Devleti'nin dağılması Rusya'nın topraklarını güneye doğru genişletmesi anlamına gelecekti; bu durum Birleşik Krallık'ın Asya'daki kolonilerine (özellikle Hindistan'a) ulaşmasını zorlaştıracaktı. (Devamı...)


Charles Francis Richter (d. 26 Nisan 1900 - ö. 30 Eylül 1985), ABD'li sismolog ve fizikçi.

Richter, 1979 yılında moment büyüklüğü ölçek geliştirilmesine kadar, depremlerin büyüklüğünün ölçülebilirliğini savunmuştur ve Richter ölçeği yaratıcısı olarak ünlüdür. Sığ ve derin depremleri ölçmek için Japon bilim adamı Kiyoo Wadati'nin 1928 yılındaki depremleri ölçmek için geliştirdiği çalışmalardan esinlenerek geliştirmiştir. Richter ilk olarak Beno Gutenberg ile işbirliği yaparak 1935 yılında geliştirdiği ölçeği kullanır. Aynı zamanda Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü'nde çalıştı. Richter, Ohio-Overpeck'da doğdu. O çok küçükken anne ve babası (Fred W. Kinsinger ve Lillian Anna Richter) boşandı. 1909 yılında Kaliforniya'ya taşınan annesi ve dedesi ile büyümüştür. Stanford Üniversitesi'ne girdi ve 1920 yılında lisans derecesini aldı. 1928 yılında, Washington Carnegie Enstitüsü'nde bir pozisyon teklif edildi fakat o Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü'nde kuramsal fizik alanında doktorasının üzerinde çalışmaya başladı. Bu noktada, o sismoloji’ye (deprem ve onlar yeryüzünde üretmek dalgaların çalışma) hayran oldu. Bundan sonra, Beno Gutenberg başkanlığında, Pasadena şehrinde sismoloji alanında yeni bir Laboratuvarı açarak çalışmalarına orada devam etti. 1932 yılında, Richter ve Gutenberg, deprem kaynakları göreli boyutlarını ölçmek için standart bir ölçek geliştirdi. Richter ölçeğine adını verdi (1937). 1952 yılında Profosör olarak Kaliforniya Üniversitesinde hayatının geri kalanına devam etti. (Devamı...)


16 Temmuz
Milgram deneyi insanların otorite sahibi bir kişi veya kurumun isteklerine, kendi vicdani değerleriyle çelişmesine rağmen itaat etmeye ne ölçüde istekli olduklarını ölçme amacını güden bir deneyler dizisinin adıdır. İlk deney, Yale Üniversitesi'nde görevli psikolog Stanley Milgram tarafından 1961'de gerçekleştirilmiştir. Yale Üniversitesi'nde sıradan bir insanın sadece bir araştırmacıdan aldığı emirle başka bir insana ne kadar acı çektireceğini ölçmek üzere düzenlenmiştir. Bu deneyde katılımcılara bir öğrenme deneyinde "öğretmen" rolü verilir ve onlardan öğrenci rolündeki kişiye elektroşok uygulamaları istenir; böylelikle otoriteye uymakla vicdanları arasında seçim yapmak zorunda kalırlar. Milgram'ın ilk deney dizisinde öndeneklerin %65'inin deneydeki en yüksek gerilim olan 450 voltu, her ne kadar epey huzursuzluk hissetmiş olsalar da, uyguladıkları görülmüştür. Hepsi deneyin bir noktasında durup deneyi sorgulamış, hatta bazıları kendilerine ödenen parayı geri vereceklerini söylemişlerdi. Katılımcılardan hiçbiri 300 volt seviyesinden önce şok uygulamaktan tereddütsüzce vazgeçmedi. (Devamı...)

Zafer Sancağı (Rusça: Знамя Победы, Znamya Pobedy), 1 Mayıs 1945 günü, Adolf Hitler'in intihar ettiği günden bir gün sonra, Berlin'deki Reichstag binası üzerine Kızıl Ordu askerleri tarafından göndere çekilen 188 × 82 cm boyutlarında orak, çekiç ve kızıl yıldız amblemlerini taşıyan sancaktır. Alexei Berest, Meliton Kantaria ve Mikhail Yegorov isimli üç Sovyet askeri tarafından göndere çekilen sancak, II. Dünya Savaşı'nda Sovyetler Birliği'nin Nazi Almanyası'nı yenmesinin resmî sembolüdür. Günümüzdeki eski SSCB ülkeleri ve Rusya'da hâlen resmî törenlerde, özellikle Zafer Günü kutlamalarında kullanılmaktadır. Aynı zamanda 1996'dan beri Belarus ve 2009'dan beri Transdinyester'in resmî sembollerinden birisidir. Orijinal sancak Moskova'da bulunan Merkezi Silahlı Kuvvetler Müzesi'nde sergilenmektedir. Zafer Sancağı, Rusya Federasyonu Anayasası'nda güvenliği sağlanması gereken ve sonsuza kadar kamuya açık bir yerde saklanması gereken bir nesne olarak tanımlanmıştır. (Devamı...)

17 Temmuz
Altiplano (Keçuva ve Aymara dillerinde: Qullaw) Peru'nun güneydoğusu ile Batı Bolivya'da Batı (Cordillera Occidental) ve Doğu-Andlar arasında (Cordillera Oriental) bulunan bir platodur.

Altiplano ortalama 3.600 m rakımda bulunur ve yaklaşık 170.000 km² alana yayılır. Altiplano'nun kuzeyinde dünyanın en büyük dağ gölü Titikaka Gölü bulunur. Buradan başlayarak Altiplano 1.000 km kadar güneye doğru uzanır. Altiplano iklimi soğuk ve yarı kurak -kurakdır. Yıllık ortalama sıcaklıklar batı kısmında 3 derece ile Titikaka Gölü kenarında 12 derece arasında oynar. Yağışlar, güneybatıda 200 mm altında iken Titikaka Gölü'nde 800 mm üzerindedir. Kar yağışı enderdir ve en çok Nisan ve Eylül arasında görülür. Altiplano'nun iç kesimleri değişken nemli iklimli yüksek dağ bitki örtülü Puna'nın karakteristik özelliklerini gösterirken; kenar kesimleri Páramo'nun karakteristik özelliklerini taşır: yani, az sıcaklık değişmelerinde görece daha yüksek neme sahiptir. Kuzey'de Titikaka Gölü'nün yanında diğer önemli su kaynakları Poopó Gölü ve Orta Altiplano'da tuz gölü Salar de Coipasa ve güneydeki Salar de Uyuni'dir. Titikaka Gölü ve Poopó Gölü Río Desaguadero nehri ile birbire bağlanırlar. Altiplano, bu bölge Senozoik zamanın (65 milyon yıl önce) başlarında Batı ve Doğu Kordiller dağ sırasına karşı güçlü bir şekilde çöktüğünde gelişir. (Devamı...)


Emmeline Pankhurst ([ˈpæŋkˌhɜːst]; d. 14 Temmuz 1858, Manchester – ö. 14 Haziran 1928, Londra; önceki soyadı Goulden), radikal feminizm kuramcısı, süfrajet ve kadın hakları savunucusudur.

Emmeline Pankhurst, Robert Goulden ve Sophia Crane’nin kızı olarak dünyaya gelmiştir. Köleliğe, tahıl yasalarına karşı ve kadınların seçme ve seçilme hakkı için Liberal Parti’nin desteklediği orta sınıf bir ailenin içinde büyümüştür. Henüz 14 yaşındayken kadınların seçme ve seçilme hakkı üzerine yapılan toplantıya katılmıştır. 1873- 1879 yılları arası Paris’te bulunan bir kız okuluna gitmiştir. Geri dönüşünde, aynı yıl 24 yaşında olan avukat Richard Marsden Pankhurst (1834–1898) ile evlenmiştir. Beş çocuğu olmuştur: Christabel Harriette (1880–1958), Estelle Sylvia (1882–1960), Frank (1884–1889; beş yaşındayken difteri hastalığına yakalandığından dolayı ölmüştür), Adela (1885–1961) ve Harry (1889–1910). Eşi Richard Pankhurst’un 1898’de vefatından sonra kendine ve çocuklarına nikâh memurunun cüzi miktardaki maaşı ile kıt kanaat bakmak zorunda kalmıştır. 10 Ekim 1903 tarihinde kızı Christabel ve dört arkadaşı ile birlikte Manchester’da radikal kadın hareketleri çerçevesinde Kadınların Sosyal ve Politik Birliği’ni (WSPU) kurmuştur. Şiddetsizlik Teorisini geliştirmiştir ve daha sonraları bu teori ABD’de kadın hareketleri, Hindistan’da Mahatma Gandi’nin Britanya kolonilerine karşı yürüttüğü; ayrıca Martin Luther King’in öncülüğünü yaptığı Amerikan-İngiliz vatandaşlık hakları hareketi için kullanılmıştır. Kızları Sylvia ve Christabel de kadın hareketlerinde aktif bir şekilde çalışmışlardır. (Devamı...)


