Vikipedi:Günün maddeleri/Şubat 2018
- 1 Şubat
![]() Çok eski zamanlardan beri yel değirmenleri, buğday öğütmek ve su pompalamak gibi işler için mekanik güç elde etmekte kullanılmıştır. Hollanda'da bulunan yel değirmenleri, karayı denizden ayırmak için su pompalamakla görevlidir. Gelişmekte olan ülkelerde halâ önemli güç kaynağı olmalarına rağmen endüstri bakımından gelişmiş ülkelerde rolleri azalmıştır. Elektrik enerjisi kaynağı olarak kullanılan ilk yel değirmeni 1890 yılında Danimarka'da yapılmıştı. Bu tarihten sonra rüzgârla çalışan değirmenler küçük ev ve çiftliklere elektrik sağlamak için kullanılmıştır. Yel değirmeninin model ve çalışması rüzgâr hızına, yönüne ve yüksekliğine bağlıdır. Rüzgârın saatteki hızı ortalama 29 – 40 km olan yerler yel değirmenleri için uygundur. Saatte 8 km hızı olan hafif rüzgârlar yel değirmenini çalıştıramazlar, güçlü rüzgârlar ve fırtınalar ise yel değirmenini hasara uğratabilirler. Yel değirmenleri genel olarak rüzgârla dönen bazı parçalardan meydana gelir. Başlıca iki çeşidi vardır; yatay eksenli ve dikey eksenli yel değirmenler. Bir yel değirmenini döndüren rüzgârın gücü, hızının küpü, yel değirmenini döndüren pervane çapının karesi ve havanın yoğunluğu ile doğru orantılıdır. Küçük çaptaki rüzgâr güç sistemleri, elektrik ve mekanik güç sağlamak bakımından ekonomik önem taşır. 6 kilowattlık bir rüzgâr jeneratörü, ortalama rüzgâr hızının saatte 16 km olduğu kabul edilirse, ayda 325 kilowatt saat (kWh) elektrik üretebilir. Bu da orta halli bir evin bütün elektrik ihtiyacını karşılamaya yeterlidir. Rüzgâr olmadığı zaman elektrik, rüzgâr enerjisinin kimyasal enerji olarak depolandığı akümülatörlerden sağlanır. (Devamı...) |
![]() Saldana New Jersey'de doğdu. Annesi Porto Rikolu babası ise Dominik Cumhuriyeti'ndendir. Queens, New York'ta büyüyen sanatçının ilk öğrendiği diller İngilizce ve İspanyolca oldu. Zoe, 9 yaşında iken babası bir trafik kazasında öldü. Bunun üzerine annesi Zoe'yi ve Zoe'nin kızkardeşini de alarak Dominik Cumhuriyeti'ne yerleşti. Orada, ülkenin en prestijli dans okuluna devam eden Zoe bale eğitimi aldı ve bir dansçı olmak için çalıştı. ABD'ye geri döndüklerinde lisede tiyatro programlarına yazıldı ve bir oyunculuk kursuna gitti. Aynı zamanda 1990'ların ortalarında Burger King'de kasiyer olarak çalıştı. Saldana, hala programın bir üyesi iken ilk kez bir televizyon yapımında rol aldı, Law & Order dizisinin 13 Ekim 1999 tarihli bölümünde göründü. Bir grup dansçının hikâyesini anlatan Center Stage filminde aldığı önemli rol sebebiyle okulu terketti ve 2000 yapımı bu filmde oynadı. 2002 yılında Britney Spears'ın Crossroads filminde ve Drumline adlı komedi filminde oynadı. Daha sonra Anamaria adlı bir korsanı canlandırdığı 2003 yapımı Pirates of the Caribbean: The Curse of the Black Pearl filminde rol aldı.Devamında birçok televizyon şovu ve filmlerinde rol aldıktan sonra 2004 yılında The Terminal ve 2005 yılında Guess Who filmlerinde oynadı. Juan Luis Guerra'nın "La llave de mi corazón" adlı şarkısının klibinde rol aldı. Uhura rolüyle Star Trek filminin kadrosunda yer aldı. 2009 yılında Neytiri adlı bir Na'vi prensesini canlandırdığı, James Cameron'un Avatar filminde başrollerden birini oynadı. (Devamı...) |
- 2 Şubat
![]() |
