I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı cepheleri

29 Ekim 1914 ve 30 Ekim 1918 tarihleri arasında Osmanlı İmparatorluğu'nun savaştığı cepheler
(Osmanlı Cephesi (Birinci Dünya Savaşı) sayfasından yönlendirildi)

Osmanlı cepheleri, Osmanlı İmparatorluğu'nun I. Dünya Savaşı'nda çarpıştığı cephelerdir.

I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı cepheleri
I. Dünya Savaşı

Yukarıdan aşağıya, soldan sağa: İtilaf Devletleri'ne karşı cihat ilan eden Osmanlı şeyhülislamı. Osmanlı Devleti'nin Rus limanlarını vurmasından sonra, Novorossiysk limanındaki yanan petrol tankları. Çanakkale Savaşı sırasında Osmanlı ordusu. Kafkasya Cephesi'ndeki 3. Ordu. Filistin Cephesi'nde Osmanlı ordusuna bağlı helyograf ekibi. Osmanlı askerleri Irak'taki Kût'ül-Amâre Kuşatması sırasında.
Tarih29 Ekim 1914 - 30 Ekim 1918 (4 yıl)
Bölge
Sonuç

Çanakkale Cephesi'nde Osmanlı, diğer cephelerde İtilaf Devletleri zaferi

Coğrafi
Değişiklikler
Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanması
Taraflar
Osmanlı İmparatorluğu Osmanlı İmparatorluğu
Alman İmparatorluğu Alman İmparatorluğu
Azerbaycan
K. Kafkasya
Senussi
Cebel Şammar
Kaçar Hanedanı
Faslı isyancılar

Birleşik Krallık Britanya İmparatorluğu

Rus İmparatorluğu Rus İmparatorluğu (1914-17)

Fransa Fransa

Ermenistan (1918)
İtalya Krallığı İtalya
Hicaz Krallığı
Asir Emirliği
Necid ve Ahsa Emirliği
Kuveyt
Komutanlar ve liderler
Osmanlı İmparatorluğu Enver Paşa
Osmanlı İmparatorluğu Ahmet Cemal Paşa
Osmanlı İmparatorluğu Esat Paşa
Osmanlı İmparatorluğu Ahmet İzzet Paşa
Osmanlı İmparatorluğu Cevat Paşa
Osmanlı İmparatorluğu Hasan İzzet Paşa
Osmanlı İmparatorluğu Mahmut Kamil Paşa
Osmanlı İmparatorluğu Vehip Paşa
Osmanlı İmparatorluğu Fevzi Paşa
Osmanlı İmparatorluğu Mustafa Kemal Paşa
Osmanlı İmparatorluğu Ali Fuat Paşa
Osmanlı İmparatorluğu Sakallı Nurettin Paşa
Osmanlı İmparatorluğu Mersinli Cemal Paşa
Osmanlı İmparatorluğu Yakup Şevki Paşa
Osmanlı İmparatorluğu Hafız Hakkı Paşa
Osmanlı İmparatorluğu Halil Paşa
Osmanlı İmparatorluğu Nuri Paşa
Osmanlı İmparatorluğu Ali İhsan Paşa
Alman İmparatorluğu Colmar von der Goltz
Alman İmparatorluğu Erich von Falkenhayn
Alman İmparatorluğu Otto Liman von Sanders
Alman İmparatorluğu Kress von Kressenstein
Birleşik Krallık Julian Byng
Birleşik Krallık Archibald Murray
Birleşik Krallık Sir Ian Hamilton
Birleşik Krallık Edmund Allenby
Birleşik Krallık General Nixon
Birleşik Krallık General Maude
Birleşik Krallık General Townshend
Birleşik Krallık Percy Lake
Birleşik Krallık Lionel Dunsterville
Birleşik Krallık Thomas Edward Lawrence
Rus İmparatorluğu Nikolay Yudeniç
Rus İmparatorluğu İllarion Vorontsov-Daşkov
Güçler
Osmanlı İmparatorluğu
3.059.205 (toplam asker sayısı)[1]
800.000 (en yüksek)[1][2]
323.000 (Ateşkes sırasında)[3]
Alman İmparatorluğu 6500 (1916)
20.000 (1918)[1]
~6000 (1918)[4]
Cebel Şammar Emirliği: 9000 (1918)[5]
~ 8000 - 16.000
Birleşik Krallık: 2.550.000
Rus İmparatorluğu: 1.000.000
Fransa: Birkaç yüz bin
: Birkaç yüz bin
İtalya Krallığı: 70.000
Toplam: 3.620.000+
Kayıplar
Osmanlı muharebe dış edilen kişi sayısı: 1.085.000[6]
Osmanlı esir sayısı: 104.152[7]
Toplamda 1.500.000 ölü, yaralı, esir veya kayıp (muharebelerde ölen 243.598 kişi dahil)
1.000.000-1.500.000 ölü, yaralı, esir veya kayıp