18 Temmuz
Diş Latince dens, dentis. Ağız boşluğu içinde bir uçları üst ve alt çene kemiklerinin içine gömülü, diğer uçları ise serbest olan küçük kemik görünüm ve sertliğindeki oluşumların her biri olup çiğneme ve sesin söze dönüşmesi işlevine yardımcı olur. Diş, sindirim sisteminin başlangıcı olan ağızda bulunan, ana işlevi besinlerin mekanik sindirimini sağlamak olan organdır. Mekanik sindirimin yanı sıra konuşma ve yüz güzelliği açılarından da önemlidir. Hayvanlarda bu görevlerine ek olarak, saldırı, bir nesneyi taşıma ve savunmaya yardımcı olma gibi çok hayati görevleri daha vardır. Kuş cinslerinin pek çoğunda bu organ bulunmaz. Kuşlarda diş yerine, amacı mekanik sindirim olan "taşlık" mevcuttur. 20 birincil diş (süt dişi veya dentes deciduii) genellikle bebek altı aylıkken çıkmaya başlar. Çocuk yaklaşık 6 yaşına geldiğinde bunlar yerlerini kalıcı dişlere bırakmaya başlar. İlk çıkan daimi diş (dens permenante), altı yaş dişi olarak tabir edilen birinci büyük azı dişlerdir. Daimi birinci büyük azı dişlerinin üzerinde süt dişi olmadığı için, bu diş çıktığında 20 süt dişi de yerindedir. Bu diş ağızda çiğneme fonksiyonunun anatomik olarak merkezidir ancak çoğu zaman süt dişi sanıldığı için kolayca çektirilir. Akıl dişleri 18-22 yaşlarında çıkar. Yedi yaş civarında daimi kesici dişler süt dişlerinin altından sürerler. Daimi dişlenme genellikle en son kanin (dens caninus/köpek dişi) çıkmasıyla 13 yaş civarında sona erer. (16-20 yaş civarında çıkan 20 yaş dişleri yeni nesilde tam bir devamlılık arzetmediğinden onlardan ayrıca söz edilecektir.) Diş sürme zamanları her ne kadar matematiksel bir cetvel gibi verilse de kişinin kemik yaşıyla ilgili genetik bir olaydır ve zamanlama kişiden kişiye farklılıklar gösterebilir. En isabetli tahmini yapıp gelişim bozuklarını tespit etmek için bir diş hekimi veya ortodontist tarafından kemik yaşı tespiti yapılmalıdır. (Devamı...)

Blaise Pascal (19 Haziran 1623 – 19 Ağustos 1662), Fransız matematikçi, fizikçi ve düşünürdür.

En bilinen temel eseri Düşünceler'dir. 16 yaşındayken konikler üzerine bir inceleme yazdı. 1642'de 19 yaşında iken vergi tahsildarı babasının işini kolaylaştıracak, dişliler ve tekerleklerden oluşan mekanik bir hesap makinesi tasarladı. Matematikle uğraşan babasıyla birlikte Paris Mersenne Akademisi'ne kabul edildi. Rouen’de vergi tahsildarı olan babası tarafından eğitilen bir çocuk dahiydi. Pascal’ın ilk çalışmaları doğa bilimleri ve uygulamalı bilimler alanındaydı. Bu dönemde, akışkanlar ile ilgili çalışmalara büyük katkılarda bulunmuştur ve Evangelista Torricelli’nin çalışmalarını genelleştirerek basınç ve vakum kavramlarını açıklığa kavuşturmuştur. Aynı zamanda Pascal, bilimsel yöntemi savunmuştur. 1642 yılında gençliğine rağmen hesap makineleri üzerinde bazı çalışmalara öncülük etmiştir. Üç yıllık uğraştan ve elli prototipten sonra, mekanik hesap makinesinin ilk iki mucidinden biri olmuştur. Daha sonraki on yıl içinde, Pascal hesap makinesi daha sonra da Pascaline adı verilern bu makinelerden 20 tane daha yapmıştır. Pascal, iki ana araştırma konusu oluşturulmasında yardımı dokunan önemli bir matematikçiydi. 16 yaşındayken izdüşümsel geometri konusunda kayda değer bir bilimsel eser yazmıştır, daha sonra olasılık kuramı konusunda Pierre de Fermat ile benzeşmiştir ve modern ekonomi ile sosyal bilimlerin gelişmesinde büyük bir etkisi olmuştur. Galileo ve Torricelli gibi o da 1646’da “Kainat boşluk kabul etmez” ifadesini savunan Aristoteles’in takipçilerini çürütmüştür. Pascal’ın çalışmasının sonuçları kabul edilmeden önce çeşitli tartışmalara sebep olmuştur. (Devamı...)


19 Temmuz
Almanya'nın birleşmesi Resmî olarak siyasî ve idarî olarak birleşik bir ulus devletin ortaya çıkması 18 Ocak 1871'de Fransa'daki Versay Sarayı'nın Aynalar Galerisi'nde gerçekleşti. Fransa-Prusya Savaşı sonrası Fransızların silah bırakmasının ardından, Alman devletlerinin prensleri Prusyalı I. Wilhelm'i Alman İmparatoru ilan etmek için bir araya geldi. Pratikte, Almanca konuşan halkların çoğunluğunun birleşik bir devlet altında toplanması, resmî ve soylu yöneticiler arasındaki gayri resmî ittifaklar sayesinde bir süredir düzensiz olarak gelişmekteydi. Ancak birleşme fikirleri, tarafların kendi çıkarları yüzünden Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'nun 1806'da dağılması ve Napolyon Savaşları'nın gerçekleşmesi üzerine kuvvetlenen milliyetçilik hareketlerine kadar neredeyse yüz yıl gecikerek aristokratik bir deneme olmaktan öteye gidemedi.

Yeni ulusun din, dil, sosyal ve kültürel açılardan çeşitli radikal değişimlere uğramasına sebep olan birleşme ise 1871 tarihinin, geniş çaplı birleşme sürecinin sadece küçük bir parçası olduğu izlenimi vermektedir. Kutsal Roma Cermen İmparatoru sık sık "Tüm Almanların İmparatoru" olarak anılmakta ve soylu sınıf üyelerine "Alman Prensleri" ya da "Almanya'nın Prensleri" denilmekteydi.

500'den fazla bağımsız devlet barındıran Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu, imparator II. Franz, Üçüncü Koalisyon Savaşı sırasında 6 Ağustos 1806 tarihinde tahttan çekildiğinde fiilen sona erdi. İmparatorluğun çöküşüyle gelen yasal, idarî ve siyasî karmaşaya rağmen, eski imparatorluğun Almanca konuşulan bölgelerindeki halkın dil, kültür ve hukukî gelenekler konularındaki ortak noktaları Fransız Devrim Savaşları ve Napolyon Savaşları sırasında paylaşılan tecrübelerle daha da kuvvetlendi. Hanedan ve mutlakiyete meydan okuyan Avrupa liberalizmi, birleşme için zihinsel bir temel oluşturdu. (Devamı...)


Kolektivizasyon çiftçilerin paylarını birleştirerek büyük bir çiftlik oluşturması ve burada bir arada çalışarak meydana oluşan kârdan pay alması üzerine kurulu tarım politikasına verilen tanımlama. Özel kolektif çiftliklerde veya bazı devlet çiftliklerinde toprak ile emeğin verimini artırmak amacıyla uygulanır.