![]() Mary babası V. James'in erken ölümü üzerine daha dokuz aylıkken kraliçe olmuştur. Büyükannesi Margaret Tudor VIII. Henry'nin kardeşi oluyordu ve Mary'de bu nedenle Henry'nin çocuklarından sonra İngiliz tahtında hak iddia edebilecek ilk kişiydi. VIII. Henry İskoç ve İngiliz krallıklarını birleştirmek amacıyla oğlu Edward (Daha sonradan VI. Edward) ile Mary'i evlendirmek istemiş ama dönemin yüksek rahibinin bunu onaylamaması üzerine ve Mary 6 yaşında eğitim için Fransa'ya gönderilmiştir. Mary on altı yaşında Fransa Prensi II. François ile evlenmiştir ve kocası bir yıl sonra kral olunca kraliçe olmuştur. Mary güzel, yetenekli ve çalışkandı. İyi bir prenses portresi çiziyordu. Beyaz tenli, ela gözlü ve kızıl saçlıydı ve dikkat çekiciydi. Fransızca, Latince,Yunanca, İspanyolca ve İtalyancayı mükemmel şekilde konuşabiliyordu. Fransa Sarayının gözbebeğiydi. Fakat bu durum çok uzun sürmemiş, Mary evlendikten bir yıl sonra kocası Francois öldükten sonra ülkesi İskoçya'ya geri dönmüştür.Mary bir katolikti ve İskoçya'nın son katolik hükümdarı olma özelliğini taşıyordu. Fransa kralı ve kocası öldüğünde İskoçya'ya geri döndü ve Protestanların iyice arttığı bir ülke gördü. Mary daha sonra kuzeni katolik Henry Stuart ile evlenince üvey kardeşi Moray Dükü James Stuart ve diğer protestanların isyanıyla karşılaşan Mary bu isyanı bastırabilmiştir. Kocası Henry tahta ortak olmak istemiş ve kocası protestanlarla ortak olmuş ve Mary'ye suikast düzenlenmesine önayak olmuştur. Suikast girişimi başarısız olmuş ve Mary Stuart kocasının bu suikastla ilişkisinden haberi olmamış ve birkaç ay sonra Mary kocası ile birlikte Bothwell Dükü James Hepburn'un evine yerleşmiştir. İki ay sonra da oğlu VI. James'i (İngiltere için I. James) doğurmuştur. Daha sonra kocası Lord Darnley evinde gerçekleşen bir patlamayla hayatını kaybetmiştir. (Devamı...) |
- 3 Şubat
![]() Nahçıvan'ın, kuzeyi ve doğusu Ermenistan ile, güneyi ve batısı da İran topraklarıyla çevrilmiş olup, kuzeybatısında yer alan Türkiye ile kısa bir sınırı vardır. Bu sınır bölgesi Türkiye tarafından Dilucu olarak adlandırılmakta olup, Türkiye ile Nahçıvan'ı birbirine bağlayan yol Dilucu'nda Aras Nehri üzerine inşa edilen Hasret Köprüsü'nden geçmektedir. Azerbaycan’ın yaklaşık %6,3’ünü oluşturan Nahçıvan, 5.502,73 km² yüzölçümüne sahiptir (Nahçıvan şehri - 35.48 km², Kengerli İlçesi - 682 km², Culfa İlçesi - 995 km², Ordubad İlçesi - 972 km², Sederek İlçesi - 151.34 km², Şerur İlçesi - 707.5 km², Şahbuz İlçesi - 918 km² olmak üzere). Arazi yapısı dağlık bir nitelik gösteren Nahçıvan'da ovaların toplam araziye oranı % 20, ormanların oranı ise % 2 civarındadır. (Devamı...) |
![]() 18 Eylül 1907 yılında Redondo Beach Kaliforniya'da doğmuştur. Hekim olan babası Dr. Edwin Harbaugh McMillan İngiliz, annesi Anne Marie McMillan ise İskoç asılıydı. Çocukluk yıllarını Pasadena Kaliforniya'da geçirmiş ve eğitimini de yine orada almıştır. Lisan eğitimini California Institute of Technology'de 1928 yılında almıştır. Yine aynı üniversitede bir yıl sonra yüksek lisans yapmıştır. 1932 yılında Princeton Üniversitesi'nden doktora yapmaya başlamıştır. Aynı sene Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley'de de araştırma görevlisi olarak çalışmaya başlamıştır. (Devamı...) |
- 4 Şubat
![]() 1986'da okul arkadaşları arasında kurulan grubun ilk teklisi 1992 yılında piyasaya sürülen Creep'tir. Başlarda fazla ilgi görmeyen parça, grubun çıkış albümlü olan Pablo Honey (1993)'te de yayımlandıktan sonra dünya çapında bir hit haline geldi ve özellikle radyolardan fazlaca ilgi gördü. Radiohead kendi ülkelerinin dışında tek-hitlik mucize olarak görülmüş olsa da kendi ülkeleri Birleşik Krallık'ta ikinci albümleri The Bends (1995)'i çıkararak büyük bir hayran kitlesi elde ettiler. Bu ilginin büyük bir kısmını Thom Yorke'un etkileyici vokalleri ile grubun yoğun gitar atmosferlerine borçluydular. Thom Yorke'un falseto yorumlamaları hayranlar ve eleştirmenler tarafından beğeni topladı. Radiohead'in üçüncü albümü OK Computer (1997), grubun çok daha büyük ilgi görmesini sağladı. Hem zengin müziği hem de modern yaşamdaki yabancılaşma temalarıyla OK Computer, müzik eleştirmenleri tarafından 1990'ların en belirgin eserleri arasında gösterildi. Kid A (2000) ve Amnesiac (2001) yayınlandığında grup şöhretinin zirvesine ulaştı, fakat tarz değişiklikleri eleştirileri beraberinde getirdi. Grup, "Kid A" ve sonraki albümlerde deneysel elektronik müzik ve caza eğilim gösterdi. Altıncı albümleri Hail to the Thief (2003), gitar temelli rock müziği ve elektronik müziğin modern şarkı sözleriyle harmanlanmış halidir. (Devamı...) |