Cepheler

değiştir

Osmanlı donanmasının Sivastopol'deki Rus gemi ve limanlarına saldırması üzerine 1 Kasım 1914 günü Rus ordusu Kafkasya’da sınırı geçerek Osmanlı topraklarına girdi. Hemen ardından 2 Kasım'da Rusya, 5 Kasım'da İngiltere Osmanlı İmparatorluğu’na savaş ilan etti. Osmanlı Devleti de buna 14 Kasım'da Cihad-ı Ekber ilanıyla karşılık verdi.

Kafkas Cephesi

değiştir

Enver Paşa kumandasındaki Türk ordusu 21 Aralık'ta girişilen Sarıkamış Harekâtı ile (o zamanki Rus sınırı olan) Köprüköy - Eleşkirt hattında hücuma geçti. Sarıkamış yakınında Allahuekber Dağları'na ulaşan ordu burada 1915 Ocağının ilk haftasında ağır bir yenilgiye uğradı. 130.000 kişilik asker mevcudunun 90.000'i çarpışmalarda veya soğuktan donarak hayatını kaybetti. Geri kalanlar esir düştü.

Grandük Nikola kumandasındaki Rus ordusu bir yıllık bir bekleyişten sonra 13 Ocak 1916'da Erzurum cephesinde harekete geçti. 16 Şubat 1916'da Erzurum, 3 Mart'ta Bitlis ve Muş, 18 Nisan'da Trabzon, 24 Temmuz'da Erzincan düştü. Ancak Ağustos ayında Bitlis ve Muş geri alındı.

Rusya'da 1917 Mart ayında Çarlık rejimine karşı başlayan ayaklanma Kasım ayında Bolşevik rejimin kurulması ve 1918 Ocak ayında Rus ordusunun dağılması ile sonuçlandı. Rus ordusunun çekilmesi üzerine, onların boşalttığı alanlarda Antranik komutasındaki Ermeni birlikleri "Batı Ermenistan Geçici Hükümeti" ilan ettiler. Ancak hücuma geçen Türk ordusu karşısında tutunamayarak dağıldılar. 26 Şubat 1918'de Erzincan, 27 Şubat'ta Trabzon, 12 Mart'ta Erzurum, 2 Nisan'da Van kurtarıldı.

3 Mart 1918'de imzalanan Brest Litovsk Antlaşması ile Rusya savaşta kazandığı toprakları terk ederek 1878 öncesi sınırlara dönmeyi kabul etti. Bu sırada Tiflis'te kurulan Transkafkasya Cumhuriyeti'nin direnmesi üzerine Halil Paşa kumandasında ileri harekete geçen Türk ordusu 25 Mart'ta Oltu, 3 Nisan'da Ardahan, 5 Nisan'da Batum, 15 Mayıs'ta Gümrü, 20 Temmuz'da Nahçıvan'ı aldı ve nihayet 15 Eylül'de Nuri Paşa komutasındaki Kafkas İslam Ordusu, 1918 Bakü Muharebesi'ni kazanarak Bakü'ye girdi. Ekim başında da bir Türk müfrezesi Dağıstan'da kontrolü ele aldı.

Ancak 30 Ekim'de imzalanan Mondros Mütarekesi uyarınca Türk ordusu işgal ettiği Kafkasya topraklarını bırakarak 1914 sınırına geri çekildi. Türk ordusunun boşalttığı Batum, Ardahan ve Kars'ta kurulan Milli Şura Hükümetleri 1919 ilkbaharında Kafkasya'daki İngiliz kuvvetleri tarafından tasfiye edildi.

 
Galiçya Cephesi ve 15. Kolordu Rozet Madalyaları

Çanakkale Cephesi

değiştir

İstanbul'u bir deniz harekâtıyla ele geçirerek Osmanlı İmparatorluğu'nu saf dışı bırakmak ve zor durumda olan Rusya'ya güneyden yardım ulaştırmak projesi savaşın ilk aylarında Büyük Britanya Mühimmat Bakanı Winston Churchill ve Kraliyet Donanması Komutanı Amiral Lord Fisher tarafından ortaya atıldı. Savaşın Alman cephesinde kazanılacağına inanan Kara Kuvvetleri Komutanı Lord Kitchener ise bu projeye karşı çıktı.