Sovyetler Birliği`nde 1929-1935 arasında uygulanan kolektivizasyon politikası, gerek şehir nüfusunu, gerekse endüstriyel hammaddeyi artırmak amacıyla birey mülkiyetindeki toprakları ve bireysel emeği kolektif tarım ve emekle (kolhoz) değiştirmiştir. Aynı zamanda bu politika, 1927`de başlayan tarımsal dağıtım krizinin önüne geçecek bir çözüm yolu olarak da görülmüştür.

Sovyetler Birliği'ndeki kolektivizasyon uygulamaları, dünyada 1929'da başlayıp 1933'e kadar süren 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı ile aynı döneme rastlamaktadır. Bu dönemde batı ülkelerinde kriz ve gerileme yaşanırken yeni savaştan çıkan Sovyetler Birliği en başta savaş sanayisinde olmak üzere büyük hızla sanayileşmiştir.

Josef Stalin'in Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreterliği yaptığı 1928-1929 yıllarında başlayan kolektivizasyon, zengin toprak sahiplerinden toprakların alınıp kolektifleştirilmesi fikrini içermektedir. Marksist literatürde "sınıf tasfiyesi" olarak geçen bu politika gereğince, zengin köylülerin topraklarına, makinelerine, hayvanlarına ve ürünlerine el konulup kolektif çiftliklere verilmiştir. (Devamı...)


20 Temmuz
Supermarine Spitfire (Süpermarin Sipitfayr), İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetlerine ait ilk yekpare metal tasarımlı ve tek pilotlu avcı uçağı. 1938'de hizmete girdi ve bütün II. Dünya Savaşı boyunca Kraliyet Hava Kuvvetlerine hizmet etti. 1950'lere kadar Kraliyet Hava Kuvvetleri tarafından kullanıldı. Baş tasarımcısı R.J. Mitchell'dır.

Spitfire'lar Rolls-Royce Merlin motoruna sahiptiler. İnce ve yuvarlağımsı kanatları sayesinde çok keskin dönüşler yapabiliyor ve çok hızlı gidebiliyorlardı. İki kademeli (kapalı, tam) kanatçıklara (İng: Flap, Alm: Klap) sahiptiler. En büyük rakibi BF-109'lar tarafından hız, tırmanma ve dayanıklılık açısından alt edilse de çok iyi tasarımı sayesinde yapabildiği keskin dönüşlerle çoğu kez onları alt etmişlerdir. Ayrıca Spitfire'ların uçak gemilerinden kalkması için tasarlanmış Seafire modeli de vardır. II. Dünya Savaşı'nın meşhur uçakları arasında Spitfire çok iyi vazife gören tek kişilik avcı uçağı olarak daima hatırlanacaktır. Özellikle 1940 yılında İngiltere Adası ve Manş Denizi üzerinde meydana gelen İngiltere hava savaşlarındaki (Battle of Britain) çarpışmalarda İngiliz pilotları Spitfire'ın değişik tipleri ile üstün Alman Hava Kuvvetleri'nin (Luftwaffe) Messerschmitt Me (Bf) 109, Me 110 ve Focke-Wulf Fw 190 avcı uçaklarına karşı büyük başarılar kazanmışlardır. Savaştan önce yarış uçağı olarak R. J. Mitchell isimli mühendis tarafından planları çizilerek yapılan Spitfire'ın öncüsü, 1936 yılında avcı uçağı olarak deneme uçuşlarına başlamış, 1938 yılında İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne (RAF) katılmıştır. Bütün 2'nci Dünya Savaşı uçaklarının muhtemelen en tanınanı olan Spitfire üretim hayatına Mk.I olarak başlamıştır. Britanya Savaşı'na hükmeden Hurricane ile birlikte her iki uçak da Alman Hava Kuvvetleri'nde görev yapan rakiplerine karşı daima üstün gelmiştir. Bununla beraber, Alman teknolojisi kendi uçaklarını geliştirdikçe, yeni düşman uçakları ile baş etmek için Spitfire'ı geliştirmek acil bir ihtiyaç haline gelmiştir. (Devamı...)


Mercedes Sosa (9 Temmuz 1935 - 4 Ekim 2009) Arjantinli şarkıcı.

Mercedes, 9 Temmuz 1935'te Arjantin Tucuman'da dünyaya geldi. 15 yaşında profesyonel olarak şarkı söylemeye başlayan sanatçı ilk albümünü 1959'da çıkarttı. 1960'ların ortalarına doğru Latin Amerika müziğini rock ve politik müzikle harmanlayan Nueva canción tarzında yaptığı müziklerle tüm dünyada tanınmaya başlandı. 1976'da Jorge Vileda komutanlığında yapılan askeri darbenin ardından ülkesi Arjantin zor günler yaşamaya başladı. Politik tavrından ve müziğinden ödün vermeyen Sosa 1979'da La Plata'da verdiği konser sırasında sahnede gözaltına alındı. Bu olaydan sonra Arjantin'de şarkı söylemesi yasaklandı ve sanatçı sürgün hayatı yaşamak zorunda kaldı. Sosa, ülkesine ancak 1982'de dönebildi. Bu tarihten itibaren müzik çalışmalarına devam eden sanatçı 30'u aşkın albüme imza attı. Tüm dünyada konserler verdi. Sağlığı bozulana kadar müzik çalışmalarına ve politik mücadelesine devam etti. İlk albümleri olan La Zafra (1962) ve Canciones con Fundamento (1965) dikkatleri çok çekmemiş olsa da ülkesindeki en önemli festivallerden biri olan Cosquin Festivali'ne katılarak bildiğimiz ününe kavuşmuştu. İlk diktatörlük döneminde “La Negra” albümündeki tüm şarkılar yasaklanmıştı, ama o 1979 yılına kadar ülkesinde kaldı. Ve 1979 yılında çıktığı bir konserde tutuklandı. Bundan kısa bir süre sonra Avrupa'ya yerleşti ve 1982 yılına kadar orada yaşadı. Arjantin'e geri dönüşüyle birlikte diktatörlük karşısında kültürel ifadenin yolunu açan Buenos Aires Opera ve Tiyatrosu'nda çeşitli konserler verdi. Müzik tarihindeki ünü, sosyal adanmışlığı ve insan hakları için verdiği mücadele ile 2002'de Arjantin'de Sarmiento Ödülü’ne layık görüldü. Victor Heredia ve Leon Gieco ile müzikal-sanatsal bir proje olan Arjantin Şarkı Söylemek İstiyor projesine başladıysa da hastalığı nedeniyle yarım bırakmak zorunda kaldı. “Amerika'nın Sesi”ne tam da bu yıl Şarkıcı 1 ve Şarkıcı 2 adlı konseptsel bir çalışma ile katkı koymuştu. (Devamı...)