![]() Lorrain'in sanat hayatı neredeyse bütün yüzyıla uzanır. En erken verdiği işler 1620'nin sonunda olanlardı. Roma'da kaldığı uzun süre boyunca neredeyse tüm artistik stillerle ve ana değişimlere tanıklık etti. Gençliğinde çok az orijinal sanatlarla ilgilendiği bilinmektedir. 13 yaşında yerlisi oldugu Roma'dan 1613'te ayrıldı. Sonraki yaşamında on yılını sanatını öğrenmek için çıraklıkla harcadı. Bu dönemden hiçbir zaman kurtulamadı. 1623'te bir yıl Claude Deruet'in çırağı oldu. Çıraklığını tamamladıktan sonra Roma'ya geri döndü. Lorrain'in yaptıgı resimler hakkında dikkatli kayıtların 1630 yılına kadar tutulmamasına rağmen, genellikle 1630 civarında tarihlenmişti. Sonra her yaptığı resmin kaydını tutmaya karar verdi. Bu formlar Liber Veritatis'in içindedir. Bir resmi bitirdiğinde, çekilişteki her alıcıyı dikkatlice işaretledi ve her kompozisyonuna bir anlam verdi. (Devamı...) |
- 5 Şubat
![]() Ali Fethi Bey, Paris Büyükelçiliği’nden dönüşünde Gazi Mustafa Kemal’in önerisi ve onayıyla Serbest Cumhuriyet Fırkası’nı kurdu (12 Ağustos 1930). Programında, partinin cumhuriyetçilik, milliyetçilik ve lâiklik ilkelerine bağlı olduğu vurgulanıyor, yabancı sermayenin ülkeye girmesinin özendirilmesi isteniyor, ekonomik yaşamda sürekli devlet müdahalesine karşı çıkılıyordu. SCF kısa sürede geniş bir destek kazanarak Cumhuriyet Halk Fırkası (CHF) yönetimini kaygılandırdı. SCF’nin iktidara ancak cumhurbaşkanıyla çatışarak gelebileceğini kavrayan Fethi Bey bunun çok ağır sonuçlar yaratacağı inancıyla, 17 Kasım 1930'da Dahiliye Vekâleti’ne başvurarak SCF’nin feshedildiğini açıkladı. Türkiye'de ekonomik kriz daha milliyetçi elitler fark etmeden önce ülkeye yayılmıştı. 1927 yılında tarımsal ürünlerin fiyatlarının düşüşü ile başlayan Türkiye krizi 1929'daki Büyük Buhran'dan sonra Üçüncü Dünya'ya kredi akışının zayıflamasıyla birlikte yeni bir evreye girdi. Bu noktadan sonra, Türkiye’de ekonomik buhran çok yüzlü ve çeşitli gruplar üzerinde farklı sonuçları olan toplumsal bir olaya dönüştü. Anadolu köylüsü ekonomik krizi vergiler, borçlar ve kredi yokluğundan dolayı tefeci sermayesine artan bağımlılık olarak yaşadı. Krizin niteliği ise coğrafi bölgelerin piyasayla kurdukları farklı ilişki biçimleri üzerinden şekillendi. Dış piyasalar için üretim yapan bölgeler krizden en çok etkilenen yerler olurken, iç pazara yönelik üretim yapan köylüler onları izledi. (Devamı...) |
![]() Antik yazarlar Aspasia'nın aynı zamanda bir genelev işlettiğini ve fahişe olduğunu da yazar. Ancak bu bilgiler günümüz bilim insaları tarafından, Perikles'i küçük düşürmeye çalışan komik yazarlarca ileri sürüldüğü aktarılmakta ve bu konu halen tartışmalı bir konu olarak görülmektedir. Hatta bazı araştırmacılar Aspasia’nın hetaera ya da fahişe olduğu yönündeki tarihsel geleneği de sorgulayarak, Perikles ile evlenmiş olabileceğini de ileri sürmektedir. Aspasia'nın Perikles’ten olan oğlu Genç Perikles daha sonra Atina'da general olmuş ve Arginusae Savaşı'ndan sonra idam edilmiştir. Perikles'in ölümünden sonra, Aspasia'nın başka bir Atinalı devletadamı ve general olan Lysikles ile birlikte olduğuna inanılır. Aspasia, günümüzde Aydın ili sınırları içinde yer alan, antik Yunan dönemindeki İyonya şehri Milet’de doğmuştur. Babasının adının Axiochus olduğu dışında ailesi hakkında fazla bir bilgi yoktur ancak aldığı mükemmel eğitimi yalnızca zengin ailelerin sağlayabileceği düşünülürse, böyle bir aileden geldiği açıktır. Bazı antik kaynaklar ise Aspasia’nın Karya'lı bir savaş esiri olduğunu belirtir ancak bu bilgiler genellikle yanlış olarak kabul edilir. Atina’ya ilk olarak ne şartlar altında gittiği bilinmemektedir. 4. yüzyıla ait ve üzerinde Axiochus ile Aspasius’un adları bulunan bir mezartaşının bulunması, tarihçi Peter K. Bicknell’ın Aspasia’nın aile geçmişini ve Atina ile olan bağlantılarını yeniden ortaya çıkartmasına öncülük etmiştir. (Devamı...) |