Alman Genel Karargâhı Çanakkale'den gelebilecek tehlikeyi sezerek Çanakkale istihkâmlarının güçlendirilmesine ve boğazın mayınlanmasına karar verdi. Albay Wehrle komutasındaki bir alay bu işle görevlendirildi.

18 Mart 1915'te Fransız ve İngiliz donanmalarından oluşan bir filo Çanakkale Boğazı'nı geçmeye teşebbüs etti, ancak ağır topçu ateşi ve mayın patlamaları sonucunda ilerleyemeyerek geri çekildi.

24 Mart'ta İstanbul'daki Alman Askeri Heyeti'nin başı olan Mareşal Liman von Sanders Çanakkale'nin karadan savunmasıyla görevlendirilen 5. Ordu komutanlığına getirildi. 25 Nisan'da İngiliz, Fransız ve ANZAC (Avustralya-Yeni Zelanda Gönüllü Kolordusu) birlikleri Çanakkale Boğazı civarında üç noktada karaya çıktılar. Ancak şiddetli Türk direnişi karşısında ilerleyemeyerek sahil hattındaki dar bir alana sıkıştılar.

Ağustos başında Gelibolu Yarımadası'nın kuzeyine yapılan ikinci müttefik çıkarması da Anafartalar Muharebeleri ile durduruldu. Düşman askeri 8-9 Aralık 1915 gecesi Gelibolu yarımadasını deniz yoluyla tahliye etti.

Çanakkale Savaşı'na kaymakam (günümüzde yarbay) rütbesiyle katılan Mustafa Kemâl Bey, büyük yararlıklar göstererek albaylığa yükseltildi.

Irak Cephesi

değiştir

İngilizler, Osmanlıların Hindistan sömürgelerini ele geçirme riski olduğundan bu cepheyi açtı. Ayrıca Osmanlıların Musul ve Kerkük petrol hatlarını İngilizler önemli görüyordu.

Şattülarap Nehri üzerindeki Abadan'da İngiliz petrol tesislerini koruma altına almak amacıyla 7 Kasım 1914'te İngilizler (nehrin Osmanlı yakasında bulunan) Fao Adası'na asker çıkardılar. 21 Kasım'da Basra İngilizlerin eline geçti.

1915'te İttihat ve Terakki fedaisi ve Teşkilat-ı Mahsusa üyesi olan binbaşı Süleyman Askerî Bey komutasında düzensiz bir birlik İngiliz kuvvetlerine karşı akınlar ve sabotaj eylemleri düzenledi. Bunun üzerine Mayıs ayında General Townshend kumandasındaki İngiliz ordusu Bağdat'ı ele geçirmek üzere hareket etti. 24 Temmuz'da Nasıriye, 29 Eylül'de Kût'ül-Amâre düştü. 22 Kasım'da Selman-ı Pak Muharebesi'nde Mareşal von der Goltz komutasındaki Türk ordusu bir zafer kazandı; Kût'ül-Amâre Kuşatması'na daha fazla dayanamayan General Townshend komutasındaki İngiliz Ordusu 29 Nisan 1916'da teslim oldu.

1917'de Irak'taki Türk kuvvetlerinin İran'a sevk edilmesi üzerine tekrar harekete geçen İngilizler 11 Mart 1917'de Bağdat'ı ele geçirdi. Bunu izleyen aylarda Musul hariç Kuzey Irak'ın büyük bir kısmı İngilizlerin eline geçti.

Suriye-Filistin Cephesi

değiştir

Cemal Paşa komutasındaki Osmanlı Ordusu, İngiliz idaresinde olan Mısır'ı fethetmek amacıyla 28 Ocak 1915'te Süveyş Kanalı'na saldırdı. Saldırı hezimetle sonuçlandı.

27 Temmuz 1916'da Albay von Kress kumandasında 4. Ordu'nun giriştiği İkinci Kanal Seferi de yenilgiyle sona erdi. Bu olay üzerine İngiliz ordusunun generali Edmund Allenby Mısır'a gönderilerek, bir karşı saldırı için hazırlıklara başladı. Allenby'nin hazırlıkları çerçevesinde, daha önce Suriye ve Filistin'de kazılara katılmış olan Oxford'lu arkeolog ve sanat tarihçisi T. E. Lawrence, Osmanlı idaresine karşı bir Arap İsyanı örgütlemekle görevlendirildi.