21 Temmuz
2015'te Türkiye'de 6 Ocak'ta Sultanahmet Meydanı'nda bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü Turizm Şube Müdürlüğüne Rusya vatandaşı Diana Ramazova tarafından intihar saldırısı düzenlendi. Saldırı sonucunda, 1 polis memuru hayatını kaybederken 1 polis memuru ise yaralandı. 14 Şubat'ta Mersin'de tecavüz edildikten sonra cinayete kurban giden Özgecan Aslan defnedildi. Ülkenin birçok yerinde protesto gösterileri düzenlendi. 18 Mart'ta Çanakkale Deniz Zaferi'nin 100. yıldönümünde Çanakkale şehitleri anıldı. 31 Mart'ta İstanbul Adalet Sarayı'nda yasadışı DHKP-C örgütü üyeleri tarafından Savcı Mehmet Selim Kiraz öğlen saatlerinde rehin alındı. İlerleyen saatlerde polisin düzenlediği operasyonda savcı Kiraz ve iki eylemci hayatını kaybetti. 3 Mayıs'ta sona eren 51. Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu'nu Kristijan Đurasek kazandı. 10 Mayıs'ta 2015 Bayanlar Dünya Kulüpler Şampiyonası'nda Eczacıbaşı VitrA takımı finalde Dinamo Krasnodar takımını 3-1 mağlup ederek şampiyon oldu. 12 Haziran'da düzenlenen Miss Turkey 2015'te Türkiye güzellik yarışmasını 18 yaşındaki Ecem Çırpan kazandı. 29 Haziran'da düzenlenen 89. Gazi Koşusu'nu Renk isimli atıyla jokey Ahmet Çelik kazandı. 4 Ağustos'taki Yüksek Askerî Şûra toplantısı sonucunda Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar olurken, Kara Kuvvetleri Komutanlığına ise Salih Zeki Çolak getirildi. Hava Kuvvetleri Komutanlığına Abidin Ünal atandı. 8 Ağustos'ta Ankara'daki Osmanlı Stadyumu'nda oynanan Süper Kupa maçında Bursaspor'u 1-0 mağlup eden Galatasaray kupanın 14. kez sahibi oldu. 10 Ekim'de Ankara'da düzenlenen "emek, barış, demokrasi" mitinginde 2 ayrı patlama meydana geldi. Patlamalarda, 109 kişi hayatını yitirdi; 48'i ağır 246 kişi yaralandı. 16 Ekim'de Türksat 4B uydusu Kazakistan Baykonur Uzay Üssü'den Başarıyla fırlatıldı. 1 Kasım'da gerçekleştirilen seçimlerde Ahmet Davutoğlu liderliğindeki Adalet ve Kalkınma Partisi oyların %49,50'sini alarak birinci parti oldu ve 550 sandalyeli Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde 317 sandalye kazandı. Kemal Kılıçdaroğlu liderliğindeki Cumhuriyet Halk Partisi ise %25,32 ile ikinci oldu. (Devamı...)

Zeki Rıza Sporel (28 Şubat 1898, İstanbul - 3 Kasım 1969, İstanbul), Türk futbolcudur.

Fenerbahçe A takımına 17 yaşında girdi. Takımın formasını 19 yıl boyunca giydi. 352 maçta 470 gol attı. Millî takımın ilk golcüsüdür. Türkiye millî futbol takımı formasını 16 kez giydi. 10 kez kaptanlık yaptı. 26 Ekim 1923'te Romanya ile oynanan ve 2-2 berabere sonuçlanan Türkiye millî takımının ilk maçında 2 gol attı. Millî takıma toplam 15 gol kazandırdı. Millî takımın Finlandiya'yı 4-2 yendiği maçta Türkiye'nin 4 golünü de atarak bu konudaki rekoru uzun süre elinde tuttu. Futbolu 1934'te bıraktı. Soyadı kanunu çıktıktan sonra, soyadı bizzat Mustafa Kemal Atatürk tarafından verilmiştir. Tenis dalında Türkiye'yi temsil etti. Yöneticilik yaptı. Türkiye Su Sporları Federasyonu ve Fenerbahçe Spor Kulübü başkanlıklarında (1955-1957) bulundu. Türk futbol tarihinin en iyi 11'ine seçildi. Ayrıca Fenerbahçe ile Galatasaray arasındaki ezeli rekabette Galatasaray ağlarına tam 33 gol atarak kırılması çok güç bir rekora imza atmıştır. Kardeşleri ünlü futbolcular Hasan Kamil Sporel ve Arif Sporel. 1921 yılında Galatasaray'ın yurt dışı turunda Galatasaray forması ile mücadele etmiş, Werder Bremen, FC Köln, FC Saarbrücken ve FC Lausanne Sport maçlarında goller atmıştır. (Devamı...)


22 Temmuz
Zelzele Adası Pakistan'ın Belucistan eyaletinin Gvadr şehrinde, kıyı şeridinden yaklaşık 2 kilometre açıklıkta bulunan bir ada. Ada, 24 Eylül 2013'te meydana gelen bir deprem sonucunda oluşmuştur.

Adanın bir deprem sonucu ortaya çıkmasından dolayı Türkçe'de deprem adası anlamına gelen Urduca: زلزلہ جزیرہ (Zalzala Jazeera) adı seçildi. Ayrıca, deprem dağı karşılığına gelen "Zalzala Koh" diğer yaygın kullanılan isimlerden birisidir.

1945, 1999, 2001 ve 2010 yıllarında Mekran bölgesininde meydana gelen depremler sonrasında Gvadar'ın 282 kilometre (175 mil) doğusunda, Hingol nehri deltası altında, Ormara kasabasına 1 km mesafede kıyı boyunca birçok adacık su yüzeyine çıktı. Bu adacıklar deniz derinliğinin sadece 6-7 metre (23 ft) olması nedeniyle yaz aylarında Pakistan'ı etkileyen kuvvetli yağmur ve fırtınalardan oluşan muson yağmurları sonrasında, deniz seviyesinin yükselmesi ile ortadan kayboldu. Ayrıca sahil kasabası sakinleri 1968 yılında bir deprem sonucunda aynı yerde ada oluştuğunu ve bir yıl sonra adanın ortadan kaybolduğunu ifade ettiler. Ada 24 Eylül 2013 tarihinde Pakistan'ın güneybatısındaki Awaran şehri yakınlarında 7.7 Ml büyüklüğündeki deprem sonucunda oluştu. Devamı...


David J. Thouless (21 Eylül 1934, Bearsden), Britanyalı fizikçi ve bilim insanı.

2016'da Duncan Haldane ve John M. Kosterlitz ile birlikte maddenin topolojik evre değişimleri ve maddenin topolojik evrelerinin kuramsal keşfine yaptıkları katkı nedeniyle Nobel Vakfı tarafından Nobel Fizik Ödülü'ne layık görüldü.

David James Thouless 21 Eylül 1934 tarihinde İskoçya'nın Bearsden şehrinde doğdu. Thouless ilk olarak Winchester College'da öğrenim gördü. 1955'te lisans derecesini Cambridge Üniversitesi'nde aldı. Doktora eğitimini, 1967 Nobel Fizik Ödülü sahibi nükleer fizikçi Hans Bethe'nin danışmanlığında 1958 yılında Cornell Üniversitesi'nde tamamladı. Berkeley'deki Kaliforniya Üniversitesi'nde doktora sonrası araştırmacı olarak çalıştı. Devamı...


23 Temmuz
Ganj Nehri (गंगा Hindu dilinde Ganga), Hindistan'ın kuzey topraklarından ve Bangladeş'ten geçen 2.700 km uzunluğundaki akarsu. Doğu yönünde, Bengal Körfezi'ne doğru akar ve Brahmaputra ırmağı ile birlikte 4/5'i Bangladeş'a ait olan, 45.000 km²lik bir delta yaparak körfeze dökülür.

Ganj, yüksek Himalaya yaylâlarındaki Bhagirathi ve Alakmanda akarsularının birleşmesinden doğar. Dar ve sarp boğazlarla Siwalik tepeleri ve küçük bir ticaret şehrinin bulunduğu Hardvar Ovası boyunca akar. Geniş bir kavis çizerek Kuzey Hindistan'ın büyük alüvyal ovasında, Kanpur'dan Allahabad'a doğru iner; burada Jumna Irmağı ile birleşir. Doğuya doğru ilerler ve Varansi'den 200 mil kadar sonra sol tarafından Gogra ve Gandak adlı iki akarsuyu, sağ tarafında da Patna'yı geçtikten hemen sonra, Deccan yaylâlarında birleştiği tek akarsuyu, Son'u alır. Ganj Vadisi'nin en önemli endüstri bölgesi, delta üzerinde kurulu olan, bankaların ve endüstriyel yatırımların bulunduğu, Kalküta ve Howrah'dır. Bu bölgede en büyük jüt endüstrisi kuruludur. Ayrıca makina, kimya, kâğıt ve tüketim maddeleri endüstrisi de önemli yer tutar. Himalaya Dağları ile Deccan yaylâları arasında bulunan Ganj Vadisi, kesif tarımı, çeşitli endüstrisi, kalabalık şehirleri ve sıkışık trafiği ile Hindistan'ın kalbidir. Ayrıca Hindular, ölüleri yakarak küllerini Ganj Nehri'ne dökerler. Hinduizm inancında ne olursa olsun Ganj Nehri'nin kirlenemeyeceği inancı vardır. Bu nedenle yıllarca kirlilik için önlem alınmamış, birçok kanalizasyon hattı ve fabrika atıkları nehre boşaltılmıştır. Aşırı kirlilik yaratan deri sanayii ile birlikte nehre her gün tahminen 1 milyar litre lâğım akmaktadır. Ayrıca hindular hamile iken ölen bayanları ve çocukların cesetlerini ganj nehrine atarlar, Ganj nehrinde çok sayıda cesetin kıyıya vurup kuşlar tarafından parçalanarak yendiğini görebilirsiniz. Hindular bunun kutsal olduğunu düşünürler. Devlet şimdiden arıtma ve engellme çalışmaları için $33 Milyon dolar harcamışsa da bugün Ganj, dünyanın en kirli su kütlelerinden biridir. Fakat Hindular bunu kabul etmemekte ve her kutsal âyinde nehre girmeyi sürdürmektedir. Üstelik bu suda yıkanmanın yanı sıra içenler de olduğundan sarılık, tifo gibi pek çok hastalık kapılmaktadır. Aynı zamanda bu kirlilik uzun yıllardır nehir çevresinde yaşayan halk üzerinde alışa gelmedik bir etki yaratmıştır. Halk kutsal olduğuna inandığı nehir suyunu günlük işlerinde kullanmaktadır ve bu da nehirin barındırdığı hastalıklara karşı zamanla bağışıklık kazanmalarını sağlamıştır.Yerel halk bu yüzden nehirin suyunu şifalı kabul etmektedir. (Devamı...)