- 6 Şubat
![]() Kaykay sporu; kaykayı oluşturan parçalar, kendisine özel ayakkabı, kıyafet ve aksesuarların üretimi ve pazarlanması yanı sıra kaykay parkları'nın kurulması ve işletmesi, yerel ve uluslararası yarışma organizasyonları ile çok büyük bir endüstri, ekonomi ve kültür haline gelmiştir. Kaykay tahtası kaykayın gövdesini şekillendirir ve ayakta duracak alanı oluşturur. Kaykaycının ayağına daha çok sürtünme oluşturarak ayağının altından kolayca kaymasını önlemek için kendinden yapışkanlı zımpara ile kaplanır. Çoğu tahta 7 kat çapraz iliştirilmiş Kuzey Amerika maple ağacından yapılmıştır. Zaman zaman tahtanın yapımında fiberglas, bambu, karbon lifi gibi daha egzotik maddeler tahtayı daha sağlamlaştırmak, hafifletmek ve performansını artırmak amacıyla hammaddesine eklenir. Genelde tahtalar 19 ila 20,5 cm genişliktedir. Tekerler, genellikle poliüretandan yapılır ve kayış stillerine göre değişik şekil ve ölçülerde olur. 65–90 mm gibi daha geniş ölçülerde olanlar daha hızlı döner ve güzergahtaki ufak taşlar gibi engeller üzerinde daha rahat hareket ederler. 48–54 mm gibi daha küçük ölçüde olanlar tahtayı yere daha yakın tutar , ivmelenmek için daha az enerjiye ihtiyaç duyar ve daha alçak bir yerçekim merkezi oluştururlar ancak büyük ölçülü olanlar kadar hızlı değildirler. (Devamı...) |
![]() Harold Lloyd, Charlie Chaplin ve Buster Keaton gibi sessiz film döneminin özgün ve etkili sanatçılardan biriydi. 1914 ve 1947 yılları arasında 200'e yakın film çekti. Bunların bir kısmı sessiz film, bir diğer kısmı da "talkies" diye adlandırılan sesli filmlerden oluşur. Yarattığı "Glasses Character" olarak da bilinen becerikli, tuttuğunu koparan azimli genç adam karakteri 1920'lerin Amerikasının ruhuna bir hayli uyunca başarılı olmuş ve Lloyd'u alanında özgün bir isim haline getirmiştir. Harold Loyd filmleri, bugünün izleyicisinde bile heyecan yaratabilecek, gözüpek bir fiziksel beceriyi gerekli kılan ustalıklı sahneleri ile hatırlanmaya devam etmektedir. Haunted Spooks adlı filminin çekimleri sırasında bir patlayıcı nedeniyle sağ elinin baş ve işaret parmaklarıni kaybetmesine rağmen filmlerindeki beceri gerektiren tehlikeli tırmanış sahnelerinin pek çoğunda yine de kendisi oynamış ve çekimlerde elindeki sorunu gizlemek için protezli özel bir eldiven kullanmıştır. Harold Lloyd'un Safety Last! filminde bir gökdelenin tepesindeki saatin yelkovanına tutunmuş haldeki görüntüsü, sinema dünyasının en unutulmaz karelerinden biri haline gelmiştir. Ortalamaya vurulduğunda, Lloyd'un bireysel filmleri Chaplin'inkilere kıyasla ticari olarak daha az başarı kazanmışa da, Chaplin'in toplamdaki 10.5 milyon dolarına karşılık Lloyd 15.7 milyon dolar kazanmıştır. Bunun sebebi de Lloyd'un sürekli çalışması ve film çekmesidir; zira Lloyd 1920'ler boyunca uzun metrajlı yirmi film yapmışken, Chaplin'in sadece üç filmi gösterime girmiştir. Lloyd, James Darsie Lloyd ve Elizabeth Fraser çiftinin çocuğu olarak Burchard, Nebraska'da doğdu. Baba tarafından ataları Amerika'ya İngiltere'nin Galler bölgesinden gelmişti. Babasının sayısız iş girişiminin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından aile ülkenin batısına taşındı. (Devamı...) |
- 7 Şubat