27 Haziran 1916'da Mekke Şerifi Hüseyin Osmanlılara karşı isyan ederek Hicaz Krallığı'nı ilan etti. Ürdün, Suriye ve Filistin Araplarının büyük bir kısmı açık veya gizli şekilde Hüseyin ve oğulları Faysal ve Abdullah'ın isyanına katıldı.

Yıldırım Ordular Grubu Kumandanı Alman Mareşal Otto Liman von Sanders 1918 yılının Mart ayında Osmanlı 7. ve 8. ordularının durumunu anılarında anlatır. Orduda Cephane, ayakkabı, yazlık giysi yoktu. Topçu bataryaları atacak mermi bile bulamıyordu. Askerler, kışlık yün giysiler ile 55-60 derece sıcakta ayakkabısız olarak savaşıyordu. Cephe gerisinde ihtiyat birlikleri yoktu onun yerine 200 km uzunluğunda bir boşluk vardı. Atlar ve yük taşıyan hayvanlara bile birkaç aydan beri ne yeterli yiyecek ne de su veriliyordu.[8] 8 Mart 1917'de İngiliz kuvvetleri Gazze'de saldırıya geçerek stratejik Han Yunus mevkiini işgal etti. 6 Kasım 1917'deki Üçüncü Gazze Muharebesi'nde kesin bir üstünlük elde eden İngilizler, 17 Kasım'da Yafa'yı (bugünkü Tel-Aviv), 9 Aralık'ta da Kudüs'ü ele geçirdiler. 21 Şubat 1918'de Eriha düştü. Bunu izleyen aylar, Şeria cephesinde sonuçsuz çarpışmalarla geçti.

I. Dünya Savaşı'nın Osmanlı bozgunuyla sonuçlanmasına ve Suriye'nin elden çıkmasına yol açan son karşılaşma 19 Eylül 1918'de başladı. Bu tarihte Nablus yakınında aniden saldırıya geçen İngiliz kuvvetleri, Mecidiye/Megiddo Meydan Muharebesi'nde Mareşal Liman von Sanders komutasındaki Türk ordular grubunu kesin bir yenilgiye uğrattı. Muharebede, 5 İngiliz ve 1 Fransız tümeninde toplam 50.000 kişiden oluşan düşman kuvvetleri iki Osmanlı ordusunu tümüyle dağıtarak büyük bir kısmını esir aldı. 21 Eylül'de düşman eline geçen Nasıra'da 18.000 asker esir düştü. 22 Eylül'de yerli halkın ayaklanarak Türk karargâhına saldırdığı Şam, 1 Ekim'da İngiliz işgaline girdi. 23 Eylül 1918'de istifa eden Liman von Sanders'in yerine, Yaver-i Fahri Hazret-i Şehriyari unvanı da verilen Mirliva Mustafa Kemal Paşa atandı. 6 Ekim'de Humus, 27 Ekim'de Halep şehirleri de İngiliz kuvvetleri tarafından işgal edildi.

Hicaz-Yemen Cephesi

değiştir

I. Dünya Savaşı boyunca Osmanlı İmparatorluğu 4 Tümenlik bir kuvvetle Arabistan'daki kutsal İslam şehirlerini korumaya çalıştı. 7. Kolordu'nun birer tümeni Hicaz, Asir, San'a ve Hudeybe'de konuşlandırılmıştı. Uzaklık sebebiyle bu tümenlere yeni asker, malzeme ve silah desteği sağlanamıyordu. 1916 yılında İngilizlerin kışkırtmasıyla, Araplar Osmanlı Kuvvetlerine karşı ayaklandı. Mekke Emiri Hüseyin, bağımsızlığını ilan etti. Yemen'de İmam Yahya Osmanlılara bağlı kalırken Asir'de Seyyid İdris de ayaklanmaya katıldı. 1917 Şubatında Hicaz Seferi Kuvvetler Komutanlığı'na atanmak üzere, Şam'a gelen Mustafa Kemal Paşa, Hicaz'ın boşuna savunulmayıp boşaltılmasını istedi. Manevi sebeplerden dolayı bu istek Fahrettin Paşa tarafından uygulanmadı. Komutanlık ataması da yapılmadı. Bin bir güçlükle Medine'yi, Yemen'i, Asir'in kuzeyini I. Dünya Savaşı sonuna kadar savunan 7. Kolordu Mondros Mütarekesi'nden bir müddet sonra, 23 Ocak 1919'da teslim oldu.