Golda Meir (doğumdaki adı Golda Mabovitch, d. 3 Mayıs 1898, Kiev-Ukrayna – ö. 8 Aralık 1978, Kudüs), İsrailli öğretmen, politikacı, İsrail'in dördüncü başbakanı ve İsrail devletinin kurucularından.

İsrail politik yaşamında çok önemli isimlerden biri olan Meir, 17 Mart 1969 ile 3 Haziran 1974 tarihleri arasında başbakanlık yaptı. İsrail'in ilk, dünyanın ise üçüncü kadın başbakanı oldu (Sri Lanka'da Sirimavo Bandaranaike ve Hindistan'da Indira Gandhi'den sonra). Golda Masovitch (Ukraynaca:  Ґольда Мабович) 3 Mayıs 1898 tarihinde Kiev, Rusya İmparatorluğu'nda doğmuştur. Ebeveynleri Neiditch (1951'de öldü) ve Moshe Mabovitch (1944'te öldü). Sheyna (1889 - 1972) ve Tzipke (1902 - 1981) adında iki kız kardeşi vardır. Diğer beş kardeşi, o çocukken ölmüştür. Moshe Mabovitch 1903 yılında iş bulmak için New York'a gitmiştir. 26 Şubat 1969 tarihinde Levi Eshkol'un ölümünün ardından başbakan seçilmiştir. 10 Mart 1969 ve 3 Haziran 1974 yılları arasında görevini sürdürmüştür. Görev süresi bitince görevini İzak Rabin'e teslim etmiştir. Meir, 8 Aralık 1978 tarihinde 80 yaşındayken Lenfoma kanserinden dolayı Kudüs'te ölmüştür. 12 Aralık tarihinde Herzl Tepesi'ne gömülmüştür. (Devamı...)


24 Temmuz
Deprem yer sarsıntısı veya zelzele, yer kabuğunda beklenmedik bir anda ortaya çıkan enerji sonucunda meydana gelen sismik dalgalanmalar ve bu dalgaların yeryüzünü sarsması olayıdır. Sismik aktivite ile kastedilen meydana geldiği alandaki depremin frekansı, türü ve büyüklüğüdür. Depremler sismograf ile ölçülür. Bu olayları inceleyen bilim dalına da sismoloji denir. Depremin şiddeti Moment magnitüd ölçeği (ya da eskiden kullanımda olan Richter ölçeği) ile belirlenir. Bu ölçeğe göre 3 ve altı şiddetteki depremler genelde hissedilmezken 7 ve üstü şiddetteki depremler yıkıcı olabilir. Sarsıntının şiddeti Mercalli şiddet ölçeği ile ölçülür. Depremin meydana geldiği noktanın derinliği de yıkım kuvvetine etkilidir ve yer yüzüne yakın noktada gerçekleşen depremler daha çok hasar vermektedir.

Dünya yüzeyinde gerçekleşen depremler kendilerini bazen sallantı bazen de yer değiştirme şeklinde göstermektedir. Bazen yeryüzüne yakın bir noktada güçlü bir deprem gerçekleştiğinde tsunamiye sebep olabilir. Bu sarsıntılar ayrıca toprak kayması ve volkanik aktiviteleri de tetikleyebilir. Genel olarak deprem sözcüğü herhangi bir sismik olayın -Doğal bir fenomen olarak gerçekleşmiş veya insanların sebebiyet verdiği- ürettiği sismik dalgaları adlandırmak için kullanılır. Depremler genellikle kırıkların (fay hatları) çatlamasıyla oluşur. Bunun yanı sıra volkanik faaliyetler, toprak kaymaları, mayın patlamaları veya nükleer testler sonucunda da gerçekleşebilir. (Devamı...)


Voltaire ya da tam adıyla François Marie Arouet (d. 21 Kasım 1694 - ö. 30 Mayıs 1778), Fransız yazar ve filozof. Daha çok mahlası Voltaire olarak tanınmıştır. Fransız devrimi ve Aydınlanma hareketine büyük katkısı olmuştur.

Din ve ifade özgürlüklerinin yanı sıra, insan hakları konusundaki düşünceleri ve felsefi yazıları ile ünlenmiştir. Eserlerinde Kilise dogmaları ve döneminin Fransız müesseselerini yoğun olarak hicvetmiştir. Zamanın en etkili isimlerinden biri olarak tanınır. Voltaire Paris'te, 1694'te doğmuştur. Sekiz yıl boyunca sanat eğitiminin başladığı Collège Louis-le-Grand'da okumuştur. Fakat orada "Latince ve Aptallıklar" dışında bir şey öğrenmediğini iddia etmiştir. Mezun olduktan sonra Voltaire edebiyatta kariyer yapmaya başladı. Babası ise oğlunun hukuk eğitimi almasını istiyordu. Bu nedenle Voltaire, Paris'te bir avukatın asistanı olarak çalışıyormuş gibi gözüküp, zamanının büyük bir kısmını hicivsel şiirler yazmaya adamıştır. Babası bunu öğrendiğinde Voltaire'i yine hukuk okumaya göndermiştir; yine de Voltaire yazmayı sürdürmüştür. Sivri dili ile aristokratik ailelerin beğenisini toplamıştır. Kral XV. Louis'nin naibi, Orléans Dükü, II. Philippe'yi konu alan bir yazısı nedeniyle Bastille'de hapsedilmiştir. Oradayken çıkış yaptığı piyesi Oedipe'yi kaleme almış ve Voltaire ismini almıştır. Oedipe'nin başarısı Voltaire'i etkili bir isim yapmakla beraber onu Fransız Aydınlanmasına dahil etmiştir. Voltaire'nin hazır cevaplılığı ve sivri dili başına bela olmayı sürdürdü. Genç bir asilzadeyi gücendirmesi onun mahkeme dahi olmadan sürgün edilmesine yol açtı. Voltaire'nin İngiltere'ye sürgünü, İngiltere'deki düşünsel durum ve yaşadıkları düşüncelerini büyük oranda etkilemiştir. İngiliz monarşisinden ve ülkenin din ve ifade özgürlüğüne verdiği değerden etkilenen genç yazar, ülkenin yazar ve düşünürlerinden de etkilenmiştir, Shakespeare gibi. Gençlik yıllarından Shakespeare'i Fransız yazarlarına bir örnek olarak görse de, daha sonraları kendini ondan daha büyük bir yazar olarak görmüştür. (Devamı...)


25 Temmuz
Koronavirüs, ya da corona virüsü (LatinceOrthocoronavirinae), kuşlarda ve memelilerde hastalıklara sebep olan ve Coronaviridae familyasının iki alt familyasından birini oluşturan virüslerdir. İnsanlarda genellikle ciddi olmayan virüs, nezle vakalarının önemli bir bölümüne yol açmasıyla birlikte, aralarında MERS-CoV, SARS-CoV ve COVID-19 (2019-nCoV)'un bulunduğu bazı nadir koronavirüs çeşitleri ölüm riski bulunduran solunum yolu enfeksiyonlarına neden olabilir. Koronavirüsler ineklerde ve domuzlarda ishal, tavuklarda ise üst solunum yolu hastalıklarına sebep olur.