![]() Elektrikli telgraflar, bir verici, bir alıcı ve ikisi arasına çekilmiş elektrik hattından meydana gelir. Vericiye maniple denir. Maniple, telgraf şebekesindeki elektrik akımını açıp kapayan anahtarlardır. Manipleye basınca devre tamamlanır ve telgraf şebekesinden akım geçer. Karşı tarafta ise alıcılar vardır. Alıcılar, elektro mıknatıs bobinlerden yapılmışlardır. Elektro mıknatısın karşısında ileri geri hareket edebilen madeni bir çubuk vardır. Bu çubuk elektro mıknatıstan akım geçtiği zaman hareket eder. Çubuğun ucundaki mürekkepli kalem bir kâğıt şerit üzerine nokta (.) veya çizgi (-) şeklinde şekiller çizer. Sesle çalışan alıcılar da vardır. Bunlar kâğıt bir şeride yazı yazmak yerine, sert bir cisme vurarak tıkırtı çıkarırlar. Tecrübeli telgraf operatörleri, bu tıkırtıları dinleyerek mesajı çözerler. Burada kısa tıkırtı nokta (.), uzun tıkırtı çizgi (-) anlamına gelmektedir. Claude Chappe, 1792 yılında telgraf adında bir sistem ortaya attı. Tepelerin üzerine kurulmuş kulelerden bir ağ oluşturuldu ve her kulenin üzerinde 49 değişik konuma ayarlanabilen iki uzun kola sahip bir makine vardı. Her konum bir harfe veya bir rakama karşılık geliyordu. Bu sistem çok başarılı oldu. 19. yüzyılın ortalarında Fransa'daki kule ağı yaklaşık olarak 4828 kilometreydi. 1830 yılında ABD'li Joseph Henry (1797-1878), elektrik akımını teller vasıtasıyla uzaklara taşıyıp, oradaki bir zili çalıştırdı. Zil bir elektromıknatısa bağlıydı. Bu elektrikli telgrafın doğuşuydu. (Devamı...) |
![]() 626-649 yılları arasında iktidarda kalmıştır. Li Shimin 617 yılında babası Li Yuan önderliğinde en önemli rakiplerini yenerek Sui Hanedanı'nı devirerek Tang Hanedanı'nı kurmuştur. Sonradan tören ile babası Li Yuan ve Li Shimin hanedanın ortak kurucu olarak anılmıştır. Çin'in en önemli hükümdarları arasında kişi olarak en fazla çekici olanı Li Şimin'dir. Sui döneminin son yıllarında, Çin'in birçok yerinde haydutlar ve asiler cirit atarken, o, babası olan Tang beyi Li Yuan'ı kendini imparator ilan etmeye ikna etti. O zaman Şimin sadece 16 yaşındaydı ve 24 yaşına kadar savaşarak barışı kurmaya ve hanedanı güvenli kılmaya çalıştı. Kendisi hem merhametli ve halkın yaşam koşullarıyla ilgili, hem de korku ve yorulmak bilmezdi. Çok zaman savaşlara bizzat kendisi komuta eder, askerlerinin ön saflarında, at değiştirerek koşturur, düşman komutanlarla savaşır, pazarlık ederdi. Siyasal lider olarak, etrafında ermiş ve geniş görüş açısına sahip insanlar toplamıştı. Tang kurumlarının çoğu Sui örneğini devam ettirmişse de, bunların işleyiş tarzı, 23 yıl sürmüş olan Li Şimin döneminin uygulamalarıyla şekillendi. Tang kurumları zamanın en mükemmeli haline gelmişti. Bunun önemli bir kısmı bu genç ve Tang Hanedanı'nın gerçek kurucusu olan Şimin sayesinde gerçekleşmişti. Babası tahtta iken ülke iç karışıklıklar ve devrilen Sui Hanedanı'ndan kalan derebeylerin kışkırtmaları ve çıkan isyanlar bunu pekiştiren Göktürk akınlarıyla zor günler geçirmekteydi. (Devamı...) |
- 8 Şubat
![]() Rüzgâr sörfü sporu hem yelkenli hem de sörf sporlarının temel öğelerini birleştiren ve kaykay, snowboard, su kayağı, wakeboard gibi diğer bazı sporların da atletik olarak belirli bazı öğelerini paylaşan bir spordur. Her ne kadar bir yelkenli teknenin küçültülmüş hali gibi bir görüntü verse de, rüzgâr sörfü başka hiçbir yelkenli tekne tasarımının teklif edemeyeceği deneyimler sunar. Rüzgâr sörfü yelkenli tekneler arasında dünya hız rekorunu elinde tutmaktadır. Rüzgâr sörfünde zıplanabilir, ters taklalar atılabilir, kişi kendi etrafında hızlı dönüşler yapabilir ve diğer başka hiçbir yelkenlinin yapamayacağı serbest stil hareketler gerçekleştirilebilir. Her ne kadar rüzgâr sörfü yapabilmek için dalga gerekmese de dünyanın en büyük dalgalarına ilk binenler yine rüzgâr sörfçüleri olmuştur. Rüzgâr sörfü hız, slalom, etap yarışı, dalga, süperX, ve serbest stil olmak üzere birbirinden farklı bazı disiplinleri içerir. Rüzgâr sörfü her ne kadar 0 ile 95 km / saat hızında esen rüzgârlarda yapılabilse de birçok eğlence maksatlı yelkenci için 25 ile 45 km / saat arası hızlarda esen rüzgârlar ideal olarak suyla teması en aza indiren kızaklama şeklinde seyir şartları sağlar. Daha hafif esen rüzgârlar yer değiştirme şeklinde seyir ile sonuçlanır. (Devamı...) |