Osmanlı Devleti'nin savaştan çekilmesi

değiştir

Osmanlı Devleti Brest-Litovsk Antlaşması ile doğudaki topraklarını kurtardı. Kafkasya'da Ermenilerin, Gürcülerin ve Azerbaycan Türklerinin Bolşevik rejimi tanımayarak bağımsızlıklarını ilan etmeleri üzerine, Kafkasya'ya doğru harekete geçildi. Enver Paşa, buralar alındıktan sonra Türkistan'a sarkarak Orta Asya Türklerini de İmparatorluk içine katarak bir Pan-Türk Birliği kurmak istiyordu. 1918 Eylülünde Türk Kuvvetleri Bakü'ye girdi. Buradan daha öteye gidilirken, Osmanlı Devleti, batıdan İstanbul'a saldırılacağı için, 30 Ekim 1918'de mütareke imzalamak zorunda kaldı.[9]

Osmanlı Devleti Kafkas cephesinde ilerlerken, Filistin ve Irak cephelerinde durumu kötüleşmekteydi. İngilizlerin 40.000 kişilik Türk kuvvetine karşı 200.000 kişilik bir kuvvetle yaptıkları taarruzlar sonunda, Eylül ve Ekim aylarında Amman, Beyrut ve Şam'ı aldılar. Filistin cephesindeki başarılar üzerine, Irak cephesinde bulunan İngiliz kuvvetleri de Musul'u almak üzere harekete geçti ve Mondros mütarekesinden 6 gün sonra, 5 Kasım 1918'de Musul'a girdiler. Filistin ve Irak cephelerindeki yenilgiler üzerine, 1918 Şubatında sadarete gelmiş bulunan Talat Paşa kabinesi Ekim ayında istifa etti. İttihad ve Terakki'nin on yıllık iktidarı bu şekilde sona erdi. Yeni kabineyi İzzet Paşa kurdu. Bulgaristan'ın savaştan çekilmesi üzerine İngiliz ve Fransızlar Trakya'da 7 tümenlik bir kuvvet kurup, İstanbul ve Boğazlar üzerine harekete hazırlanmaya başlamıştı. Güney cephesinden de olumsuz haberler gelince, İzzet Paşa hemen mütareke yapmak istedi.[9]

Savaşın sonucu

değiştir

Cepheden gelen bozgun haberleri üzerine 5 Ekim'de Talat Paşa hükûmeti Wilson Prensipleri çerçevesinde ateşkes isteminde bulundu. 8 Ekim'de İttihat ve Terakki hükûmeti istifa etti. 14 Ekim'de Ferik (general) Ahmet İzzet Paşa yönetiminde "partilerüstü" geçiş hükûmeti kuruldu. 24 Ekim'de İngiltere ateşkes teklifini kabul ederek bir Türk murahhasının Limni Adası'ndaki Mondros (Moudros) limanına gönderilmesini önerdi. Mondros'a giden eski Bahriye Nazırı Rauf Bey 30 Ekim'de savaşın fiili bölümünü sona erdiren Mondros Mütarekesi'ni imzaladı.

Türkiye ile İngiltere, Rusya, Fransa, İtalya ve diğer İtilaf Devletleri arasındaki savaş hali ancak 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması ile sona erdi.

Ayrıca bakınız

değiştir
  1. ^ a b c Broadberry, S. N.; Harrison, Mark (2005). The Economics Of World War I. Cambridge University Press. s. 117. ISBN 0521852129. 
  2. ^ Gerd Krumeich: Enzyklopädie Erster Weltkrieg, UTB, 2008, 3825283968, p. 761 (Almanca).
  3. ^ A Brief History of the Late Ottoman Empire, M. Sükrü Hanioglu, page 181, 2010
  4. ^ "MK/QİO ilə işğalçı qoşunların say tərkibi, silah və hərbi texnikasına BAXIŞ (FOTOLAR) - I Yazı". 23 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Haziran 2023. 
  5. ^ Kostiner, Joseph (1993). The Making of Saudi Arabia, 1916–1936: From Chieftaincy to Monarchical State. Oxford University Press. s. 28. ISBN 0195360702. 
  6. ^ Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; Ana isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: Kaynak gösterme)
  7. ^ A.g.e., s. 51.
  8. ^ Vahdettin, M. Kemal ve Milli Mücadele, yalanlar, yanlışlar, yutturmacalar, Turgut Özakman
  9. ^ a b 20.Yüzyıl Siyasi Tarihi - Fahir Armaoğlu, 5C

Kaynakça

değiştir
  • Edward J. Erickson, Size Ölmeyi Emrediyorum!: Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı Ordusu, Kitap Yayınevi, 2003. (İngilizce Baskının önsözü Hüseyin Kıvrıkoğlu tarafından yazılmıştı)