İçerisinde barındırdığı genetik materyal (genom) pozitif polariteli, tek iplikçikli RNA'dan oluşur. Bugüne kadar tespit edilmiş en büyük RNA genomuna sahip virüslerdir, 30 kilobazdan büyük bir uzunluğa sahiptir. 125 nanometre büyüklüğe sahip olan virüsün en belirgin özelliği etrafındaki değneğe benzeyen çıkıntılarıdır. Bu özelliğiyle mikroskop altında güneşin taç küresine (Latince: corona) benzediği için koronavirüs adını almıştır.

SARS-CoV 2'nin de aralarında yer aldığı koronavirüs hastalıklarına karşı henüz herhangi bir aşı veya özel antiviral ilaç geliştirilmemiştir. Hastalığın kontrol edilmesinde semptomatik tedavi, izolasyon ve çeşitli deneysel uygulamalar yer alır. El yıkama, mesafe koyma ve yüze dokunmama koronaviral hastalıkların yayılmasını önlemek için önerilen önlemlerdendir. Devamı...


Hayvan hakları, insan harici hayvanların tümünün ya da bir kısmının kendilerine ait bir özerkliğe sahip oldukları ve acıdan kaçınma gibi temel çıkarlarının tıpkı insanların temel çıkarlarının korunduğu gibi korunması gerektiğini savunan fikirdir. Hayvan hakları kavramı, insan harici hayvanların insan amaçlarına uygun düştüğü biçimde kullanılabilecek birer eşya olmadığı, kendi arzuları ve ihtiyaçları olan bireyler olarak muamele görmeleri gerektiği anlamına gelir. Pratikte bu,hayvanların insancıl muamele görmelerinin gerekli olması anlamına gelebileceği gibi, hayvanların tibbi ve kozmetik deneylerde kullanılmasının, eti ya da derisi için öldürülmesinin, eğlence için avlanmasının ve hayvancılık sektöründe hammadde ya da kaynak olarak kullanılmalarının hayvan hakkı ihlalleri olarak tanımlanması anlamına gelecektir.

Hayvan hakları savunucuları, bir türe -insan türüne- mensup olmanın tek başına ahlaki değerlendirmenin temeli olamayacağını öne sürerek, insan harici hayvanları ahlaki değerlendirmenin dışında bırakan önyargılı bakış açısını türcülük olarak adlandırmaktadır.

Hayvan hakları kavramı, hayvanların insanlar tarafından kullanım şartlarında iyileştirmelere ve yasal bazı düzenlemelere gidilmesini öneren hayvan refahı kavramıyla karıştırılmamalıdır. Devamı...


26 Temmuz
Vietnam (Vietnamca: Việt Nam) resmi adı ile Vietnam Sosyalist Cumhuriyeti, Güneydoğu Asya'da, Çinhindi Yarımadası'nın doğusunu kaplayan bir ülkedir. Uzun dar bir kara parçası üzerinde yer alan Vietnam'ı, kuzeyde bırakan Çin, batıda Kamboçya ile Laos, güneyde ve doğuda Güney Çin önce Kuzey Vietnam ve Güney Vietnam olarak iki ayrı cumhuriyete bölünmüş olan ülke, 1976'da Vietnam sosyalist Cumhuriyeti olarak birleşmiştir. Vietnam dağlık bir ülkedir. Song-Koi ve Mekong deltaları önemli alçak düzlükleridir. Kıyı ovaları doğuda yer alır. Geri kalan toprakların büyük bir bölümünü ormanlık, dağlık bölge kaplar. Başlıca ürünleri; pirinç, manyok, kocadarı, mısır, kahve, çay, kauçuk, el işleridir. Önemli kentleri; Ho Şi Mingh, Hanoi, Haifong'dur. Eğitim; 12 yaşına kadar parasız ve zorunludur. Kuzey Vietnam ile Güney Vietnam 1976'da tek ülke olarak birleşmiş, ancak yıllarca süren savaş ve bombardıman sonucu büyük bir yıkıma uğramıştır.

Vietnam'ın arkeolojik tarihi, 2500 yıl öncesine dayanmaktadır. Ancak tüm tarihi değerleri ve yaşamsal bulgularıyla, Vietnam tarihi 4000 yıllık büyük bir tarihtir. Vietnam, MÖ 1. yüzyıl]]dan 10. yüzyıla kadar Çin Uygarlığı'nın egemenliği altında kalmıştır. 939 yılında bir grup Vietnam zümresi tarafından ülke, Çin'e karşı bağımsızlığını kazanmıştır. 968 yılında ise Vietnam, resmi olarak kendi resmi benliğini ilan etmiştir. (Devamı...)


Arnold Joseph Toynbee (14 Nisan 1889, Londra – 22 Ekim 1975), İngiliz tarihçi. Tarihin konusunun kültürler olduğunu söyleyen, kültürlerin ise dinamik yapılar olup, özelliklerini yaratıcı kişilerden aldığı, dolayısıyla tarihin kültürler hakkında olumlu ya da olumsuz değerlendirmelerde bulunmak yerine, kültürleri anlamaya çalışması gerektiği düşüncesiyle seçkinleşen tarih felsefecisidir.

14 Nisan 1889'da Londra'da dünyaya geldi. Winchester, Balliol Koleji ve daha sonraları öğretim kadrosu içinde yer alacağı Oxford'da eğitim gördü. I. Dünya Savaşı çıktığında ülkesinin edebiyatçılarından birçoğu gibi o da savaş bakanlığına bağlı propaganda bürosunda çalıştırıldı. Bu esnada birçok propaganda eserine imzasını attı. Bunların arasında o zamanlar Britanya İmparatorluğu ile harp halinde bulunan Türkiye'yi karalayan mavi kitap ve benzeri kitaplar da bulunmaktaydı. Daha sonraları, Londra Üniversitesi'ndeki Bizans ve Modern Yunan Dili, Edebiyatı ve Tarihi üzerine Koraís kürsüsünün kurucu profesörü olarak göreve başladı. 1921 yılında, mevcut görevinden izin alarak "Manchester Guardian" adına Anadolu'daki Türk-Yunan savaşını yerinde izledi ve Yunan birliklerinin giriştiği vahşet hareketlerini bu gazetenin okurlarına aktardı. Dönüşünde, Türkiye’de ve Yunanistan’da Batı Meselesi adlı eserini kaleme aldı. Bu kitap Mustafa Kemal önderliğindeki Millî Türk Ordusunun Yunan kuvvetlerini bozguna uğratmalarının hemen öncesinde, 1922 yılının yazında yayınlandı. Toynbee’nin bu yazıları ve Türklerin davasına karşı giderek artan sempatisi Koraís kürsüsünün finansmanına katkıda bulunan Yunan hükümetinin ve destekçilerinin tepkisini çekti. baskı ve suçlamalardan bunalan Toynbee 1924 yılında kürsüden ayrıldı. Daha sonra, Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsünde 1955 yılında emekli oluncaya dek çalışacak ve önemli eserlerini bu kurumda kaleme aldı. (Devamı...)


27 Temmuz
Ökaryot (LatinceEukaryota), hücrelerinde bir çekirdek ve başka organeller içeren bir canlılar grubu olup bilimsel sınıflandırmada arkeler ve bakterilerle beraber tüm canlıları kapsayan üç ana gruptan biridir.