Stephenson ilk olarak Newcastle'da bir kömür madeninde işe başladı. Burada kömür yüklü kantarları çekecek lokomotifler inşa etti. İlk olarak kömür ile çalışan lokomotifleri inceledi. Daha sonra buharlı makineler hakkında bilgisi arttı ve on yıl içinde bunları da inşa etmeye başladı. Stephenson 1814'te kömürle çalışan bir seyahat lokomotifi tasarladı. Bu 30 tonu çekebilirdi. Kömürle çalışan flanşlı ve rayları tam kavrayabilen tekerleri icad etti. Daha sonra bunu buharlı lokomotiflerine uygulayacaktır. Birçok tasarım yaptı. (Devamı...) |
- 9 Şubat
![]() Ekim 2014 itibarıyla I. araguaiaensis "Deniz Memelileri Komitesi" tarafından ayrı bir tür olarak kabul edilmemektedir. Komitenin yayınladığı taksonomiye göre I. araguaiaensis bağımsız bir tür değildir. I. araguaiaensis'' ayrı bir tür olarak ilk kez 22 Ocak 2014 tarihinde tanımlanmıştır. Bu tanınmada temel nükleer mikrosatelit ve mitokondriyal DNA verileri rol oynamıştır. Ayrıca benzer canlılar olan Amazon nehir yunusu ve Bolivya nehir yunusu'na göre diş sayısının farklı olduğu tespit edilmiştir. Cinsin üyeleri gri-pembe bir renge sahip olup 153 ila 2,6 m (502 ila 8,5 ft) arasında vücut uzunluğuna sahiptir. Dorsal sırt bölgesinde yüzgeç bulunur. Boyun omurları başlarını döndürmek için kaynaşmıştır. Bu durum onları keskin dönüş yapmalarını sağlamaktadır. Diğer nehir yunusları gibi I. araguaiaensis de göze çarpan bir alına ve uzun bir buruna sahiptir, buna karşın deniz yunuslarına oranla küçük gözleri vardır. Çünkü yaşadığı ortam genellikle bulanıktır ve görüş alanları bu sebeple gelişmemiştir. Ana besin kaynakları ekolokasyon kullanarak buldukları balıklardır. (Devamı...) |
![]() |
- 10 Şubat
![]() Bir isyanı bastırmak için ordularıyla Burhanpur'a giden Şah Cihan'a, dokuz aylık hamile olmasına rağmen her zamanki gibi eşi Mümtaz Mahal (Ercümend Banu Begüm) de eşlik etmişti. Mümtaz Mahal, 14. çocuklarını doğurduktan sonra kanama sebebiyle öldü.(1631) Şah Cihan, eşinin ölümünden sonra 2 yıl yas tuttu. Artık devlet işlerine ilgisini kaybeden hükümdar, teselliyi sanat ve mimaride buldu. Eşinin ölümünün ertesi yılı 1632'de Tac Mahal'in temeli atıldı. Efsaneye göre yapımı bittikten sonra, türbe işçilerinin kolları aynı yapıttan bir tane daha yapılmaması için kesilmiştir. Bugün Hindistan'ın en fazla turist çeken bölgesi. Ancak çevresinde oluşan çarpık yapılaşma, bu tarihi yapıtın geleceğini tehdit ediyor. Bulunduğu şehrin birçok noktasından açıkça görülebilen Tac Mahal, Türk-İslam Mimarisi'nin en önemli yapıtları arasında yer almaktadır. (Devamı...) |
![]() 1936'da Prag'da doğdu. Prag Sanat Akademisi'nde drama üzerine eğitim gören Havel, en bilinen tiyatro eseri The Garden Party'yi 1963 yılında yayımladı. 1968'deki Prag Baharı'ndan sonra gerçekleşen Varşova Paktı'nın Çekoslovakya'yı İşgali'nden sonra kara listeye alınarak siyasi faaliyetlerde bulunması ve yazı yazması yasaklanan Havel, yaklaşık 4 yıl cezaevinde yattı. Ancak çalışmalarını ve fikirlerini açıklamayı sürdüren Havel, 18 gün süren kitlesel gösterilerden oluşan ve hükümetin devrilmesiyle sonuçlanan, 1989'daki Kadife Devrim'in öncüsü oldu. 29 Aralık 1989'da devrimi gerçekleştiren Yurtaşlık Forumu tarafından Çekoslovakya Devlet Başkanlığı'na getirildi. 1990'da yapılan serbest seçimlerde Cumhurbaşkanı oldu. 1992'nin Aralık ayında ülkenin Çekya ve Slovakya olarak barışçıl bir şekilde ikiye bölünmesinde de önemli rol oynayan Havel, yeni Çek Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanı seçildi. (Devamı...) |
- 11 Şubat
![]() 1891 yılında Whitcomb Judson adlı Amerikalı mucit tarafından icat edildi. 1913 yılında Gideon Sundback tarafından geliştirilerek bugünkü modern fermuar icat edildi. 1918 yılına kadar yalnızca kovboy çizmelerinde kullanıldı. Elbise, valiz, çanta, çadır, uyku tulumu gibi tekstil ürünlerinde sıkça kullanılır. Yerine düğme, çıtçıt, bağcık, cırt-cırt da kullanılabilir. Günümüzde metal ya da plastikten oldukça ucuza imal edilebilmesine rağmen, tek bir dişin bozulmasıyla ürün fonksiyon dışı kalabilir. Çünkü bir diş kırılınca diğerleri de kullanılamaz hale gelir. Fermuar kullanılarak bitiştirilecek iki yaka, genelde sayıları 10 ile 100 arasında değişen ve birbiri içine geçebilen özel dişler içeren kumaş bantla donatılır. Fermuar, iki yaka arasında gidip gelebilen ve elle kontrol edilen özel bir sürgü sayesinde açılır ya da kapanır. Sürgünun içinde yer alan Y-şeklindeki kanal, dişleri sıkıştırarak birleştirir ya da ayırır. (Devamı...) |
![]() 1543 yılında ölümünden kısa bir süre önce yayımlanan kitabı De revolutionibus orbium coelestium (Göksel Kürelerin Devinimleri Üzerine) bilim tarihinde önemli bir olay olarak kabul edilmektedir. Bu kitap Kopernik Devrimini başlatmıştır ve bilimsel devrime önemli ölçüde katkı sağlamıştır. Kopernik, 1466 yılından beri Polonya Krallığı'nda bir bölge olan Royal Prussia'da doğmuş ve ölmüştür. Kopernik’in kilise hukuku üzerine doktorası vardı ve aynı zamanda diplomasız olarak bir doktor, polyglot (çok dil bilen insan), klasik âlim, vali, diplomat ve ekonomide günümüze kadar temel bir kavram olan Miktar Teorisi’ni yazıya döken ve Gresham Yasasının bir versiyonunu Gresham’dan önce 1519 yılında formülleştiren bir ekonomistti. Nikolas Kopernik, 19 Şubat 1473'te bir Prusya şehri olan Thorn'da doğdu. Babası Krakovlu bir tüccar, annesi de varlıklı bir ailenin kızıydı. Nikolas dört çocuklu bir ailenin en küçüğü idi. Kardeşi Andreas (Andrew) Frauenburg’da Augustinyan rahipti. Kız kardeşi Barbara Benedikt'in rahibesiydi ve son yıllarında Kulm’daki manastırın baş rahibesi oldu. 1517 yılından sonra öldü. Diğer kız kardeşi Katharina ise hem iş adamı hem de Thorn valisi olan Barthel Gertner ile evliydi. Barthel erken yaşlarda ölünce geride bıraktığı beş çocuğuna Kopernik baktı. Kendisi hiç evlenmemiş ve çocuk sahibi olmamıştır. (Devamı...) |
- 12 Şubat
![]() Napolyon Savaşları, Fransız Devrimi’nin ardından, monarşiye karşı fikirlerin ve siyasal etkinliklerin Avrupa’nın bütününe yayılmasını engellemeye çalışan Fransa dışındaki devletlerin oluşturduğu Koalisyon güçleriyle Fransız Devrim Orduları arasında Napolyon’un siyasi ve askeri liderliği altında sürmüş çatışmalardır. I. Koalisyon, 1792 yılında 1. Fransa Cumhuriyeti’ne karşı Büyük Britanya, Avusturya Arşidüklüğü, Prusya Krallığı, Sicilya ve Piemonte tarafından oluşturulan ilk koalisyondur. 1796 yılında, Alpler Ordusu'nun başkomutanlığına atanan Napolyon, yetersiz donatılmış ve her türlü ikmal malzemesi açısından ihmal edilmiş olan bu orduyu kısa süre içinde savaşabilecek bir duruma getirdi. Aslında Napolyon’un İtalya Seferi için emrine verilmiş olan ordu, bu çapta bir harekat için yetersiz bir askeri güçtür. Emrindeki üst rütbeli subaylar, kendisi gibi Fransız Devrimi sonrasında hızla terfi etmiş, ama deneyimsiz subaylardır. Hızlı terfi etmelerinde, savaş alanlarında gösterdikleri beceri ve yeteneğin payı büyüktür, ama bu çapta birliklere komuta etmeleri yeni bir deneyim olacaktır. İtalya Seferi’nde Napolyon’un kurmayları, daha sonraki muharebelerde de birlikte çarpışacağı subayları olacaktı. (Devamı...) |