Ökaryotların genetik malzemeleri zarla çevrili çoğunlukla bir, nadiren birden çok çekirdek içinde yer alırlar. Bu nedenle kelime, gerçek (Grekçeeu) ve çekirdek (Grekçekaryon) sözcüklerinden türetilmiştir. Sıfat hâli ökaryotiktir. Bakteri ve arkeler çekirdeksiz olduklarından beraberce prokaryot olarak adlandırılırlar (evvel (Grekçepro-) ve çekirdek (Grekçekaryon)). Çekirdeğin yanı sıra ökaryotların kloroplast veya mitokondri gibi zarla çevrili çeşitli organelleri vardır. Bu tür hücre içi karmaşık yapılar da prokaryotlarda bulunmaz. Ökaryotların ortak bir atası olduğu için bir üst âlem (İngilizcedomain) olarak tanımlanmışlardır. Üst âlem sisteminde ökaryotların prokaryotlara kıyasla arkelerle daha çok ortak özellikleri olduğundan arkelerle beraber neomura kladı içinde gruplandırılırlar. Ökaryotlar genel olarak bitki, hayvan, mantar ve protista olarak dört gruba ayrılırlar. Ancak protista grubu aslında bitki, hayvan ve mantar olarak sınıflandırılamayan canlıları bir arada toplayan bir grup olduğu için bazı biyologlar tarafından kabul görmez ve yerine daha küçük gruplar tanımlarlar. Çok çeşitli ökaryotik hücre tipi olmakla beraber hayvan ve bitkilerin en yaygın ve iyi bilinen çeşitleri olduklarından ökaryot yapısının anlaşılması için iyi bir başlangıç noktası oluştururlar. Ancak mantar ve çoğu protistanın hayvan ve bitkilerden önemli farklılıkları vardır. (Devamı...)


Nikita Kruşçev (Rusça: Никита Сергеевич Хрущёв / Nikita Sergeyeviç Hruşçov, d. 17 Nisan 1894, Kalinovka, Ukrayna, Rusya İmparatorluğu - ö. 11 Eylül 1971, Moskova), Sovyet devlet adamı ve Sovyetler Birliği Komünist Partisi birinci sekreteri. Doğru okunuşu Hruşçyov olan soyadı, Türkçe'de de genellikle İngilizce Khrushchev yazımındaki gibi Kruşçev olarak telaffuz edilir.

17 Nisan 1894'te Ukrayna'nın Kalinovka şehrinde dünyaya geldi. Babası maden işçisiydi. Doğduğu köyde öğrenim gördükten sonra, ailesiyle birlikte Donetsk Kömür Havzasındaki madencilik ve sanayi merkezi Yuzovka'ya geçti. Burada 15 yaşında boru tesisatçısı olarak çalışmaya başladı. 1917 Devriminden önce işçi teşkilatlarında vazife aldı. 1918'de Rusya Komünist (Bolşevik) Partisine üye oldu. Ocak 1919'da Kızıl Orduya girdi. 1922'de Yuzovka'da yeni açılan bir işçi okuluna girerek orta öğrenimle birlikte parti eğitimi gördü. Okuldaki parti komitesinin sekreterliğine getirildi. 1925'te Yuzovka'daki Petrovski-Mariinsk ilçesinin parti sekreteri oldu. Aktif çalışmaları sebebiyle parti ileri gelenlerinin dikkatini çekti. Moskova'da toplanan 14. Parti Kongresine katıldı. 1929'da Moskova'daki Stalin Sanayi Akademisine kabul edilerek metalurji öğrenimi gördü. Parti içindeki çalışmalarına da devam eden Kruşçev 1933'te Moskova Bölge Komitesi İkinci Sekreterliğine yükseldi. 1935'te Moskova parti teşkilatının birinci sekreteri oldu. Komünist Partinin 17. Parti Kongresinde, Merkez Komitesinin tam üyeliğine seçildi. Aynı yıl Yüksek Sovyet Prezidyumu yedek üyeliğine getirildi. 1938'de politbüro aday üyesi oldu. Ertesi yıl politbüronun tam üyesi oldu. 1943'te Stalin'in politik temsilcisi olarak Stalingrad Kuşatması'nda Sovyet Kuvvetleri'ne komuta etti. 1944'te Ukrayna Meclisinin başkanlığına getirildi. 1946'da meydana gelen büyük kıtlık sırasında, gıda maddelerinin dağıtımında Stalin'in isteği doğrultusunda hareket etmediği için bir müddet gözden düştü. 1949'da Moskova bölgesi parti başkanlığına yeniden getirildi. Aynı zamanda Komünist Parti Merkez Komitesi sekreteri oldu. 1949-53 döneminde diğer parti idarecileri gibi sık sık Stalin'in siyasi oyunlarıyla karşılaştı. 1953'te Stalin'in ölümünden sonra Komünist Partinin birinci sekreterliğine getirildi. Devleti idare eden Başbakan Georgi Malenkov ile bir müddet rekabet etti. 1955'te Malenkov'u başbakanlıktan uzaklaştırarak yerine kendi adayı Nikolay Bulganin'i getirdi. (Devamı...)


28 Temmuz
Teşekkürler, Türk şarkıcı Hande Yener'in dokuzuncu stüdyo albümü. 20 Eylül 2011'de Poll Production tarafından yayımlandı. Pop müzik ritimleri içerir ve Yener'in tekrar pop müzik yapmaya başladığı Hande'ye Neler Oluyor? (2010) albümünden sonra yayımladığı ilk stüdyo albümüdür. Tamamı Sinan Akçıl tarafından yazılıp bestelenen şarkılardan oluşur; bu özelliğe sahip olan ikinci Hande Yener albümüdür. Yapımcılığını Polat Yağcı üstlenmiştir.

12 şarkıdan oluşan Teşekkürler, Yener tarafından, sevenlerine ithaf edildi ve şarkıcı olarak geçirdiği "11 Yılın Özeti" olarak tanımlandı. Müzik eleştirmenleri, albümü eleştirirken ikiye bölündü; kimisi övgüyle bahsetti, kimisi ise şarkıcının daha öncedeki albümleriyle çeşitli yönlerini karşılaştırarak olumsuz bir şekilde bahsetti. Albümün ilk duyulan şarkısı, Haziran 2011'de Altın Kelebek Ödülleri'nde seslendirilip single olarak satışa sunulan "Bana Anlat" oldu. Albümün yayımlanmasının ardından "Unutulmuyor", "Teşekkürler", "Havaalanı" ve "Dön Bana" şarkılarına klip çekildi.

Tanıtım gecesi Kral TV üzerinden canlı olarak yayımlanan albüm, 59 bin satış rakamına ulaştı. Yener, albümdeki şarkılarını Beyaz Show ve Bugün Ne Giysem? gibi çeşitli programlarda, bazı etkinliklerde ve konserlerinde seslendirdi. Ayrıca albümdeki bazı şarkıların remiks versiyonları, Haziran 2012'de satışa çıkan Rüya albümünde yer aldı. (Devamı...)


Kulak kemikleri veya kulak kemikçikleri (Latince: tek. Ossicula auditus, çoğ. Ossicula auditoria) orta kulaktaki üç kemikten oluşur ve insan vücudundaki en küçük kemikler arasında yer alır. Havadan gelen sesleri sıvı dolu kemik labirente (koklea) aktarmaya yararlar. İşitsel kemiklerin yokluğu, orta ila şiddetli bir işitme kaybı oluşturur. "Ossicula" terimi, "minik kemik" veya "kemikçik" anlamına gelir. Terim vücuttaki herhangi bir küçük kemiğe atıfta bulunsa da, tipik olarak orta kulaktaki çekiç, örs ve üzengi (malleus, incus ve stapes) kemikleri anlamında kullanılır.

Ses dalgaları timpanik zarı (kulak zarı) titrettiğinde zar, bağlı olduğu çekiç kemikçiğini hareket ettirir. Daha sonra çekiç titreşimleri örs kemikçiği yoluyla, üzengiye, üzengi ise bunu fenestra ovalis'in zarına (oval pencereye) iletir ve ses iç kulağa iletilmiş olur. Havadan geçen ses çoğunlukla sıvı bir ortamla temas ettiğinde yansıtılır; Havada hareket eden ses enerjisinin yaklaşık 1/30'u bu sıvıya aktarılır. Bu, kafa suyun altında kaldığında meydana gelen ani ses kesilmesinden gözlemlenir. Bunun nedeni, bir sıvının bağıl sıkıştırılamazlığının havada dolaşan ses dalgalarının kuvvetine direnç göstermesidir. (Devamı...)