![]() 30 Ekim 1973'te, Orangeville, Ontario, Kanada'da doğan Edge'in annesi Judy Edge, oğlunu yetiştirmek için iki ayrı işte çalışmış bekar bir anne idi. Edge, babası ile hiç tanışmamış, bir fotoğrafını bile görmemiştir. Mr. Perfect, Randy Savage, Hulk Hogan, Ricky Steamboat, Shawn Michaels ve Bret Hart en sevdiği güreşçilerin arasındadır. 18 yaşına geldiğinde profesyonel güreşçi olma isteği ile ilgili bir kompozisyon yarışmasını kazanan Edge, ödül olarak Sully's Gym'de ücretsiz güreş eğitimi teklifi aldı. Kazanması sonucunda Toronto'da Sweet Daddy Siki ve Ron Hutchinson tarafından eğitildi. Güreş isteklerini bir kenara bırakarak faturalarını ödemeye yardımcı olan Edge, güreş dışında çeşitli işlerde çalışmış ve Humber Kolejinden radyo yayıncılığı konusunda diploma alarak mezun olmuştur. 1990'lara doğru Edge, Sexton Hardcastle adı altında Ontario ve ABD'nin Büyük Göller yöresi'ndeki çeşitli bağımsız alanlarda yer aldı. Joe Legend ile Sex and Violence (Seks ve Şiddet) bağ takımının bir parçası olmuştur. 1997'de Sex and Violence; Christian Cage (Edge'ın çocukluk arkadaşı Jason Reso), Bill Skullion ve Rhino Richards'ı da alarak "Thug Life" adında bir takıma dönüşmüştür. Bu bağımsız kariyeri boyunca Legend ile ICW/MWCW Ortabatı Birleştirilmiş Bağ Unvanı'nı kazanmıştır. Parlamaya başladığı 1990'lı yıllardan itibaren güreşe ortak ilgi duydukları lise arkadaşı Christian ile tam 7 kere Tag Team kemeri kazanmıştır. Sonra hikâye gereği Christian, Edge'e saldırmıştır. Edge bundan sonra tek başına başarı göstermeye çalışmış Rey Mysterio, Hulk Hogan, Chris Benoit gibi isimlerle takım olmuş ve önemli başarılara imza atmıştır. Eylül 2004'te geçirdiği sakatlıktan dolayı Kıtalararası Kemerini bırakmak zorunda kalmış, sakatlık sonunda iyi adam rolü tutmadığı için o da "Rated R Superstar" olmuştur. Ekim 2004 başlarında takım arkadaşları Chris Benoit ve Shawn Michaels'a saldırmıştır. (Devamı...) |
- 13 Şubat
![]() Yaklaşık elli tür barındıran cins oldukça çeşitlidir. Türlerin büyük bir kısmı küçük (yaklaşık 1 cm veya daha küçük çapta) ve yassı 5 mavi taçyaprağa sahip çiçekler açarlar. Baharda açan çiçeklerde renk çeşitliliği sıklıkla görülebilir; genel olan mavi rengin dışında beyaz ve pembe renkler de sıklıkla görülebilir. Gölgeyi tercih eden bitki bahçelerde oldukça yaygındır ve kültive edilmiş olanları sıklıkla birkaç renkte çiçek açarlar. Oldukça geniş bir alana dağılmış olan cinsin birçok çeşidi Yeni Zelanda'ya özgüyken, birkaç Avrupa türü mevcuttur. Çiçeğin bazı türleri, özellikle de Myosotis sylvatica, Avrupa, Asya ve Amerika'daki ılıman bölgelere götürülmüştür ve buralarda da görülebilir. ABD'de Myosotis alpestris Alaska eyaletinin resmi çiçeğidir. (Devamı...) |
![]() Boshin Savaşı'nda (1868-69), Meici hükümeti adına ülkenin kuzeyindeki Hokkaido Adasını ele geçiren imparatorluk kuvvetlerine komuta etti. 1870'te bu geri kalmış bölgeyi yerleşime açıp kalkındırmakla görevlendirildi. Adaya Amerikalı tarım uzmanları getirip göçmenlere mali kaynak sağlayan ve yeni sanayilerin kurulmasını özendiren Kuroda'nın çabaları sonucu, 10 yıl içinde nüfus dört katına çıktı ve üretimde önemli artışlar sağlandı. Böylece Hokkaido, Rus yayılmacılığına karşı en iyi korunan Japon adalarından biri surumuna geldi. Hükümette hızla yükselen Kuroda, 1879'da halkın temsilcilerinden oluşan bir meclis kurulmasını engellemeye çalışmış tek hükümet üyesi olmasına karşın, 1888'de başbakanlığa getirildi. Ama Japonya'nın Avrupa devletlerinin baskıları karşısında 1850'lerde imzalamak zorunda kaldığı "eşitsiz antlaşmalar"ın gözden geçirilmesi konusunda doğan bir anlaşmazlık nedeniyle 18 ay sonra başbakanlıktan istifa etti. Bununla birlikte hükümette başka görevler üstlenmeyi sürdürdü ve genro'nun önde gelen bir üyesi olarak ölümüne değin hükümetin izlediği politikalar üzerindeki etkisini korudu. (Devamı...) |
- 14 Şubat
![]() |
![]() |
- 15 Şubat
![]() |
- 16 Şubat
![]() |
![]() |
- 17 Şubat
![]() |
![]() |
- 18 Şubat
![]() |
![]() |
- 19 Şubat
![]() |
![]() |
- 20 Şubat
![]() |
- 21 Şubat
![]() |
![]() |
- 22 Şubat
![]() |
![]() |
- 23 Şubat
![]() |
![]() |
- 24 Şubat
![]() |
![]() |
- 25 Şubat
![]() |
![]() |
- 26 Şubat
![]() |
- 27 Şubat
![]() |
![]() |
- 28 Şubat
![]() |
![]() |