29 Temmuz
2014 Güneydoğu Avrupa Sel Felaketi 13-18 Mayıs tarihleri arasında Orta ve Balkanlar'da geniş bir alanı etkileyen, "Yvette" adı verilen alçak basınç sisteminin neden olduğu aşırı sağanak yağışlar sonucunda oluşan sel felaketi. Bosna-Hersek, Sırbistan, Hırvatistan, Romanya ve Slovakya'da 86 kişi'nin ölümüne neden olan afet, Balkanlarda gerçekleşen son 120 yılın en büyük sel felaketi olarak kayıtlara geçti. Afetten 2,5 milyon insan etkilendi, çok sayıda yerleşim birimi sular altında kaldı ve yüz binlerce kişi evlerinden tahliye edildi. Bosna-Hersek ve Sırbistan'da olağanüstü hâl ilan edildi.

Bosna-Hersek Cumhurbaşkanı Bakir Izetbegović ve Sırbistan Başbakanı Aleksandar Vučić, sel felaketi nedeniyle uluslararası yardım çağrısı yaptı. Bosna-Hersek'te sel sularının neden olduğu heyelanlar sebebiyle, 1992-1995 yıllarında yaşanan Bosna Savaşı'ndan kalma 120.000'den fazla mayın yer değiştirdi ve sürüklendi. Ayrıca, 20 Mayıs'ta Bosna-Hersek'te, 21-22-23 Mayıs tarihlerinde ise Sırbistan'da ulusal yas ilan edildi. Devamı


Syngman Rhee ya da Yi Seungman, (d. 26 Mart 1875 - ö. 19 Temmuz 1965), Güney Kore'nin ilk cumhurbaşkanı. 1948 Ağustos'undan 1960 Nisan'ına kadar Kore Yarımadasındaki Soğuk Savaş gerginliğinin yaşandığı dönemde başkanlık yaptı. Tartışmalı bir seçimin ardından halkın protestosu başkanlığını sona erdirdi. Hawaii'de sürgünde hayatını kaybetti. 19 Aralık 2012'de, Rhee'nin kızı Park Geun-hye, Güney Kore'de yapılan genel seçimlerdde ülkenin ilk kadın başkanı olarak seçilmiştir.

Syngman Rhee, Hwanghae Eyaleti'nin Daegyeong-ri şehrinde asilzade Yangban soyunun bir üyesi olarak doğdu. Rhee, Joseon Kralı Kral Taejo'nun en büyük oğlu olan Prens Yangnyeong'un soyundan geliyordu. Pai Chai Hak Dang'a devam ederken Kore'nin Japon hegamonyasına karşı mücadelesinde aktif olmaya başladı. Japon monarşisine karşı yaptığı gösteri yapması nedeniyle tutuklandı. 1904'te serbest bırakıldıktan sonra Birleşik Devletler'e gitti. George Washington ve Princeton Üniversitelerinden mezun olarak birkaç dereceye sahip oldu. Batılılaşarak ailesinin önceki adını ve kendi adını batılı tarzda yazmaya başladı. 1910'da Japonya istilaya başlamıştı ki Kore'ye döndü. Politik çığırtkanlığı ordu tarafınfan hoş karşılanmayınca 1912'de Çin'e gitti. 1919'da bütün bağımsızlık yandaşı gruplarla bir araya gelerek Şangay'de "Geçici Hükümet"i oluşturdu. Başkan olarak seçildi ve görevini 1925'e kadar sürdürdü. "Geçici Meclis"teki otoritesini kötüye kullanma suçuyla itham edildi. (Devamı...)


30 Temmuz
Lama (Lama glama), devegiller (Camelidae) familyasından Güney Amerika’nın dağ ve çayırlarında toplu halde yabani olarak yaşayan Guanako’dan evcilleştirilmiş gevişgetiren bir otobur hayvan türü. Aslında koyuna çok benzer ama devenin yakın akrabası olunduğu bilinmektedir.

Lama genel olarak 1-2 m boyunda olup, 15 cm uzunluğunda bir kuyruğa sahiptir. Omuzları yerden 1-2 metre yüksektir. Ağırlığı 70-140 kg civarında olup, narin bir vücudu, uzun bir boynu ve uzun ince bacakları vardır. Develerden farklı olarak sırtında hörgüç bulunmaz. Başı küçüktür, uzun bir çene kısmı, uzun kulakları ve fırlamış gözleri vardır. Postu kaba ve yünlüdür. Dişilerde tüyler boyun ve ayaklarda kısadır. Her hayvanda olduğu gibi lamaların da bir savunma sistemi vardır. Lamaların savunma sistemi; fazla yaklaşıldığında tükürmeleridir. Tehdit hissettiği anda karşı tarafa tükürerek oradan hızla uzaklaşır. Ayrıca, büyüdükleri çevreden de fazla uzaklaşmazlar. Ağustos ve eylül aylarında çiftleşirler. Gebelik 11 ay sürer. Yeni doğan yavru anne tarafından dört ay emzirilir. Lama 2.5 - 3 yaşlarında üremeye başlar. (Devamı...)


William-Adolphe Bouguereau (d. 30 Kasım 1825, La Rochelle, Fransa – 19 Ağustos 1905, La Rochelle, Fransa), Fransız akademik ressam.

Çok erken bir yaşta resme ilgi duymaya başladı. Şarap tüccarı olan Bouguereau'nun ailesi, genç William’ın da aile işine girmesini istediler. Bir müşteri babasını, genç Bouguereau‘yu Güzel Sanatlarda okutmaya inandırdı. İzleyen yıllarda Bouguereau resim yapmayı ve çalışmayı beraber yürüttü. Daha sonra bir resim yarışmasında birincilik aldı. Buradan Paris’e gitti. François-Edouard Picot’nun stüdyosuna ve ardından da Paris’in Güzel Sanatlarına kabul edildi. 19. yüzyılın birçok ressamı gibi Bouguereau da biçem konusunda kendini dikkatle eğitti. Bir resmi çizmeye başlamadan önce nesnesinin tarihini iyice gözden geçirir ve resmin sayısız taslağını tamamlardı. Erken resimlerinin çoğu klasik tarih ya da mitolojiden alınan çıplak figürler ve dinsel konular üzerineydi. Özellikle köy çocuklarını konu alan çalışmalarıyla tanınan sanatçı güzel köy çocukları çizdiği için de sık sık bir Romantik olarak görülürdü. Çocuk portrelerindeki sıcaklığı, klasiklere olan bağlılığı ve usta renk kullanımı Bouguereau‘un resimlerinin en dikkat çekici yanlarıdır. (Devamı...)


31 Temmuz
Salem cadı mahkemeleri Massachusetts'e bağlı Essex, Suffolk ve Middlesex kontluklarında Şubat 1692 ile Mayıs 1693 arasında gerçekleştirilen ve sonrasında cadılık ile suçlanan bir grup insan için sulh yargıçları tarafından yönetilen yerel mahkeme duruşmaları ile devam eden dinletilerdir. Duruşmalar sırasında birçok kişi yetkililer tarafından aranmamasına rağmen suçlanmış, yüz elliden fazla insan tutuklanmış ve hapse atılmıştır. Duruşmalara bakan iki mahkeme, yirmi dokuz kişiyi suçlu bulmuş ve cadılıktan ölüme mahkûm etmiştir. Suçlananlardan on dördü kadın, beşi erkek on dokuz kişi asılarak idam edilmiştir. Suçlananlardan bir adam yalvarmayı reddettiğinden dolayı ağır kayalar altında sıkıştırılarak idam edilmiştir. Suçlananlardan en az beş kişi hapishanede ölmüştür. (Devamı...)

2012 Sultangazi saldırısı 11 Eylül 2012'de Türkiye'nin İstanbul ilinin Sultangazi ilçesindeki 75. Yıl Polis Merkezi'nde düzenlenen intihar saldırısıdır. Karakola gelen ve karakola girmeye çalışan Devrimci Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi (DHKP-C) mensubu İbrahim Çuhadar'ın, polislerin engellemesi sonucu içeri girememesi sonrasında üzerindeki patlayıcıları karakolun giriş kısmında patlatmasıyla gerçekleştirildi. Patlama sonucunda saldırgan ve bir polis hayatını kaybetti, yedi kişi de yaralandı. (Devamı...)